Fındık Güzeli-Texting

By mesleksahibiyazar

771K 33K 9.2K

Genç adam sinirle ellerini saçlarına daldırdı. Karşısındaki kişiye bir türlü yanlış numara olduğunu anlatamam... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
Karakter tanıtımı
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
FİNAL
Özel bölüm 1
Instagram bölümü
DUYURU

37. Bölüm

6.7K 445 307
By mesleksahibiyazar

Selamün aleyküm canolar.

Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Beni sorarsanız şu savaş bitse çok iyi olacağım. Hayır sanki ortalık sakinmiş gibi K.Kore gitmiş füze atmış ulan bir rahat durun beee.

Neyse neyse.

Hehehehhe noldu hani geçiyordunuz sınırı geçemediniz böyle msmsmdmms iyi oldu bölümleri de yetiştiriyorum

Ayyyyy ben Yiğit Alp ve Asya'nın yatakta gülerken ki hallerini buldum aha alta koyuyorum

Ayy ben en son sevenleri ayırmıştım de mi? Jdjsksjksksnsjs

Keyifli okumalar.
...........................................................

Bir ay sonra:

Asya'dan;

Kar yağdığını görünce cama yaklaştım. Çok güzel yağıyordu bir süre sessizce karı izlerken aklıma sokak hayvanları ve askerlerin gelmesiyle üzüldüm. Allah bilir dağda hava ne kadar soğuktur. Allah'ım sen askerlerimize yardım et Yarabbim.

Gözlerimin dolmasıyla hızla başımı iki yana salladım. Yiğit Alp'i neredeyse 1 aydır görmemiştim. Sadece Melik aracılığıyla albaydan yaşadıkları ve durumlarının iyi oldukları hakkında bilgi alıyorduk. Özlemim ağır basınca bana verdiği anahtarı aldığım gibi evden dışarı çıktım.

Hızlıca merdivenleri çıkıp anahtarla kapıyı açtığım gibi içeriye geçtim. Bir süre sadece evde dolaştıktan sonra onun odasına geçip en son beraber uyuduğumuz yatağa baktım. Hızlıca yatağa alıp hâlâ az da olsa kokusu olan yastığa sarıldım. 1 ay boyunca her özlediğim de buraya gelmiştim. Melda ablayla da bu süreçte hep görüntülü konuşmuştuk. Öylece yastığa sarılmış yatarken telefonumdan gelen bildirim sesiyle istemeye istemeye cebimden telefonu çıkardım.

Mesaj hepimizin olduğu bir gruptan gelmişti. Bu grupta bizim kızlarda vardı.

Soğuk espri kralım=*Fotoğraf*

(Üzerlerinde forma ve yüzlerinde siyah siyah boyalar olduğunu düşünün bu arada karakterler bunlar değil sadece temsili)

Soğuk espri kralım= Bizimkilerden iyi haber geldi 1 haftaya dönüyorlarmış bu da fotoğrafları
Soğuk espri kralım= Nerede çakal varsa hepsini öldürmüşler benim Kartallarım.

Gördüğüm şey ile çığlığı basmam bir olmuştu. Yiğit Alp bir hafta içinde dönecekti. Yiğit Alp bir hafta içinde dönecekti. Yiğit Alp bir hafta içinde dönecekti. Yiğit Alp bir hafta içinde dönecekti. İçimde defalarca bunu tekrarlayıp hızla bu güzel haber için Melda ablayı aradım.

