Leyla

By Jutenya_

1.3M 75.8K 60.7K

İhanet kategorisinde 1. Sırada Adam dehşetler içerisinde karısını izliyordu. Karısı kırdığı aynanın sivri... More

Tanıtım
Tanıtım
Tanıtım
Leyla
KAREKTER TANITIMI
Leyla 1. Bölüm
Leyla 2. Bölüm
Leyla 3
Leyla 4. Bölüm
Leyla 5. Bölüm
Leyla 6. Bölüm
7. Bölüm 🌹
8. Bölüm🌷
9. Bölüm 🌷
10. Bölüm Leyla 🥀
11. Bölüm 🥀
12. Bölüm 🥀
13. Bölüm 🥀
14. Bölüm 🥀
Poyraz'ın Doğruları
İlk Öfke, İlk Adım
Aşk'a yarım kala
ليل / Leyl
Aşk tohumu (عشق)
Kara Leyl
Aşk'ı Leyl
Aşk ...
Așeka
Aşk'ı Süveyda
Sayha (çığlık)
Geçmişin İzleri
Geçmişten Kalan
Geçmişten Gelen
Heba olmuş gerçekler
Geçmişten kalan
Senin için

Aşk'a İlk Adım

29.9K 1.8K 780
By Jutenya_

Leyla yüreği sevgiye muhtaç bir Leyla...

Seyit Ali önemli değil demişti ama onun için çok önemliydi.

Bu bile onun için çok büyük bir adımdı.

Anne babasının toprağıyla hasret gidermişti.

İnsanın sevdikleri toprak olunca hasrette toprakla gideriliyordu.

Leyla büyük bir nefes aldı.

Amed.

Onun için anlamı farklı olan şehirdi.

En mutlu anları burada geçmişti.

En büyük acıyı da burada yaşamıştı.

Kafasını cama dayayıp yolun akıp gitmesini bekledi.

Sessizdi Leyla.

Yanında ki adama yabancı!

Büyük bir nefes aldı.

En azından iki güzel gün geçirmişti.

Seyit Ali Leyla'nın durgunluğuyla dişlerini sıktı.

Bazen herşeyi yaşanmış ne varsa bir kenara verip yanında ki kadınla yeni bir başlangıç diyordu.

Bazen de abin toprak altında buna sebep olanlar rahat bir nefes almasın diyordu.

Büyük bir nefes alıp"açıktın mı?"dedi.

Leyla duyduğu sesle daldığı düşüncelerden sıyrılıp Seyit Ali'ye döndü.

Başta hayır demek istese de sonra Amed'e gelmişken ciğer yemeden gitmek istemediğini düşündü.

Büyük bir nefes alıp "evet acıktım"dedi.

Seyit Ali  duyduğu cevapla gülümseyip "özel olarak yemek yemeği  isteğin bir yer var mı?"

Leyla bakışlarını yoldan alıp ona çevirdi "hayır yok neresi olacağı benim için pek fark etmiyor ama yemek olarak ciğer olursa çok güzel olur"dedi.

Karısının söyledikleriyle direksiyon kırıp onu beğenebileceği bir yere götürmeye karar verdi.

Kısa bir yolculuktan sonra arabasını park edip arabadan indi.

Leyla'da onun arkasından arabadan inip onu takip etti.

Geldikleri yer gerçekten sıcak bir restorantı.

Siparişlerin verilip yemeklerin gelmesiyle ikisi de önlerine döndüler.

İkisi de aralarında ki mesafenin farkındaydılar.

Sadece bir kaç günlüğüne ateşkes yapmaya karar vermişlerdi.

Seyit Ali kafasını kaldırıp karşında ki kadına baktı.

Daha doğrusu karısına baktı.

Onun aşamadığı koskocaman bir Arafı vardı.

Büyük bir nefes alıp "senin çocukluğun burada geçti değil mi!"

Kendisine sorulan soruyla bakışlarını kaldırıp Seyide döndü.

Gülümseyip "evet dokuz yaşına kadar burada yaşadım."

Sesli bir nefes alıp "hayatımın en güzel yılları Amed'de geçti. Bunu için Amed'imin yeri ben de farklıdır"dedi.

Seyit Ali kafasını olumlu anlamda sallayıp "seni Heja'yla konuşurken gördüm. Seni onu nereden tanıyorsun?"

