Harry yeni bir güne uyanırken güne lanet ediyordu. Söverek güne başlamıştı sonrasında ne olurdu acaba..
Hızla duşunu aldı, saçlarını kuruttu ve şekil verdi. Veremedi. Birkaç şey atıştırdıktan sonra arabasına bindi ve şirketine doğru sürmeye başladı.
Harry batıyordu.. tam anlamıyla batıyordu. Kendisi bir otel sahibiydi. Wyndham grand otellerinin sahibi olan Harry, ne yaparsa yapsın finans açısından toparlanamıyordu. Tek çare
vardı ki o da başka bir turizm şirketinin himayesi altına girmekti. Bu şekilde de otellerinin ismi yok olacak, Harry'nin serveti düşecek ve çalıştığı onca insanı yarı yolda bırakacaktı. Sadece bununla kalmayacak isim kiralama olan otellerden hepsini kaybedecekti, binlerce otelden.. 460 milyon dolara ihtiyacı vardı ve bunu keyfi yere kimsenin vermeyeceğini biliyordu. Zamanla yaptığı karlar düşmüş ve birçok otelinde eksilere düşmüştü. Harry otellerinin fiyatlarını arttırınca ise müşteriler vazgeçmişti. Harry bu şekilde iflasın dibine gelmişti. Maaş günü, ayın 5'ine sadece 6 gün kalmıştı. Batmasına sadece 6 gün kalmıştı. Çaresizce düşünüyordu, bir yol bulmak zorundaydı. Yüz binlerce insanı yarı yolda bırakamazdı.
Şirkete girdiğinde hem en yakın arkadaşı olan hem de şirketin genel müdürü Hermione ile karşılaştı. Kısaca sarıldı.
'Ne yapmayı düşünüyorsun ?' Dedi Hermione.
'Bilmiyorum. Her türlü de zaten ismimiz gidiyor Hermione. Onca otel gidecek..'
'Peki crown'dan gelen teklif ?'
'Düşünüyorum bundan bir sene önce düşük seviye diye yanına yaklaşmıyacağımız otel şuan bizi satın almayı düşünüyor.'
'Harry her kararında yanındayım biliyorsun ama sence de en mantıklısı o değil mi ?'
'Düşüneceğim Hermione, bu akşama kadar bir yol çare bulamazsam kabul edeceğim.'
'Üzme kendini..'
Harry burukça gülümsedi ve odasına doğru ilerledi.
~~~
Camiada bir çok insan grand otellerinin batacağını biliyordu, en azından şirketini satmadığı sürece. Bir çok turizm şirketi batmasını dört gözle bekler haldeydi. Çünkü oteller battığı anda otellerin genel müdürleri yeni isim kiralama, yada yeni bir markanın himayesi altına kalmak isteyecekti. 95 otelde 9.000'e yaklaşık otel vardı çünkü.
~~~
Draco Malfoy, evlenmek zorundaydı. Ailesi 27 yaşına gelmiş draco'yu kendisi gibi biri ile evlenmek için zorluyordu. Hayır bu yeni birşey değildi yaklaşık 2 yıldır durum böyleydi. Lucius Malfoy oğlu için en iyisini istiyordu. Narcissa Malfoy ise 57 yaşına gelmiş, artık soyunun devam etmesini istiyordu. Ancak draco'yu nasıl zor bir hale getirdiklerinin farkında değildi.
Pansy kapı çalmadan odaya dalmış bulundu. 'Draco!'
'Pansy! Napıyorsun Allah aşkına?'
'Ne öğrendim? Bak bak habere bak sen.' Dedi ve tabletini uzattı pansy.
'Cidden batıyorlar, söylenti sanıyordum.'
'Evet.'
'Bizi bağlamaz Pansy boşver.'
'Sen aptal mısın draco? Batıyorlar diyorum! Reklam yapıcaktık, 95 ülkede 9.000 otele diyorum. Böyle bir fırsat elimizden kaçmamalıydı.'
'Kim satın alırsa ona sunarız teklifimizi pansy, batmayız ya.'
'Aptal! Sence Harry Potter grand'ları satar mı? İflas ettikleri an bir çok markaya satılacak o oteller, yani tek bir markaya değil, yüzlerce markaya açılmamız lazım! Kusura bakma ama Buda bize o kadar pahalıya patlar ki, kalkamayız ardından.'
'Ne yapayım pansy! Ben mi kurtarayım şirketlerini!'
'Hala evlenecek kimseyi bulamadın diye mi bu dert? Çevir yoldan geçen birini evlen.'
'Oldu aynen! Babam da onu diyor.'
'Of be draco, ne kastın ya?'
Blaise kapıyı çalıp, odaya girdi.
'Naber ?' Diyerek koltuğa yayıldı.
'Draco'ya eş arıyoruz yavrum sen?' Dedi pansy.
'Sus pansy!'
'Boşverin onu bunu da grand oteller batıyormuş.'
'Evet biz de onu konuşuyorduk.' Dedi draco.
'Teklif sunsak şimdi.' Dedi Blaise.
'Olmaz.' Dedi pansy. 'Toparlanmadan hiçbir işimize yaramaz ama toparlanacak gibi değiller.'
'Abi acaba Harry potterla mı evlensen ?'
'Ne diyorsun sen Blaise ? Aptal mısın?'
'Oha! Cidden.' Dedi pansy. 'Biz finans açısından onlara gereğinden fazla destek sunarız abi onlar da reklamımızı yapar ve seninle evlenir.'
