boy in the bubble' taekook

By adorekimh

127K 16.5K 2K

kim taehyung, kedi insanlar hakkında romantik mangalar yazan bir yazardı ve kedi insan jeon jeongguk'u bir ki... More

put down those bubbles and that belt buckle in this broken bubble.
1🐾
2🐾
3🐾
4🐾
5🐾
6🐾
7🐾
8🐾
9 🐾
11 🐾
12 🐾
13 🐾
14 🐾
15 🐾
16 🐾
17 🐾
18 🐾
19 🐾
20 🐾
21 🐾
22 🐾
23 🐾
24 🐾
25 🐾
26 🐾
27 🐾
28 🐾
29 🐾
30 🐾
the end 🐾

10 🐾

4.2K 650 174
By adorekimh

-

Kim Taehyung yatağımın ucuna oturmuş, çalışma masamın sandalyesinde oturmakta olan bana bakarken ne yapacağımı bilemez hâlde hissediyordum.

Onu bu duruma getiren gerçekleri bilmek istiyor ama sorma konusunda cesaret gösteremiyordum. Televizyonda, dergilerde ya da sosyal medyada gördüğüm adamdan daha farklı duruyordu karşımda otururken. Ellerini kucağına koymuş parmakları ile oynuyor, arasa burnunu çekiyor ve yeniden ağlamamak için direniyordu. Onu bu kadar yıkan kız kardeşinin içinde bulunduğu durum muydu? Neden bana gelmişti? Merak ettiğim buydu, neden buradaydı ve karşımda küçük bir çocuk edası ile oturmaya devam ediyordu?

"Jeongguk..."

Adım dudaklarından döküldüğünde tonlamasında bile hüzün vardı, bakışlarımı gözlerine çevirdim. "Kim Taehyung." Gülümsedi lakin gözlerine kadar ulaşan, içten gelen bir gülümseme değildi bu. Her an yeniden yaşlar dökmeye hazırlanan gözlerine bakmak çok zordu. "Benden nefret ediyorsun, değil mi?" diye sordu, başımı hızla iki yana sallayarak onu reddettim.  Ondan nefret etmiyordum, en azından artık içimde kötü hisler yoktu ona karşı. Kim Taehyung bir şeyleri kendi doğrularına, kendi gördüğü ve yaşadığı olaylara göre yorumlamıştı. İnsanların benzer konuşmaları beni kendi türümü tanımadığıma dair düşüncelerin içine itiyordu. "Bana nasıl baktığını bilmiyorsun, Jeongguk. İlk gördüğün andan beri. O kitapçının önündeki ağlayan çocuk olarak da böyleydin. Gözlerinden bana doğru gelen saf bir nefret vardı." Haksız olduğunu iddia etmenin bir anlamı yoktu, söylediklerinin her bir kelimesi doğruydu.

Kim Taehyung'a karşı nefret beslemiyordum, içimdeki duygularım ne olduğu ve hangi yönde ilerlediği muammaydı. Onu ağlarken görmenin canımı acıttığını biliyordum. Yarım saat kadar önce bizzat yaşamıştım bu gerçeği. "Senden nefret etmiyorum. Bu hisleri yaşadığım bir dönem olduğunu inkâr edemem ama geçti, gitti." Kim Taehyung'un gözlerine ulaşmayan gülümsemesi yeniden belirdi. "Beni anlamıyorsun, değil mi?" diye sordu, gözlerini benim gözlerime kenetlenmiş hâldeydi. Bakışlarındaki yorgunluk iç geçirmeme sebep oldu. "Anlamaya çabalıyorum." Onu anlamak zordu, zihnimin her kıvrımı ile düşünmeye çabalasam bile bir sonuca varamıyordum. "Hayır, anlamıyorsun." dedi bir kez daha, sesindeki çaresizlik sinirimi bozuyordu şimdi.

"Sana aşığım ben, Jeongguk. Kitapçının önünde gördüğüm günden beri ama olmuyor. Senin kalbine asla giremeyeceğim. Gözlerin asla benim sana baktığım gibi bakmayacak. Bu gerçeği kabul etmenin ne kadar yaralayıcı olduğunu bilemezsin."