Birkaç çalmadan sonra açmıştı. "Efendim güzel kızım bir gelişme mi var?" uykulu bir şekilde konuşmasıyla kaşlarımı çattım. Saat kaçtı ki? Saate baktığımda 22.59 olduğunu fark ettim. Aferin Asya bu saatte kadını uyandırdın. Melda ablanın bana seslenmesiyle telefonu kulağıma götürüp güzel haberi verdim. "Yiğit Alp'ler bir hafta içinde geleceklermiş ve fotoğraf atmışlar." ilk biraz sessizlik olurken hemen sonrasında gülerek "Allah'ım sana şükürler olsun Yarabbim. Yavrumu tekrardan bana bağışladın. Kızım sana zahmet o fotoğrafı bana atabilir misin?" demesiyle ilk önce hızla başımı sallarken sonra görmediği aklıma gelince anında cevap verdim "Tabi hemen atıyorum. Bu arada kusura bakmayın sizi de uyandırdım haberi öğrenince size de haber vermek istedim." karşıdan biraz hışırtı geldikten sonra "Ne kusuru güzel kızım bana çok güzel bir haber verdin Allah razı olsun senden." gülümseyip fotoğrafı ona attım. Biraz daha konuştuktan sonra telefondan resmi alıp Yiğit Alp'in fotoğrafını büyütüp ona baktım. Sakalları hafif uzamıştı, yüzünde ufak tefek yaralar vardı ve fazla gururla bakıyordu. Bir süre sadece onu inceledikten sonra yataktan kalktım. Dolabına ilerleyip doğum günü hediyesi olarak aldığım sweati üzerime geçirdim. Saynur'a kısa bir mesaj yazıp yatağın içine girdim. Gruba şöyle bir baktığımda konuştuklarını görsem de katılmayıp gözlerimi kapattım.

••Sabah••

Telefonumun çalmasıyla gözlerimi açmak zorunda kaldım. Hayır çalar çalar susar diye bakmıştım ama susmuyordu. Telefon elime gelince gözümü açmadan direkt açtığım gibi konuşmaya başladım "Güzel kardeşim  benim sen niye iki de bir arıyorsun açmiyorsam demektir ki işim var. Sen niye zırt pırt arıyorsun?" Sona doğru iyice yükselirken "Kardeşim mi?" Duyduğum sesle anında gözlerimi açtım karşımda gördüğüm Yiğit Alp'le hızla yattığım yerden doğruldum. Gözlerimin kararmasıyla birkaç saniye gözlerimi kapatıp tekrardan açtım. Yiğit Alp kanlı canlı karşımda duruyordu.

Bir şey diyemeden ağzım açık bir şekilde yüzüne bakakalmıştım. O ise kocaman gülümsemesiyle bana bakıyordu. Jeton düşünce hızlıca konuşmaya başladım "İyisin de mi bir şeyin yok, Allah'ım sana şükürler olsun, aklım çıktı sana kötü bir şey olacak diye, ayy seni çok özledim ben ya, of ben yine çok konuştum sen hiç konuşamadın of hay ben çeneme ya." gülerek beni dinliyordu sonunda susmamla "Bu konuya açıklık getirdiğimizi sanıyordum." kaşlarımı çatıp biraz düşündüm ne açıklığı ya "Ne?" diye sormamla arkasına yaslandı "Diyorum ki sen konuştukça ben mutlu oluyorum sen niye şikayetçisin anlamıyorum." Ha doğru evet böyle konuşmuştuk off konuştuğumuz konuya gel "Hee şey neyse boş ver şimdi onu bunu ilk soruma gelelim nasılsın?" 32 diş sırıtarak yüzüne baktım. Yüzüme uzun uzun bakıp "Seni gördüm ya daha iyiyim." ben seni yerim ya. Sırıtmam kocaman bir gülümsemeye dönerken bir süre birbirimize baktım.

Ben ona kanlı canlı sarılmak istiyordum o da olacaktı İnsaAllah. Bir anda kaşlarını çatıp üzerime baktı "Sen neredesin orası benim odam mı ve üzerindeki sweat doğum gününde bana aldığın sweat mi?" Bir sure anlamsızca yüzüne bakıp ne dediğini anlamaya çalıştım.

Jetonun düştüğünde her şey çok geçti. Yok aga vallahi çocuk hiç ayrılmayı düşünmediyse bile şu an düşünmüş olma ihtimali çok yüksek. Yok vallahi ben sabahları hiç çekilmiyorum ya. Hâlâ sustuğumu fark edince hızlıca konuşmaya başladım "Evet senin odandayim ve benim sana aldığım sweatın var üzerimde." telefonu hafif uzaklaştırıp halimi gösterdim.

Gülümseyip "Bir ben eksiğim desene." demesiyle hüzünle kafa salladım. Aklına bir şey gelmiş gibi sinsice sırıttı "Burada senin kopyanı buldum valla onla ilgileniyorum buralarda." demesiyle gülen yüzüm yavaş yavaş düşerken sinirle kaşlarımı çattım "Ne kopyası ya" sırıtarak yüzüme baktı bir süre "Böyle senin gibi turuncu saçlı bir kız var burada valla bir içim su." kaşlarımı daha çok açıp telefonu kendime yaklaştırdım "Kim lan o kız?" diye sormamla yüzündeki sırıtma büyüdü bakışlarını benden çekip bir yere dikti "Arya az bir gelir misin canım?" diye seslenmesiyle tek kaşımı kaldırıp "Canım(?)" soru sorar gibi dediğim şeye gülüp "Canım" demekle yetindi.