'Saçmalamayın canlarım benim.' Dedi draco, sevimli ve sinirli bir şekilde.
'Bence mantıklı.' Dedi Blaise.
'Abi tek taşta iki kuş sadece maliyeti biraz fazla olucak. Hatta 3 kuş maria'dan kurtulursun.'Dedi pansy. 'O da Malfoy mirasına koymaz zaten ama ne kadar ihtiyaçları var bilmiyoruz.'
'Ne kadar çıkarız onlara ?' Dedi draco.
'350 milyon dolar gerisi bizi aşar.' Dedi Blaise.
'Draco düşünsene grand oteller sahibi Harry Potter ve Malfoy araba markasının sahibi draco Malfoy!'
'Düşündüm de babam soylu en azından önemli bir insanla evlenmemi istiyor.'
'Yalnız draco, saat 4 hiçbir patron 6'dan sonra şirketinde olmaz. Teklifi hemen yapman lazım. Satabilirler şirketi her an.'
'Peki Harry evliliğin sebebini sorarsa?' Dedi draco.
'Onu ilgilendirmez.' Dedi pansy. 'Sebebinin özel olduğunu söylersen sorgulamaz.'
'Tamam.. ben gidiyorum öyleyse.'
'Hadi git kocanın yanına..'
'Sus!' Dedi draco ve kapıyı çarparak kendi odasından çıktı.
'Aşık olurlar belki..' dedi pansy. 'Aşkı en çok draco hakediyor.'
'Film çekmiyoruz pansy.' Dedi blaise.
'Sus be!'
~~~
Draco ellerindeki teri pantolonuna silip, gayet ciddi bir şekilde resepsiyonun yanına geldi.
'Harry Potter'la görüşecektim.'
'Randevunuz var mıydı efendim?' Dedi resepsiyonda ki hanımefendi.
'Hayır yoktu ancak Malfoy arabalarının sahibi draco Malfoy gelmiş derseniz beni içeri alacağına eminim.'
Hanımefendi dek ile Harry'i aradı.
'Gelsin.'
'Buyrun efendim sizi yönlendireyim..'dedi hanımefendi.
~~~
Harry ayağa kalktı ve gelen misafiri ile el sıkıştı.
'Hoşgeldiniz bay Malfoy.'
'Sağolun bay Potter.'
'Birşey içer misiniz?'
'Double espresso alabilirim, zahmet olmassa.'
'Elbette.' Dedi Harry.
İkisininde kahvesi gelene kadar sitabil hayatından konuşmuşlardı. Birbirlerini hiç tanımayan iki genç.
'Öyleyse asıl gelme sebebimi söylemem lazım sanırım artık.'
'Tabi bay Malfoy.'
'Duyulanlara göre grand oteller batmak üzere..'
'Evet, doğru duymuşsunuz.'
'Size bir teklifim var.'
'Buyrun, dinliyorum.'
'Biliyorsunuz ben bir araba firması sahibiyim. Otellerinizi himayem altına almak istemem saçma olur.'
'Evet.'
'Sizden iki isteğim var.'
'Dinliyorum.'
'Önceliğim birlikte çalışmak, ben sizin finans sıkıntınızı gidereceğim siz ise benim arabalarımın reklamını 95 ülkede ki tüm otellerinizde yapmanız olacak. Bir kısmında galeri açarken diğer kısmında şirket arabalarınızı karşılayacağım. Odalara küçük kartlar gibi şeyler , detaylı düşünülürse daha bir çok şey yapılabilir.'
'Gayet makul bir teklif, peki istediğiniz ikinci şey?'
'O ise kişisel bir konu..'
'Evet.'
'Benimle evlenmeniz.' Dedi draco.
'Pardon?.'
'Dalga geçmiyorum bay Potter, evlenmem lazım.'
'Biraz garip kaçıcak ama neden ben ?'
'Çünkü kimseye aşık değilim, sadece evlenmek için birisine ihtiyacım var, soylu birisine. Ki soyluları da bilirsiniz şuan biriyle tanışsam evlenmem bir senemi alır neredeyse benim bu kadar vaktim yok ne yazık ki..'
'Anlıyorum ama buna nasıl bir cevap verebilirim inanın bilmiyorum.'
'Haklısınız elbette.'
'Ne kadar sürelik bir evlilik?'
'En az bir sene.. sözleşme yaparız, oturur konuşuruz..'
'Anladım ama.'
'Hemen cevap vermenize gerek yok, siz düşünün cevabınızı verirsiniz. Şimdi ben gitsem iyi olacak. Size iyi günler dilerim. Kartımı bırakıyorum, kişisel numaramı arkasına yazdım bana dönüş yapın, olumlu Ya da olumsuz.'
'Tamamdır bay Malfoy, iyi günler dilerim..'
1002 kelime..
Çok heyecanlıyım!
Umarım güzel olur.
İlk düşünceleriniz neler?
Bu arada grand oteller cidden var.. ülkemizde 53 tane olmak üzere. Ama hepsi isim kiralama gerçek grand değiller.
İsim kiralama* otel ismi satın alıyor her yıl para karşılığında ödeme yapmak şartıyla. Bildiğin kadarıyla wyndham'da karışmıyorlar yönetimine ama bir çok otel firmaları yönetime karışıyor ismini kiraladığı otellere.
Yorum please ..
Oy please..
I love you ❤️🔥❤️🩹