Sirena| Texting

By Irmakbensol2

244K 24K 17.9K

054***: "Herkes birbiri için ölür olmuş." 054***: "Sen benim için yaşar mısın?" "Kendi sonumu getirmem için... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20- (GİZEMLİ)
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-

-13-

8.6K 846 656
By Irmakbensol2


Selam, nasılsınız?

Bölüme geçmeden önce yıldıza basarak oy vermeyi ve satır aralarına yorumlar bırakmayı unutmayınız.

Keyifli Okumalar💕

'Bölümün kısa olmasının sebebi bölümleri içimden geldiği zamanlar, kafa dağıtmak istediğimdendir'

&&&

Heyecan.

Kalbimin en orta yerine odada yankılanan melodinin eşliğinde bir küçük iğne saplandığında dudaklarımın arasından içeri sızan soluk yönünü şaşırdı.

Saplanan iğne en usta şekilde heyecanı damarlarıma dokudu. Kanım; kaynayan bir lav misali fokurdadı.

Gözlerim birkaç saniye ekrana kitli kalırken bende gözlerim gibi donup kaldım.

'Kalbimin Hay Aksisi Arıyor'

'Kalbimin Hay Aksisi Arıyor'

'Kalbimin Hay Aksisi Arıyor'

"SİKTİR!"

Heyecanımın harlığıyla kendime gelerek aniden bir çığlık atarak yataktan fırladığımda çimen rengi gözlerim sonuna kadar irileşmişti.

Göğsüm sıkı bir şekilde inip kalkarken yatağın üzerindeki kahve fincanı yataktan böyle sıçramama dayanamayarak devrildiğinde içindeki
kahve yatağıma dökülmüştü fakat şu an bunu umursamıyordum bile!

Gözlerimi sonuna kadar açmış büyük bir şokla elimde tuttuğum telefonuma bakarak acaba hayal mi diye düşündüğümde bacaklarımın içleri tir tir titriyordu.

Arayacağını beklememiştim.
Çok ani olmuştu.
Yine itiraz edeceğini sanmıştım ama hayır bu gördüğüm rüya ya da halis değildi.

Odada yankılanan bu melodi onun sesinin öncesinde çalan bir başlangıç nakaratıydı.

Soluk borum aldığı yakıcı soluklarla nemlenmiş gibi ateşini dışarı vurduğunda boynumdan akan bir damla terin göğüs arama doğru süzüldüğünü hissettim.

Kirpiklerimi güçlüce kırpıp kendime gelmek adına ardı ardına yutkundum ve "Tamam," diyerek telefonu titreyen elimde sabit tutmaya çalıştım.

"Tamam, arıyor, arıyor! Bu rüya değil, açacağız telefonu." Diye mırıldandım ve sakinleşmeye çalıştım.

En son ne zaman bu kadar heyecanlandığımı, kalbimin doğaya aykırı bir şekilde attığını hatırlamıyordum.

Bu yabancı his, bu kalbime ait olmayan onun heyecanı, parçalayan ritim çok güzeldi.

Hafifçe yutkunarak boğazımı sertçe temizlediğimde dudaklarımda oluşan heyecanlı tebessümle parmağımı telefonun üzerine yerleştirerek aramayı kabul ettim ve telefonu açarak kulağıma yerleştirdim.

O sırada odanın sessizliğinde yankılanan kalbimi duyar mı korkusundan kendimi de alıkoyamadım.

Kulağıma dayadığım telefonla birlikte beni ilk başta karşılayan sessizliğe karşı ne diyeceğimi bilemesemde içimden gelenle başladım.

"Gizemli,"

Dudaklarımın arasından sallanarak dışarıya doğru atılan kelime onu tarif eden, onunla bütünlenmiş bir kelimeydi.

Gizemli,
Bu ona ilk seslenişimdi.

Sesim ilk defa bir çocuk gibi çıkmıştı. Oldukça kısık ve kusurluydu.
Sanırım heyecanım sesime yansımıştı.

Ona seslenişimin ardından beni yine sessizlik karşıladı. Dudaklarımda saltanat süren tebessümün tahtına bir alev topu fırlatılmış gibi tebessümümüm solmaya başladı. Heyecandan dikelmiş omuzlarım aşağıya doğru indiğinde yutkundum ve sessizliğe kulak kabarttım.

