Fındık Güzeli-Texting

By mesleksahibiyazar

771K 33K 9.2K

Genç adam sinirle ellerini saçlarına daldırdı. Karşısındaki kişiye bir türlü yanlış numara olduğunu anlatamam... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
Karakter tanıtımı
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
FİNAL
Özel bölüm 1
Instagram bölümü
DUYURU

25. Bölüm

13.2K 557 144
By mesleksahibiyazar

Selamün aleyküm ey ahali

Nasılsınız? Keyifler nasıl?

Valla ben iyiyim Allah'a şükür. 

Sizden ricam biraz fazla yorum yapar mısınız acaba?

Hadi keyifli okumalar.

........................................................................

~Saynur'dan~

Binadan çıkınca Asya'yı beklemeye başladım. Dikkatimi uyuyan köpek çekince yavaşça yaklaştım aramızda 2 metreye yakın bir mesafe bırakıp gülümsedim. Her canlı uyurken çok masum olur sözü cidden çok haklı bir sözdü. Öylece gülümseyerek ona baktım. Birisinin yanıma gelmesiyle korkuyla yerinden sıçradım  "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek arkama döndüğümde Meriç'i görünce rahatladım. Elimi kalbime bastırıp bir süre sakinleşmeyi bekledim. Yanıma gelip "Korkuttum sanırım" demesiyle kendimi açıklama hissiyatına düşünce hemen açıkladım "Yani dalmışım ses duyunca korktum." yanıma gelip gülümsedi. Öyle gülümseme işte zalımın oğlu vallahi düşünüyorum. Her ne kadar bakmak istesem de başımı köpeğe çevirdim. Uyanmış ve bize baktığını görünce korkuyla Meriç'in arkasına geçtim. Bana bakıp bir süre güldü ve köpeğin yanına gitti. Onu sevince gülümsedim. Bende sevmek isterdim ama 2 metreden fazla yaklaşamıyordum.

Bana bakıp "Gel dene istersen." Anında iki adım geri gidip "Yok böylesi daha iyi bu bile benim için büyük bir şey" yüzüme bir süre bakıp sevmeye devam etti. O kadar oyuncuydu ki zıplaması ile hemen geri gittim. Meriç bu halime güldü.

Asya'nın gelmesiyle tam gidecekken Meriç'in bize seslenmesiyle durup ona döndük "Kendi aramızda küçük bir pasta kesecez çardak da sizde gelsenize." demesiyle bakışlarımı Asya'ya çevirdim. Onaylayan bir şekilde bakmasıyla "Saat kaçta?" diye sordum. Yerinden kalkıp "8 gibi keseriz bugün benim izin günüm pasta alacağım." demesiyle kafa salladım. "Kanka bugün erken çıkabilirmişiz büyük bir toplantıya gideceklermiş beni alma şansın var mı?" Demesiyle bugünku randevuları düşündüm "Son dakika hasta gelmezse erken çıkabilirim sen restaurant da işin bitince hastaneye gel." Kafa sallayarak beni onaylayınca  Meriç'e döndüm "Tamam o zaman biz gelince sana söyleriz." Kafa sallayarak beni onaylaması ile gülümseyip arabaya doğru gittim.

Asya'yı işine bırakıp hastaneye gittim. Yoğun bir gün olacaktı. İşimin başına oturup gelen hastaları kabul ettim.

~Asya'dan~

İşim bitince Saynur'a haber verip onun hastaneye geçtim. Hastanenin biraz ilerisinde bir kediyi görünce biraz ona baktım sanırım hamile olmalıydı yalpalayarak yürüdüğünü görünce hızla yanına gittim. İlk önce sevip karşımızdaki veteriner götürdüm. Muayene edip 4 tane kediye hamile olduğunu söyleyince mutlu oldum. Ödeme noktasına gelince yanımda para olmadığını fark ettim. Saynur'u çağırınca o ödedi.