Leyla bardağındam bir yudum alıp tekrar gülümsedi. Seyid'in kendisini tanımaya çalıştığını anlıyordu.

"Evet Heja'yı daha  önceden de tanıyordum. Arkadaşlığımız çocukluğa dayanır. Ben ilkokuldan beri Narin Karahan'dan eğitim bursu alıyorum. Onunla tanışmamız da bu sayede oldu. Daha sonra o evlenince bir kopukluk oldu ama Heja sağ olsun bunu telafi etti."

Seyit Ali tek kaşını kaldırıp ona bakınca Leyla saçlarını kulağının arkasına koyup "Heja evliliği sırasında eşiyle  beraber beni bir çok kez ziyarete geldi. Narin Hanım'da sağolsun eğitim hayatım boyunca elini üzerimden hiç çekmedi."

Narin Hanım çevresinde okuma azmi gördüğü her kıza koşuyordu. Bazı etkinliklerde Leyla'da bulunduğu için çabasına verdiği mücadeleye çoğu kez şahit olmuştu.

Seyit Ali ona bakıp "Narin Hanım'ın bu konudaki hassasiyetini çok iyi biliyorum. Biz de burs verdiğimiz çoğu öğrenciye onun sayesinde ulaşıyoruz. Özellikle kırsal kesimlerde ki hayata  bu konularla çok hâkim"dedi.

Narin Hanım bu yörede herkesin hayranlık duyduğu bir kadındı.

Leyla gülümseyip "evet öyle"dedi.

Seyit Ali bakışlarını karşında ki kadına çevirdi.

Çok güzeldi.

İsminin her harfini taşıyan bir güzellikti.

Onu görüp Mecnun olmamak imkansızdı.

Abisi gibi...

Bu sefer bakışlarını kaldırıp adama bakan taraf Leyla'dı.

O küçük yaşta hayat mücadelesine girmiş bir kızdı. Ailesini kaybedince bir anda büyümeye mücadele etmeye mecbur kalan taraftı.

Hayatının hiçbir anında bir erkeği hayal edip ihtiyaç duymamıştı.

Etrafında ona ilgi duyan birileri elbette olmuştu ama o okulu bitmeden hiç bir zaman kimseyi istememişti.

Önceliği kendi ayaklarının üzerinde duran ekonomik özgürlüğü olan bir kadın olmaya vermişti.

Şimdi ise hayatı tepe taplak olmuştu.

Aldığı diploma okuduğu okul bir nevi hiç olmuştu.

Karşısında ki adamı hiç tanıyordu.

Seyit Ali'nin gözlerine bakıp "bir birimizi hiç tanımıyoruz konuşmak için konu bile bulamıyoruz" dedi.

Seyit Ali elinde ki çatalı masaya bırakıp kaybolmak isteyipte bakamadığı yeşil harelere baktı.

Madem bir birilerini tanımıyorlar dı çaba sarf edip yeniden tanışırlardı.

Boğazını temizleyip "çünkü bir birimizi tanımayı hiç denemedik"dedi ve konuşmaya devam etti.

"Kahveyi çaydan daha çok severim. Sinirliyimdir! Çabuk öfkelenerim. Aileme ve aile bağlarına çok değer veririm."

Leyla bir kolunu masaya koyup kafasını eline dayayıp onu merakla dinlemeye başladı.

"Orta Doğu teknik üniversitesi siyasal bilgiler mezunuyum"

Leyla onun okuduğu üniversiteyi duyunca şaşkınlıkla ona baktı.

Seyit Ali bunun farkında devam etti.

"Beşiktaş'lıyım"

"En sevdiğim renk siyah ve  siyahın her tonunu çok severim."

Leyla'nın gözlerine bakıp"tabi bu aralar yeşil renge ayrı bir ilgi duyuyorum. Urfa'nın her yerine ağaç ekip yeşillenmesini istiyorum"dedi.

Yeşil derken Leyla'nın gözlerini kast ediyordu ama Leyla bunu anlamamıştı.

Leyla iki kolunu masaya koyup ellerini çenesinin altın da birleştirdi. Gülümseyerek "Yeşil anladım güzel bir renk her tonu farklı ama ya Siyah! Siyahın farklı bir tonu var mıdır? Yani siyah işte açığı veya koyusu yok diye düşünüyorum"dedi.

