MAVİ AY (Tamamlandı)

By aleynahirik

64.5K 6.8K 1.1K

*WATTYS 2023 Yarı Finalist* Maya, sıradan bir günün sonunda evine dönerken bir inşaatın içerisinde duyduğu se... More

GİRİŞ
Bölüm İki
Bölüm Üç
Bölüm Dört
Bölüm Beş
Bölüm Altı
Bölüm Yedi
Bölüm Sekiz
Bölüm Dokuz
Bölüm On
Bölüm On Bir
Bölüm On İki
Bölüm On Üç
Bölüm On Dört
Bölüm On Beş
Bölüm On Altı
Bölüm On Yedi
Bölüm On Sekiz
Bölüm On Dokuz
Bölüm Yirmi
Bölüm Yirmi Bir
Bölüm Yirmi İki
Bölüm Yirmi Üç
FİNAL Ⅰ
FİNAL Ⅱ
YAZAR NOTU

Bölüm Bir

3.9K 338 89
By aleynahirik




Saatin gece yarısını vurmasına dakikalar kala aldığım son siparişleri ağır ve isteksiz adımlarla beş numaralı masaya götürdüm. Masaya ulaştığımda iki kızın hararetli konuşması onları duymamdan çekinmeleriyle yarıda kesildi ve masa sessizliğe gömüldü.

''İki Türk kahvesi.'' diyerek siparişi teyit ettim ve ekledim, ''Orta olan?''

Sağ tarafımda kalan esmer kız, ''buraya lütfen'' diyerek önünü benim için açtı.

Dikkatli bir şekilde kahveleri masalarına bıraktım. Cebimde kalan son sahte gülümsemeyi kullanarak, ''Afiyet olsun.'' dedim.

Onlar ağız ucuyla teşekkürlerini sunarken ben çoktan arkamı dönmüştüm. Kasa arkasına giderken ayaklarımın altına iğne gibi batan minik acılarla suratımı buruşturdum.

Kafamı kurcalayan okul sorunlarını düşünmeyi her saat biraz daha erteliyordum ama sanırım bunu yapmayı bırakmalı ve bir çözüm düşünmeliydim. Gözüm bir kez daha saate kaydı.

23.45

''Bugün bitecek mi artık?''

Kendimden başka kimsenin duymayacağı bir seste konuşurken arka cebimdeki telefonumun titremesiyle irkildim. Aceleyle cebimden çıkarıp ekrana baktım ''Beren'' yazısını gördüm.

''Efendim?''

Henüz bir ''merhaba'' alamamışken gergin bir sesle karşılandım.

''Ders ekleme/bırakma dönemi geçti mi?''

''20 Ekim'de bitti.'' derken zahmetsizce gülmeyi başarmıştım. ''Başka bir ders seçtiğinde farklı mı olacaktı sanki?''

''Hayır.'' dedi sitem ederek. ''Başka bir bölüm seçtiğimde farklı olacaktı.''

Göremeyeceğini bildiğim halde omuz silktim. ''Üçüncü sınıftasın, Beren. Yakınmak için çok geç.''

''Ne kadar düz bir insansın.'' Telefondaki sesi yükselirken devam etti. ''İnsan teselli eder, motive etmeye çalışır ne bileyim.''

''Teselli ettiğimde ne değişecek? Gerçekçi ol biraz ve mızmızlanma artık.''

Gözlerimi devirirken kızların beni duyamaması için arkamı kasaya doğru döndüm. Arkada Beren'in konuşması devam ederken inen bir mesaj sesiyle telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırıp ekranı görmeye çalıştım.

Beren olması gerektiğinden daha yüksek bir sesle söylenip yakınmaya devam ederken, ''Bu pozitif konuşman bittiyse kapatıyorum. '' dedim.

O henüz, ''eve gidince haber ver.'' tarzında veda cümleleri sıralarken telefonu kapatıp bildirimlerimdeki mesajıma baktım. Annemin yanlış yazdığı bazı kelimelere bende yarattığı etkiden hiçbir şey eksilmeyen mesajı okurken kaşlarım çatıldı.

