Yaralı İkizler [Tamamlandı]

Bởi Mavii_Nehir

947K 52.2K 9.2K

Düzenlendi... Ben Miray; Soyadım, doğum tarihim hiçbir şeyi olmayan miray Küçükken bana masal okuyan bir bab... Xem Thêm

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41. BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48. BÖLÜM
49.BÖLÜM
FİNAL
⭐BAŞARILARIMIZ⭐
Özel Bölüm

20.BÖLÜM

20.7K 1.1K 132
Bởi Mavii_Nehir

İYİ OKUMALAR

MİRAY'IN ANLATIMIYLA

Hepimiz araba giderken tuna arkasını dönüp bize baktı. "abi önce hastaneye gidiyoruz demi"

"evet şu enkazları toplayalım sonra güzel bir yemek yiyeceğiz" Hafif eğilip deniz ve miraç'ın suratına dikkatli baktım. Deniz çok kötü gözüküyordu. Miraç'ın sırtı aklıma geldiğinde ona yaklaştım "sırtın" Fısıldayarak çıkan sesimle miraç bana döndü

"hastanede bakacaklarmış" Başımı tamam anlamında salladım. Deniz'in burnu kanamaya devam ediyordu. Peçete kan olmuştu ve hala durmuyordu.  Ayağım dibinde ki çantamı açıp içinden peçete çıkarıp yavaşça deniz'e uzattım. Bana şaşkınca baktı. Daha sonra gülümsedi

"teşekkür ederim" Burnunda ki peçeteyi çıkarıp benim verdiğim peçeteyi bastırdı ama tam olmamıştı.

"bırak ben halledeyim" Miraç, deniz'in elinde ki peçeteyi aldı ve düzgünce baskı uyguladı.

...

Hastanede oğuz abinin odasında oturuyorduk. Deniz ve miraç'ın yaralarına bakmıştı. "ağrınız var mı?" İkisi de hayır anlamında başını salladığında oğuz yanıma geldi

"seninde bileğinin sargısını değiştirelim" Pansuman malzemelerini çıkardığında miraç bileklerimi açmama yardım etti.

...

Pansuman bittiğinde hepimiz hastaneden çıkıp bir restorana gitmiştik. Çok güzel bir yerdi. Özellikle mekanın ortasında ki ağaca bayılmıştım
"Miray çok beğendi galiba" Tuna'nın sözü ile başımı evet anlamında salladım. Menüler geldiğinde sadece sayfaları karıştırdım... deniz hafifçe bana yaklaştı

"mantar soslu hamburgerleri çok güzel, hele ice-tea çok güzel olur" Onun dediği yiyeceğe baktığımda mantıklı görünmüştü. Miraç'ın koluna dokunduğumda bana döndü "seçtin mi güzelim" Evet anlamında kafamı salladıktan sonra parmağımla deniz'in önerdiğini gösterdim.

"tamam" Garson yanımıza geldiğinde miraç siparişleri verdi. Oğuz bana baktı "deniz'in en sevdiği yemektir"

" dedim sana abi kardeşlerim bana benziyor diye"

"sana mı benziyor lan miraç en çok oğuz abime benziyor mirayda bana benziyor"

"ya bana ne abi bizim aramızda daha az yaş var bana daha çok benziyor"

"hiç zorlama kardeşim... bir kere ikinizde kudurabilirsiniz Miray ilk bana gülümsedi" İkisi de aynı anda önce tunaya sonra bana baktılar. Miraç gayet keyifli görünüyordu. Tuna gülümseyerek bana bakıyordu "ilk önce benimle konuştu."

Oğuz'un dediği ile hepsi ona baktı. Deniz'e baktığımda yüzünü düşürmüş bana bakıyordu. Onun bu durumuna canım sıkılmıştı... onunla hiçbir şey yapmamıştık. sandalyemi biraz ona yaklaştırdım ve kesinlikle benden beklenmeyen bir şekilde koluna sarıldım

Bu sefer kesin kızacaklardı. Deniz'in kasıldığını hissettim. Başımı onun koluna gömdüm. Şuan sadece anı yaşamak istiyordum sonra istedikleri kadar kızabilirlerdi. "gördüğünüz gibi ilk bana sarıldı" Deniz'in sesi çok mutlu çıkmıştı. bana kızmamıştı. ona sarılmama kızmamıştı. Başımı kaldırıp ona baktığımda o da bana bakıyordu