Ama sonra işittim.
Nefes alışverişleri kulağımın içinden yüreğimi buldu bana oksijen sağladı.
Hattaydı beni dinliyordu.

Dudaklarımı aralayarak hayal kırıklığına uğramış bir ses tonuyla "Konuşmayacak mısın?" Diye fısıldadım.

Sesim ona geçtiğinde nefes alışverişleri durdu. İçimi büyük bir hayal kırıklığı kaplarken konuşmayacaktı sanırım.

Aramızda büyük bir sessizlik olurken yine cevap vermeyince ne diyeceğimi bilemeyerek cevabımı almış gibi
"Peki," Diye mırıldandım ve telefonu kulağımdan çekmek içim hareketlendim.

Ama o beni durdurdu.

"Nalan."

Duyduğum ses ile ayağımın altındaki yer çekilmiş gibi sendeledim, gözlerim garip bir şekilde doldu.

Bu ses...
Öylesine farklıydı öylesine güzeldi ki ne kısa çaplı bir şoka girdim, dondum.

Kulağıma kazınan güzel ses tonuna mı yoksa bana ilk seslenişinin Nalan oluşuna mı düşüneyim bilemedim.

Sesi beklediğim, hayal ettiğim gibi değildi. Aklımdaki hiçbir kalıba uymuyordu. Nahif ve boğuktu. Daha önce duyduğum hiçbir erkek sesime benzemiyordu. Çok erkeksi, hırıltılı ama çokta yumuşaktı.

Bir karışım gibiydi.
En güzel notaların karışımı gibiydi.

Aralanan dudaklarıma çarpan soğuk hava ile kesik bir nefes aldığımda telefonun diğer tarafından güçlü bir yutkunma sesi işittim.

Yutkunmuştu.
Öylesine içten yutkunmuştu ki boğazıma bir yumru oturmuştu.

İkimiz de neredeyse bir dakikaya yakın sustuğumuzda acaba onun kalbi benim ki gibi atıyor muydu?

Aramıza giren sessizliği bozmak istesemde ne söyleyeceğimi bilmediğimden sussam da o konuşunca bana gerek kalmamıştı.

"Güneş saçlı," Erkeksi, genzinden gelen sesi tekrardan kulaklarımı doldurduğunda kulaklarım gerçekten bir şenlik içindeydi.

Alt dudağımı gergince dişleyerek ayakta duramayacağımı fark edip makyaj masamın önüne ilerlediğim ve sandalyeye oturarak aynadan kendimle göz göze geldim.

"Konuşmayacaksın sandım." Diye mırıldandım kısık, yumuşak bir ses tonuyla.

Allah için benim sesim niye içime kaçmıştı! Neden böylesine kısık konuşuyordum?

Bu heyecanın etkisi falan mıydı?

Karşı taraftan bir yutkunuş daha işittiğimde gizemli bey "Aslında konuşmayacaktım." Diyerek itirafta bulundu ve "Siktir, nasıl, neden aradığımı bile bilmiyorum." Dedi benim sesim gibi kısık çıkan bir ses tonuyla.

Susup aynadan kıpkırmızı kesilmiş yüzüme bakarken dolgun dudaklarımı aralayarak "Pişman mısın?" Diye sordum yalın bir merakla.

"Hayır, hayır güzelim." Diyerek büyük bir hızla beni yanıtladığında kalbime saplanan oklar gerçekmiş gibi kalbim sızladı.

Ama bu sızı çok güzeldi.

Güzelim. Güzelim demişti ve muazzam sesiyle bunu o kadar güzel söylemişti ki..

"Sadece bir an da oldu, bir an da seni aradım." Yutkundu ve "Sikeyim, kaç yaşında adam olmama rağmen bir ergen gibi heyecanlıyım." Diyerek kendi sövercesine konuştu.

Kızarmış yanaklarıma aldırış etmeden kocaman gülümsediğimde "Gerçekten heyecanlı mısın?" Diye sordum merak ve heyecanla.

"Evet, kalbim seni ilk gördüğüm anda mi gibi atıyor." diyerek kadifemsi, boğuk sesiyle yanıtladı beni. Ama yanıtladığı gibi bir soru da o yöneltti.

"Sen? Küçük kalbin, bana ait olan kaburgalarının arasında hızlıca atıyor mu?" Diye fısıldadı cezbedici bir ses tonuyla.

Nefes alamadım, yandığımı hissettim.

Hafifçe yutkunarak "Evet," Diye fısıldadım.

