Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

1. Bölüm

15.5K 857 876
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

(Kitap belli bir noktaya kadar acemice ve çocukça yazılmıştır. Tamamlanınca düzenlenecektir.)

°°°

Zamanı gelmişti.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 18 yaşına basan Element kullanıcıları, Element okuluna gidiyordu.

Onlardan biri de bendim.

Element okulu güçlerimizi kontrol altına almamız ve güçlerimizi geliştirmemiz için yıllar yıllar önce Tanrıçaların emri ile kurulmuştu.

Element okulunda yaydığımız Auralara göre sınıflara ayrılıyorduk. Ve herkes yaydığı Aura enerjisine göre ders alıyordu.

Aura'nın enerjisi düşükse element okulundan erken ayrılıyordun. Ama eğer yaydığın Aura enerjisi büyükse kontrol altına alman daha zor olduğu için element okulunda daha uzun yıllar kalıyordun.

Hemen hazırlanıp yola çıkmam gerekiyordu. Yıllardır beklediğim okulu biraz daha bekleyemezdim.

Halamın söylediğine göre Ailem uzun yıllar önce bir savaşta ölmüştü. Halam ise iki yıl önce.

Götüreceğim eşyaları önceden hazırladığım için başka bir şey yapmama gerek yoktu.

Yani, sanırım yoktu.

Evin kapısını açarak dışarıya çıktım ve eve son bir kez bakıp kapıyı kilitledim.

Geçen bir at arabasını durdurup önce eşyalarımı koydum sonra da kendim bindim ve gideceğim yeri söyledim.

Element Okulu

Hayatımın değişeceği yer.

Krallar bir kaç yıl sonra bir savaş çıkacağını düşündüğü için herkesi çok iyi eğitiyorlardı.

Yüksek ihtimalle Cadıların atalarını örnek alacaklarını düşünüyorlardı ki bu çok doğru bir düşünceydi.

Bana kalırsa Büyücülerin de bir planları vardı. Cadılar gibi olmasalar da onlar da pek güvenilir kişiler değillerdi.

Ah söylemeyi unuttum bu yıl Kralların varisleri de 18 yaşına bastığı için onlarda Element okulunda olacaklardı.

Element okulu herkesi doğum gününde okula almaktansa 18 yaşına gireceği yıl almayı tercih ediyordu.

At arabası durduğu zaman şoföre parasını verip eşyalarımı alarak indim.

Eşyaların verdiği ağırlıkla zar zor yürüyordum resmen.

Lütfen eşya küçültme gibi bir büyü öğretebilirler miydi?

Kapıda duran adama kimliğimi gösterdim. Doğum tarihime baktıktan sonra gülümseyerek içeriye girmem için izin verdi.

İçerisi düşündüğümden çok daha fazla kalabalıktı. 4 oda vardı, burada sanırım Aura renkleri belirleniyordu.

"Yeni öğrencilerden birisi daha, gel buraya çabuk Aurana bakalım." dedi bir kadın, ve beni odalardan birisine götürdü.

"Şimdi sana bir iğne yapacağım. Auranı daha çabuk bulabilmemiz için." dedi ve koluma bir iğne enjekte etti.

"Tatlım arkana yaslan, gözlerini kapat ve bütün gücünü avuçlarına göndermeye çalış. Seni iyi hissettiren şeyler düşünebilirsin." dedi kadın.

Önce arkama yaslandım. Sonra gözlerimi kapattım. Ve Ailemi her ne kadar görmesemde onları düşünmeye başladım.

"Böyle devam et." dedi kadın.

Ellerimde bir şeylerin olduğunu hissettiğimde gözlerimi açtım ve ellerime baktım. Kadın şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Ne oldu?" diye sordum.

"Sarı: Güçsüzlüktür.

Yeşil: Normalliktir.

Mavi: Normalin biraz daha üstüdür.

Mor: Fazla güçtür." dedi kadın.

Ve benim ellerim de iki mor küre vardı.

"Bu imkansız. Burada bekle." dedi kadın ve koşarak çıktı.

Birisi bana neler olduğunu söyleyebilir miydi? Acilen!

Bir kaç dakika sonra başka bir kadın ve erkek ile odaya girdi.

"Maria bu imkansız." dedi gelen kadın.

"Güzelim bir daha yap." dedi adının Maria olduğunu öğrendiğim kadın.

Arkama yaslandım ve Ailemi aklıma getirdim. Ellerimde yine o küreleri hissedince gözlerimi açtım.

Şaşkın bir şekilde bakıyorlardı.

