PSİKOPATIN ESİRİ

By 1Meliiis

653 32 48

More

2. Bölüm
3. Bölüm

1. BÖLÜM

300 12 9
By 1Meliiis

Günün ilk ışıkları yüzüme yansırken,
yüzümü buruşturamadan edemedim.
Gözlerimi açmakta hâyli zorlanırken
her sabah ki gibi yine uyanmakta
güçlük çekiyordum. Erken de yatsam,
geçte yatsam sonuç yine beni
şaşırtmiyordu.. Zorla kalkıyordum
yataktan.
Bilincim tamamen açılırken güneş
işinları yüzünden ince pikeyle
örttüğüm yüzümü açtım ve aralık olan
perdeye kaydı gözüm,

"Ben bunu gece yatmadan önce
kapatmamış mıydım?"

Diye söylenirken yataktan kalkıp koyu mor rengi olan perdelerimi iki yandan
tutup birbirlerine doğru bir şekilde
çekince güneş ışınlarının odaya
girmesini engelledim. Pekâlâ sabah
güneşi güzeldir ama uyurken yüzüme
yansıması beni rahatsız ediyordu.
Odamın içindeki banyoma doğru
ilerlerken tıklatılıp açılan kapıya
dikkat kesildim, gelen bizim evin olmazsa olmazı yardımcımız Emine
teyzeydi.

"Uyandıysan kahvaltı hazır
Derenciğim, annen ve baban seni
bekliyor."

Dedikten hemen sonra samimi bir
şekilde gülümseyince,

"Geliyorum şimdi."

Diye bende gülümseyip karşılık
verdim.

Banyoda klasik sabah rutin işlerimi
halledince dolabımın önüne geldim.
Fazlasıyla kararsız bir insan olarak
özellikle giyim konusunda oldukça
zorlanıyordum. Su yeşili renginde bir
üst ve siyah kot pantolon giydikten
sonra belime kadar gelen siyah
saçlarımı tepeden dağınık bir topuz
yaptım. Beyaz ten rengime yakışan su
yeşili rengini çevremdekiler de bana
yakıştırıyordu. 1.71 boyunda 56 kilo
olan fiziğim kıyafet bulma konusunda
beni pek zorlamıyordu. Şuana kadar
tanıdığım her insan illa ki dudaklarım
ve burnuma iltifatlar ediyordu. Benim
için sıradan olan dudaklarıma onlar
dolgun, düzgün; normal olan burnuma
ise estetikli, hokka gibi demeleriyle
bende kendimde ki güzellikleri
farkediyordum. Bu konuda çok şanslı
olduğumu söyleyen annem, bakımlılık
ve güzellik konularına hâyli
meraklıydı. Kendiside güzel bir
kadındı bu inkâr edilemez bir gerçekti. 16
Kendimi aynada incelemeyi kestikten
sonra aşağı kata yani annem ve
babamın yanına kahvaltı yapmaya
indim.

"Günaydın!"

Diye neşeli bir şekilde söylendikten
sonra masadaki yerime geçtim.
Annemin tam karşısında babamın sağ
çarprazında oluyordum.

"Günaydın.."

Diye bana karşılık veren anneme
gülümseyince babama döndüm,

"Günaydın demek yok mu baba? Beni
her zaman böyle enerjik neşeli
yakalayamazsınız bence tadını çıkarın"

Konuşmamı aynı neşeyle sürdürürken,
babamın cevap vermesini bekledim.
Evet, gerçektende herzaman böyle
neşeli, enerjik değilimdir. Yüzüm
arkadaşlarımın yanında gülerdi,
onların yanında kahkahaya
boğulurdum. Babam sürekli işleri ile
ilgilendiğinden ve zaten benimle o
kadar sıkı bağları olmadığından pek
eğlenmezdik. Annem ise vakit bulduğu
kadarıyla ilgilenirdi benimle, aslında
onunla da delirircesine güldüğümüz
söylenemezdi.

"Sana da günaydın."

Dedikten sonra beni yeni farketmiş gibi konuştu babam. Son zamanlarda
çok dalgın görünüyordu. Sıkıntısının
olup olmadığını sorduğumuzda ise
geçiştirerek konuyu kapatıyordu, biz
de annemle üstüne gitmiyorduk.

"Ben çıkıyorum."

Babam işe gitmek için masadan
kalkarken, annemde onunla beraber
ayaklandı.

"Benimde biraz işim vardı, geçerken
beni de bırak."

Babam annemi onayladıktan sonra
beraber evden çıktılar. Ben ise
kahvaltıma devam edip tüm gün ne
yapacağımı düşünürken, en iyisinin
dershaneye gitmek olduğunu
düşündüm ve çantamı hazırlamak için
odama doğru ilerledim.

Yazardan...