Bu mümkün müydü bilmiyorum telefonun diğer ucundan gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Nalan," Diye mırıldandı ciddi bir ses tonuyla.

Nalan, benim ikinci adımdı. Sevmezdim. Bu yüzden kullanmıyordum.
Ama o öylesine güzel söylüyordu ki adımı sevesin geliyordu.

Ya da adımı bana çoktan sevdirmişti.

"Gizemli," Diye yanıt verdim bana seslenmesi karşısında ve heyecanla cevap vermesini bekledim.

Önce durdu ve sustu ama fazla uzun sürmeden güzel sesi kulaklarımda dolandı.

"Sesin çok güzel." Diyerek bir zehirli yılan gibi iltifatını ses tellerime doladı.

Ne diyeceğimi bilemiyordum!
O kadar gergindim ki...
Teşekkür mü etmeliydim?

Aynadaki yansımam gitgide kırmızıysa dönüşürken beden utandığımı bilmiyordum.

"Teşekkür ederim, senin sesinde öyle. Çok güzel," dedim alt dudağımı dişlerimin arasında çekiştirerek.

Ah!
15 yaşındaki bir ergen gibi hissediyordum kendimi. Ama öyle gözüksem bile şu an olduğum durum bana güzel geliyordu.

"İlk kez sen duyuyorsun," dedi yumuşacık sesiyle.

Kaşlarım havaya kalktığında "Anlamadım?" Diye sordum.

Karşı taraftan hafifçe güldüğünde kulağımı dolduran gülüş sesi içimi kıpır kıpır etti. İçimde o gülüşü görmenin arzusu doğdu.

"Sesimi ilk kez sen duyuyorsun, güneş saçlı."

Şaşkına uğradım.
Yalan mı söylüyordu?
Şu an konuştuğum gizemli adamın sesini ilk kez ben mi duyuyordum?

Bunun imkanı yoktu ki...

"Nasıl yani? Arkadaşların, çevrendekilerle hiç konuşmuyor mus-" Diye şaşkınca konuşurken lafımı bölsü

"Arkadaşım yok, çevremde yok. Sadece sen varsın." Dedi fısıltılı sesiyle.

Sen varsın...

Yutkundum. Aynı an da o kadar çok şey hissediyordumki hangisinin üzerinde durayım diye şaşırıyordum.

"Ama şoförün," Diye mırıldandım hafifçe yutkunarak.

"O da hiç sesimi duymadı." Dedi gerçekten yalın bir ses tonuyla.

Sustum o da sustu. Birkaç saniye ikimizde sussakta o "Sirena," Diye fısıldadı.

Kalbim biraz daha hızlandı devam etmesini bekledim.

"Sen benim ilklerimsin..."

Ruhumun yerinden söküldüğünü hissediyordum. Kulağıma yakaladığım telefon yanı başımdaymış gibiydi ve işlevini kaybetmişti.

Öylesine içten, öylesine güzel konuşuyordu ki kulağımı yakaladığım telefon değil sanki onun kalbiydi.

Hafifçe yutkundum. Dolu gözlerimden akan düşen bir damlaya kendim bile anlam veremedim.

Dudaklarımı aralayarak "Sesini ilk defa duyan biri olmak çok garip. Şu an seninle konuşabilmem bile çok garip. Çok garip hissediyorum." Diye mırıldandım titrek bir ses tonuyla.

"Sikeyim, bu kötü bir şey mi? Kötü mü hissettin kendini? Tamam, kapatayım o zaman telefonu." Dedi hemen hızlıca.

Kafamı iki yana sallayarak "Hayır, dur. Kötü değil..." Gözlerimi kapatarak hafifçe yutkundum ve "Çok..." tekrardan duruldum.

Sabırsız gibi hafifçe yutkunarak "Çok?" Diye sordu.

Gözlerimi tekrardan açtığımda hafifçe gülümsedim ve "Güzel." Dedim.

Karşı taraftan ses gelmeyince devam ettim.

"Garip ama çok güzel. Seninle konuşurken heyecanlıyım. En son ne zaman biriyle konuştuğumu, heyecanlandığımı hatırlamıyorum bile. Seni tanımıyorum ama sana kendimi yakın hissediyorum. Yabancılık çekmiyorum, kendi benliğimi gizlemiyorum." Diye fısıldadım.