"Nicole böyle bir şey olabilir mi?" dedi erkek olan.

Bu sefer o kadın konuştu.

"Bilmiyorum Alex bilmiyorum. Krallara danışmamız lazım hem de, hemen." dedi Nicole.

"Maria yanından ayrılma." dedi Alex. Ve Nicole ile gittiler.

Hadi ama dostum, abartmayın.

"Neler oluyor?" diye sordum. Maria ile odadan çıkarken.

"Çok imkansız bir şey olduğu kesin. Adın ne?" dedi Maria.

"Lenora." dedim.

"Lenora şimdi beni iyi dinle. Sen gerçekte kimsin güzel kızım. Mor küreyi Varislerden başka kimse çıkaramaz, ki bazen Varislerde çıkaramıyor. Lenora doğruyu söyle kimsin sen?" diyerek konuşmasını sonlandırdı Maria.

Durdum düşündüm. Kimdim ben.

"Ben, bilmiyorum." dedim.

Doğruyu söyle kimsin sen?

Kimsin sen?

Beynim!

Kimsin lenora?

Kimsin?

Kapa çeneni.

"Lenora, Lenora! iyi misin?" diye sordu Maria.

"Maria, kafamın içinde sesler var." dedim zar zor konuşarak.

Yazık.

Her şeyi birilerine söylememelisin. Bu öğreneceğin ilk şey olsun.

Bir müddet sonra sesler gitmişti. Maria'nın getirdiği suyu içmeye başladım.

Beynimin üstüne yüzlerce kişi oturmuş gibi hissediyordum.

Lanet olsun hayat!

Lanet olsun Elfrad!

"O senin Ruh hayvanın olmalı. Bütün öğrencilerimizin bir Ruh hayvanı var." dedi Maria.

Nicole ve Alex yanımıza gelince Nicole konuşmaya başladı.

"Yarın Ateş krallığına gidiyoruz. Bütün Kral ve Kraliçeler hatta Varisler orada olacak. Karar o zaman verilecek." dedi.

Ne kararı.

İdam.

Başımı ağrıtıyorsun. Kes sesini.

"Şimdilik seni bir odaya yerleştirelim. Mor bölüme." dedi Alex.

Hep birlikte yukarıya çıktık. Karşıdan gelen bir erkeği görünce Maria, Nicole ve Alex tek dizinin üstüne eğilip ellerini yumruk yaparak kalbinin üstüne koydular.

Bense eğilmemiştim. İçimden bir ses eğilmemem gerektiğini söylüyordu. En doğrusu buymuş gibi.

"Ne işiniz var bu katta?" diye sordu Varis.

En azından Varis olduğunu tahmin etmiştim.

Bence birazcık daha kibar olabilirdi. O ne öyle.

"Varis Lucas yanımda gördüğünüz kızın yani Lenora'nın Aurası mor küre çıktı. Hem de Varis olmamasına rağmen. Biz de bu kata yerleştirmeye geldik." dedi Alex.

Niye bu kadar açıklama yaparsın ki Alex.

Lucas şaşırmış görünüyordu.

"İmkansız olan şeylerle ağzınızı yormayın Alex. Çoğu Varis bile mor küre çıkartamıyor bilmiyormuş gibi konuşmayın." dedi Lucas sert bir sesle.

"Biz de öyle düşündüğümüz için saraylara haber verdik. Yarın Ateş krallığına gideceğiz. Bütün Krallar, Kraliçeler ve Varisler yani sizler orada bulunacaksınız." dedi Nicole.

"Kalkabilirsiniz." dedi Lucas.

Emredersiniz ya.

Üçüde kalkarken Lucas yanımızdan gitti.

"Lenora sen yürek mi yedin bir Varisin önünde eğilmemek, saçmalık. Auran mor küre çıkmış olabilir. Ama asla bir Varisin önünde eğilmemezlik yapamazsın." diyerek beni azarladı Nicole.

"Bana emir verme Nicole."

Halam bana ilk bunu öğretmişti.

'Kimseden emir alma Lenora başını hep dik tut' demişti bana. Ben de onun dediğini yapıyordum.

Tabi 'başını hep dik tut' lafı bir Varisin önünde eğilme anlamına mı geliyor. İşte orasını da ben bilmiyordum.

"Maria onu odasına götür." dedi Nicole.

Tam ağzımı açmıştım ki Maria konuşmaya başladı.

"Tamam. Hadi gel."

Maria beni odama bıraktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Yaptığım iğne uykunu getirebilir. Karşı koyma uyu. Dinlen asıl macera yarın başlayacak." dedi ve çıktı.

