Jessica; Ne diyorsun Louis?Daldın herhalde
Louis; Yoo.
Jessica; Devam edelim hadi,ben çeviriyorum.
Millie; Bu son tur olsun.
Kafamı sallayıp şişeyi çevirdim.Payton soracak,Louis cevaplayacaktı.
Payton; İntikam zamanı...
Louis; Al işte biliyodum böyle olacağını,herşey senin yüzünden Millie.
Millie; Benim suçum ne şimdi!
Louis; Sen ne diye çocuğun en kötü anısını sorup güldürüyorsun bizi,git birinden hoşlanıyormusun falan desene!
Millie; Napıyım gülmeseydin.
Payton; Eee Louis'ciğim,doğruluk mu cesaret mi?
Louis; Jessica...Ne diyim lan?
Jessica; Ne bileyim,her türlü alacak intikamını
Louis; Ne kadar da yardımcı oldun,çok saol.
Payton; Cevap ver Louis,her iki seçenek için de mükemmel sorularım var.
Louis; Doğruluk...
Payton sırıtmaya başladığında aklından geçen şeyleri tahmin edebiliyordum.
Payton; 10 yaşında sette bi yanlış anlaşılma olmuştu ya,o anını anlatsana ya.
Louis; Hayır,bunu bana yapamazsın.
Payton; Yaptım bile.
Louis; Nasıl arkadaşsın lan sen?
Payton; Hadi,seni bekliyoruz.
Louis derin bir nefes aldığında gülmemek için boş boş etrafa bakmaya başladım
Louis; Paytonun dediği gibi 10 yaşlarında bi filmde oynuyordum,benim yaşlarımda bir kız vardı,ama kızı görseniz taş mübarek.
Payton; 10 yaşındaki çocuğa taş demek...Tam senden beklenecek davranış.
Louis göz devirerek anlatmaya devam etti.
Louis; Senaryoda o kız beni sevdiğini söylüyordu,bende gerçek sandım bu kadar işte.
Jessica; E Louis kıza bağırarak bende seni seviyorum diyip dudağından öptüğünü,sonra kızdan nasıl tokat yediğini niye anlatmıyorsun?
Louis; Jess yanlış bilgi vermesene insanlara! Senaryo gereği öyle yapmıştı bi kere.
Jessica; Senaryo mu? Hatırladığım kadarıyla senaryoda kızın utanıp kaçması gerekiyordu.
Louis; Yanlış hatırlıyorsun.
Tekrar gülmeye başladığımızda Aidan'a baktım,neredeyse gülmekten gözünden yaş gelecekti.Tanrım,ne güzel gülüyordu öyle?
Aidanı bi sapıkçasına izlediğim sırada göz göze geldik,kahkahaları gülümsemeye dönüştüğünde gözlerimi kaçırdım.Oysa onun gözlerini hala üzerimde hissediyordum.
Louis; Daha fazla gülerseniz gideceğim ama!
Payton; Ben acıktım.
Millie; 3 paket cips bitirdik Payton?
Jessica; 3 paket cipsi 6 kişi bitirdik ama.
Aidan; Bende acıktım gibi.
Kapı çaldığında Aidanın yüzündeki endişeye anlam veremeyerek Finn'e döndüm.
Jessica; Birini mi bekliyorduk?
Finn; Pizza söylemiş olabilirim.
Finn kapıyı açmak için kalktığında Aidan rahatlamış görünüyordu,göz göze geldiğimizde ne oldu anlamında kafamı salladığımda tepki vermeden etrafına bakınmaya başladı.
Finn; Millie sayesinde uzun zaman sonra gizli gizli pizza yememize gerek kalmayacak!
Jessica; Gizlice pizza mı yiyordunuz!
Louis; Napalım kızım,senle birlikte bişey yediğimizde sadece salata yiyoruz.
Jessica; Benim adım Jessica'ysa sizi vegan yapmadan ölmeyeceğim.
Finn; Ya konu açılmışken ben Aidan ve sana göre bişey bulamadım,siz bi şekilde şey edersiniz artık.
Jessica; Boşuna demiyorum Finn düşünceli insandır diye.
Söylenerek mutfağa gittim,15 dakika kadar sonra elimde iki kase salatayla yanlarına döndüm,kaselerden birini Aidana uzttım.
Jessica; Bu saatte sadece salata yapabilirim valla,kusura bakma.
Bir film açıp yemeklerimizi yedik,film bititğind hepimizin uykusu gelmişti.
