boy in the bubble' taekook

By adorekimh

126K 16.5K 2K

kim taehyung, kedi insanlar hakkında romantik mangalar yazan bir yazardı ve kedi insan jeon jeongguk'u bir ki... More

put down those bubbles and that belt buckle in this broken bubble.
1🐾
2🐾
4🐾
5🐾
6🐾
7🐾
8🐾
9 🐾
10 🐾
11 🐾
12 🐾
13 🐾
14 🐾
15 🐾
16 🐾
17 🐾
18 🐾
19 🐾
20 🐾
21 🐾
22 🐾
23 🐾
24 🐾
25 🐾
26 🐾
27 🐾
28 🐾
29 🐾
30 🐾
the end 🐾

3🐾

5.8K 860 128
By adorekimh

3

Bahçedeki banklardan birine kendimi bıraktığımda Hoseok bunu neden yaptığıma dair başımda söylenmeye devam ediyordu ve başımı ellerimin arasına almış, onu dinlememeye çabalıyordum. Yorgundum, başımda bir ağrı vardı içimi kemiren. "Hoseok." dedim ona bakarak, başımda dolanmayı keserek gözlerini bana çevirdi. "Jeongguk, neden bu kadar tepkilisin?" Bilmiyordum, her şeye karşı tepkimin bu kadar yüksek olmasının sebebini ben de bilmiyordum. Kim Namjoon'un şaşkın bakışlarının üzerimde gezinmesi, Kim Taehyung'un sorumu duyduğu anda sahne arkasını terk etmesi beni neden üzmüştü, anlamıyordum.

Kim Namjoon kardeşi adına özür dilerken böyle görünmesinden dolayı üzüntü duyduğunu dile getirmişti, ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Her şey oldukça karışık durumdaydı, Seokjin hyungun kucağına yayılmak ve tüylerimin okşanmasını istiyordum sadece. "Ufaklık, burada dönüşemezsin." dedi Hoseok omzumu sarsarak, bedenimin sıcakladığının ve kediye dönüşmeye hazırlandığının farkında bile değildim. Hoseok'un geç uyarısı da bir işe yaramamış, dünya gözümde büyüyerek kocaman hale gelirken miyavladım, yapabileceğim başka bir şey yoktu. Hoseok yanıma oturarak tüylerimi severken kendimi kontrol etmem hakkında konuşuyordu.

"Güzel bir kediymişsin."

Kim Taehyung'un hatıramda kalan sesini duyduğumda bakışlarımı kaldırarak ona baktım, çok büyük görünüyordu. Elleri o gün olduğu gibi kabanının ceplerindeydi, bu kez gündelik bir pantolon ve kazak giymişti. "Sevmek istesem tırmalar mı?" diye sordu Hoseok'a, arkadaşımın benim tepkilerimin kontrol edilemez olduğunu söylemesini dinledim, ona pati atmak ve tırmalamak istiyordum şu an. "İsmi Jeongguk mu?" diye sordu bu kez, benim hakkımda neden bu kadar bilgi sahibi olmak istiyordu? Hafif çömelerek elini bana uzattığında başımı ön patilerimin üzerine bıraktım. Sıcak parmakları turuncu tüylerimin arasına girerek okşarken mayıştım, onu ne kadar sevmiyor olsam da tüylerimin okşanmasına dayanamıyordum işte. "Evet ama biz kedi halindeyken Gguk ya da Cookie diyoruz." dedi Hoseok, sonra gülerek sizi sevdi dediğinde onu beni eve götürürken tırmalayacaktım kesinlikle.

Hoseok'un onu sevdiğime dair yaptığı saçma ve yapay konuşma Kim Taehyung'a etki etmemişti, gözleri bana çevrili, tüylerimi sevmeye devam ederken arkadaşımın sözlerine aldırmaması gerektiğinin o da farkındaydı. Mayışmaya başladığımı hissettiğimde patimi Hoseok'un eline vurdum, "Biz gitsek iyi olur, uyumak üzere." dedi Hoseok, tüylerimi serbest bırakarak elini geri çekerken gülümsedi Kim Taehyung. "Bir gün beni yanlış anladığını açıklama fırsatım olabilir." Ayağa kalktı ve Hoseok'a şoförünün bizi bırakabileceğini, beni kafesim olmadan otobüs ya da metroya almayacaklarını söyledi. "Jeongguk'un sizin arabaya tuvaletini yapmasını göze alamam, Bay Kim. Biz yürüyerek gitsek iyi olur." dedi Hoseok, insan halimde olsaydım bu söylediğine sadece gözlerimi devirirdim, Kim Taehyung sorun olmadığını ve arabayı kullanmamızı bir kez daha yeniledi.