'Yine para mı yolladın be kızım. Ben idare ediyorum.'

Ona bir cevap yazmak için mesaja dokundum fakat sonra geri çekildim. Eve gidince arayıp telefonda konuşmak ve sesini duymak daha iyi bir seçenek olarak geldiğinde telefonun ekranını kapatıp önlüğümün cebine attım. Önüme dönerken boş kafenin içerisinde kızların fısıltıları kulağıma kadar geliyordu.

''Bu gece mavi ay var.'' Önündeki telefonun ekranına baktıktan sonra devam etti. ''31 Ekim'e giriyoruz değil mi? Evet. 12'den sonra başlayacak. Astrologlar Boğa, Akrep, Kova ve Aslan burçlarının etkileneceğini söylüyor.''

''Ben Kova'yım!'' dedi diğer kız büyük bir panikle. ''Ben de diyorum bu hafta neden böyle gerginim.''

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarak önümde olmayan bir şeylerle ilgileniyor gibi yapmaya başladım. Kızlar hararetli bir şekilde bu hafta başlarına gelen terslikleri anlatıp bunları bir doğa olayına bağlarken bir kez daha saate baktım.

23.50

#

Beş numaralı masadan gelen hareketlilik ile dikkatimi oraya verdim. Kızların çantalarını aldıklarını ve oldukça dakik bir ayarlama ile tam 00.00'da kalktıklarını gördüm. Kasaya geldiklerinde yaklaşık bir dakika ''ben ödeyeceğim'' kavgalarının bitmesini ve en sonunda kazanan genç kızın kartı elime tutuşturmasını bekledim.

Nihayet tüm bu işlemler bitip onlar kahkahalar eşliğinde kafeden çıkarken bardakları toplayıp masayı temizledim.


Kafenin kepenkleri gecenin sessizliği içinde büyük bir gürültü ile kapandı ve ben siyah kabanıma sıkı sıkı sarılıp yürümeye başladım. Öyle keskin bir soğuk vardı ki adeta içime işliyor ve bedenimi titretiyordu. Kasım'ın gelişini haber verir gibi hava kuru bir soğuktan çıkıp bizi gerçekten üşütecek bir soğuğa dönüşüyordu. Tek bir hareketle at kuyruğu yaptığım turuncu saçlarımı serbest bıraktım ve cebimden çıkardığım şapkayı taktım.

Yaklaşık on beş dakika aynı tempoda yürüdüm. Tenimin yavaş yavaş kırmızıya döndüğüne neredeyse emin olduğumda evimin olduğu sokağa dönmeye hazırlanıyordum.

Sokağa adımımı attığım an bir an önce eve gitmek istemenin verdiği karşı konulamaz istekle adımlarımı hızlandırdım. Evde ne yapacağımın hiçbir önemi yoktu. Belki sabaha kadar ders çalışmak zorundaydım belki de zaten anlamayacağımı düşünerek hiç çalışmayacaktım. Her şeye rağmen sadece eve gitmek istiyordum. Birkaç dakika sonra artık apartmanımın önündeydim. Son bir buçuk senedir hiçbir ilerleme katetmeden apartmanın karşısında öylece duran inşaatın önünden karşıya geçmeye hazırlanırken kulağıma dolan bir kedi sesiyle durdum. Başta kedi mi yoksa bir bebek mi diye beni düşünmeye iten bu ses inşaatın içinden geliyor olmalıydı. Başımı henüz zemin katı yapılmış olan inşaata çevirdim. Gökyüzünde tüm heybeti ile parıl parıl parlayan dolunayın altında öyle ürkütücü duruyordu ki. Kızların bahsettiği an gelmiş olmalıydı. Dolunay'ın normalden daha yakın, daha parlak ve etrafında toz bulutu gibi duran ışıkların ise maviye çaldığını gördüm. O an on beş – on altı dakikadır dışarıda olduğum halde fark etmediğim bir şey fark ettim. Dolunayın etrafına doluşmuş yıldızlar her an yeryüzüne düşecek gibiydi. Bu görüntünün beni heyecanlandırmasına ve ağzımı açık bırakmasına izin verdim. Büyülenmiş bir şekilde gözümü onlardan alamazken kedinin miyavlamak ve ağlamak arasındaki sesiyle yeniden yeryüzüne döndüm. Bir hayvanı böylesine bir soğukta dışarıda bırakma düşüncesinin vicdanımı okşaması ile iç çektim. Hızlı bir kararlar inşaata doğru inen demir merdivenlere yöneldim. Cebimdeki telefonun fenerini açtım ve aşağı doğru tuttum.