Kediyle beraber arkaya oturmuş giderken "Saynur sana sormadan sahiplendim ama alışabilecek misin?" Birkaç saniye düşünüp "Kedilere az çok alıştım zaten Yüsra sayesinde, hem bu zavallım hamile onu sokağa bırakmak olmaz." Demesiyle sevinçle kediyi sarsmadan onu öptüm.

Kedi için bir pet shopa girip gerekli şeyleri aldık. Eve varınca en sıcak köşeyi onlara ayarladık. Fakat Saynur hala gelip sevmemişti. Namazı kıldıktan sonra birazcık kediyi sevdim. Saate baktığım da 18.57 olduğunu görünce Saynur'a seslendim "Saynur az kediyle ilgilen ben Yiğit Alp için kurabiye yapacağım." yanımıza gelip sakince kediyi kucağına bıraktım. Birkaç saniye oturup bekledi en sonunda elini kaldırıp kediyi hafif sevdi. Sevmesi ile daha mayışan kediye sevmeye devam etti.

Onları o halde bıraktım ve elimi yıkayıp kurabiye hazırlamaya koyuldum. Kakaolu kurabiye hazırlayıp fırına yolladım.

Kurabiye hazır olunca kaba koyup Saynur'un yanına gittim. Bir eliyle kediyi severken diğer eliyle telefonla ilgileniyordu. Bu hallerine gülümseyip "Hadi kalk inelim çardağa." Yerinden kalkıp kediyi olduğu yere bıraktı. "Bir şey olmaz de mi?" Diye sormasıyla kafamı salladım "Zaten uyudu uyuyacak." Demem ile kafa salladı.

Aşağıya indiğimizde pastanın ortadaki masaya koyulduğunu ve birkaç içecek görünce bende kurabiyeleri pastanın yanına koydum.

Yiğit Alp gelince herkes doğum gününü kutlayıp sadece pasta kesilmişti. Pastaları ve kurabiyeleri dağıtıp herkes bir köşeye oturdu. Öylece sohbet ederken Melik Meriç'e dönüp "Kurabiyeleri hazır mı aldın lan nereden aldıysan bana da söyle de bundan sonra oradan alalım." Demesiyle herkes onu onayladı sırıttım boşuna mı aşçıydık be. Meriç bana dönüp "Hazır almadım Asya yaptı." demesiyle hepsi şaşırarak bana döndü. Melik'in ikizi Melih "Oğlum biz salak mıyız niye şaşırıyoruz ki kız aşçı zaten" demesiyle onaylarmış gibi kafa salladım. Melik "Asya bundan sonra evinden çıkmam." demesiyle sırıttım "Eve alırsam çıkmazsın." herkes dediğime gülmeye başladı.

Kendi aramızda gülerken bir anda 3 kızın bize doğru geldiğini gördüm. Melik'e seslenip "Gelen kişileri tanıyor musunuz?" kızların oraya bakınca suratı düştü "Ya bunlar niye geliyor ki?" Bir anda hepsi oraya bakınca suratları düştü. "Oğlum açıkla daha kim bunlar?" Hemen yanıma kayıp hepsini tek tek tanıttı "Şu en soldaki varya o ne sinsi şeytandır kendisi ikizimden hoşlanıyor adı Bengü , ortada ki de Yaren varya o ne yellozdur kendisi Yiğit Alp'ten hoşlanıyor" demesiyle tek kaşımı havaya kaldırıp o kıza baktım. "En sağdaki Derin kendisi Meriç'ten hoşlanıyor hoşlanmalarına bir şey demiyorum adamlar zehir gibi yakışıklı ama bunlar çok nasıl desem samimiyetsizler bizimkiler sevmediklerini açık bir şekilde belirttiler ama bunlar bir türlü yakamızı bırakmadılar hani buraya gelirken bir tane konak var ya orada yaşıyorlar." Demesiyle kafa salladım. Yanımıza gelmeleri ile sustuk. Adının Yaren olduğunu öğrendiğim kız "Merhabalar" diyerek ayakta dikilmeye başladı. Herkes kısık bir sesle merhaba deyince ortamın gerildiğini hissettim. Boş yerlere oturunca herkes birbirinin yüzüne boş boş bakmaya başladı. Kızların keskin bakışları bizdeydi. İsminin Bengü olduğunu öğrendiğim kız "Ee bizi tanıştırmayacak mısınız?" Demesiyle herkes yüzüne dik dik baktı her zaman gülen Melik'in bile suratının asıldığını görebiliyordum. 