"beni afetin mi?" Dudaklarımı bilmem anlamında büzdüm. Gerçekten bilmiyordum. Üzülmesini istemiyordum ama onu bu kadar çabuk afedersem de o odada çığlık atarak kurtarılmayı bekleyen çocuğa ihanet gibi geliyordu

" neyse onu da zamanla hallederiz"

Karşımda oturan tuna ve oğuz'a baktığımda bize gülümseyerek ama aynı zamanda da kıskanarak bakıyorlardı daha sonra miraç'a baktım. Bana gülümseyerek bakıyordu.

Bakışlarında ki duyguyu görmüştüm. Onlarla anlaşmama çok sevindiğini biliyordum

2 SAAT SONRA

eve gelmiştik, çok yorgun olduğumuz için alışveriş yapmadan eve gelmiştik.  Gerçekten çok güzel bir gündü. İlk defa ailem varmış gibi hissetmiştim. Odamda ben miraç'ın dizinde yatıyordum. O ise saçlarımı tarıyordu. Uykum gelmeye başlamıştı "güzel bir gündü değil mi?"

"kavga etmeseydiniz daha güzel olabilirdi"

"deniz'i döverlerken bekleyemezdim"

"biliyorum bunu istemezdim zaten"

"sence deniz'e neden böyle dediler"

"bilmiyorum ama kimsenin haberinin olmadığı belli" Kalkıp ona baktım. Ona sormak istediğim bir şey vardı. ellerimle oynamaya başladım. üzülür müydü söylesem. Çenemi tutup ona bakmamı sağladı

"sorun neyse bana söyleyebilirsin"

"ben galiba onlara alışıyorum... yani onlar iyi insanlar demi?" Başını evet anlamında salladı. Gözleri dolmuştu "evet ay ışığım" Gözlerini bende kaçırdığında konuşmaya başladım

"miraç bugünde ben güçlü olabilir miyim?" Gülümseyerek bana baktı "ol bakalım"

"o zaman bana tüm duygularını anlatır mısın?" Derin bir nefes aldı. Konuşmakla konuşmamak arasında kalmıştı. En sonunda konuşmaya başladı

"onlar bizimle konuştuğunda ilgilendiğinde kendimi çok iyi hissediyorum. Sanki gerçekten ailem varmış gibi hissediyorum ama korkuyorum. Ya bize kötü davranırlarsa ya bize yine zarar verirlerse diye korkuyorum" Ona sıkıca sarıldım. Bugün güçlü olan ben olacaktım

"eskiden yaşadıklarımızı biliyorsun ne zaman ümitlensek hep bir şey oldu" Biliyordum... o adamın en sevdiği şey psikolojimizle oynamaktı. bizi umutlandırdıktan sonra canımızı yakmayı çok severdi.

7 YIL ÖNCE
YAZAR'IN ANLATIMIYLA

ikizler miray'ın odasında yatakta oturuyorlardı. Miray hayallerinden bahsediyordu. Odanın kapısı açıldığında ikisi de korkuyla kapıya döndü. Babaları gelmişti

"baba" Kemal'in yüzünde sahte bir gülümseme vardı.

"hadi gelin birlikte yemek yiyelim" İkizler bu durum karşısında şok olmuştu. kemal odadan çıktığında Miray heyecanla miraç'a bakıyordu

"bizimle vakit geçirmek istedi... miraç bizi sevmeye başladı" Miraç emin olamıyordu o adama inanmıyordu ama içinden bir his belki dedi belki bizide severdi

"hadi inelim" Aşağıya indiklerinde babaları sandalyede oturuyordu. Yavaş adımlarla yanlarına gittiler. "oturun bakalım"

Sofraya oturduklarında ikizler birbirine bakıyordu. Kemal'in ise tek bir amacı vardı. Elini kızının saçlarında gezdirdiğinde Miray çok mutlu olmuştu. rüyalarında ki gibi babası saçlarını okşuyordu

"bugün birileri gelecek... onları memnun edeceksin" Miraç kaşlarını çattı. Babasının karşılıksız bir şey yapmayacağını bilmiyordu ve bu karşılığın hiç iyi olmayacağını da biliyordu

