Something must be change.

By yawznzzn

334 52 2K

Bazı şeyler değişmeli. More

1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Final Pt.1
Final Pt.2

2

23 3 71
By yawznzzn

-Birkaç gün sonra-

"Kabul edildim!" yatağımın üstüne çıkıp sevinçle zıplamaya başladım. Yeonjun ile randevuya çıktığım gün gördüğüm şirkete o günün akşamında başvuru yapmıştım ve kısa sürede kabul edilmiştim, onlarca şirketten red yedikten sonra bu benim için gerçekten beklenmedik bir şeydi.

"Peki ne zaman başlayacakmışsın? başka bir şey yazıyor mu?" dedi Beomgyu.

"Yarın haftanın ilk günü olduğu için yarın gelmem isteniyor. İnanamıyorum bu kesinlikle rüya olmalı." dedim ve zıplamaya devam ettim.

"Yeonjuna haber ver. Sonra neden söylemedin diye kızmasın, biliyorsun tripleri hiç çekilmiyor."

"Ah.. haklısın." dedim ve telefonumdan Yeonjunu bulup ara tuşuna bastım.

"Alo? Ah-Yeonjun bu numara kimin kayıtlı değ-Alo?" kesik kesik gelen seslerden dolayı pek bir şey anlayamamıştım.

"Yeonjun?" dedim. Bir süre gelen fısıltılardan sonra telefondan cevap geldi.

"Cha-Young noona! Benim Kai..Im Yeonjun şu an pek müsait değil. Seni sonra ararız, görüşürüz!" dedi ve telefonu suratıma kapattı. Elimdeki telefonu yatağa bırakıp gözlerimi devirerek Beomgyu'ya baktım.

"Bana öyle bakma, ben artık şaşırmıyorum. Sen tam bir salaksın Cha-Young." dedi Beomgyu. Omzuna gelen uzamış saçlarıyla oynayıp gülümsedim.

"Böyle olduklarına bakma, Yeonjun gerçekten seviyor." dedim ve yatağa uzandım.

--

Alarmın iğrenç ötesi sesiyle gözlerimi zorla açarak yataktan doğruldum. Bugün ilk iş günümdü..

Bugün ilk iş günümdü!

Hızlıca yataktan kalkıp kendimi banyoya attım ve kısa duş alıp dişlerimi fırçaladım. Sabah kahvaltı yapmak bana göre olmadığı için hazırlanma aşamasına geçtim.

kirli beyaz boğazlı kazağın üstüne toz pembe takım elbisemi giydikten sonra kahverengi çantama eşyalarımı atıp evden çıktım.

--

Şirketin önüne geldiğimde insanlar yeni yeni binaya girmeye başlamıştı, ortalık çok sakindi. İnsanları takip ederek girdikleri yerden içeriye girdim ve girişteki personelden insan kaynaklarının yerini öğrendikten sonra yola koyuldum.

..

"Hong Cha-Young..." karşımdaki kadın gözlüklerini hafifçe indirip bana bir bakış attı. "Buraya Uluslararası ilişkiler için başvuru yaptığınızı fakat Şirket ceomuzun asistanı olarak işe alındığınızı biliyor musunuz?"

"Ne?" dedim. "Bunu bilmiyordum...amacım kimsenin asistanı falan olmak değil."

"Bize verilen emir bu yönde. Eğer asistan olmayı kabul ederseniz şirkete anında giriş yapabilirsiniz. Tabii reddetme hakkınız da var."

Bir süre duraksadım, elime güzel bir fırsat geçmişti ama benim istediğim türden değildi.. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"Peki maaşım ne kadar olacak?" dedim. Para önemliydi. Kadın uyuz bir şekilde gülümsedi.

"Buna Ceo karar verec-"

"Ne kadar istersen." Duyduğum ses yüzünden arkamı dönerken odadaki herkes bir anda ayağa kalktı.

"Pardon?" dedim.

"Ben Choi Soobin." karşımdaki adam konuşmasını bitirdikten sonra yarım karış açılmış ağzımı kapatmaya çalıştım. Şirketin Ceosu... fazla yakışıklıydı.

"Bir sorun mu var?" dedi.

"Hayır.. ben şaşırdım. Maaş konusunda ne demiştiniz?"

"Bana ne kadar istediğini söyle."

"Ciddi misiniz?" dedim. Kafasını onaylarcasına salladı.

"20 bin dolar." dedim. Verdiğim cevaptan dolayı odadaki kişiler aralarında konuşmaya başladı.