Valizlerimi buraya kim getirdiyse umursamayıp kıyafetlerimi değiştirdim ve yatağa yattım. Maria'nın da dediği gibi uykum gelmişti ve kısa bir süre sonra uykuya daldım.

Zaten yorgundum.

°°°

"Merhaba Lenora" dedi önümde duran aslan.

"O ses, sen kimsin?"

Evet önümde bas baya bir aslan vardı.

Ve ben korkmuyordum. Neden korkmuyordum.

Çünkü Rüya salak Lenora.

"Lenora nasıl oldu bilmiyorum ama ben senin... Malesefki ruh hayvanınım. Bu nasıl olabilir. Nasıl bu kadar güçlü olabilirsin. Lenora sen gerçekte kimsin?" dedi Aslan.

"Bilmiyorum neden herkes bunu soruyor.  Bu kadar güçlü olduğumu bilsem buraya gelir miydim sence." dedim.

Yersiz cesaret diye buna deniliyordu sanırım.

Tamam Lenora, hadi bir iki üç kaç!

"Artık buradan dönüş yok bir kere eşleştik. Ben Amos." dedi Aslan yani Amos.

"Lenora."

"Uyandığında sabah olmuş olacak. Ve Ateş krallığına gideceksiniz buraya kadar biliyorsun. Zora düştüğün en ufak bir anda adımı seslenmen yeterli. Tüm Elfrad benim adımı duymuştur. Bana güvenirler. Beni çağır." dedi Amos.

"Ben neden seni tanımıyorum?" diye sordum.

"Bilmiyorum. Şimdi başka bir şey daha söyleyeceğim. Eğer ateş krallığından erken gelirseniz. Derslerine gireceksin ve ilk dersin Ruh hayvanını çağırma olacak. Sadece içinden adımı seslen. Daha fazlasına gerek yok. Sonuçta benimle eşleştin bir saat uğraşıp rezil olmanı istemem." dedi Amos.

"Çok yardımcı oldun." dedim. Bu dediğime güldü.

"Uyanma vakti." dedi Amos.

°°°

Gözlerimi zar zor açıp yataktan kalktım.

Dün ne demiştim ben 'Element okulu hayatımın değişeceği yer.' lanet olsun ki öyle de olmuştu.

Kahin olarak işe falan mı başlasaydım?

Odamın kapısı çalınca yataktan doğrulup.

"Gel" dedim.

Maria içeriye neşe ile girip.

"Günaydın" dedi.

Bana bakınca hızla konuşmaya başladı.

"Lenora yarım saat sonra yola çıkacağız daha hazırlanmadın mı çabuk ol hadi." dedi.

Bu kadın niye bu kadar enerjikti.

Herkes bir garipti o ayrı.

Oflayarak yataktan kalkıp eşyalarımı da alarak banyoya gittim. Kıyafetlerimi giyinip bir takım işlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım.

"Hadi gidelim." dedim.

"Önce bir şeyler atıştırman için yemekhaneye gidelim." dedi ve aşağıya inmek için merdivenlere yöneldik.

İşime gelirdi.

Yemekhaneye gelip bir şeyler yedikten sonra Maria ile Element okulundan çıkıp. Ateş krallığına gitmek için at arabasına bindik.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Maria.

"Gayet iyiyim. Kötü olmam mı gerekiyordu."

"Hayır. Sadece kralların önüne çıkacaksın ya." dedi Maria.

Bunu sevmedim. Çok boş konuşuyor.

Başım, Amos sesini kıs biraz.

Peki.

Bir kaç dakika sonra Ateş krallığının önüne geldiğimizde saraydan içeriye girdik. Yanımıza gelen hizmetli bizi yönlendiriyordu.

Amos oradasın değil mi?

Buradayım merak etme.

Büyük bir kapının önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım. Ve içeriye girdik.
U şeklinde bir masanın etrafında bütün Krallar, Kraliçeler ve Varisler oturuyordu.

"Öne çık." dedi Krallardan birisi.

O emri alıp bir yerine sokmasını bizde bilirdik.

Yürüyüp tam ortalarında durduğumda.
Krallardan birisi alay ettiği belli bir ses tonu ile konuşmaya başladı.

"Demek mor küre çıkardın. Bunu nasıl yaptın?"

"Eğer güçlüysem mor küre normal olarak çıkmaz mı? Yani ben kendim özellikle isteyerek bir şey yapmadım." dedim.

Kendimi açıkladığım içinde bana kızarlarsa bu sefer gerçekten ağzımı bozardım.