"annen bugün evde yok... çok yüklü bir para verecekler" Kemal'in dediği ile miraç hızla yerinden kalktı. Miray donmuş bir şekilde babasına bakıyordu

"ne saçmalıyorsun sen. Kızın o senin"

"sen babanla nasıl böyle konuşursun yıllarca besledim büyüttüm her şeyin bir karşılığı var"

"öyle bir şey olmayacak" Miraç kardeşinin kolunu tutup mutfaktan çıktı. hızla odalarına gittiler ve kapıyı arkasından kilitledi. Miray az önce duydukları yüzünden her yeri titriyordu. Bacakları onu daha fazla taşıyamadı ve yere çöktü. Miraç hızla kardeşinin yanına gidip ona sarıldı

"öyle bir şey olmayacak güzelim... izin vermem"

"k-korkuyorum" Miraç kardeşine daha çok sarıldı. İzin vermeyecekti. Ayağa kalktı ve miray'ın kalkmasına yardım etti. Pencereyi açtığında Miray ne olacağını anladı.

Bu gece parkta kalacaklardı. Komşular polislere haber verene kadar orada duracaklardı. Miraç kenarda duran hafif kırık merdivenden dikkatlice aşağıya indi. Miray'da onun arkasından evden çıktı

Birlikte yakınlarda ki parka gittiler ve boş bir banka oturdular. İlkbahar mevsiminde olsalar da geceleri dışarısı soğuktu "bu sefer bizi sevdiğini düşünmüştüm hep böyle mi olacak... bizi hiç sevmeyecek mi?"

Miraç konuşmamıştı. Babalarının onları sevmeyeceğini düşünmek kalbini acıtıyordu. Sadece kardeşine sarıldı. İçinden babalarının bu gece onları bulmaması için dua etti

GÜNÜMÜZ

"belki bu sefer olmaz... tekrar ümitlensek ne olur ki"

"ya yine kırılırsak" Bunu istemiyordum. Tekrar kırılmak istemiyordum ama bir iki günde olsa bir ailem olduğunu hissedeceksem kalbimin tekrar kırılmasına razıydım

Kapının tıklatılması ile ikimizde kapıya baktık. "gel" Kapı açıldığında elinde tepsi ile Tuna abi girdi. yüzünde büyük bir gülümseme vardı. enerjisi çok güzeldi

"kendime sıcak çikolata yapacaktım size de getirdim" Yanımıza geldiğinde miraç iki kupayı da aldı. Birini bana verdi "oturabilir miyim?"

"tabi"

Tuna abi yatağa oturduğunda tepsiyi kenara bıraktı. Kendi kupasını eline aldı "okuldan aradılar. Kavgadan dolayı iki gün uzaklaştırma aldınız"

"peki sonra, sonra okula gidebilecek miyiz?"

"tabi ki gideceksiniz... kavga dışında ilk gün nasıldı" Gerçek bir abi gibi bizimle sohbet ediyordu

" dersler güzeldi ama okul sonrası yemek daha güzeldi"

"sizi mutlu gördüğüme sevindim, siz mutlu olunca bizde çok mutlu oluyoruz" Biz ilk defa birilerine iyi gelmiştik. Bu ev... bu aile gerçekten çok güzeldi.

SON 

NASILDI?

EN SEVDİĞİNİZ SAHNE?

SİZCE MİRAY DENİZ'E SARILARAK DOĞRU MU YAPTI?

NASIL VE KİMİNLE SAHNELER GÖRMEK İSTERSİNİZ?

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

162K 1.4K 11
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
374K 16K 23
/Aile Kurgusu/ Suskunluğa mahkum bir kız. Kız konuşabilecek mi? Aile onu kabul edecek mi? İki karışan çocuk. İki farklı hayat. İki can, iki kalp. N...
392K 23.7K 37
Kaybettiğim şey bir eşya değildi. Bir bileklik, bir toka, bir para. Kaybettiğim şey on altı yıldı. Şimdi her şeye yeniden başlamam isteniyordu. Hiç b...
384K 21.1K 30
Ne demek 5 üvey abi!? Ben abimle mutluydum ne gerek vardı 5 tane daha abiye. Bir de velet vardı! Ahh tabii bir de asker olan babalığı unutmamak lazım...