Ben iyice sinirlenirken "Geliyorum canım." Diye bağıran çocuk sesiyle kaşlarım merakla çatıldı. Ne dönüyor lan orada? Dik dik telefona bakarken birkaç hışırtı dan sonra ekranı benimki gibi kıvırcık, turuncu saçlar doldurdu. Artık bu kişi kimse Yiğit Alp'e sarılmıştı "Geldim canım." demesiyle kaşlarım daha çok çatıldı. Biri bana bir açıklama yapabilir mi? "Yiğit Alp ne karıştırıyorsun bilmiyorum ama bir an önce anlatmazsan telefonu yüzüne kapatır aramalarına cevap vermem." diye tehdit ederken Yiğit Alp telefonu kendinden uzaklaştırıp sarılan küçük bir çocukla oldukları durumu gösterdi. Kız merakla başını telefona bakınca ikimizde aynı anda "Oha" dedik. Kız bildiğiniz benim kopyam saçtan al göze kadar, yani kız dediğime de bakmayın lafın gelişi nereden baksan en fazla 6 yaşındaydı.

Ben ona şaşkınlıkla bakıyor o bana şaşkınlıkla bakıyordu. Yiğit Alp sırıtarak "Bu Arya şu an her şey hazır olana kadar kaldığım köyün muhtarının torunu. Tanışsanıza" bakışlarım saniyelik Yiğit Alp'e dönse de benden yaşça küçük olan ikizimden bakışlarımı çekmiyordum. Ulan kıskandığım kişi benim benden küçük ikizimmiş lan.

Asude benden önce davranarak "Canım ben Arya, 6 yaşındayım, buradaki köy okuluna gidiyorum ve büyüyünce oyuncu olmak istiyorum." bilmiş bilmiş konuşmasıyla güldüm. Bende küçükken böyleydim, vallahi böyleydim. En sonunda yutkunup "Merhaba Arya bende Asya'yım-" sözümü kesip "Biliyorum biliyorum askerler beni gördükleri gibi Asya'nın küçüklüğünü bulduk diyorlar Yiğit Alp canım da hep seni anlattı bana." yaa millete beni mi anlatıyorsun çocuk sen yüzümdeki gülümsemeyle ona dönerken o güzel gülümsemesiyle bana bakıyordu. Birazcık onla konuştuktan sonra annesi çağırdığı için yanımızdan gitti.

Yiğit Alp o gidince gülmeye başlamıştı. Ona dik dik bakmakla yetindim. Şimdi benim yerimde kim olsa yanlış anlardı yanlış anlaşılmaya müsait bir konuydu hem ben nereden bilebilirdim böyle bir şey olduğunu her gün ikizim çıkmıyordu yani.

Doğrulduğum yatağa geri yatıp yastığa sarıldım. O ise sadece beni izliyordu. Bir süre sadece susup birbirimizi izledik. Aklıma gelen şeyle direkt sordum "Annen ile konuştun mu?" başını yavaşça sallayıp "Konuştum o dedi zaten git Asya kızımla da konuş diye normalde oraya gelince sürpriz yapacaktım. Kaleyi içten fetih etmişsin bakıyorum" gülümseyerek yüzüne baktım biraz öyle olmuştu. Çok özlemiştim onu bunu şu an o kadar çok iyi anlıyordum ki az önce dediği şeyi umursamayıp "Bir an önce gelsen keşke." derin bir iç çekip "Az kaldı güzelim geldiğim gibi kapındayım seninle uyumayı özledim." gülümsedim. Bende özlemiştim onu, kokusunu ona sarılmayı, uyumayı her şeyi. Kısık sesle "Bende özledim." dememle gülümsedi. Sonra başını bir yöne cevirip "Şimdi kapatmam gerekiyor güzelim ben seni müsait olunca tekrarda-" sözünü bitirmeden konuşmaya Emir dahil oldu "Oo yenge nasılsın, yüzünü gören cennetlik valla burada senin ikizini bulduk biliyon mu?" sonra arkadan Ferhat'in "O senin yengen yengen." Demesiyle hep beraber gülmüştük. Yiğit Alp telefonu göğsüne bastırıp "Çekin gidin lan rahat bırakın bizi." anlaşılan diğerleri gelmişti o yüzden kapatmak istemişti. Meriç "Oğlum olmadı 'Karımla rahat bırakın bizi' deseydin." dalgayla söylediği şeyle gülümsedim. Karısı olmak güzel olurdu herhalde. Yiğit Alp durur mu direkt cevap vermişti "İnşaAllah öyle günler de olacak şimdi çekin gidin." ay ben o senin insaAllah diyen dillerini- neyse tamam imandan çıkmayalım.