Tamam biraz Amos'a da güveniyor olabilirdim.

"Sen gerçekte kimsin Lenora?" diye sordu Kraliçelerden birisi tatlı bir ses tonu ile.

Neden herkes bunu soruyor. Bilmiyorum işte. Ben benim Lenora'yım.

Aynen kesin öyledir.

"Bakın Cadılar ve Büyücüler sayesinde oldukça inanması zor ama gerçekten bilmiyorum." dedim.

"Ne demek bilmiyorsun. Ya büyük bir tehlikeysen. Ya Cadılar ile iş birliği yapıyorsan. Hiç bir şey bilmeden seni bağışlamamızı bekleme." dedi Krallardan birisi.

Derdi neydi bu adamın.

Ayrıca bir şey yapmamışken ne bağışlamasıydı bu.

Derin bir nefes aldım sinirleniyordum. Bilmediğim bir şey için beni suçluyorlardı.

"Bilmediğim bir şey hakkında nasıl bir bilgi verebilirim imkansızı istemeyi bırakın." dedim.

Önümde çocuk olsa şimdiye anlamışlardı, hayır bakıyorum. Beyinsiz falan da değiller.

"İdam kararı için oylama başlatıyorum." dedi o Kral yine.

Amos sanırım yardıma ihtiyacım var.

Bir kaç saniye sonra çok büyük bir kükreme duyuldu. Yanımda dev gibi bedeniyle Amos belirmişti.

Gösteriş meraklısı niye kükrüyorsun ki.

İstersen gideyim.

Dilenci değilim ama ufak bir yardımın zararı olmaz.

"Amos burada ne işin var?" dedi Krallardan birisi.

"Onu idam edemezsiniz." dedi Amos.

Herkes Amos'un gelmesiyle zaten şaşırmışken bir de beni savunmasıyla daha çok şaşırmıştı.

"Amos ilk defa sana karşıyım. O Elfrad için tehlikeli idam edilmesi lazım." dedi bu sefer kraliçelerden birisi.

"O benim Ruh eşim ona verdiğiniz en ufak zarar bana da etki edecektir." dedi Amos ürkütücü sesiyle.

Gerçekten sadece kendini mi düşünüyorsun.

Ah ne bekliyordum ki.

Ne bekliyordun?

Amos düşüncelerimi okumayı kes.

"O zaman tek bir seçeneğimiz var. Amos'a zarar gelmemesi için. Lenora Valentina Brown'un Element okulunda derslerine devam etmesi karar verilmiştir." dedi Krallardan birisi.

Bu karardan sonra diz çökmemi falan bekliyorlarsa yanılıyorlardı. Çünkü ben Kral lafını bitirdikten sonra kocaman kapıdan çıkıp gitmiştim.

Maria'da yanıma geldikten sonra birlikte saraydan çıkmak için yürümeye başladık.

"Lenora tamam Varis Lucas'ın önünde diz çökmedin ama bir Kralın önünde diz çökmemekle yapılacak en büyük hatayı yaptın. Amos olmasaydı kellen gitmişti. Sahi bu Amos senin Ruh hayvanın mı gerçekten?" diye sordu Maria.

"Kendisi pek memnun değil bu durumdan ama öyle." dedim.

"Anladım." dedi Maria.

Şu kadına açıklama yapmayı kessene.

Gel benim yerime geç canım sen.

Geçmiş gibi oldum zaten.

Maria ile birlikte at arabasına binip Element okuluna döndük. Yol bu sefer daha uzun gelmişti.

Element okuluna girerken Maria konuşmaya başladı.

"Öncelikle ilk dersin Ruh hayvanı çağırma olacak. Varisler birazdan gelir. Bu dersi mavi küreli öğrenciler ile birlikte göreceksiniz. Odana kıyafetlerini önceden koymuştum hemen kıyafetlerini değiştirip bahçeye gel." dedi Maria.

"Tamam." demekle yetindim ve odama çıkmak için merdivenlere yöneldim.

Odama gelince yatağın üzerindeki kıyafetleri giydim. Ve odadan çıktım.

Söylediklerimi hatırlıyorsun değil mi? Sadece isim.

Hatırlıyorum. Sadece isim.

Aşağıya inmek için merdivenlere doğru giderken. Adının Lucas olduğunu öğrendiğim Varis odadan çıktı.

"Merhaba." dedi Lucas öncekine bakılış birazcık daha nazik bir ses tonuyla. Ama sesi hala sertti.

Gerçekten benimle mi konuşacak.

Ne gerek vardı?

"Merhaba." dedim bende karşılık olarak.