Seyit Ali sırtını masaya dayayıp iki elini göğsünün altında birleştirip "evet siyahın tonu belki yoktur ama işte herkesin siyaha bakış açısı farklıdır"dedi.

Leyla ellini saçlarına götürüp "bilmiyorum belki de haklısın"dedi.

Seyit Ali Leyla'nın gözlerini baktı. Mahsun haline duruluğuna abisi sürekli onun gece karısı saçlarını anlatırdı.

O ise çam ormanları gibi koyu olan yeşil gözlerine takılı kalıyordu.

Belki abisi onun gözlerinin yeşiline hiç değişmediği için böyle düşünüyordu.

Leyla onun bakışlarının  görüyordu ama kendisini yalancı bir masala kaptırmak istemiyordu.

Biliyordu kapılırsa kolu kanadı kırılır ve bir daha uçmaya hiç cesaret edemez hale gelirdi.

Merak ettiği bir soru vardı. Aslında cevabından korktuğu bir soruydu. Onlara ne olacakları belli değildi ama bazı soruların cevaplarıyla adımlarını ona göre atardı.

Bakışlarını ondan alıp Diyarbakır manzarasına çevirdi.

Kendisini kaybolmuşta yolunu bulamayan çocuklar gibi hissediyordu.

"Peki hayatın da hiç mi biri olmadı ne bileyim hiç mi aşık olup birini sevmedin."

Seyit Ali kendisine sorulan soruyla o da bakışlarını Diyarbakır manzarasına çevirdi.

Bu sorunun cevabını karısının gözlerine bakıp verecekti.

Kısa bir süre sonra gelmeyen cevapla Leyla bakışlarını ona çevirdiğin de Seyit Ali'de ona döndü.

İstediğini almıştı şimdi cevabını verebilirdi.

"Hayatım da kimse yoktu deyip sana yalan söyleyemem."

"Bir kaç kişi oldu ama yürümedi. Ben zor bir erkeğim bir de hayatımda ki kadının yaşantıma ayak uydurmasını istiyordum. Yani anlayacağın öyle uzun bir ilişkim olmadı. Hele biriyle evlilik düşüncesi hiç olmadı."

Leyla gözlerini ondan çekemiyordu. Ona göre ikisi de iki ayrı dünyanın insanıydı.

İki zıt karekter.

Yan yana olmaları yanlıştı.

Leyla'nın eli boynuna gitti. Stres altın da olduğu zaman boynunu kaşırdı.

"Peki ya birine aşık olursan? Şimdi kadar aşık olmamak bundan sonra olmayacağın anlamına gelmez"dedi.

Seyit Ali'nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

Kafasını olumsuz anlamda sallayıp "bunu bilemeyiz büyük aşklarla başlayan evlilikler bile ihanetten dolayı son buluyor"dedi.

Leyla elini boynundan çekip "tamam ben de varsayımlar üzerin de gidiyorum. Diyelim ki aşık oldun ne yaparsın"dedi.

Seyit Ali gözlerini kısıp "aşık olduğum kadının üzülmemesi için elimden gelen herşeyi yaparım"dedi.

Leyla anladığını belirtir bir şekilde kafasını sallayıp önüne eğdi. İkisi bir birine aşık olacak insanlar değildi ama böyle birinci ağızdan dinleyince içi burkuluyordu.

O istemediği bir hayata mahkumdu.

Bu sefer ondan cevap bekleyen taraf karşında ki adamdı.

Seyit Ali karısına bakıp"peki sen, sen kimsin Leyla"dedi.

Leyla dudaklarını ıslatıp alt dudağını ısırdı.

Leyla kimdi.

Daha doğrusu kime göre kimdi.

"Benim anlatacak pek bir hayatım yok"

"Sadece Leyla'yım hayat mücadelesi veriyorum. Birilerinden beklemtim yok. Kimseyi hayatımda istemiyorum. Hayatım boyunca çevremde ki insanlar kendince hep haklıydı. Ben de birgün haklı çıkıp kendi hayatıma bakmayı hedefliyorum"dedi.

Seyit Ali verilen cevabın kendisine olduğunun farkındaydı.

Benden uzakta bir hayat kuramazsın demek istedi ama sustu...

Kısa bir süre sonra ikisi duydukları sesle bakışlarını oraya çevirdi.

Leyla gördüğü kişiyle gülümseyerek ayağa kalkıp ona sarıldı.

Onu görmek Leyla'yı çok mutlu etmişti.