Kız elini bana doğru uzatıp "Merhaba ben Bengü sizi daha önce hiç görmedim." Demesiyle elini sıktım "Merhaba ben Asya buraya yeni taşındık." Dememle kaslarını çatarak bizimkilere döndü "Kim taşındı hepiniz burada kalırdınız?' diye sormasıyla Melik cevapladı "Fahri Abi torununun yanına taşındı." demesiyle Derin fazla abartılı bir ses tonunda "2. kata Meriç'in yanındaki daireye mi taşındılar?" demesiyle Saynur çok normal bir şekilde "Evet niye çok şaşırdın ki bu kadar?" dedi. Kız bakışlarını Saynur'a dikip "Şaşıramaz mıyım?" diye sordu ters bir şekilde, Saynur hiçbir şekilde kendini bozmayıp "Şaşırma demedim sadece fazla abartılı buldum neyse boş ver." demesiyle sessizce olanları izledim. Onlar kendilerini tanıtınca biz de iki kelime bir şey söyleyip kısaca tanıştık. 

Bengü "Kaç yaşındasınız?" Demesiyle tek kaşımı kaldırıp Saynur'a döndüm o da tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Şimdi bacım sen benim yaşımı ne yapacaksın tabii ki de böyle söylemeyip "26" dedim Saynur "27" Dedi Saynur en büyüğümüzdü. Kendisi 1 yaş büyüktü hepimizden fakat bizi erken vermişlerdi o yüzden aynı seneye denk düşmüştük. Bu sefer Yaren sordu "Kardeş misiniz?" demesiyle Saynur "Kan bağımız yok ama o benim kardeşim." dedi. Yani şunun şurasında 16 yıldır arkadaştık. "Kaç yıllık arkadaşınız?" Diye soran Derin ile derin bir nefes alıp açıkladım "Saynur, ben ve diğer arkadaşlarımız 2005 yılından beri arkadaşız." dememle bu sefer Bengü atıldı "Diğer arkadaşlarınız?" Allah'ım sen sabır ver bırakın da kendi halimiz de oturalım. Benim cevaplamayacağımı anlayan Saynur açıklamaya başladı "Bizim 7 kişilik bir arkadaş grubumuz var kendileri Ordu'da yaşıyorlar bizde buraya taşınmadan önce Ordu'da yaşıyorduk fakat bazı işsel sebeplerden dolayı Gaziantep'e geldik arkadaşlarımız taşınmamızda yardımcı oldular 2-3 gün önce de gittiler. Ben Genel Cerrahım Asya ise aşçı." bıkmış bir şekilde bütün öz geçmişimizi öne sürmesiyle minnetle ona baktım. Yoksa sabaha kadar sorguya çekerlerdi. Derin tek kaşını kaldırıp "Niye sinirlendin ki?" Dedi çok masumca Allah'ım sen sabır ver yarabbim. Saynur bir es verip "Sinirlenmedim sıkıldım." dedi. Ortalığın karışacağını anlayan Melik "Meriç şarkı söylesene." Diyerek konuyu değiştirdi pat diye. Saynur'la birbirimize bakıp bakışlarımızı Meriç'e çevirdik bir anda bütün topun ona atılmasıyla havaya kalkan kaslarıyla hafif boğazını temizleyip "Benim boğazım ağrıyor başkası söylesin." demesiyle Derin yalancı bir telaşla "Bir şey yoktur insaAllah" dedi hadi ama bunun bir bahane olduğunu herkes anlamıştı. Ona boş boş baktım. Meriç onu geçiştirince yine garip bir sessizlik oldu. Aklıma gelen şeyle Saynur'a döndüm. "Saynur'un sesi çok güzel o bize bir şarkı söylesin." Dememle kaşlarını çatıp dik dik bana baktı. Melik bir anda Saynur'a dönüp "Sesin gerçekten güzel mi?" Demesiyle bende bakışlarını çekip ona baktı "Öyle abartılacak kadar değil." Demesiyle inanmaz bir şekilde ona baktım "Mütevaziyi bırak tatlım sesin çok güzel." dedim tekrardan bana dik dik baktı. Meriç "Melik benim gitarı getir de ben çalayım Saynur söylesin." Demesiyle Melik ayaklandı "Ver anahtarı bakayım." Meriç anahtarı uzatmasıyla koşar adım eve gitti. Saynur "Hastane de bu kadar hızlı olsa daha erken çıkacak haberi yok." Demesiyle erkekler ilk defa güldü Melih "O işine gelene koşar." demesiyle Saynur "Bilmez miyim adam hiç değişmemiş okuldayken de böyleydi." Demesiyle Yaren "Aynı okulda mi okudunuz?" Demesiyle "Evet aynı üniversitedeydik o üst sınıftı." Diyerek açıkladı. Derin inanamaz bir şekilde "Sen Cerrahpaşa da mı okudun?" Saynur "Evet." dedi net bir şekilde ah zeki arkadaşım benim ya.

