İYİ OKUMALAR
MİRAÇ'IN ANLATIMIYLA
Miray'ın korkması insanların yanında konuşamaması canımı sıkıyordu. Keşke ona geçmişi unutturabilseydim
yine de oğuz'un onun için aldığı hediyeler mirayımı inanılmaz mutlu etmişti. yanlıştı belki biliyorum ama miray'ı mutlu etmelri beni daha da mutlu ediyordu, onlara güvenmeme neden oluyordu.
Oğuz abi bir mağazaya doğru yürüdü. Mağazanın tabelasında 'soylu butik' yazıyordu. İçeriye girdiğimizde bir kadın yanımıza geldi
"oğuz bey hoş geldiniz istediğiniz kıyafetleri almaya geldiniz sanırım" mağazada çalışan kadının konuşması inanılmaz yapmaçıktı. "hoş bulduk. Hem onları almaya geldim hemde çocuklara alışveriş yapmaya geldim" Kadın bize baktı,uzun uzun bizi süzdükten sonra hafif burun kıvırmıştı. yine de paradan vazgeçmemek için sahte bir şekilde gülümsedi.
"tabi ki onların yaşına uygun çok güzel parçalarımız var"
oğuz abi ve yanında ki kadınla birlikte ilerlemeye başladık. Bizi mağazanın içinde bir bölmeye götürdü. Bir sürü kıyafet vardı. Normalde insanların o kıyafetlere dokunması incelemesi gerekirdi demi? Miray ise elimi sıkıca tutmuş tedirgin bakışlarla etrafa bakıyordu
Tek bir nedeni vardı. geçmişinde ki korkuları
"bunlar eminim ki küçük hanıma çok yakışacak" Bir sürü süslü elbise getirmişti.
Miray hayatında hiç elbise giymemişti. O adam ona alışveriş yapmazdı. Çocukluğundan beri benim kıyafetlerimi giyerdi. Büyüyünce ona ne kadar elbise etek almak istesem de o benim kıyafetlerime alışmıştı
Boğazımı temizleyip konuştum. "daha sade bir şeyler var mı?" Kalbimin hızı daha çok arttı. Kızar mıydı? "tabi"
Kadın yanımızdan ayrıldığında oğuz abi bize döndü. Kızacaktı kesin kızacak---
"bence de en iyisi rahat kıyafetler" Kızmamıştı. Bana kızmamıştı. İsteğime karşı gelmemişti. Sanki onu ben söylememişimde Miray söylemiş gibi ona sormuştu onun konuşmamasını sorun etmemişti.
Bizi anladığını düşündüm
Gerçek iyi insanlar böyle mi oluyordu yoksa oğuz abi mi çok iyiydi?
Miray yavaşça başını salladı. Oğuz abi gülümsedi ve gelen kıyafetleri incelemeye başladı.
Miray'a baktığımda bir tane eşofman altına baktığını gördüm. Elini tutup kıyafetlerin yanına ilerledim. Miray'ın gözüne kestirdiği kıyafeti elime aldım
"mirayım beğendin mi?"
Etrafına baktı daha sonra yavaşça başını salladı. İnsanların onun cevaplarına bir şey demesinden korkuyordu
"bence sana çok yakışacak denemek ister misin?"
Miray bana baktı. O adamın ona yaptıkları yüzünden kapıların kilitli olduğu yerlerde üstünü değiştiremiyordu. Mağazaların kabinlerinin kilitleri ise ne olduğu belliydi
Eşofmanı elime alıp miray'ın elini ölçtüm. Bir tık büyüktü
"olur bu"
Oğuz abi bir şey demek istedi ama demedi. Miray bana küçük kaçamak bir tebessüm gönderdiğinde bende ona gülümsedim
ÖĞLEN
güzel bir alışverişten sonra eve gelmiştik. aldıklarımızı odada ki dolaba yerleştiriyordum. Miray'a baktığımda elleri ile oynuyordu. Tırnaklarında ki etleri yolmaya başladığında elini tuttum
"yapma bebeğim kanayacak"
Omuz silktiğinde bir şey olduğunu anladım. Normalde karşı çıkmazdı çünkü
"ne oldu"
Yine omzunu silkti başını kaldırmadan sadece elleri ile oynuyordu. Onu biraz kendine bırakmanın iyi olacağını düşündüm.
kapı tıklatıldığında miray korkuyla irkilip birkaç adım geri gitti. "sakin ol bebeğim" kapıyı açtığımda deniz elinde ki tane kupa ile gülümseyerek bize bakıyordu. "size sıcak çikolata getirdim" gülümsedim, bu evde sevildiğimi önemsendiğimi hissediyordum. gülümseyerek kupaları aldım. "benim okulla ilgili biraz işim var akşam görüşürüz"başımı salladığımda odadan çıktı.
miray'a kupasını uzattığımda bakmadı, bir şeyler dönüyordu. yatağa uzandığında elimde ki kupaları kenara bırakıp yanına oturdum. elimi saçlarında gezdirdim. "ay ışığım iyi misin?"
Sorumu cevapsız bıraktı. karşıya bakmaya devam etti. "Miray konu ne ise benimle konuşabilirsin"
Hiçbir tepki vermeden yastığına sarılıp yüzünü benden gizledi. Gözünden yaşlar akmaya başladığında kalbim korkuyla çarpmaya başladı
"ay ışığım neden ağlıyorsun" Cevap vermedi. Sustu ve aynı noktaya bakmaya devam ediyordu. Aklıma 6 yıl öncesi geldi. O zamanda böyle olmuştu. o olaydan sonra böyle olmuştu
FLASHBACK: 6 YIL ÖNCE
Kemal daha 10 yaşında minicik bir bedeni öldürmüştü.