Heja arkadaşına sımsıkı sarılıp "aşk olsun burada karşılaşmasaydık Diyarbakır'da olduğunu hiç bilmeyecektim"

Leyla ondan uzaklaşıp "sabah geldim daha bir kaç saat bile olmadı"dedi.

Genç kadın arkadaşını düğünde gördükten sonra aklından hiç çıkmamıştı.

"Olsun bir telefon edip görüşelim diye bilirdin"

Leyla dudaklarını büzup Heja'nınonu anlamaşını umut eder bir şekilde baktı.

Esra olaya müdahale etmek için görümcesini kenara doğru itip " sen ona bakma Leyla çok yoğun olabileceğini düşünemiyor"dedi ve Leyla'ya sarıldı.

Seyit Ali Heja'yı görmeyi hiç beklemiyordu.

Heja bakışlarını Leyla'dan alıp Seyit Ali'ye döndü.

"Abi seni hiç söylemiyorum. Annem ve Murat duyduğun da karı koca ikinizi büyük bir azar bekliyor olacak"dedi.

Seyit Ali yüzünü buruşturup "Heja sen söylemezsen hiçbir şey olmaz"

Heja tek kaşını kaldırıp"peki söylemeyeceğimi sana düşündüren neden ne olabilir"

Seyit Ali elini masada bulunan telefon ve arabasının anahtarına atıp aldı.

Ayağa kalkıp "anlaşıldı istikamet Karahan konağı"dedi.

Heja Leyla'nın koluna girip kulağına fısıldar şekilde "konağa gittiğimizde yaşadığın herşeyi bana anlatacaksın"dedi.

Leyla kafasını olumsuzca sallasada Heja onun kolunda restorantan çıkıp Karahan konağına doğru hep beraber ilerlediler.

Orada onları Narin Karahan karşıladı.

Narin Hanım Leyla'yı çocukluk çağından tanıyordu ve çok severdi.

Tabi Seyit Ali'yi de unutmayalım.

İkisini düğün salonunda gördüğü ilk anda bir birlerine çok yakıştırmıştı.

Kısa bir sohbeten sonra gençlerin rahat etmesi için onları yanlız bırakıp yanlarından ayrıldı.

Seyit Ali'de Murat'la sohbete dalınca iki genç kadın bir birlerine baktılar.

Heja onunla karşılaştığı düğünde ki hâlini unutamamıştı.

Biliyordu her üzgün kadının açısının arkasında bir erkek vardı.

Büyük bir nefes alıp"Leyla evliliğin nasıl gidiyor. Neriman hanım zor bir kadındı onunla yapabiliryormusun"dedi.

Leyla arkasını merakını gidermek için kısa  cevaplar veriyordu...

yaşadıklarını onlaraydi. Heja'yla ne kadar yakın olsalarda Eroğlu konağın da olan Eroğlu konağın da kalmalıydı.

Genç kadın çayından bir yudum alıp"Heja sen beni boşver de sizin aşkınıza türküler yakılırdı . Ne oldu da ayrıldınız"dedi.

Heja gözlerini kapatıp açtı. Çayından bir yudum aldı ve "ben hiç değmeyecek birini sevdim. Bunu anladığımda arkama bakmadan ondan vazgeçtim"dedi.

Leyla daha sonrasında onu ve Mirakan konağın da üzüntüyle dinledi.

Heja'ya bir kez daha hayran kaldı.

Ben vazgeçtim kimsenin beni sevmesini istemiyorum deyişleri derken zaman baya geçmişti.

Seyit Ali'nin ayağa kalkıp girelim mi deyişiyle Leyla'da kafasını olumlu anlamda sallayıp  ayağa kalkıp.

Karahan aliesini  onları arabaya kadar uğurlamasıyla Leyla gülümseyerek arabaya bindi.

İki saatlik bir araba yolculuğundan sonra Urfa'lardı. Seyit Ali arabayı konağa değilde başka bir yere sürdü.

Leyla gördüğü taş sokaklara şaşkınlıkla bakıyordu.

Bir kaç önce buradan gidişini hatırlamak bile istemiyordu.

Seyit Ali arabayı eski işlemeli  demir kapının önünde arabayı durdurup "sana bir gecelik izin veriyorum telefonun açık olacak ve evden hiç bir şekilde ayrılmayacaksın"dedi.