Arabanın arka koltuğuna yerleşirken Hoseok beni kollarının arasında sıkıca tutmuş, hareket etmeme bile izin vermiyordu. Pençelerimi çıkararak elini tırmaladıktan sonra acı içinde mırıldansa da "Sana ödül maması vermem eve gidince." diye tehdit etti beni, ona Seokjin hyungun bana asla kıyamayarak ödül maması vereceğini söylemek isterdim ama bu konuda şüphelerim vardı. Bana rahat durmamı söyledikten sonra tüm okulun önünde Kim Namjoon'a karşı gelmiş, kardeşi ile ilgili düşüncelerimi sesli dile getirmiştim. Hoseok'un hemen yanında otururken gözleri benim üzerimdeydi, ne düşündüğünü bilmek isterdim ama muhtemelen arabasını pisletip pisletmeyeceğimi merak ediyordu.

Onu yanlış anladığımı söylemesinden hoşlanmamıştım, yazdığı mangaların hepsini okumamış olsam da okuduklarımda düşüncelerim ile çelişen bir durum yoktu. Kim Taehyung bizi konu cinsellik olduğunda asla durmayan ve kendimizi kaybettiğimizi sanan biriydi ve bu konudaki düşüncelerim asla değişmeyecekti. "Bizi kenarda bırakabilirsiniz." dedi Hoseok, arabayı Seokjin hyungun sokağına sokmaması onu öldürme isteğimi bir nebze hafifletmişti. Beni kucağından ayırmadan o adama iyi günler dilemiş, arabanın kapısını kapattıktan sonra sokakta yürümeye başladı. "Beni tırmaladığın için Seokjin hyungtan sana ceza vermesini isteyeceğim, kötü kedi." Hoseok'un elindeki çiziğe bakmak kalbimi acıtırken başımı avuç içine yasladım, sinirlendiğim anda kendime hakim olmayı öğrenmem gerekiyordu.

Seokjin hyung beni Hoseok'un kucağında, kedi bedenimde gördüğünde omuzlarını silkti ve bizi içeri aldı. Hoseok'un kucağından atlayarak salondaki minderin üzerine giderken arkadaşım şimdiden okulda olanların hepsini anlatmaya başlamıştı. Seokjin hyung onun elindeki çizik için ilkyardım malzemelerini getirerek onunla ilgilenirken bana bir kez bile bakmamıştı. Top halini almış bir şekilde onları izlerken "Kim Namjoon şok oldu, adamın sinirlenmesinden ve Jeongguk'a kötü bir şey demesinden korktum ama sadece üzüldü." dedi Hoseok, o adamın bana kötü bir şey demeye hakkı olmadığını ikimiz de biliyorduk ama yine de anlatmaya devam ediyordu. Kim Taehyung'un bana nazikliği hakkında konuşurken patilerimi kulaklarıma götürerek kapatmak istedim, sadece kendisi hakkında kötü düşünceler içinde olan birine kötü davranarak imajını daha fazla lekeleyemezdi.

Sakin olmam gerektiğini ve insanların ırkım hakkında kötü düşünmelerini istemiyorsam onların eline koz vermemem gerektiğini biliyordum ama elimde değildi, o iki kardeşin bizim hakkımızda her şeyi bildiklerini iddia etmelerinden ve bizi insanlara yanlış tanıtmalarından nefret ediyordum. Kendi sakinliğimi korumam gerekiyordu, biraz daha derin nefesler alarak yatmaya devam ederken ikisinin bana dönüp bakmıyor olmaları kırıyordu beni. Hata yaptığımı düşünmüyordum, insanların bizi oyuncak ve bir seks objesi olarak görmelerinin tek sebebi onlardı. Sokakta kaldığım kısa bir zaman içinde insanların "Alalım, büyüyünce istediğimiz gibi sevişebiliriz. Onların sevişmede iyi olduklarını duydum." dediklerine çok kez şahit olmuştum, onlardan kaçarken kaç defa minik bedenim ile ölmekten son anda kurtulduğumu bilmiyordum.

