"Şarkı; Azat taş- Ben sana hasret
Özlemim derin, ben sana hasretim...
Özlenen özlüyorsa, özlemek güzeldir. Senden haberi bile olmayanı özlemek acıdan başka bir şey değildir. Sen özlersin, düşünürsün ama seni düşünmesini geçtim senden haberi bile yok ki. Ne kadar acınası bir durum. Özledim de diyemezsin ama o özlemi bile seversin. Çocuklar kardeşlerini kıskandığı için anne ve babasına tavır alır ama onların bundan haberi bile olmaz ya aynen öyle bir şey bu. Yani "Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış." sözü ile uyum sağlıyor. İnsan sevdiği kişiyi özler, evini özler, memleketini özler, ailesini özler işte bir de kendinden haberi bile olmayan birini özler. Şimdi o nasıl oluyor diyeceksiniz. Sevmek her zaman karşılıklı olmuyor. Karşılıksız sevgilerde, karşılıklı sevgiler kadar fazladır. Ne sevdiğini söyleyebilir ne de özlediğini. İnsan çoğu zaman uzaktan sevmeyi tercih eder. Çünkü eğer söylersem ne olur diye düşündüğünde bin türlü senaryo yazar ve söylememeyi tercih eder. O yüzden de sevdiğine hasret, içinde yaşar her şeyi. Özlem sevgisiz olmaz. Sevgi olmazsa da yaşanmaz. Hepsi birbirine bağlantılı. Birisi kopsa zincirden tüm denklem bozulur. Bırakın senaryolar yazmayı da seven sevdiğine hislerini söylesin. Hep diyoruz ya şu üç günlük dünya diye gerçekten öyle hayat kısa, günler zor yıllar hızlı geçiyor. Kendinizi üzmek yerine belki mutlu olurum ihtimaline sığının. Her şeyin en kötüsünü değil biraz da en iyisini düşünün. Neyi çok düşünürsen gerçekleşme ihtimali yüksek oluyor. Karamsar olursanız karamsarlıklar sizi bulur. Biraz iyimser olup küçük mutluluklara tutunun. Tırtıllar da kozalarınıı örerken, kelebek olacaklarını ve bir gün yaşayacaklarını biliyor ama yine de o kozayı örüp o bir günü doyasıya yaşıyorlar. Biz ise payımıza kaç yıl, kaç gün yazıldığını bilmiyoruz ve bilmediğimiz sayılı günlerimizi heba ediyoruz.
23.01.2022