"Anlaştık." dedi ve elinde bulundurduğu kağıda bir şeyler yazıp bana uzattı. Elinden kağıdı alıp yazanlara baktım. Sözleşmeydi.

Sözleşme şartları uygun geldiği için imzalayıp Ceo'ya uzattım. Yirmi bin dolar için yeri bile yalardım, o yüzden sözleşmedeki şartlar çok basit gelmişti.

"Hong Cha-Young. Umarım iyi anlaşırız." dedi ve elini bana uzatıp çok samimi bir şekilde gülümsedi. Gülümsemesi beni gerçekten şoka uğratmıştı. Yavaşça elini tutup hafifçe sıktım.

"Cha-young. Seni Seviyorum."

Choi Soobin'in elini tuttuktan sonra kulaklarıma dolan sesten dolayı etrafıma hızlıca bir bakış attım. O ses nereden gelmişti?

"Bir sorun mu var?" dedi Choi Soobin.

"Az önce birisi bana seslendi.." dedim.

"Sana kimse seslenmedi, beni takip et seni masana götüreyim." etrafıma tekrar bakındıktan sonra belki de öyle sandığımı düşünerek Ceo'yu takip etmeye başladım.

Etrafı tamamen cam olan asansöre bindikten sonra Ceo 31.kata bastı ve asansör çalışmaya başladı.

Ortam fazla sessizdi ve ben fazlasıyla gerilmiştim. Kafamı hafifçe yanımda duran Ceo'ya çevirip göz ucuyla baktım. Kafasını eğmişti ve eliyle oynuyordu.

İnsan sarrafı ben kesinlikle onun da gergin olduğunu söyleyebilirdim, ama neden?

Telefonum çalmaya başladığında hızlıca çantamdan telefonu çıkartıp açtım. Ceo telefonumun sesinden dolayı dönüp bana bakmaya başlamıştı.

"Efendim Yeonjun?" dedim.

"Neden bana işe girdiğini söylemedin!?" dedi bağırarak.

"Seni dün aradım, Kai müsait olmadığını söyledi." dedim sesimi fazla duyurmamaya çalışarak.

"Ve sen de onun dediğini kabul edip birdaha aramadın öyle mi?"

"Beni sorgulayacağına dün ne yaptığını söylesen Yeonjun?" dedim. İstemeden sesimi yükseltmiştim.

"Seni ilgilendirmez, akşam 9 da benimle geliyorsun. Yarışlar var."

"Yarışlar mı? oraya birdaha gelmek istemediğimi söylemiştim." dedim.

"Pekala yanımda başka birini götürürüm o zaman."

"Tamam dur! Gelec-" sözümü bitirmeden telefonum elimden alındı.

"Ne oluyor?!" dedim ve Ceo'ya döndüm.

"Kural 1, yanımda telefonla konuşulmasını sevmem ve istemem." dedi ve kapattığı telefonumu bana uzattı.

"Ama..."

"Ve bugün akşam 9 da bir iş yemeğim var, asistanım olarak gelmeni isteyeceğim." dedi. Yeonjun akşam 9 da yarışlara çağırmıştı fakat ilk iş günümde işi reddedecek halim hatta öyle bir şansım yoktu.

"İlk günden..." dedim mırıldanarak.

Asansör 31.kata geldiğinde Ceo bana yol verdi ve asansörden ilk inen ben oldum. Ceo'nun geçtiği her yerde çalışanlar -özellikle de kadınlar- ona hayran bir şekilde bakıyordu.

Haklılardı.

Masam odasının içindeydi. Odası o kadar büyüktü ki benim masamın olduğu kısım belli bile olmuyordu. Masama yerleştikten sonra Ceo haftalık programı gibi klasik şeyleri masama bıraktı.

"Hong Cha-Young. Saçını mı kestirsen?" dedi bir anda.

"Anlamadım?" dedim. Sanırım o da dediğini anlayamamıştı çünkü bakışları gerçekten çok komikti. Hiçbir şey demeden yavaşça arkasını dönüp masasına geçti.

"Boşver." dedi ve hafifçe öksürdü.

Güldüğümü belli etmemek için kafamı hafifçe eğdim. Bir Ceo için fazla samimiydi.

--

Akşam 7'de eve gitmem ve akşamki yemeğe hazırlanmam söylenmişti. İlk gün için fazla iyiydi, insanlar benimle çok ilgilenmişti hatta Ceo bile fazlasıyla iyiydi. Sanırım bütün şansımı bu şirkete girerek kullanmıştım.

Çıkışımda Beomgyu beni arabasıyla alıp eve bırakmıştı. Eve girer girmez duşa girip saçlarımı yıkadım ve çıktıktan sonra karnımı doyurup saçlarımı yapmak için makyaj masasına oturdum.