Küçük kız hala nefes alıyordu ama ruhu... ruhu ölmüştü. O gece o yatakta ölmüştü
Kemal kızının üstünden kalktı ve üzerini giydi. Kamerayı kapatıp küçük kızının yanına gitti. saçlarından çekti ve konuştu
"bana bak küçük orospu ağlamayı bırak sinirimi bozuyorsun"
Saçlarını sertçe bıraktıktan sonra kenarda ağlamaktan bağırmaktan bitkin düşmüş miraç'ın yanına gitti
Her şeyi görmüştü. Küçük yaşında ikizine tecavüz edilirken izlemek zorunda bırakılmıştı. Kemal yanına gidip miraç'ın karnına bir tekme attı
"bütün eğlencemin içine s*çtın oğlum"
Bir tekme daha attığında miraç iki büklüm oldu ama gözleri yatakta kıvranarak ağlayan kardeşinden ayrılmıyordu
Kemal hırsını alamamıştı. Yalvarmasını istiyordu. Tekrar bir tekme daha attı. ve tekrar. Tekrar, kapının çalması ile miraç'ı bıraktı
Miraç biliyordu eğer kapı çalmasaydı yorulana kadar onu döverdi. Kemal miraç'ın zincirinin kilidini açıp bodrumdan çıktı. miraç bilekleri açılır açılmaz babası kızar mı diye düşünmeden hızla kardeşinin yanına gitti.
"Miray"
Konuşmuyordu. Öncesine kadar hiç susmayan kardeşi konuşmuyordu. Canı yanarken bile hayallerinden bu evden kurtulacağını anlatan Miray konuşmuyordu. Sadece ağlıyordu
Daha çok küçüktü bunları yaşamak için çok küçüktü. Canı yanıyordu. Babasının bileğine yaptığı bıçak izinden kan akıyordu. Kurumaya başlamıştı ama hala akıyordu
Minik kızın canını yakan ise bu değildi. Onun canını yakan ruhunun alınmasıydı
Miraç kardeşi konuşmadıkça korkuyordu. Gözünden hala akan yaşları sildi. Kenarda ki eskimiş nevresim ile kardeşinin koluna baskı yaptı. Tek eli ile kardeşinin gözyaşlarını da sildi
"ay ışığım lütfen konuş"
Miray tek bir yere bakıyordu. Pisten küften çok kötü durumda olan tavana bakıyordu. Kendini başka bir yerde gibi düşünüyordu. Kardeşi ile birlikte lunaparkta çok eğlendiğini görüyordu
Miraç koşarak yukarı çıkıp odasından kardeşi için havlu alıp yanına indi. Kardeşini kaldırıp havluyu bedenine sardı
"hadi ay ışığım çıkalım buradan bana yine hayallerini anlat"
Yataktan kaldırdı ve ona destek olarak yukarı çıkardı. Odalarına çıktıklarında banyoya götürdü. Pislenmiş küvetin içine kardeşini bıraktı. Bir yandan suyu ayarlıyordu bir yanda da kardeşiyle konuşuyordu.
"en son nerede kalmıştık... unuttum Miray sen hatırlıyorsundur"
Şuan tek düşündüğü kardeşiydi hayalleri umurunda değildi. Yaraları umurunda değildi. Onu konuşturmaya çalışıyordu çünkü korkuyordu
Her zamanki gibi hiçbir şey olmamış gibi yapmaya çalıştı. Gülümsemeye çalıştı beceremedi. İkizinin canı yanarken o gülümseyemedi
Suyu ayarladığında ikizinin canını yakmamaya dikkat ederek onu yıkadı. Daha sonra havluya sarıp odalarına götürdü.
Miray sadece ellerine bakıyordu. Tırnaklarının dibinde ki etleri yoluyordu. Miraç kıyafetleri getirdiğinde kardeşini gördü ve ellerini tuttu
"yapma kanarlar canın yanar"
Miray yine tepki vermedi. Ona bakmadı bile. Miraçın kalbindeki korku her geçen gün artıyordu
"Miray lütfen bir şey söyle yalvarırım konuş benimle"
Miraç ne derse desin Miray ağzını bile açmamıştı. Miraç kardeşinin üstünü değiştirdikten sonra babasının çektiği saçlarını yavaşça taradı. Canı yanmasın diye çok dikkatli davranıyordu.
"uyumak ister misin?"
Hiçbir tepki vermedi. Miraç onu yavaşça yatağa yatırdı daha sonra o da yanına yattı ve kardeşine sarıldı. Miray ise gözünü bile kırpmadan tavanı izliyordu
"sana ninni söylememi ister misin?"
Miray bir tepki vermesede miraç kardeşini saklamak ister gibi sarılıp ona ninni söylemeye başladı
GÜNÜMÜZ
Hayır tekrar olmasına izin veremezdim. Tekrar susmasına kendini kapatmasına izin veremezdim. Sıkıca ona sarıldım
"sorun ne ise bana anlat bebeğim ama susma lütfen susma Miray sen sessiz olursan ben yapamam" Gözlerimden yaşlar akıyordu o ise hiçbir şey demedi, hiçbir tepki vermedi
SON
GALİBA BİRAZ DUYGUSAL BİR BÖLÜMDÜ?
NASILDI?
MİRAY'IN RUHUNUN ÖLDÜĞÜ GÜNÜ ÖĞRENDİK NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
NASIL SAHNELER GÖRMEK İSTERSİNİZ?
BUNDAN SONRA NE OLSUN?
EN SEVDİĞİNİZ YA DA DUYGULANDIĞINIZ SAHNE?
SİZCE MİRAY NEDEN SUSTU?