Önüme konulan mamaya bakarken içgüdülerime engel olmak oldukça zordu, yemek istemiyordum ama karnım gurulduyordu. "Jeongguk biraz daha sakin olmayı öğrenmeli." dedi Seokjin hyung, bana zarar gelmesini istemediğine dair yeni bir konuşmalar içine girdiklerinde mama kabına pati attım. Metalin çıkardığı ses Hoseok'un minik bir çığlık atmasına sebep olurken ikisinin de bana döndüğünü biliyordum. Seokjin hyung benim için hep iyi bir sahip olmuştu ama insandı işte, benim hislerimi ne kadar iyi anlayabilirdi? Beni asıl üzen Hoseok'un içimdeki hislerin hiçbirini anlamıyor olmasaydı, bu canımı yakıyordu. Seokjin hyung yanıma gelerek tüylerimi okşamak istediğinde ondan kaçtım, görmek bile istemiyordum onu. Misafir odasına giderek aralık kapıdan içeri sızdım, kendimi yatağın üzerine çıkararak yattım.

Acıkmış hissediyordum ama hiçbir şey yemeyecek kadar da üzgündüm. Birinin beni kucağına alarak saatlerce tüylerimi okşamasına ve iyi olacağımı söylemesini istiyordum. Başımı patilerimin arasına gömerek yatmaya devam ederken kapı aralandı, "Benim Koo'm gelmiş." dedi Jieun noona, kapıyı kapatarak yanıma gelirken patilerimi yüzümden çektim, parmakları tüylerimin arasında gezinirken yanıma uzandı. "Seokjin seni üzüyor değil mi?" diye sordu, dudaklarını burnuma değdirdikten sonra geri çekildi. "Beni de üzüyor, Koo bebeğim. Kavga ettik, bu aralar biraz stresli biliyorsun restorantın ikinci şubesini açacak diye. Çok seviyor seni." Ağlamak istiyordum ama bunun için bile kendimi toparlayamıyordum. Gözlerimi kapatarak Jieun noonanın beni sevmesine izin verirken uyuyakaldım.

Gözlerimi araladığımda dünyayı insan boyutlarında görüyor olmak beni şaşırttı, birkaç gün daha kedi bedeninde kalacağımı düşünüyordum ama yanılmıştım. Midem açlıktan bulanıyor, başım dönüyordu. En son dün sabah okul için evden çıkmadan önce bir şeyler atıştırdığımı hatırlamak midemde kramplara sebep oldu. Uykuya geri dönmek istiyordum. Bu kırgınlığımın sebebini anlayamamak beni yoruyordu. Salona girdiğimde mutfak tezgahının üzerindeki en sevdiğim yemekleri görmek gözlerimin dolmasına sebep oldu. "Özür dilerim, Jeongguk. Dün aç uyuduğun için nefret ettim kendimden." Sandalyelerden birine otururken konuştu Seokjin hyung, titreyen ellerimle yemek çubuklarını elime alırken bir şey diyemiyordum.

Ben de kendimden nefret ediyordum bazen, onu anlayabiliyordum.

--

hello,
düşünceleriniz nelerdir?

Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 209 8
tamamlandı ✓ [🍯🌟] hepsi kilitli aklımda, anahtar da sende. •angst with happy ending.
6.3K 912 23
Korenin en iyi teğmeni Kim Taehyung, ölen Yüzbaşı Jeon'un vasiyetini yerine getirmek için oğlunu ararken karanlık bir sokakta onu bulur.
11.7K 1.9K 14
zaman, sen ve ben dudaklarımızı birbirlerine kitlediğimizde duracak bebeğim
21.6K 2.8K 40
"Kaybettiğimi kabul ediyorum, seni yenemem.." Elimi usulca kemerimin içindeki silahın üzerine yerleştirdim, bu bizim son dansımız olacaktı. "Hadi ö...