"Çünkü ben seni her şeyinle..." Durdu ve gerisi gelmedi.

Sanırım bunu söyleyip söylemek konusunda gidip gelmişti.

Görmezden gelmeye çalışarak yanağıma akan bir damla ile "Bana kendimi özel hissettiriyorsun. Bu çok yabancı bir his, gizemli. Sen..." gülümsedim ve boğazıma oturan yumruyu görmezden gelmeye çalışarak devam ettim.

"Sen beni nasıl buldun?" Diye sordum.

Cevap vermesini beklemeden devam ettim.

"Nasıl bir an da hayatıma girdin? Nasıl beni o saklandığım köşeden çıkarıp, tozlu raflardan kalbimi indirdin?"

"Cevap çok basit değil mi, Nalan?"

Basit miydi bilmiyorum ama ben cevabı bilmiyordum, anlamıyordum.

Çünkü içimde hiç sevilmeyen küçük kız onu sevecek biri olduğuna inanmıyordu.
Ama şimdi onun bile fikri değişmişti.

"Cevap ne, gizemli?" Diye sordum tahmin yürütmek için çabalamayarak.

"Ben seni her şeyinle seviyorum."

Aynadan parıldayan gözlerime şahit oldum.

"Güzelim,"

Güzelin şu ses tonuna ölsün diye cevap vermemek için kendimi zor tuttum.

"Ben seni gördüğüm ilk an da kayıp olduğunu anladım. Sen banaydın bu yüzden ben seni bulana kadar kayıptın." Dedi güzel, etkileyici sesiyle.

Büyüleciydi.
Gerçekten her kelimesi büyüleciydi.

Kıkırdamama engel olamadım ve hafifçe gülerek "Çok güzel konuşuyorsun." Dedim gülüşlerimin arasından.

Bir an da telefonda iç çektiğinde "Siktir," Diye hırıldadı.

Kaşlarımı havalandırarak gülmemi kendimi zorlayarak durdurduğumda "Ne oldu, iyi misin?" Diye sordum hızlıca.

"Sen, sen çok güzel gülüyorsun. Bu bir viskinin boğazda bıraktığı sıcaklık kadar güzel." Dedi kısılmış, erkeksi sesiyle.

Alt dudağımı dişleyerek "Viski? Güzel benzetme." Dedim ve kendimi kıkırdamaktan alıkoyamadım.

"Güzel olan sensin. Güzel dudaklarından çıkardığın şu gülüşler ayaza rağmen içimi ısıtıyor."

Yutkundum, bedenim alev aldı.
O da yutkundu ve derin bir nefes aldı.

"Dudaklarından çıkan gülüşlerim yüzümde kaybolmasını istiyorum. Güzel dudaklar var, Sirena. Çok güzel dudakların var."

Dudaklarım...
Pekala, kuru bir yutkunuş.

Hafifçe sırıtarak "Serina." Diye düzelttim.

Hafifçe güldü, tüylerim yine ürperdi.
"Sirena." Diyerek inatlaştı.

Derin bir nefes alıp "Sanırım çok dik başlısın." Dedim.

"Sana karşı değilim."

Acaba kalbim daha ne kadar hızlı atabilirdi.

Buna cevap veremedim ve "Sesini duymak garip olsa bile çok güzel. Ben aradığın için teşekkür ederim." Dedim kibarca.

Aslında kibar biri değildim ama onunla konuşurken bir kibarlaşmıştım sanki. Ya da utandığım için öyle gözüküyordu.

"Sesini duymak, seninle konuşmak çok güzel. Sesime ihtiyaç duyduğun için teşekkür ederim. Çünkü sen benim ilklerim olduğun gibi bana ilk kez ihtiyaç duyan birisin." Dedi samimiyetle.

Birine ihtiyaç duymayı uzun zaman sonra ilk kez tadıyordum.
Yalnızlık öylesine kötüydü ki birine ihtiyaç duyduğunda bile kendini mutlu hissediyorsun.

"Bana sürekli teşekkür etmene ya da özür dilemene gerek yok," Dedim sakince. "İlk başlarda senden gerçekten korkuyordum ve konuşmak istemiyordum ama şimdi her şey değişti. Ben... sanırım sana beni yalnız bırakmadığın için teşekkür etmeliyim." Dedim büyük bir itiraf ederek.

"Bana en büyük teşekkürü yaşayarak ver, Sirena. Benim için yaşa, mutlu ol."

