naughty

By tkleeji

467K 37.5K 22.3K

[topjk!femtae!texting!düzyazı!] ktgogh; bay jeon... o dar, ikinci bir deri gibi bacaklarınızı saran pantolon... More

one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty six

twenty five

10.8K 665 533
By tkleeji

lütfen görüşlerinizi belirtin, bu bölüm çok özel. merak ediyorum ne düşündüğünüzü güzeller 

iyi okumalar

;

gece yarısı 3.

"taehyung için buradayım. yoksa asla burada bulunmazdım hyung, biliyorsun." jimin kendi kendine mırıldanıp camdan dışarıyı izlerken Jin ön koltuktan başını arkaya uzatmış ve derin bir nefes verip tekrar önüne dönmüştü.

"kimse burada olmaktan memnun değil."

jungkook'un isteğini herkes yerine getirmiş ve jungkook onları tek tek evlerinden almıştı. hoseok'u aradıklarında şaşırsa da onu da olduğu yerden alıp arabayı sürmeye devam etmişti jungkook.

"nereye gitmiş olabilir, nerelere bakmadınız? ya da her zaman gittiği neresi var?" jungkook direksiyonu tek eliyle kontrol edip sağ tarafa döndü ve aynadan göz ucuyla onlara baktı. jimin sertçe aynadan ona bakarken dudaklarını yalamıştı.

"hepimiz aynı nedenle buradayız, düşman gibi cephe alma öğretmenine jimin."

"okul dışında olduğumuz için size öğretmen olarak davranmak istemiyorum." sertçe konuşsa bile bunu umursamamış hatta daha da ileriye gitmişti. "pardon, sen." gözlerini devirip cama döndü ve araba giderken hemen yanından geçtikleri ağaçları izlemeye başladı. "taehyung bulunduktan sonra yanında bile olmayacaksın." kendi kendine fısıltı bırakmıştı ortaya.

"amacım burada size ve ona kötülük yapmak değil. sadece yardım etmek istiyorum. bunu bu kadar abartmayın."

"abartmayın mı? abartmayalım öyle mi jeon jungkook?"

"abartıyorsun jimin, zaten bunu kendim düşünüp kendi kendime tartışabilirim."

"keşke öyle yapsaydınız, es geçmişsiniz belli ki."

"tekrar söylüyorum, amacım yardım etmek. sen de daha fazla ileriye gitme ve saygını koru."

histerik kahkaha.

"hâlâ burada mısınız öğretmenim? tek sorun bu mu yani? size şu an aslında gayet iyi davranıyorum. kaç kere göz yumduk fakat bu son olacak. bu son olacak ve gerekirse okulu bile değişecek onun. tek yaptığınız onu üzmekti. tek yaptığınız onu oyalayıp... kenara atmaktı! daha ne olacak sahiden?"

sahil yolundan geçerken jimin'in sözleriyle bir anda arabayı durdurup herkesin hafifçe öne savrulmasını sağlamıştı jungkook. jimin hiçbir şey demeden arabadan inerken burayı arayacağını mırıldanarak kapıyı sertçe kapattı.

herkes tek tek inerken eklemleri bembeyaz olana dek sıktı direksiyonu öğretmen. bütün suçun kendinde olduğunu biliyordu ve bununla kendini boğuşuyordu zaten. ne dese boş olacağını bildiğinden bütün sinir ve üzüntüsünü içine atıp arabadan indi. inmeden önce ceketini son anda karar verip arka koltuktan almıştı. olur da öğrencisini(?) görürse diye.

kapıyı kapatıp kaldırıma çıktı ve ceketi elinde sıkıca tuttu. jin, hoseok ve jimin çoktan dağılıp aramaya başlamışlardı bile. üzüntüyle diğer tarafa yürümeye başladı. şekilli omuzları düşerken okuldan beri gözlerinde olan gözlüğü işaret parmağıyla kaldırıp saçlarına takılmasını sağladı. umutsuzca yürürken derin bir nefes verdi ve sahil kısmına ilerlemeye devam etti.

;

"hadi ama bu kadar asmayın suratınızı." hoseok onlara bakıp ikisini de kolları arasına alırken jimin dolu gözlerle arkadaşına bakmıştı. "nasıl bu kadar rahatsın hyung? o kayıp ve haber yok."