Bazı anlar vardı insanın ne yapacağını, ne söyleyeceğini, ne tepki vermesi gerektiğini bilemediği. O anı yaşıyordum. Kim Taehyung'un gözyaşları yeniden yanaklarından süzülürken başını yere eğmiş, ellerini birbirine bastırmıştı. Parmakları birbirini öyle sıkıyordu ki boğumlarının etrafındaki beyazlığı görebiliyordum. Dilim lâl olmuş, sesim çıkmıyordu. Gözlerim görüyor ama neler olduğunu algılayamıyordu. Bir aşk itirafı beklenmedikti. Benliğimi böylesine sarsacak bir bilgiydi. Hemen karşımda oturmaya devam eden adama tek kelime edemiyor olmak içimi sıkıntı ile dolduruyordu. Ne diyebilirdim? Hislerine karşılık vermediğim açıktı, o da bu gerçeğin içinde yaşadığı acıları dile getirmişti. İç geçirdim, ayağa kalktığımda sandalye rahatsız edici bir ses çıkardı.

Kim Taehyung'un tam karşısında durarak saçlarını okşarken tamamen iç güdüsel hareket ediyordum. Ne zaman üzgün olsam kedi bedenimi dönüyor, birinin beni sevmesini bekliyordum. Bir insan neden benzer bir ihtiyaç içinde olmasın? Kim Taehyung başını kaldırarak nemli gözlerle bana bakarken ellerim hâlâ yumuşak siyah tutamlarda geziniyordu. Bakışlarındaki çaresizlik boğazımda bir düğüme sebep oluyor, kötü hissetmeme sebep oluyordu. Yanlış gelen durumlar vardı. Beni esir alıyor, çözmem için yalvarıyordu ama bulamıyordum. Ellerini birbirinden ayırdı, parmakları yüzüne giderek kurumuş gözyaşlarını sildi. "Ben..." diye mırıldandım lakin devamı gelmiyordu, parmakları bu kez saçlarını okşamakta olduğum elimi tuttu. Saçlarından uzaklaştırırken rahatsız olduğunu düşünerek elimi geri çekmek istedim ama izin vermedi, beyaz elimi iki elinin arasına hapsetti. Parmakları bileğimi, avuç içimi okşuyordu.

"Bana bir şey demek zorunda değilsin. İçimde birikenler beni öldürüyordu bir zehir gibi, atmam, kurtulmam gerekiyordu."

Sessizliğim devam ederken artık buna bir son vermem gerektiğinin bilincindeydim, boğazımdaki yumru devam ediyor olsa da benden bir şeyler bekliyordu. Umut etmiyordu. Bir insanın umutlarının yok oluşu, beni hiç bilmediğim bir karanlığı görüyor hissiyle dolduruyordu. "Şaşkınım." diyebildim sadece, belli belirsiz bir tebessüm yer etti yüzünde. "Haklısın, biraz ani oldu." Onu onayladım, çok ani olmuştu. Ne olduğunu anlamadığım bir anda sarsılmıştım önüme sunulan gerçek ile. "Ne söylemem gerek bilmiyorum." Söylemek zorunda olmadığımı yeniledi ama yanılıyordu, konuşmam gerekiyordu. "Senin hakkında önyargılarımın bulunmadığını söyleyemem. Bunu seviyordum, hatta gurur duyuyordum. Bir tek ben gerçek yüzünü görebiliyorum edasındaydım. Özür dilerim, dünya üzerindeki en aptal insan olmalıyım." Aptal olmadığımı söyledi, kendime karşı olan bu yargılamamdan hoşnut olmadığı belliydi. "Sen sadece kim olduğunu bilmemek için direniyorsun. Seni suçlayamam. İyi biri olmak, türünü tüm masumiyetiyle tanıtmak istiyorsun." Onu onayladım, masum canlılar olduğumuzu iddia ediyordum tüm zamanlar boyunca ama ya değilsek? Gerçeği görmemek için kendi hayal dünyasını yaratan bir kişiysem?