''Pisi pisi...''

Cevap verirmiş gibi bir miyavlama daha kazandım. Fenerle merdivenin ilk basamağına geldim ve ışığı aşağı doğrulttum.

''Neredesin bakalım?''

Işıkla etrafa bakınırken sesin tam olarak merdiven altından geldiğini anladım. Işığın altında bir anda beliren kediyi görünce istemsizce irkildim.

''İşte buradasın.''

Merdivenin altında öylece duruyor ve yalnızca miyavlıyordu. Ona doğrulttuğum ışığa bile bir tepki vermemişti. Sıkıştığını düşünmüştüm ama öyle durmuyordu.

Gecenin siyahına karışmış tüyleri ve herhangi birisini hipnoz etmeye yetecek kadar büyüleyici sarı gözleri vardı. Elbette çok fazla kedi görmüştüm ama onun diğerlerinden bir farkı olduğu barizdi. Sadece çok güzel olduğunu düşünürken elimi ona doğru uzattım ve çağırdım.

''Gel hadi. Belki benim misafirim olursun.'' dedim beni anlamasını ümit ederek.

Telefonumun ışığını sallayarak dikkatini çekmeye çalıştım, sanki kafasının içinden binlerce düşünce geçiyormuşçasına sadece duruyor ve yüzüme bakıyordu. Telefonum elimde bir ileri bir geri giderken bir anda sabun gibi ellerim arasından kayıp gitti. Onu tutmak için öne doğru bir hamle yaptıysam da çoktan sert zemine çarpıp çıkardığı sesi işitmiştim. Kendi kendime söylenerek bir adım daha attım. Hedefim telefonumu ve eğer benimle gelmeye ikna edebilirsem kediyi almak ve buradan hemen çıkmaktı fakat öyle olmadı.

Siyah kedi bir savaş başlatmak ister gibi kavgacı bir ses çıkardı ve ilk defa oturduğu yerden hareket edip merdivenlere doğru sıçradı. Neye uğradığımı şaşırarak irkildim ve ayağımı boşluğa attım. Dudaklarım arasından neredeyse bütün sokağın duyacağı bir çığlık çıkıp gitti.

Kendimi boşlukta hissettikten yalnızca birsaniye sonra beynimi yerinden çıkartacakmış gibi bir acıyla başımı merdivendemirine çarptım. Kaç basamak düştüğümü anlayamadan kendimi buz gibi zemininüzerinde buldum. Acıyla gözlerimi yumarken dişlerimi sıktım. Kendimi tamamenkaranlığa teslim etmeden önce çok güçlü bir ışık huzmesinin üzerime düştüğünüsandım. Sıkı sıkı yumduğum gözlerimi açamadan kulaklarıma rahatsız edici birçınlama doldu. Sonrası ise kocaman bir boşluk.

Continue Reading

You'll Also Like

79.8K 2.8K 20
Avukatın mafya müvekkeli ile zorlu yaşamı
7.9K 951 21
Yavaş yavaş ölüyorum. Bunu biliyorum. Kimilerine göre bu bir intihar. Ama ben yüzlerce kişi ölmesin diye kendimi "FEDA" ediyorum.
387K 8.9K 10
Beş senelik sevgiliniz evlenme teklifi etse ne yapardınız? Dilay onu terk etti. * Hayatı boyunca şanslı bir kız olmuş olan Dilay, hayatının mükemmell...
224K 23.1K 45
• Tamamlandı • • İmperium - II • Melek Dokunuşuna sahip bir İmperium, en kötüyü devirecekti. Kötülüğün ta kendisi olan Evelyn, bu kehaneti görmezden...