Leyla şaşkın bakışlarını ona çevirip "bu ev amcamın evi şimdi sen onlarla görüşmeme izin mi veriyorsun"dedi.

Karısına bakıp sözlerinin bitmesini bekledi.

İkisinin bir yerden sonra başlaması gerektiğini biliyordu. Büyük bir nefes alıp "Leyla sadece bir gece keyfini çıkar zamanını güzel değerlendir"dedi..

Leyla'nın gözünden bir damla yaş düştü.

Leyla gülümsedi.

Tamam deyip hızlıca arabadan indi ve koşarak demir kapıyı açıp içeri girdi.

İçeri girdiği gibi önce amcasını gördü.
Amcası da içeri giren yegenleyimle yeğeni şaşkınlığa uğradı.

Sımsıkı Leyla'ya sarılıp onunla beraber sedirlere yürüdü.

Leyla kocasında ki değişimlere inanamıyordu.

İlk gün amcası Eroğlu konağına geldi diye kıyamet koparmıştı.

Leyla mutluluğa korkar bir şekilde amcası ve kuzenleriyle o geceyi yaşadı. 

Seyit Ali gece üç defa aramıştı.

Sabahta erkenden hazırlanması gerektiğini eklemişti..

Genç kadın hazırlanıp aşağı indi. Amcası ve kuzenleriyle vedalaşıp onu dışarda bekleyen kocasına doğru ilerledi.

Seyit Ali onu dışarda arabasına yaslanır bir şekilde bekliyordu.

Leyla'nın ona doğru gelmesiyle bedenini yaslandığı arabadan çekip karısına doğru ilerledi.

Bir kaç günlük değişim ona iyi gelmişti bunu da Leyla'nın gulen yüzünden adam çok iyi anlıyordu.

Leyla'nın yanında durmasıyla güneş gözlüklerini gözlerinden indirip karısının anlı'nı öptü.

Bu Leyla'nın pek beklediği bir şey değildi.

Anın şaşkınlığını yaşasada arabaya bindi.

Onların Eroğlu konağın da büyük bir kıyamet bekliyordu.

Kısa bir araba yolculuğundan sonra Eroğlu konağına gelmişlerdi
Seyit Ali arabayı durdurup şaşkın karısına baktı. Elini uzatıp karısının elini tuttu. Büyük adımlarla konağın açılan kapılarıdan içeri girdiler.

Neriman gördüğü ikiliyle dişlerini sıktı. Oğlunu uyarmıştı ama oğlu söz dinlemiyordu.

Öfkeyle arkasını dönüp merdivenlerden yukarı çıktı.

Seyit Ali karısına dönüp "sen yukarı çık biraz dinlen"ded.

Leyla kafasını olumlu anlamda sallayıp sessizce kendi katına çıkıp yatak odasına girdi.

Seyit Ali büyük bir nefes alıp annesine doğru ilerledi.

Onun ne yapacağını biliyordu.

Annesinin kaldığı odanın önünde durup kapıyı çaldı.

Annesi Neriman hanım pencere önünde durmuş konağın avlusuna bakıyordu.

Oğlunun içeri girdiğini biliyordu ama onun yandığı gibi yanmasını istiyordu.

"Ben sana dikkatli ol o kıza kapılma demedim mi!"

Seyit Ali büyük bir nefes alıp"anne ben kimseye kapılmadım"dedi

Neriman Hanım öfkeli bakışlarını ona çevirip"daha abinin toprağı kurumadı sen nasıl utanmadan onun sevdiği kızı koluna takar gezersin"dedi.
Seyit Ali duyduğu cümleler de yıkıldı.

Büyük bir nefes alıp "anne ben bana güvenmesini istiyorum ama sen yanlış anlıyorsun"dedi.

Neriman hanım kaşlarını çatıp "sen ona ilk gördüğün gibi kapıldın. Sadece farkında değilsin"dedi.

Seyit Ali annnesine şaşkınlıkla bakıyordu.

Tamam abisini kaybetmislerdi ama bu kadarı çok fazlaydı.
















Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 112K 28
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
198K 14.2K 22
Yetimhanede büyüyen Rüya'ya masal gibi bir hayat vadeden Aras Karahanlı bu masalın aşk kısmını eksik bırakmış, Rüya'nın masalına "bir parça masal" de...
299K 10.2K 82
Zeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzu...
32.2M 1.9M 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz b...