5 dakika sonra Melih elinde gitarla yanımıza geldi gitarı Meriç'e verip yanıma oturdu. Meriç Saynur'a dönüp "Ne çalayım?" diye sormasıyla Saynur "Haluk Levent~Aşkın Mapushane." dedi Meriç vay be manasında dudak büküp "Güzel şarkı." Saynur gülümseyip "En sevdiğim şarkıdır." dedi. Meriç birkaç dokunuş sonrası çalmaya başlayınca Saynur derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp şarkıyı söylemeye başladı.

"Keşke seni tanımamış
Keşke sevmemiş olsaydım
Zincire vurulmuş gibi
Sana bağlı kalmasaydım x2"

Gözlerini açıp Meriç'e bakarak nakaratı söylemeye başladı.

"Aşkın mapushane
İçinde ben mahkum
Saçların parmaklık
Gözlerin gardiyan olmuş x2

İçinde ben ziyan oldum"

Meriç'in ona bakmasıyla bakışlarını kaçırdı. Full HD onları izliyordum. Gözlerini kapatıp şarkıyı söylemeye devam etti.

"Alınyazımda varmışsın
Kalbimi benden çalmışsın
Sensizliğe bir duman gibi
Sigaranda beni yakmışsın."

Gözlerini açıp hepimizin eşlik etmesi için iki kere ellerini havaya doğru salladı.

"Aşkın mapushane
İçinde ben mahkûm
Saçların parmaklık
Gözlerin gardiyan olmuş x2

İçinde ben ziyan oldum"

O üçlü hariç hepimiz katılmıştık.

Aşkın mapushane
İçinde ben mahkûm
Saçların parmaklık
Gözlerin gardiyan olmuş x2

İçinde ben ziyan oldum x2

Son kısmı sadece o söylemişti. Bir anda alkışladığımız da gülümsedi. Mahir Abi en büyüğümüzdü. "Bacım çok güzel söyledin ağzına sağlık." demesiyle Saynur ona bakıp "Teşekkür ederim abi." Mahir abi sadece gülümsemekle yetindi. Melik "Allah'ım ne yetenekli komşularım var Yarabbim birisi mükemmel yemekler yapar birisinin sesi güzel." Melik'in dediğine yine onlar hariç hepimiz gülmüştük. Melik bana dönüp "Senin sesin nasıl kız?" gülerek kendimi gösterdim "Benim mi kargadan farkı yok" dediğimde güldük. Saynur "Böyle dediğine bakmayın çok güzel Beşiktaş marşı söylüyor sadece romantik şarkılara sesi uymuyor." Dediğinde güldüm "Orası öyle valla çok güzel marş söylerim." yine kendi aramızda gülerken Saynur'a dönüp "Ateşini yolla bana söylesene hem bende katılırım." dediğimde Melik de beni onayladı "Lütfen bende katılırım." Saynur bakışlarını Meriç'e çevirdiğinde bende Meriç'e baktım. Gitarına hafif vurup "Sen söyle ben çalarım sesin cidden çok güzel." Demesiyle 32 dış sırıtarak Saynur'a döndüm. Yanaklarının kızardığını görebiliyordum. Diğerleri de isteyince "Peki" demesiyle Melik'le sırıttık. 