Sirkete gelen Tayfun Saral, şirketin büyük bir hissesine sahip olan yeni ortaklarına
görünmeden asansörden inerek hızlı
adımlarla odasına yürüdü. Bu tedirgin
hâllerinin tek bir sebebi vardı; yeni
ortakları olan genç iş adamı Poyraz
ARAT'a olan borcu. Karanlık işlerde de
adını oldukça duyuran bu adam sadece
iş adamı değildi, aynı zamanda
ortamda ismi geçince tüyleri diken
diken eden bir mafyaydı.
Bir ay önce bu adamdan borç
almasının sebebi, biriken ve faizi
artmış banka borçları, şirket için
sağdan soldan alınan borçlar ve daha
niceleri...
Çaresiz kaldığı anda şirketlerine ortak
olan bu genç adamdan borç almaya
karar verdi ve aldı da. Ancak tüm
borçları sileyim derken daha büyük bir
borç açtı başına. Bu durumdan ne
karısının ne de kızının haberi vardı.
Tek başına işin içinden çıkmaya
çalışıyordu.

Odasının kapısına geldiğinde açtı ve
rahatlamış bir şekilde kapıyı kapattı.
Fakat bu rahatlama sadece kafasını
kaldırıp masasındaki manzarayı
görene kadar sürdü.
Sandalyesinde aynı şirkette
görünmemeye çalıştığı Poyraz Arat
oturuyordu. Ne diyeceğini bilemez
şekilde öylece kaldı.

"Geç, otur Tayfun Bey, ayakta kalma."

Dedi tehditkâr bir sesle.

Tayfun, masanın önündeki
koltuklardan birine otururken
karşısında ki adamdan gözünü
ayıramıyordu.

"Borcunu ödeyeceğim."

"Bir hafta dedin, bir ay oldu. Para
umrumda falan değil, sözünün eri
olmaman sinirlerimi bozuyor."

"Sözümün arkasındayım, sadece
parayı denkleştiremedim. Ama en
yakın zamanda vermeye çalışacağım."

"Süren çoktan bitmişti aslında,
normalde huyum değildir ama bu kez
babamla olan tanışıklığının hatrına
sana iki gün daha mühlet veriyorum."

Deyip tüm endamıyla masadan kalkan
adam yavaş adımlarla kapıya doğru
ilerledi ve açtığı kapıyı kapatmadan
çıktı.

Etraftaki insanlarla muhatap olmadan
kendi odasına geçerken kendisinin has
adamı olan Ercan'ın ona İstanbul'un
bir numaralı mafya babalarıyla olan
dün gece kendisininde katıldığı
toplantının çıkışında yaşananları
anlattıklarını dinliyordu. Koridorda ki
sekreterler resmen genç adamın
gözünün içine hayranlıkla
bakıyorlardı. Yakışıklılığı, karizması
herkesi kendine hayran bırakıyordu.
Ercan'a yapması gereken bir kaç iş hakkında talimat verdiği sırada gözüne çarpan
şey duraksamasına sebep oldu. Bu öyle
birşeydi ki... Poyraz'ın bütün
hücrelerini dondurmuştu sanki. Biraz
uzakta bir kaç kişiyle selamlaşıp
konuşan kızı incelerken daha önce
böylesini görmediğini anlıyordu.
Pekâlâ çok güzel, alımlı, cazibeli
kadınlarla birlikteliği olmuştu fakat
yine de bu çok farklıydı. Bambaşka
birşey vardı bu kızda..

"Abi?"

Poyraz dikkatini kızdan çekip Ercan'a
verdiğinde,

"Ne var?"

Tıslarak konuştu.

"Depoda ki silahlar diyorduk?"

Poyraz tekrar kızın olduğu tarafa
döndüğünde orada göremeyince
sinirlenmeden edemedi, o güzelliği
tekrar görmek istiyordu.

"Al onlardan bir tanesini, kafana sık
Ercan!"

Burnundan soluyarak odaya girerken
arkasından ciddi olup olmadığını
soran Ercan'a ölümcül bakışlarını
yollayarak cevapladı ardından yanına
gidip yakasından tutarak duvara yapıştırdı.

"Az önce danışmanın orada
çalışanlarla sohbet eden bir kız vardı.
Siyah saçlı, spor bir şekilde giyinmişti.
Hatta sırtında çantası vardı. Şimdi
kameralardan mı bakıyorsun, ne
yaparsın bilmiyorum ama o kızı
buluyorsun, kim olduğunu
öğreniyorsun eğer bunların hiçbirini
beceremezsen git ve şüphe etmeden
kafana sık."

Ercan kafasını sallarken hızla ortadan
kayboldu ve kızı aramaya koyuldu. O
kızı bulmak zorundaydı.

DEREN...