"tabii ki gerginim ama üzgün olursak bu iş böyle yürümez değil mi? hm?" ikisi de başını salladığında tebessüm edip saçlarını sevmişti iki oğlanın. "ayrılacağız dedik ama yine de bir yürüyoruz. biraz ileride ayrılalım ve öyle arayalım. biz neden burada geldik ayrıca? sahilde 4 kişi mi arayacağız?"

"bilmiyorum hyung, hepsi o bozuntu jeon yüzünden. beni sinirlendirdi. her neyse, aramaya devam edelim. ben sağ tarafa gidiyorum."

herkes bir yer belirlenip ayrıldığında tek tek etrafa bakmaya başlamışlardı.

;

jungkook sahil kısmına geçip denizin yakınından yürürken ellerini ceplerine yerleştirip kimsenin olmadığı yolda ilerliyordu. berbat hissediyordu. hiçbir gece uyuyamamış ve taehyung'u bulmak için bir şeyler denemişti. onu bulup ondan özür dilemek istiyordu. herkesin içinde yüzüne bir tokat yese dahi umurunda değildi. gerçekten onu çok üzmüştü ve ne yapacağını bilmiyordu.

derince bir nefes verip ne ara bu kadar yürüdüğünü anlamadan arkasına döndü. çok uzun bir yol yürümüştü ve sahilin sonuna doğru gelmişti. geri dönmenin iyi olacağını düşünürken duyduğu hıçkırık benzeri sesle olduğu yere çakıldı. bu saatte burada kim olabilir diye düşünürken birkaç adım attı. hemen biraz ileride arkası dönüp birisini görmüştü. kapşonlusu kapalıydı ve içi çıkana kadar hıçkırarak ağlıyordu. kaşları çatılırken kalın ve derin bir sesle konuşma duyunca dudakları aralandı. ona yürümeye devam ederken sesleri daha iyi alıyordu. birisiyle konuşuyor gibiydi ve ilerledikçe sesi tanıması zor olmamıştı sanki.

hemen biraz bankın arkasında durup
dinlemeye devam etti. bedeni kaskatı kesilmiş bir şekilde duruyordu. ağzından sadece "taehyung" kelimesi fısıltı hâlinde çıkmıştı. taehyung birkaç saniye duraksayıp tekrar ağlamaya devam etti.

"görüyor musun yeontan? aklıma girdi şimdi yine. adımı sayıklayıp duruyor."

jungkook gözleri dolarken ilerleyip yavaşça küçüğünün yanında durdu. elini yavaşça küçüğünün omzuna koyup yüzüne doğru baktığında dudaklarından hıçkırık kaçmıştı büyüğün de.

"taehyung..."

taehyung donup kalmış öylece bakarken titreyen bedeniyle ayağa kalkmıştı. kıpkırmızı gözleri kocaman olmuş, soğuktan kuruyan dudakları aralanmıştı.

"bay jeon... siz," duraksayıp gözlerini kırpıştırdı. "siz... nasıl oluyor? nasıl geldiniz ve beni buldunuz?"

o kadar şaşkındı ki kırgın tarafı henüz ortaya çıkmamıştı. titreyen bacaklarla kendini tekrar oturmaktan ısınmış banka bırakmıştı. ağlamaya devam ederken jungkook gözleriyle onun her yerini kontrol ediyordu. dokunamıyordu küçüğüne ama bedenine bakıp kontrol etmek istiyordu. zaten soğuktan donduğunu uzaktan birisi görse bile anlardı saniyesinde.

"taehyung," başka bir şey demeden ismini sayıklarken yavaşça dizleri üzerine çöktü. "seni... seni buldum." taehyung öylece hareketlerini izlerken iki beden de şaşkınlık içerisindeydi. "seni buldum, seni tanıdım."

taehyung dudakları titrerken badem gözlerine bakmıştı öğretmeninin(?). "seninle konuşmam gere-" küçüğü elini kaldırıp onu durdurduğunda sesi kesilmişti. "gitmeniz gerek, lütfen. ben kendi hâlinde yalnız şekilde buradayım. zaten geri dönerim. lütfen gidin, kimseye de bir şey demeyin. lütfen gidin. ben... ben kırgınım. beni bu şekilde görmeyin, görmemelisiniz. lütfen gidin!" sesi sonlara doğru çok çıkarken bedeni tümüyle titremeye devam etti.