Saynur'un söylemesiyle nakaratın gelmesini bekledik.

Gide gele çok zaman yoruldum
Yola geldim bende senin oldum
Ona buna yok yere inandım
Nasıl olsa benimsin sandım x2

Melik'le ellerimizi havada sallayıp şarkıya eşlik ettik.

Ateşini yolla bana
Kor alevler içindeyim bilmesen de
Daha daha sokul bana
Benim sana geldiğim gibi, bana gelmesen de

Diğerleri ritimli bir şekilde alkışlarken Melik'le biz eşlik ediyorduk. Yiğit Alp'le göz göze gelince gözlerimi kaçırmadan söylemeye başladım.

Gel benim ol, sözlerim ol
Gecelerim kalsın gündüzlerim ol
Düşlerim ol, gülüşlerim ol
Gurbetlerden geriye dönüşlerim olx2

Saynur susunca bizde susup güldük. Saynur tekrar söylerken biz biraz nefeslendik.

Gide gele çok zaman yoruldum
Yola geldim bende senin oldum
Ona buna yok yere inandım
Nasıl olsa benimsin sandım

Ateşini yolla bana
Kor alevler içindeyim bilmesen de
Daha daha sokul bana
Benim sana geldiğim gibi, bana gelmesen de

Son kısmı söylerken Melih ve Fırat da bize katıldı.

Gel benim ol, sözlerim ol
Gecelerim kalsın gündüzlerim ol
Düşlerim ol, gülüşlerim ol
Gurbetlerden geriye dönüşlerim ol

Gel benim ol, sözlerim ol
Gecelerim kalsın gündüzlerim ol
Düşlerim ol, gülüşlerim ol
Gurbetlerden geriye dönüşlerim ol

Gel benim ol, sözlerim ol
Gecelerim kalsın gündüzlerim ol
Düşlerim ol, gülüşlerim ol
Gurbetlerden geriye dönüşlerim ol

Gel benim ol (ol, ol, ol, ol, ol)