Mahir abinin sesi boğuk gelse de anlaşılıyordu "Şöyle dovullu zurnalı bir düğün yapalım size." benim varlığımı unuttular sanırım kendimi belli etmek için konuştum "Abi siz bu hele sağ salim gelinde o mevzuyu gelince de konuşuruz." Yiğit Alp bir anda telefonu yüz hizasına getirip muzipçe "Geldiğimde direkt nikahı basayım mi sana?" dediği şeyle donup kaldım. Bunu hiç beklemiyordum lan.

Öylece dona kalırken Ferhat'in "Vallahi uzaktan evlilik teklifini de halletti adam." Dediğini duymuştum. Kendime gelince onun gibi muzip bir tavırla "İlk önce yüz yüze bir evlilik teklifi isterim sonra bakarız ona." Arkadan sanki lisedeymisiz gibi ooo sesleri duyulurken Yiğit Al sırıtarak yüzüme baktı "Sen iste onu da yaparız gülüm." kendi halimizde gülerken diğerlerini kovamayacağını anlayınca görüşürüz deyip telefonu kapanmıştık.

Yatakta daha çok yayıldım telefonu tam kenara bırakmak üzereyken yine yüz hizama getirdim. Mesaj Yiğit Alp'tendi.

Adamım= Uykuluyken çok güzel oluyorsun benden başka kimse görmesin

Yazdığı şeyle sırıttım. Ya ben seni yerim ya. Hızlıca parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirdim.

Fındık Güzeli= Tamamdır komutanım nasıl isterseniz

Adamım= Allah'a emanet ol canımın en güzel parçası

Ya ne güzelde hissettiriyordu sevdiğini. Gerçekten bahanelere saklanmayıp direkt gösteriyordu. Ben askerim sert olayım tavrı yoktu. Bana yumuşak olup diğerlerine sert görünmesi onun için yeterliydi.

Fındık Güzeli= Sende emanet ol kalbimdeki odacıkların sahibi

Sırıtarak telefonu kenara bıraktım. Birazcık daha yatakta debelendikten sonra yataktan çıktım. Yatağını düzeltip alt kata geçtim. Kendime kahvaltı hazırladığım gibi yiyip üzerimi değiştirdim. Evden çıkıp taksiye bindiğim gibi işe gittim. Saynur bugün ameliyatı olduğu için normalden erken gitmişti Yiğit Alp aramasaydı alarmım çalacakmış zaten.

Taksiciye parasını verip resteuranta doğru ilerledim. Tarık'la Selin'in hararetle bir konu hakkında konuştuğunu görünce onları görmezden gelip içeriye girdim.

Üzerime önlüğümü geçirip, saçlarını bone ile kapattım. Ellerimi yıkadım gibi mutfağa girip "Selamün aleyküm agalar nasılsınız?" fazlasıyla enerjik içeriye girmem hepsinin dikkatini çekmişti çünkü son bir aydır hep sessizce gelir sessizce giderdim. Normal benin aksine. Burak Baba "Aleyküm selam kızım hoş geldin vallahi özlemiştik bu enerjini." kendisi en büyüğümüzdü, bizi hep bir baba gibi sahip çıkıyordu, hep çocuğu olsun istemiş ama hiç olmamış olan ise anne karnında ölmüş o yüzden herkes ona seslenirken Burak Baba diye seslenirdi bir nevi manevi babamız gibi bir şeydi. Beni evin en küçük yaramaz çocuğu olarak nitelendiriyordu. "Vallahi Burak Babacim inanır misin bir mutluyum bir mutluyum vallahi üşenmesem horon tepeceğim." bu halime gülerek "Gönül meselesi mi kızım?" demesiyle hızla kafa salladım "Ayy Yiğit Alp operasyondan dönüyor 1 aydır görmemiştim bugün beni aradı konuştuk." hepsi bana gülümseyerek bakarken Nesrin abla kendisi Burak Babanın en küçük kardesiydi "Hayırlı olsun kızım demek bu yüzden mutsuzdun sen." ona döndüm gülümseyerek "Yani mutsuz demeyelim de enerjik değildim." onlar imalı bir şekilde kafa sallayınca onları takmayıp işimin başına geçtim.