"h-hayır... hayır, gidemem. seni böyle bırakamam taehyung."

"beni en kötü zamanda bırakıp zaten gittiniz bay jeon... şimdi yapsanız bile bir etki etmez. lütfen gidin. hiçbir şey söylemeyin."

ağlarken önünü görmeden konuşuyordu esmer olan. jungkook dizleri üzerinde ona doğru kayıp ince bacaklarına koydu uzun parmaklarını. "yapma, deme öyle." ağlarken esmerin gözlerinin içine bakıyordu. "lütfen anlatmama izin ver." dizlerine tutundu.

esmerin önündeki güçlü beden birden gitmiş, annesine yalvaran çocuk gibi karşısına geçmişti. içtenlikle ağlıyor ve ona yalvarıyordu. öğretmeni (?) önünde diz çökmüş ona ağlıyordu.

"beni dinle, çok kısa olacak söz veriyorum. dinlemen gerekiyor." büyük gözlerinden yaşlar akarken küçüğüne bakıyordu sadece. taehyung sessizce ağlıyor ve onu izlemekten bir şey yapmamıyordu. yine ona karşı pes etmişti. konuşmasına izin vermişti. onu kolundan tutup gitmesi için bağırması gerekiyordu ama taehyung yapamamıştı. boğazını kesse yine de bir şey diyemiyordu taehyung ona.

jungkook o cevap vermediğinde sakinleşip dizlerini okşadı, bu hareket taehyung'un kalbine sert bir yumruk atılmış gibi çarpmaya başlarken gözleri ellerine kaydı.

"sana söylediğim... o gün konuştuğumuz zaman... ben... yani biz... yani ben..." sert bir nefes verdi. "ben aptal gibi davrandım. biliyorum taehyung, suçu yüzüme vurabilirsin. jimin de aynı şekilde bana cevap verdi zaten. ben konuşup ne istersen onu yapacağım. hayatından istersen çıkacağım tamam mı? seni bu şekilde daha fazla üzemem. ama onları lütfen geri itme. arkadaşlarının yanında ol, onlar sana çok iyi gelecekler." burukça tebessüm edip dudaklarını yaladı ve daha sonra tekrar tebessüm kayboldu.

"söylediklerim çok saçma olacak biliyorum, inan ki haklısın." derin bir nefes verip dudaklarını dişledi. "ben o gün çok düşündüm ve aptal bir kanıya varıp sana bir cevap söyledim."

"ben yakında evleniyorum."

dediği şey küçüğün aklından çıkmazken şimdi de beyninde yankılanmaya başlamıştı. jungkook'un diyeceğini merakla beklerken kızarık gözlerine ona dikmişti. yanındaki çantada olan yeontan'ı unutmuştu bile.

"ben sana yalan söyledim, taehyung."

taehyung âna dönerken kaşları çatılı jungkook'a geri dönmüştü. ağzını bıçak açmıyor ve birden fazla açıklama bekliyordu çünkü ne olduğunu anlamamıştı.

"evlenmiyorum, sana yalan söyledim. konuştuğum kimse bile yok. sana yemin ederim. sana bunu açıklamak istiyorum çünkü buna ihtiyaç duyuyorum. ben sensiz yapamıyorum taehyung."

taehyung'un kalbi üst üste gelen şeylerden sonra hızlıca atmaya başlarken sonunda sesini kullanıp dudaklarını araladı. "n-ne demek yalan? nasıl olabilir? bana o gün gayet ciddi... bir şekilde söylediniz. eğer yalansa bile..." ağlamaya tekrar başlamıştı. "neden yalan söylediniz? sevgime mi inanmadınız? size yeterli gelmem diye mi korktunuz? gerçekten ne istediniz de bu hâle dolandı o zaman?" hızlıca konuşurken jungkook hızlıca dikelip yanına oturmuştu bile. normalde olsa taehyung bayılacak gibi olurken bu şu anki olay değildi bile. taehyung'u kendine çevirip titreyen elleriyle yanaklarını tuttu.