Ne diyebilirdim ki şey mi 'dostum bir daha benimle konuşmaya çalışırsan seni döverim.' bu sefer Amos'u falan da düşünmezler idam kararımı verirlerdi.

"Kral Boris'in söylediklerine katılmıyorum. İdam konusunda." dedi Lucas.

"Teşekkür mü etmeliyim?" diye sordum.

Bu sırada da merdivenlerden iniyorduk.

"Onun için söylemedim. Kötü birisi olduğunu düşünmüyorum." dedi Lucas ciddi bir sesle.

Ruh hayvanı aklını okumuş Lenora o yüzden böyle konuşuyor.

En azından zararsız olduğumu biliyor.

Ama bu kurallara aykırı.

Kuralların canı cehenneme. Kim kurallara uyar ki.

Lenora öğreneceğin çok şey var.

"Çünkü kötü birisi değilim. Düşünmemen çok normal." dedim.

"Kötü değilsin ama egolu olduğun kesin." dedi Lucas.

"Çok konuşuyorsun." diye mırıldandım.

Lenora mırıldanmadın.

Beni dinlemeyi keser misin? Yada aklımı okumayı.

Hayır.

Merdivenler sonunda bitince birlikte bahçeye çıktık.

Dersin olacağı alana geldiğimizde ise neredeyse herkesin burada olduğunu gördüm.

"Sonunda gelebildiniz." dedi Alex.

Krallar profesörlere Varislere de diğer öğrenciler gibi davranmalarını istediler.

Bu baya iyi.

"Yerlerinize geçin ve beni dinleyin." dedi Alex. Yani profesör Alex.

Dediği gibi yerlerimize geçtik ve profesörü dinlemeye başladık.

"Hepiniz gece uykunuzdayken Ruh hayvanlarınızla eşleştiniz. Ruh hayvanı çağırmak oldukça zordur. Bir kere yaptığınızda gerisi kolay gelir ama ilk deneme her zaman çok zordur. Ruh hayvanı çağırmak için çok fazla beyin gücü kullanmanız gerekir. Şimdi ilk kimden başlayalım?" dedi profesör Alex.

Beyin gücü diyince kimse elini kaldırmıyordu. Neden kendilerine güvenmiyorlardı. Tamam açıkçası bende kendime güvenmiyordum.

Profesör Alex bana baktı ve gülümsedi.

"Lenora ilk seninle başlamamızı ister misin?" dedi profesör Alex.

Hayır deme gibi bir şansım olmadığına göre.

"Olur" dedim ve kalkıp profesör Alex'in gösterdiği yere oturdum.

"Lenora şimdi kendini kasma beyin gücü dediğim sadece Ruh hayvanın ile iletişime geçmek. Gözlerini kapat ve Ruh hayvanını çağır." dedi Profesör Alex.

Amos gösteriş zamanı.

Gösteriş benim işim.

Amos büyük bir kükreme ile yanımda belirdiğinde gözlerimi açtım.

Gösteriş cidden senin işin.

Yanımda durup bana bakıyordu.

"Bu Amos'mu?" diye sordu öğrencilerden birisi.

"Evet, Amos." dedi Profesör Alex.

Ne sandın.

Şimdi saç savurmam varmış ama ortam pek müsait değil gibi.

Egolu şey.

Sen de başlama.

"Peki Amos geri gibelirsin. Lenora teşekkürler." dedi Profesör Alex.

Amos gidince ben de kendi yerime oturdum.

"Şimdi kim gelmek ister?" dedi Profesör Alex.

°°°

Selam.

İlk bölüm nasıldı?

Lenora hakkında düşünceniz nedir?

Peki Amos?

Oy vermeyi unutmayın Lütfen.

İyi günler.

Continue Reading

You'll Also Like

178 79 5
Yalnız ve bekar bir annenin kızı olan Adele zorlu bir hayat sürmekteydi ve daha zor günler onları bekliyordu.
226K 19.9K 58
Eleanor için kurt adam, vampir ve büyücülere inanmak kolaydı. Sonuçta o, anne ve babasının kurt adamlar ve vampirler tarafında öldürüldüğünü savunan...
7.5K 902 174
Asrımızın mühim bir hastalığı imani hakikatlere karşı lakaytlık ve iman hakikatlerini ispat eden delillerden yüz çevirmektir. Maalesef bu hastalık sa...
61.9K 4.4K 55
Beyaz ve siyah iki Ejderha biri aydınlık diğeriyse karanlık peki ya birbirlerine aşık okurlarsa ve bir kız çocukları olursa kız kimin tarafında olur...