Dershanenin aylığı yatmadığı için
şirkete gelmek zorunda kalmıştım.
Babamdan nakit alıp o parayı bir an
önce yatırmalıydım aksi takdirde
dershaneden kovulabilirdim. Buraya
uzun zamandır gelmediğim için bir kaç
yeri yardım alarak buldum ve beni
daha öncesinde de tanıyan insanlarla
kısa çaplı bir sohbet ettikten sonra
babamın odasına doğru yol aldım.
Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde babamı
düşünceli bir şekilde buldum.

"Baba?"

"Ne oldu?"

Soğuk sesine alışkın olduğumdan pek
yadırgamadım.

"Dershanemin aylığı yatırılmamış
ama?"

Babam sinirle yüzüme baktığında,

"Herşey zamanında olmak zorunda
mı!? Unutmuşum ne var bunda?
Alsınlar bir gün ne olacak yani? Şu
zamana kadar günü gününe ödemedik
mi!?"

Diye fazla tepki vererek bağırdı.

"Tamam, sakin ol, birşey demedim ki."

"Muhasebeye in, adımı söyle versinler
ne kadarsa!"

Gözlerim dolarken kafamı sallayıp
odadan hızlıca çıktım. İnsanların
sinirinin üzerimden çıkarmalarından
nefret ediyordum. Babam zaten
benimle çok normal iletişim kuran bir
insan değilken, şimdi büyük ihtimalle
birine olan kızgınlığını benden
çıkarmıştı.

*****
Ercan kapıyı tıklayıp içeri girdiğinde
Poyraz'ın yanına doğru ilerledi.

"Kızın bilgilerine ulaştım abi."

"Kızın bilgilerine ulaştım abi."

"İşin ucunda canın var sonuçta,
dökül."

"Abi, kız 1999 İstanbul doğumlu. Adı
Soyadı 'Deren SARAL' bu sene
üniversiteye gitmeye hazırlanıyor ve en
önemliside.."

"En önemlisi de ne? Söylesene oğlum!"

"Kız, Tayfun SARAL'ın kızı."

Poyraz duyduğu cümle ile şaşırırken
kendine gelmekte zorlandı. Daha bir
saat öncesine kadar uzaktan
görmesine rağmen aklından çıkmayıp
onu etkileyen kız, alacaklı olduğu
adamın kızıydı. Sevinse mi? Üzülse mi?
Karar veremeyen genç adam resmen
arafta kalmıştı.

"Tayfun SARAL'ı çağır bana."

Ercan aldığı emirle Tayfun'un odasına
gitti ve Poyraz'ın odasında kendisini
beklediğini ilettikten sonra birlikte geldiler.

"Hayırdır?"

Derken Tayfun, Poyraz Ercan'a
dönerek kafasıyla kapıyı gösterdi.
Ercan odayı terk ederken, Poyraz
tekrar Tayfun'a döndü.

"Otur şöyle,"

Tayfun otururken, konuşmaya başladı.

"Yine borç meselesi mi? İstediğini
yaparım, sadece bana biraz zaman ver.
İşlerimi yoluna koyar koymaz
ödeyeceğim paranı."

Poyraz, babasından bir kaç yaş küçük
olan adama baktı bir süre ve sonra
dudaklarını aralayıp Tayfun beyi çok
büyük bir ikilemde bırakacak sözleri
söyledi,

"Sana borcunu ödemenin bir başka seçeneğini sunuyorum, Tayfun Bey. Eğer istediğimi yapacaksan buna da karşı gelmeyeceğini düşünüyorum.."

"Neye?"

Derken Tayfun'un içinde bir umut
doğmuştu.

"Kızını istiyorum. Kızı ver, borç
kapansın."

🔒

Tekrar merhaba arkadaşlar. Bölümlere en baştan başlıyoruz. Bu yolculukta hep beraber olup kocaman bi aile olucaz inanıyorum. Tekrar eskisi gibi bir sürü yorum ve beğenilerle büyüycez. Sizleri seviyorum. Benimle kalın 🤍

Çok yorum istiyorum. 🤎

Continue Reading

You'll Also Like

299K 7.4K 107
In which Delphi Reynolds, daughter of Ryan Reynolds, decides to start acting again. ACHEIVEMENTS: #2- Walker (1000+ stories) #1- Scobell (53 stories)...
99.6K 4.1K 189
This story follows the early life of James also known by his street name Headshot or Shooter. James had an extremely rough childhood, one that turned...
16.8M 648K 64
Bitmiş nefesi, biraz kırılgan sesi, Mavilikleri buz tutmuş, Elleri nasırlı, Gözleri gözlerime kenetli; "İyi ki girdin hayatıma." Diyor. Ellerim eller...
630K 7.7K 31
The bad boy's life changes when he suddenly becomes the teacher's baby...