"asla. asla böyle düşünme. ben aptallık ettim. bütün suçlamayı bana yapabilirsin. o an bunu söyledim taehyung. çünkü ben böyle bir şey yaşamadım. olayın buraya geleceğini bilmiyordum. normal bir şey sandım ama sen... sen gerçekten bana o kadar değişik bakıyorsun ki..." yanaklarını okşadı esmerin. taehyung kollarında yığılıp kalacaktı az kalsın. yanakları soğuğu es geçip hemen ısınmıştı.

"o zaman anladım, çok düşündüm. hata yaptığımı biliyorum ama artık anladım." ikisi de sessizce duruyorken gözlerini izliyordu birbirlerinin. uzun bir süre geçtikten sonra yanaklarını okşamaya devam etti büyük olan. yavaşça kolunu omzuna dolayıp küçüğünü kendine çekti. esmerin nefesi hızlanmış ve ne yapacağını şaşırıp onu izlemeye başlamıştı. bedeni buz gibiydi ve burnu ağlamaktan akıyordu. bunları duyduğuna sevinememişti bile.

jungkook'un ilk defa böyle davranması onu delirtmişti.

"özür dilerim." dedi büyük ve ondan daha ince olan bedeni yavaşça sardı. taehyung'un başı onun omzuna yaslanırken her anlamda sıcaklığı bulduğunu şimdi hissetmiş ve bütün buzlar aralarından sanki erimiş gitmişti. etraf sanki birden bire aydınlanmış ve çiçek açmış gibi hissetmişti.

büyüğünün kokusu onu ağlatırken yavaşça sağ kolunu bedenine sardı. jungkook ise elini saçlarına çıkarıp şapkasını düzgünce takmış ve saçlarını okşamıştı. aynı zamanda arabadan aldığı ceketi omuzlarına bırakmıştı.

"çok özür dilerim. her şey iyi olacak. ne istersen o olacak. söz veriyorum."

"o hâlde üşümek istemiyorum. beni biraz daha ısıt."

jungkook daha sıkı sarılırken taehyung durup birden çekilmiş ve şaşırmasını sağlamıştı. çok abarttığını düşünmüştü ve bu yüzden tekrar özür dileyecekken taehyung masum şekilde ona bakıp yaklaşmıştı.

"öpün beni, lütfen öpün ve beni daha çok ısıtın. buna ihtiyacım var."

esmer utanmadan konuşurken jungkook dudakları aralanmış şekilde onu izlemeye devam etmişti. yanağındaki eli durmuş ve hafifçe boyun hizasına inmişti. başparmağı yavaşça ve zarar vermeye korkarak dudaklarını okşamıştı. yavaşça yaklaşıp burunları sürtene dek durdu. taehyung heyecanla beklerken ilk adımı bu sefer o atmış ve dudaklarını puzzle parçası gibi birbirine kapatmıştı. bedeni baştan aşağı ısınırken ellerini omuzlarına yerleştirdi ve bir süre durup öpücük bıraktı. yavaşça çekilmişti.

ikilinin gözleri kapalı yakın duruyorken yavaşça tebessüm etmişler ve gözyaşlarını birlikte silip daha da sakinleşmişlerdi.

uzaktan, şaşırmış bir şekilde onları izleyen üçlüyü görmeden.

;
ağlıyorum... en güzel bölüm oldu ben dayanamadım ve böyle yazdım çünkü onları mutlu görmek istiyorum artık

umarım beklediğiniz gibi olmuştur, zamanla daha da sevgilerini hissettireceğim bazı konularda

çok erken oldu, daha geç kaos bitseydi diyen varsa da tabii ki saygı duyarım fakat bu şekilde yazmayı tercih ettim,,, :)

sizi çok seviyorum,

beni unutmayın ve bekleyin 🐽💖💞💘💝💗💓💞💕

Continue Reading

You'll Also Like

41.4K 3.5K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
32.3K 1.3K 46
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
459K 26.4K 43
Sex bağımlısı Taehyung ve sex'in ne demek olduğunu bilmeyen sevgilisi Jungkook. Absürtlük içerir!
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...