Lucky ones // jenkook

By jenxolis

15 1 0

Tam önünde duran, ona anlayamadığı bakışlar atan kıza baktı bir daha. Kahverengi gözlerinin koyuluğu içinde... More

lucky ones

15 1 0
By jenxolis

"Acaba sen ve ben şanslı kişiler olabilir miyiz ?"

#####

jennie

Ellerimdeki valizlerle beraber havaalanına doğru koşturuyordum şu an. 9.30'da olan uçağıma yetişemeye çalışıyordum, uçağın kalkış saatinin akşam olduğunu düşünerekten büyük bir aptallık etmiştim. Neyseki sabahın beşinde uyanma gibi bir alışkanlığım olduğu için uçak saatini kaçırmamıştım fakat pekte fazla vaktim olduğu söylenemezdi.

Kalktığım da ne olur ne olmaz diye uçak saatimi kontrol etmiştim ve aldığım saatin sabahın dokuz buçuğu olduğunu görünce bir anda paniklemiş ve evin içinde koşturmaya başlamıştım. Sonrasında böyle yaparsam yetişemeyeceğini anlayıp üstüme akşamdan hazırladığım kıyafetleri geçirmiş, elektrikleri ve suları kontrol edip kapattıktan sonra kapının önünde duran valizimi alıp evden hızla çıkmıştım.

Havaalanına girdikten sonra güvenlikten geçip hemen eşyalarımı bırakmaya gitmiştim. Valizlerimi verdikten sonra son kontrolleri yaptırmak için etrafta çılgınca koşturuyordum. Koşarken bir anda kendimi yerde hissedince ilk başta ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sonrasında hemen önümden gelen sesin sahibine bakmıştım.

"Özür dilerim, özür dilerim göremedim sizi kusura bakmayın lütfen, bir şey oldu mu size iyi misiniz? Ah çok aptalım özür dilerim ger-" sözünü yarıda kesen artık benim dayanamayıp sözünü bölmemdi. "Beyefendi sakin olabilir misiniz, bir şeyim yok teşekkürler ve özür dilemenize gerek yok sadece küçük bir çarpışma sıkıntı değil." diyerekten kalmaya çalışmıştım, çocukta elimden tutarak bana yardım etmişti.

Karşımdaki genç çocuk bir kaç kez daha özür diledikten sonra acelem olduğu için küçük bir gülümse ile yanından hızla gitmiştim.

Normalde havaalanlarındaki erkenden gelip herhangi bir yere oturup saatlere insanları izleyip uçak saatimin gelmesini beklerdim fakat bu sefer durum biraz daha farklıydı. Koşarken çantamdan telefonumu çıkarmış ve kalkışa daha 45 dakika olduğunu görüp koşuşumu normal yürüyüşe çevirmiştim. Sanırım öndekilere göre pekte farklı olmayacaktı. Derin bir nefes vermiştim dışarıya az da olsa rahatlamıştım. Ve soluklanmaya vakit bulabileceğim içinde kendimi şanslı hissediyordum.

Boş bir yer bulup oturmuştum ve soluklanarak kendime gelmeye çalışıyordum. Bu sıcak yaz gününde koşturduğum için sıcak basmıştı ve serinlemek amacıyla ellerimle kendime hava gönderiyordum fakat bunun beni daha çok bunalttığını görünce bırakmış, çantamdan su şişemi alıp içmiştim bu beni biraz rahatlatmıştı.

Bir beş dakika kendime gelmeye çalıştıktan sonra arkama yaslanıp telefonumdan uçuştan yirmi dakika öncesine alarm kurmuştum. Telefonumu kapatıp geri çantama koyduktan sonra etrafı izlemeye başlamıştım.

Bir anda boş olan yanımın dolması ile yeni dolan yanıma bakmıştım, bu çocuk ben koşarken çarpıştığım çocuktu. Gülümseyerekten bir baş selamı vermiştim, o da bana bakarak aynısını yapmıştı sonrasında önüme dönüp insanları izlemeye devam etmiştim.

Yirmi dakika sonra alarmım çaldığında çantamdan telefonumu çıkarıp alarmımı susturup ayağı kalkmış çantamı almıştım. Çantamdan dışarıya çıkardığım eşyalarımı çantama yerleştirmiştim bu arada yanımdaki çocukta ayaklanmıştı benimle birlikte fakat pek fazla önemsememiştim ve uçağımın olduğu tarafa doğru gitmiştim.

Biraz yürüdükten sonra uçağa bindiğimde çantamı oturduğum yerin üstünde bulunan küçük valiz / çantaları koymak için olan yere koymuştum sonrasında yerime oturup uçağın dolmasını beklemiştim. Biletimi son günde almama rağmen cam kenarında bir yer bulabilmiştim, şanslıydım. Camdan insanların uçağa girişlerini izliyordum.