Birini sevmemiş, ailem diyeceğim insanlar dışında kimseyle yakınlaşmamış, tutkunun ne olduğunu bilmeyen bir kişiydim, nasıl olmuştu da her şeyi ben biliyorum ve görüyorum havasında olabiliyordum?

Kim Taehyung'un bileğimi ve avuç içimi okşayışları mayışmak istememe sebep oluyordu. Gözlerim kapanmak için direniyordu. Kediye dönüşmek, yatağa kıvrılmak ve uyuyakalana kadar onun tarafından sevilmeye devam etmek istiyordum. "Jeongguk." diye fısıldadı, halimin o da farkında olmalıydı. Gözlerimi açık tutmak çok zordu. Bir anda kendimi dört ayak üzerinde, yorgun bir halde buldum. Tüm dünya büyüdü. Kim Taehyung ilk kez kahkaha atarak bana bakıyordu. Üzerime eğildi, elleri sıcak tüylerimi es geçerek beni kucakladı ve dizlerinin üzerine bıraktı. Kokusu daha keskindi. Yeni duş almış olduğunu belirten vücut jelinin ve parfümünün kokusunu ayırt edebiliyordum. Mırladım, parmakları tüylerimin arasında gezinirken gerindim ve dizlerinde ters döndüm. Bu kez karnımı okşarken, "Senin normal olmadığını biliyordum, bir kedinin karnını okşamaya kalksam elim yara içinde kalırdı sanırım." dedi, miyavladım, en sevdiğim şey karnımın sevilmesiydi ve hangi beden içinde olduğum fark etmiyordu.

Bana olan hislerini anlatmaya devam ederken belki gözlerimin içine bakmıyor olmak rahatlık vermişti ona. Beni ilk gördüğü an hissettikleri, tüm zaman boyunca bakışlarımın yanıltıcı olduğu konusunda kendini ikna etmeye çabalaması, konferastaki konuşmam ve beni kedi halimle görmesi. "Aşık olduğun insanın seni tamamen farklı biri olarak görmesi, kafasının içinde bir kalıba oturtması ve nefret dolu bakışlar atması ne demek, bilmeni istemem. Kendimi sorguladığım çok fazla zaman oldu. Neden bu çocuğu seviyorum? Onu diğerlerinden ayıran ne? İlk görüşte aşk mı yoksa kalbim benimle oyun mu oynuyor?" Kim Taehyung kendi hisleri hakkında konuşmaya devam ederken sesinin rahatlatıcı olduğundam haberi yoktu. Her an uyuyakalabilirdim lakin söylediklerinin hepsini de duymak istiyordum. Biraz daha kucağında rahat bir pozisyon aldım, uyumak istemiyordum.

"Ne kadar güzel olduğun hakkında hiçbir fikrin yok, Jeon Jeongguk. Benliğin ve kalbin, yüzün ile birleşmiş. Tek bir kusurun yok. Her şey olması gerektiği gibi... Nezaketinin sonu yok. Kalbinin güzelliği dillere destan olur. Keşke diyorum bazen, ona sahip olabilsem. Tüm güzellikleri benim olabilse ama seni görmekle bile yetiniyor kalbim. Seni görme şansını benden esirgeme, olur mu?"

Kim Taehyung'un elleri arasında uyuyakaldım.

'

biraz güzel seyler görelim, değil mi?

jungoo'muz

Continue Reading

You'll Also Like

8.3K 568 16
-DEVAM ETMEYECEK- Bir insan Sevmediği birisini özlermiydi? Ben özlüyordum. Omegaverse DeltaKim VitaJeon Yan shipler: Yoonmin Namjin Yeonbin Minsung ...
157K 16.6K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
11.8K 1.9K 14
zaman, sen ve ben dudaklarımızı birbirlerine kitlediğimizde duracak bebeğim
54.5K 5.3K 20
Hoşlandığı çocukla konuşma başlatabilmek için kırk takla atan Lee Minho ve ondan hoşlanan en yakın arkadaşı Han Jisung.