•Saatler sonra•

Selin pat diye içeriye girmesiyle herkes ona döndü "Arkadaşlar bugün çok çok önemli müşterilerimiz gelecek o yüzden normalden 1 saat daha geç çıkacağız, Asya senden bir ricam var." ellerimi yandaki havluya silip ona döndüm "Tabi buyrun." derin bir nefes alıp "Biliyorum senin işin değil ama müşteriler çok önemli acaba servisi sen yapar mısın? Biliyorsun 3 tane arkadaşımız hasta o yüzden yoklar diğer arkadaşımızın eşini doğuma almışlar geriye kalanlara da yardım etmek gerekiyor." anlayışla gülümseyip "Tabii ki de yardım ederim merak etme ne zaman gelecekler?" kolundaki saate bakıp "2-2.5 saate gelirler ay ben daha üstümü değiştirmedim. Çok çok teşekkür ederim." gülümsemekle yetindiğimde hızla kolay gelsin deyip mutfaktan çıktı.

Saynur'a bildiren bir mesaj atıp kaldığım yerden işime devam ettim.

•Misafirler gelince•

Selin telaşla içeriye girip bir oraya bir buraya gelgit yapmaya başladı. Bakışlar ona dönerken elimdeki önlüğü çıkarıp garsonlara ayrılan önlüğü giydim. Hızla yanıma gelip sıkıca sarıldı "Aslında her şey sonuçlansın öyle diyecektim ama içimde tutamayacağim sanırım eğer bu toplantı güzel sonuçlanırsa başka illerde de şube açacağız." dediği şeyle herkes sevinç nidaları çıkarmıştı. Sıkıca sarılışına karşılık vardım "Tebrik ederim çok mutlu oldum." daha çok sarılıp "Teşekkür ederim" öylece sarılırken Tarık kafasını sokmadan "Selin gel gelirler şimdi." Selin hızla benden ayrıldı "Tamam tamam geliyorum." Bize el sallayıp "Şans dileyin." bağırdığı gibi dışarıya çıktı Burak Baba arkasından "Deli kız." Demesiyle sırıtarak ona döndüm "Burak Baba ülke de akıllı mı var?" bir süre düşünürmüş gibi yaptı sonra "Doğru yok." kendi aramızda gülerken içeriye giren garson ile hepimiz ona döndük "Asya hadi başlıyoruz." demesiyle herkes işine dönmüştü.

•Yarım saat sonra•

Ana yemekleri masaya koyarken geldiğinden beri bana dik dik bakan adam en sonunda konuştu "Asya Asena Kahraman mısınız acaba?" demesiyle tek kaşımı kaldırıp ona döndüm "Buyrun benim." bir anda ellerini havaya kaldırıp yerinden kalktı ve hızla yanıma gelip elini omzuma koydu. Kaşlarımı çatıp bir süre omzuma koyduğu eline baktığımda hızla elini çekip "Ah pardon ilk önce kendimi hatırlatmam gerekiyordu. Ben Berk liseden." Bir süre yüzüne dik dik bakıp kim olduğunu hatırlamaya çalıştım.

Herkesin gözleri ikimiz arasında gidip geliyordu. Hatırladığım da şokla ona döndüm "Bizim salak ama işine gelince zeki olan Berk mi?" herkese hatırlamak için bir sıfat takmıştık. Hepimiz ayrı liselerde okumuştuk ve ister istemez benim bahsettiğim kişiyi onlar tanımıyor onların bahsettiği kişiyi ben tanımıyordum. Bu yüzden hep sıfat takmıştık.