Şarkı bitince gülmeye başladık. Aradan 10 dakika sonra Fatih abiler elinde bir pastayla geldi. Beren gelir gelmez Saynur'a sarılmasıyla üçüzler aynı anda kaşlarını çattı. Fatih abi "Biz gelene kadar kesmişsinizdir diye düşünüp başka pastayla geldik." Deyince pastayı elinden alıp ortaya koydum. Yiğit Alp'ler Fatih abiyi aralarına alırken Güler abla da yanımıza oturdu. Üçüzler aynı anda kalkmasıyla bakışlar onlara döndü "Biz kalkalım artık" dediklerinde kimse kıpırdamadı zoraki gülümseyip yanımızdan ayrıldılar. Gözden kaybolunca içime oturan cüzdan azabıyla Saynur'a döndüm "Acaba çok mu sert davrandık hem bizle sorunları da yoktu." diyerek sordum. Biraz düşünüp "Sanırım biraz öyle oldu." demesiyle Melik bir anda konuya daldı "La yok siz en iyisini yaptınız hem o ne be gelir gelmez ahiret sorgusuna çektiler sizi." Tek kaşımı kaldırıp başımı o yönde yana yatırdım "Orası öyle." Diyerek onayladım. Beren bir anda babasına dönüp "Baba biliyoy musun?" Fatih abi bize dönüp "Neyi koçum benim" Beren heyecanla anlatmaya başladı "Saynuy abyayayda hamile biy kedi vaymış 2 haftaya doğuyacakmış." Demesiyle Yiğit Alp merakla bize döndü "Kedi mi sahiplendiniz?" Kafa sallayarak onayladım "Evet sabah hastanenin orada gördük yalpalıyordu. Veterinere götürdük hamile olduğunu 2 hafta içinde doğum yapacağını söylediler. Bizimde sokakta bırakmaya yüreğimiz el vermedi eve aldık yatıyor şimdi evde." diye açıklamam ile kafa salladı. Bu sefer Meriç Saynur'a "Ee korkun ne olacak?"sordu. Saynur derin bir nefes alıp "Alışacağız el mecbur hem bir yerden başlamam gerekiyor ömrüm boyunca kaçarsan işim iş." Demesiyle kafa salladı. Bakışlarını köpeğe değince gülerek bakışlarını tekrar Saynur'a çevirdi "Köpek korkunu da yeniyor muyuz?" Saynur gülerek gözlerini açtı "Onu şimdilik erteleyelim." Demesiyle hep beraber güldük. Saat baya geç olunca Saynur'u dürtüp "Hadi eve geçelim." Demesiyle ayaklandik Beren'e dönüp "Küçük Bey sizi bir gün eve beklerim" dediğimde annesinin kulağına dediğini gülerek bize söyledi "Müşait olduğunuz biy gün geyiyim."oy ben senin konuşmayan ağzını yerim önünde eğilip "Sizi öpebilir miyim beyefendi?" Gülerek "Tabiy ki ama bende öpecem." Gülerek kafa salladım. Koklayarak iki yanağından öptüm. Oda benim gibi iki yanağımdan öptü. Ona el sallayıp eve doğru çıktık sanırım onlar biraz daha oturacaktı. Eve geçince direkt namazımı kıldım sonra ise anamı arayıp biraz konuştum.

Üzerime uyku bastırınca Saynur'a baktım o balkonda oturmuş kitap okuyordu. Havalar artık fazlasıyla soğumuştu Gaziantep'e kış erken gelmişti. Doğal gaz geldiğimizden beri yanıyordu. Balkon camlı olduğu için içeriye pek soğuk gelmiyordu. Saynur'a yattığımı söyleyip kendimi yatağa bıraktım.

........................................................................

Evvet bu bölüm şimdiye yazdığım kadar en uzun bölümdü. Her bölümün sonunda bunu diyorum ama bu cidden uzundu insaAllah hep bu uzunlukta ve daha uzun yazılar yazarım.

Evvet bölüm hakkında yorumlarınız?

Valla benim bir bakıma içime sindi bir bakıma sinmedi bakalım asıl yorum size ait.

Valla canım Gaziantepli okuyucalarım ben Gaziantep'in Ekim ayında soğuk olduğunu unutup böyle bir bölüm yazdım bölüm bitti öyle hava durumuna bakmak geldi aklıma kusura bakmayın smsnsjsnjss

Saynur hakkında yorumunuz=

Asya hakkında yorumunuz=

Yiğit Alp hakkında yorumunuz=

Meriç hakkında yorumunuz=

Melik hakkında yorumunuz=

Hadi Allah'a emanet olun.

Hadi görüşürüz.

Continue Reading

You'll Also Like

22.6K 1.5K 34
Giriş: 10 temmuz 2023 🌸
Homeowner By tk★

Short Story

188K 16.6K 28
İki senedir oturduğu apartmandaki Ev sahibi Taehyung'un fazla ses yapmasından rahatsız olan Jungkook, bunu dile getirmek için ev sahibine yazar.
220K 10.2K 58
'Bazen en önemli şeyler beklenmedik yerden çıkar' Beklenmeyen yerden çıkan acılar mesela... En çok can yakan noktadır. Neden mi? Beklemedikleriniz gü...
2.8K 239 30
Birbirinden güzel 9 kızdık aslında biz... Hayat bizi çok güzel tesadüfler ile bir araya getirdi. Biz dünya gittikçe kötüleşirken inadına birbirimize...