Finn; Siz bilirsiniz ama bence bu saatten sonra eve gitmeyin.
Louis; Bi an hiç sormayacaksın sandım.
Jessica; Louis sanki sana burda kalman için teklif etmemize gerek var,resmen her kalktığımda seni görüyorum!
Millie; E nerde yatacağız?
Jessica; Payton ve Louis her zaman kaldıkları yerde kalsın,Aidan Noah'ın kaldığı odada kalır.Sen de benim odamda kalırsın.
Millie; Sen?
Jessica; Bende burda koltukta yatarım.
Millie; Ama öyle de olmaz ki.
Jessica ; Olur olur,Louis saolsun ben alışığım.
Louis; Ya Jess napıyım ?Finn ve Payton deli gibi yatıyo,tek seçenek sen kalıyorsun.
Jessica; Mesela rüzgar sesinden bile korkup yanıma gelmeyebilirsin.
Payton; Abi biraz daha uyanık kalırsak bayılacağım galiba.
Jessica; İyi siz yatın,ben Aidanla Millie'ye odaları göstereyim.
Finn,Louis ve Payton odalara gittiğinde Millie ve Aidanla yukarı çıktık.Millie'ye kendi odamı,Aidan'a da hemen karşısındaki odayı gösterdim.
Aidan; İyi geceler Jessica.
Gülümsedim.
Jessica; İyi geceler.
Millie; Kendimi fazlalık gibi hissetmeli miyim?
Jessica; Sanada iyi geceler Millie.
Bir battaniye alıp aşağıya indim,koltuğa yatıp battaniyeyi üstüme örttüm.
Yaklaşık bir saat sonra hala uyuyamamıştım,su almak için mutfağa gittim,dolabı açıp bir bardağa su doldurdum.
Suyu içip mutfağın camından dışarıyı izlemeye başladım,dışarıda biri vardı.
Başta fazla takılmasam da biraz daha dikkatli baktığımda bu bizi evden awm'ye kadar takip eden,orada da bizi izleyen adamdı,kıyafetleri bile aynıydı.
Bardağı tezgaha bırakıp Finn'in odasına çıktım.
Jessica; Finn?
Finn yatakta doğruluğunda soran gözlerle bana bakıyordu.
Finn; Ne var Jessica?
Jessica; Dışarıda biri var.
Finn; Gayet normal değil mi?
Jessica; Bizi izleyen o adam gecenin bu saatinde evimizin karşısında dikiliyor ve bu normal mi?
Finn; Pekala,bu iş can sıkmaya başladı ama yarına kadar bekleyelim,yine görürsek polise falan haber veririz olur mu?
Kafamı sallayıp odasından çıktım ve aşağıya indim,Aidan koltukların birinde oturuyordu.
Aidan; Seni de mi uyku tutmadı?
Jessica; Sayılır...kahve içer misin?
Aidan; Bu saatte mi?Kesinlikle
Gülerek mutfağa girip ikimize de kahve yaptım,geri geldiğimde Aidan hala oturuyordu.Kahvelerden birini ona verip yanına oturdum.
Aidan; Bir şey mi oldu?
Hayır anlamında kafamı salladığımda güldü.
Aidan; Bir daha yalan söyleyeceğin zaman bundan yüz ifadene de haber ver,sadece bir tavsiye.
Jessica; Bilmiyorum,belki de sadece abartıyorumdur.
Aidan; Her ne olduysa anlat,ona birlikte karar verelim.Ne dersin?
Jessica; Bugünkü adam evin karşısında dikiliyor,Finn'e söyledim ama yarını beklememizi söyledi.
Jessica; Aidan?
Aidan; Ha?
Jessica; O adam her kimse,onu tanıyorsun değil mi?
Aidan; Kim olduğunu bilmiyorum ama sanırım neden burada olduğunu çok iyi biliyorum.
Jessica; Neden?
Aidan; Bunu sana söyleyemem Jessica.
Jessica; Hadi ama,bu merakla nasıl uyuyacağım?
Aidan; Senin iyiliğin için sana söyleyemem.
Jessica; Beni daha da meraklandırıyorsun,şu adam ortaya çıktığından beri bi garipsin zaten.
Aidan; En yakın zamanda öğrenirsin Jessica şimdi uyuyalım,tamam mı?
Jessica; Pekala şimdilik öyle olsun,ama sonunda öğreneceğim.
Aidan; Sana da iyi geceler.
Aidan yukarı çıktığında koltuğa yattım,birkaç dakika sonra uykuya daldım...