Bana erkek olmasına rağmen kız gibi davranan insanları sayın. Hayır, travesti veya translardan bahsetmiyorum, feminenler de konu dışı; bana erkek gibi hissetmesine rağmen "güzel bir kız" gibi davranan insanları sayın. Bu kelimeyi kendim uydurmadım, insanların benim için söylediği sözler arasında. Omuzlara kadar uzanan siyah saçlar, alnı örten kaküller, bal kadar sarı gözler, kıvrımlı bir vücut... Bu benim, Jung Hoseok. İnsanların kız sandığı ancak aslında bacak arasında küçük bir oğlan taşıyan, pek de sıradan olmayan bir liseli.
"Madem erkek gibi hissediyorsun, o zaman neden böyle davranıyorsun?" diye soracak olursanız... Heh, güzel soru ve komik bir cevap: Liseye gelmemin 2. haftasından beri aşık olduğum bir çocuk var. Tahmin etmiştiniz, değil mi?
Min Yoongi, resim kulübünün 2 senelik başkan yardımcısı. Ensesine kadar uzanan dalgalı koyu kahve saçları, dağları bile delebilecek keskin bakışlara sahip kahve gözleri, bembeyaz bir teni ve yapılı bir vücudu var. Ama yapılı dememe bakmayın, bacakları bütün kızlara taş çıkarır. Yok canım, ne süzmesi?
Muhtemelen hetero, ben de bu yüzden kız gibi davranıyorum işte. Kız olarak ona yaklaşabilirsem gerisi zaten kolay, elbet ki bana aşık olur. Ama elde edilmesi çok zor birisi, okulun en sexy kızını bile reddetti. Eh, belirli bir tipi olabilir tabii.
"HOBİŞİMMMM!"
Üstüme atlayan bedenle birlikte irkilsem bile bunun Jimin olduğunu anlamam geç olmadı. İzninizle size ondan da bahsedeyim: Mavi boyalı saçlar, bazen tatlı, bazense hırçın bakan kahve gözler, her kadının aradığı dolgunluğa sahip dudaklar ve tabii ki de kısa olmasına rağmen yapılı olan vücudu. Ama kısa dediğimi ona söylemeyin, anında katil civcive dönüyor.
Kendisi aynı zamanda da benim çocukluk arkadaşım, birlikte büyüdük biz. Daha doğrusu o beni büyüttü diyebilirim. Ben küçükken kendimi koruyamayan zayıf bir çocuktum, bu tür durumlarda da Jimin araya girer ve beni korurdu. Ağladığım zamanlar gelip derdimi dinler, yaralarımdan öperdi. Şimdi düşününce... Ona fazlasıyla borçluyum sanırım.
Gülerek onu bacaklarından tutarak sırtımdan kaymasını engelledim. "Hobişin yesin seni, yine seninkini mi gördün?"
Kollarını boynuma sararken "Evet." diye mırıldandı küçük bir çocuk gibi. "Benim haricimdeki herkesle konuşuyor, kıskanıyorum abi."
"Sanırım biz görülmemeye mahkumuz..."
"Kendi adına konuş, Taehyung'la ben 12 saniye bakıştık bir kere."
Sırtımdan indiğinde kocaman açılan gözlerimle bir "Oha." dedim. Bana sırıtırken göz kırptı ve hafifçe kalçama vurdu.
"Hadi sınıfa gidelim, zil çalacak şimdi."
Onu başımla onayladım ve birlikte sınıfa girdik. Sıkıcı geçecek olan bir kimya dersine merhaba...
~💕🛌🏼🏇🏼💕~
Yeni kitap, yeni ben, vuu.
Ama yeni bölüm bayağı bir uzun zaman sonra gelecek, haberiniz olsun.