Gülümsedim ve "Gülümsüyorum, dudaklarında oluşan o gülümsemeyi görmeyi çok isterdim."

Hafifçe güldü.
"Dudaklarımı görsen gülümsememe takılmazdın." Dedi alaycı ama çapkın bir şekilde.

Hafifçe güldüm ve kafamı iki yana salladım.

"Seni görmek istiyorum." Dedim bütün arzumla.

"Nalan," derken sesi çoktan ciddileşmişti.

"Neden kendini bana göstermiyorsun, gizemli? Baksana sana adımı bilmediğim için sana gizemli diyorum. Ne zamana kadar böyle devam edecek bu?" Dedim yakınarak.

İç çekti ve "Sana yanığım ama bu ateşi harlama, Nalan.." diyerek artık en sevdiğim şarkının nakaratını uyarırcasına mırıldandı.

"Dizinin dibi çok güzel yer ama yaşayamam ben, orada." Diyerek manalıca mırıldanarak eşlik ettim.

"Sen bahçesin ben kasırga, çiçeklerin kopar burada.  Yapma, Nalan..." diye fısıldadı.

Gözlerimi kapatarak şarkının melodisiyle huzuru kucakladım ve kafamı iki yana salladım.

"Seni görmeyi çok istiyorum... Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar istememiştim." Diye mırıldandım.

"Emin ol benim kadar istememişsindir. Sen bir hazinesin ve ben define avcısı olmama rağmen sana dokunamam. Bu nasıl acı bilemezsin." Dedi hırıltı sesiyle.

Dilimi kurumuş dudaklarımın üzerinde gezdirerek sustum. Bir süre beraber sustuk ve sessizliği dinledik. Ama daha sonra o sessizliği bozdu.

"Kafam almıyor." Dedi sıkıntılı bir şekilde.

"Neyi?" Diye sordum merakla.

"Sessizliğinin bile nasıl bu kadar iyi hissettiğini kafam almıyor. Telefonun diğer ucunda olman bile beni mutlu ediyor. Konuşmasan bile sessizliğinle beni mutlu edebiliyorsun. Bu mutluluk benim gibi birine ağır." Dedi.

"Senin gibi biri derken?" Diye sorarak kaşlarımı çattım.

Kıkırdadı ve "Sanırım sen beni sorulara boğmadan kapatsak iyi olacak. Görüşürüz bebeğim." Diye kapatmaya yeltenince gözlerimi büyülttüm.

"Hey, dur kapatma! Şey dur," kesik nefesler içinde yutkunarak "Bir daha arayacak mısın, bu son muydu?"

"Bizim için son diye bir şey yok, Nalan. Bizim için ilkler var. Arayacağım." Dedi.

Bu beni mutlu ederken kocaman gülümsedim.

"Ne zaman olur bilmiyorum ama bir gün gözlerinin içine bakarak gülümseyeceğim." Dedim yemin ederek.

"Bende öyle yapacağım ve sonra saçlarının rengindeki güneşin en sıcağında," sesi hırıltı çıkınca yutkundu.

"Sana sarılacağım." Diye devam etti.

Gülümsememi sürdürerek "Teşekkür ederim, Gizemli." Dedim ve telefonu kapatmak için hareketlendim ama beni durdurdu.

"Sirena," dedi.

Telefonu kapatmayarak devam etmesini bekledim fakat o benim gibi beklemedi.

"Seni seviyorum." Diyerek telefonu kapattı.

Yüzüme kapanan telefon ve söylediği şey ile gözlerimi sımsıkı kapatarak heyecanla sırtımı sandalyeye yasladığımda "Allahım!" Diyerek büyük bir mutlulukla Allah'a sığındım.

Bu içimdeki his ve hayatıma bir an da kaba, saba girse bile beni çok değerli hissettiren adama teşekkür ettim.

O sırada telefonuma gelen bildirimle gözlerimi hızlıca açarak telefonumun ekranını yukarı doğru kaydırdım ve gelen fotoğrafa baktım.

Ömrümün Hay Aksisi:


Ömrümün Hay Aksisi:
"Gülümse Sirena. Gözlerimin içine bakarak gülümse. Nefrete alışık gözlerim dünyadan arınsın."

&&&

Continue Reading

You'll Also Like

126K 7.9K 29
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen
6.4M 280K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
1.1M 30.6K 84
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...
364K 23.9K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...