Dediğim şeye gülüp "Evet evet o benim, sen ne yapıyorsun burada, garsonluk mu? Ama aşçı olduğunu duymuştum" Alıcı gözüyle şöyle bir süzmesiyle tek kaşım havaya kalkmıştı otomatikmen "Doğru duymuşsun aşçıyım fakat arkadaşlarımızın işi olduğu için onlara yardım ediyorum." gülümseyerek yüzüme baktı "Sen lisede de böyleydin." Ufak at da kuşlar yesin lisedeyken neredeyse kimseyle iletişim kurmamıştım sadece son sene bir görünmüştüm o kadar. Onu bozmayıp sadece gülümsemekle yetindim.

En sonunda beni bırakmasıyla işime dönmüştüm. Ayy en sevmediğim şeylerden biri tanıdıkla karşılaşmaktı bir de lise, ıyh hiç güzel anılarım yoktu orada çok boş geçmişti.

Selin içeriye girdiği gibi "İller arası işimiz hayırlı olsun." Diye bağırmıştı onun bu haline gülüp tebrik etmiştik.

En sonunda işim bitince Saynur'u beni alması için mesaj attım. Okuduğum bir kitapta kız gece bindiği bir taksi şoförü tarafından tecavüz edilmişti o yüzden geceleri taksiye binemiyordum. Saynur'u beklerken yanımda birisinin durmasıyla o tarafa döndüm. Berk telefonuyla ilgileniyormuş gibi yapıp yanıma gelmişti. Telefondaki artık kimse 'Ben seni sonra ararım' deyip kapatmıştı. Bana dönüp "İstersen seni evine bırakabilirim hem birazcık eskilerden konuşmuş oluruz." inanır mısın en son isteyeceğim şey eskileri konuşmak "Teşekkür ederim ama arkadaşım gelecek birazdan." gülümseyip "O zaman arkadaşın gelene kadar bekleyeyim." göz devirmemek için kendimi sıktım. Allah'ım sen sabır ver bu lisedeyken de böyleydi birisine yapıştı mi bırakmıyordu genelde Sülük Berk derdim de milletin yanında rencide etmim diye öyle demiştim ama onu da kullandığımız oluyordu.

Aradan geçen sessiz bi 10 dakikanın ardından Berk tam konuşacağı an Saynur gelmişti ona zoraki bir şekilde gülümseyip "İyi akşamlar ben kaçıyorum." deyip cevap beklemeden arabaya bindim.

Saynur'a kısa bir özet geçip koltuğa yaslandım. Ah tek isteğim yatağa yatıp uyumaktı.
........................................................................

Şu an benimde istediğim şey yatmak ama daha bir sürü işim var.

Evet bir bölüm daha bitti bu bölüm geçiş bölümü gibi oldu ama olsun.

Berk hakkında fikirleriniz ne?

Yiğit Alp'i getirmedim ne düşünüyorsunuz sjskjsksnwjsn

Anama çok kaymayın canım anam bsksmjanana

Milleti deli etmeye bayılıyorum

Bu arada buradan Saymer'cilere sesleniyorum valla aklımda çok haince şeyler dönüyor neler olur bilemeyeceğim. Blöf yapıyor da olabilirim ama yapmıyor da olabilirim bdndndjnsjsbs gelecek yorumları merakla bekliyorum aaa bak sınır koymayı unutuyordum sınırınız;

170 oy 200 yorum lütfen yorumları nokta/random ne bilim her paragraf yorum yapın kelime kelime yazın ama nokta/random atmayın sizden ricam.

Neyse hadi Allah'a emanet olun.

Görüşürüz.

Continue Reading

You'll Also Like

Homeowner By tk★

Short Story

189K 16.6K 28
İki senedir oturduğu apartmandaki Ev sahibi Taehyung'un fazla ses yapmasından rahatsız olan Jungkook, bunu dile getirmek için ev sahibine yazar.
2.9K 317 16
Masada kim var kim yok bakmadan da konuşmaya başlamıştı. "Kunt abi gözünü seviyim tut şu yiğenini, Ateş mi ne geldi evlenelim dedi kız açtı ağzını y...
85.1K 2.6K 84
Ailesi tarafından türlü yaralar açılan, Birbirinin ailesi olmuş 4 Erkek ve 1 kız. Asır, Çakır, Kuzgun, Asaf ve Asel. Peki, Asel senelerdir Aşık old...
22.5K 623 40
Van'da görev yapan bir asker ve ona rastgele yazan bir hemşire...