Uzun saçlarımı dalgalandırıp dolabımdan bir şirket yemeği için uygun olabilecek en iyi kıyafeti seçip giyindim.

Saat 8.30'a yaklaşmışken ben çoktan hazırdım. Telefonumu elime aldığımda Yeonjun'dan gelen aramaları gördüm.

"Ah! mahvoldum." Hızlıca Yeonjunu geri aradım.

"Hey..." dedim.

"Neredesin sen?!" dedi her zamanki gibi bağırarak.

"Yeonjun bu akşam seninle gelemeyeceğim, işim var." dedim. Yeonjunun derin nefes alışını duyunca hafifçe yutkundum.

"Zaten işime yaramazdın." dedi ve suratıma kapattı.

Beni hiç şaşırtmıyordu.

Telefonum tekrar çalmaya başladığında arayan kişiye baktım. "Ceo"

"Alo?" dedim.

"Hong Cha-Young? Hazır mısın?" dedi.

"Evet. Size evimin adresini atacağım."

"Gerek yok, aşağıdayım bekliyorum." dedi.

"Nasıl? Ah neyse, geliyorum."

Ayağıma siyah topuklu botumu geçirip çantamı alıp evden çıktım. Binadan çıktığımda üstü açık siyah arabanın içindeki Soobin'e el salladım. Tabii yaptığım şeyi farketmem kısa sürmüştü, elimi indirip adımlarımı hızlandırdım.

"Kusura bakmayın, bir an patronum olduğunuzu unuttum." dedim.

"Sorun yok, kemerlerini bağla gidelim." dedi ve arabayı çalıştırdı.

"Yalnız siz... evimin adresini nereden biliyorsunuz?" dedim. Dememle birlikte öksürmeye başladı.

"Şey..Im..Şirket profilinden! Tabi ya ordan işte." dedi.

"Ah anladım..." dedim. "Yalnız, bu kemer sıkışmış."

"Yardım edeyim." dedi ve kemerini çıkartıp bana doğru uzandı. O anda burnuma dolan parfüm kokusunun zenginliğini kısa sürede farketmiştim. Daha fazla kokusunu alabilmek için burnumla çekiştirdim. Soobin kemeri çekmeye çalışırken gözlerini bana çevirdi.

"Ne yapıyorsun...?" dedi. Sanırım burnumu fazla çekmiştim.

"Çok pardon! Parfümünüz çok güzel kokuyordu." dedim. Yürüyen rezil.

Kemerimi taktıktan sonra bana bakıp hafifçe gülümsedi ve tekrar kendisininkini takıp sürmeye başladı.

--

Geldiğimiz restorantın duvarları bile gerçek altından yapılmış gibi parlıyordu. Ben sosyeteyim diye bağırıyordu.

Garsonlar bizi oturacağımız masaya yönlendirdi ve masamıza oturup misafirlerini beklemeye başladık.

"Soobin-shi ben burada ne yapacağımı pek bilmiyorum.." dedim.

"Sen bir şey yapma, yanımda varlığın olsa yeter." dedi. "Bu arada, güzel olmuşsun." Cümlesini bitirdikten sonra önündeki menüyü açıp içine bakmaya başladı.

"Teşekkürler." dedim.

--

Ceo misafirleri beklerken içmemiz için şampanya sipariş etmişti, kendisi 3. bardağını dökerken ben hala birinci bardağımı bitirememiştim bile.

"Tabi böyle zengin şeyleri her zaman içemiyorum, tadını çıkartmam lazım." dedim mırıldanarak.

"Bir şey mi dedin?" dedi.

"Yok hayır."

"Merhabalaar!" gelen kadın sesiyle ikimiz de sesin geldiği yöne baktık. Aşırı güzel bir kadın otuziki diş sırıtarak bize bakıyordu.

"Siz Choi Soobin olmalısınız!" dedi ve karşımızda duran sandalyeyi çekip oturdu.

Patron hiçbir şekilde tepki vermiyordu. Kolumla hafifçe onu dürttüm.

"Ben de Choi Hae-Soo. Sonunda tanışabildiğimize sevindim." dedi ve bir elini Soobin'e uzatarak gözlerini ona dikti.

"Noona?!"

Continue Reading

You'll Also Like

935K 34.6K 46
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
590K 39.2K 29
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.5M 87.3K 56
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
226M 6.9M 92
Officially now a series! Watch it for free on MediaCorp's Youtube Channel- MediaCorp Drama. ...