•••
Asel: Hani bazı anlar olurya kendini anlatmaya kelimeler bulamazsın işte o anlardan birindeyim. (4.00)
Asel: Zamanın geçmediği, boğulduğun. (4.01)
Asel: Boynuna sıkı sıkı dolanmış o ipin varlığına alışarak yaşamaya başladığın zaman anlıyorsun bazı şeyleri. (4.02)
Asel: Gecelerin geçmediği, anıların yüreğine batırdığı hançerle yaşamayı öğrendiğin o an işte.
(4.03)
Asel: Kaderini, kabullendiğin. (4.04)
Asel: Görmeye dayanamadıklarına artık kör olduğun o an işte.
(4.04)
Asel: Kabuslarla uyumayı öğrendiğin o gece.
(4.05)
Asel: Göz pınarlarına sığınmış göz yaşlarını silmeye utandığın o an. (4.06)
Asel: Kelimelerin ardına sığınmaktan çekinmediğin. Boşluğun tam ortasındaymış gibi hissettiğin.
(4.06)
Asel: Şu an boşluğa kurulmuş bir salıncakta sallanıyor gibiyim.
(4.07)
Asel: Öyle işte bilinmeyen. (4.07)
Asel: Neden sana bunları anlatıyorum bilmiyorum.
(4.08)
Asel: Sen kendini çoktan uykunun kollarına bıraktın belki de.
(4.08)
Asel: Anlattıklarımın ağırlığı canını yakmasın diye tüm mesajları silerim. (4.09)
Asel: Bulutların içini dökmekten asla çekinmediği bir gecedeyim. Gökyüzü büyük bir nefretle mücadele eder gibi yağmura ev sahipliği yapıyor.
(4.10)
Asel: Korkuyor muyum? Belki. (4.11)
Asel: Bunun nedeni bir çok şeyi tek başıma göğüs geliyor oluşum olabilir sanırsam. (4.12)
Asel: Bazı gerçekler çok can acıtıyor gerçekten.
(4.13)
Asel: O korkunç yağmurda saçlarımı okşayacak bir kadının olmayışı canımı acıtıyor. (4.14)
Asel: Masallar mesela neydi onları bu kadar güzel kılan? (4.15)
Asel: Belki de benim masalım ben doğduğum an belirlenmişti. (4.16)
Asel: Bu yüzdendi belki de kötü sonlu masalların asla zihinden silinmeyişi. (4.17)
Asel: Bir şeyi merak ediyorum. Deli gibi hemde...
(4.17)
Asel: Benim masalımda yer almak isteyecek kadar cesaretli misin sen zifir gözlü çocuk?
(4.18)
•••
ELİF REİSOĞLU
13.01.22