Yanıma oturup çantasını üste koyan kişiye bakmıştım. Bu sefer şaşırmıştım yanımda yine çarpıştığım çocuğu beklemiyordum. Çocuğa birden garip bakışlarımı atmaya başlamıştım. Tesadüfen ikide bir karşılaşıyorduk. Bu nasıl bir şanstı böyle ?

jungkook

Sabahın sekizinde havaalanında yerde oturmuş uçağımı bekliyordum. Uçağımı dün dokuz buçukta aldığımı düşünerekten geçen akşamda buraya gelmiştim ve uçağımın sabah dokuzda olduğunu öğrenince anlık bir şok yaşamıştım. Sonrasında eve geri gitmeyi gözümde büyüttüğümden dolayı geceyi havaalanında geçirmiştim.

Acıktığımı hissederek oturduğum yerden kalmıştım, eşyalarımı her türkü ihtimale karşı yanıma alıp yemeklerin olduğu yere gidiyordum.

Etrafın çok kalabalık olmasından dolayı bana doğru gelen küçük bedeni görememiş ve sert bir şekilde küçük bedenin sahibine çarpmıştım. Acıyan göğsümü tutup küçük bir inleme çıkarmıştım ağzımdan. Sonra yerdeki küçük bedene bakmış ve birden özür dilemeye başlamıştım. "Özür dilerim, özür dilerim göremedim sizi kusura bakmayın lütfen, bir şey oldu mu size iyi misiniz? Ah çok aptalım özür dilerim ger-" sözümü yarıda kesen küçük bedeninin sahibinin naif ve aceleci sesiydi "Beyefendi sakin olabilir misiniz, bir şeyim yok teşekkürler ve özür dilemenize gerek yok sadece küçük bir çarpışma sıkıntı değil."diyerek kalmaya çalışmış bende elimi uzatarak kalkmasına yardım etmiştim.

Bir kaç kez daha özür diledikten sonra bana karşı gülümseyip yanımdan ayrılmıştı acelesi olduğu belliydi. Bende arkasından küçük bir gülümse bırakmıştım. Sonrasında yemek olan yerlere gitmiş ve sandviç alıp az önce oturduğum yere giderken yemiştim.

Oturduğum yerdeki kişilerin kalktığını ve bir kişilik yer açıldığını görüp oturmuştum. Bana çeviriler bakışları hissetmiş ve yanıma dönmüştüm biraz önceki çarpıştığım kız olduğunu görmüştüm. Bana küçük bir gülümseme ile baş selamı sununca aynısını yapmıştım bende. Sonrasında önüme dönüp telefonumla ilgilenmiştim.

Saate baktığımda yirmi bir dakika kaldığını görünce toparlanmaya başlamıştım bu arada yanımdaki kızında toparlandığını görmüştüm acaba aynı uçakla bir yere mi gidiyoruz diye düşünmüştüm fakat sonra boşverip toparlanamaya devam etmiştim.

Uçağa bindiğimde yerime  geçip eşyalarımı yerleştirmiştim, tam önümde duran, bana anlamadığım bakışlar atan kıza baktım. Yüzüme şaşkınlık ifadesi konduruverdim bir anda. Nedense birden yüzünde takılı kalıp yüzünü incelemeye başladım, kahverengi gözlerinin koyuluğu içinde kaybolurken düşündüm "Acaba sen ve ben şanslı kişiler olabilir miyiz ?" diye.

aşırı saçma bir anlık içimden gelen ve çok kötü olan bir hikaye ile merhaba size ! bu sanırım ciddi olarak ilk kitabım ve ilk bölümü kötü oldu fakat elimden geleni yaptım, sanırım ikide bir ordan buraya atladım ama kendimi geliştirmeyi düşünüyorum! bunu yaparken sizin yardımınıza ihtiyacım var, bana bölümlerle olan yorumlarınızı ve görüşlerini paylaşırsanız çok güzel olur ve yanlışlarımı görebilirim ! şimdiden teşekkürler 🤍🧡

Continue Reading

You'll Also Like

35.4K 1.7K 25
Princess Bella, the first and only daughter of the famous rulers of the United Kingdom of Auradon, Belle and Beast. The twin sister of Prince Ben, yo...
90.9K 2.6K 21
Warning: 18+ ABO worldကို အခြေခံရေးသားထားပါသည်။ စိတ်ကူးယဉ် ficလေးမို့ အပြင်လောကနှင့် များစွာ ကွာခြားနိုင်ပါသည်။
180K 4.2K 101
As the Maid of Evil, Y/n sacrifices her life for her twin brother. As the Mist Hashira, Y/n sacrifices her life for humanity. But not anymore will Y...
690K 25K 200
[FIXED/FAN TRANSLATION] A student who was preparing for the Civil Service examination for 4th year suddenly found himself in an unfamiliar body 3 yea...