Carmen | GirlxGirl

By ewolfgang

9.9K 781 280

''Lütfen adamımdan uzak dur, Kim.'' texting+düz yazı gxg More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
21
22
23
24

20

386 37 34
By ewolfgang


Telefonumda yazan adrese bakmaya devam ederken karşımdaki şato gibi evin doğru olmaması için etrafı tarıyordum. Jennie Kim, gerçekten de altın kaşıkla doğmuştu. Benim sığıntı olarak kaldığım yerle kıyaslanamazdı bile bu yer. İnanılmaz şato gibi- cidden şato gibi büyüklüğe ve yapıya sahipti ve toz pembe ağırlıklı rengi evin sahip olduğu asilliği daha da arttırıyordu. Kocaman giriş kapısı vardı ve çevresi tamamen sarılıydı. Yolun başı yüksek olduğu için zor da olsa genel görüntüsünü görebiliyordum. En az ev kadar kocaman geniş bir bahçe vardı evin pardon şatonun etrafında. Ev demek o kadar zor geliyordu ki. Üstelik dönüp duran fıskiyeler ve bahçenin ortasında duran, sürekli su akıtan şelale kendimi daha da geri çekmemi sağlıyordu. 

Üstüme baktım. En son ne zaman banyo etmiştim kesin cevap veremezdim bile. Bahçede gezdiğini tahmin ettiğim sincaplar bile benden daha temizdir ve güzel kokuyordur. Pek kıyafet seçeneğim yoktu o yüzden ölü evimde daha da ölü duran solmaya yüz tutmuş turuncu elbisemi giymiştim. Aslında gelmek ve gelmemek arasında o kadar kararsızdım ki kıyafeti son anda seçip giydiğim için hiç umursamamıştım. Üstelik buraya gelmemin nedeni de sadece konuşmaktı. Ne konuşacağımdan pek emin olmasam da en azından bu saçmalığı bitirmek istiyordum.

Eve bir kere daha baktım. Bana verdiği para onun için çerez parası olmalıydı. Hatta belki arada zevk olarak şömineye attığı birkaç parça. Her ne olursa olsun benim için inanılmaz yüksek bir meblağdı ve kendimi çok sert olmamak için zorlamalıydım. Bu parayı bir daha başka bir yerde bulamaz, göremezdim. Jennie Kim'in planlarının ne olduğunu bilmesem de en azından orta yol bulmaya çalışmalıydım.

Yolun kenarından yürümeye başladım ve büyük giriş kapısına doğru ilerledim. Bu sırada yandan sarkan renkli çiçeklere sürünmeyi ihmal etmiyordum. En azından güzel bir koku katarlardı.

En sonunda girişe ulaştığımda kapıyı öylesine açamayacağımı fark ettim ve biraz göz gezdirip tuş gibi bir şey buldum. Sorgulamadan bastım ve cızırtılı bir ses duydum. Hiçbir şey hareket etmemişti ama ''Kimsiniz?'' diyen birini duymuştum. 

''Ben Camila. Kim çağırmıştı.'' Sonrasında hızla kendimi düzelttim ve ''Jennie Kim.'' dedim. ''Beni çağırmıştı.''

''Evet, isminiz burada yazıyor Camila hanım. Lütfen kontrol için kimliğinizi çıkartın.''

Dediklerine göz devirirken kapının açılmasıyla kısa bir süre irkilmiş, sonrasında bozuntuya vermeden kimliğimi çıkarmıştım.

İçeriye doğru bir adım attım ve solumda beliren yüksek bütçeli kulübemsi yerdeki adama doğru uzattım. Göz teması bile kurmadan hemen almış ve arkalı önlü incelemişti. Sonrasında bana bakmış ve tekrar kimliğime bakmış ''Evet.'' demişti.

''Dadı hanım, Jennie hanımın odasına kadar size eşlik edecek, lütfen onu takip edin Camila hanım.''

Kimliğimi bana geri uzatırken sağımda birden beliren şık giyimli kadınla hafif irkilmiş ve bana olan gülümsemesine karşılık vermeye çalışmıştım. Çalışanlarının kıyafetleri bile inanılmaz para ediyor olmalıydı. Bu dibine kadar belli oluyordu. Kendi görünüşüm özgüvenimi ciddi anlamda düşürmeye başlamıştı. Özellikle uzaktan büyük görünen bahçenin tam içindeyken belli etmemeye çalışsam da etrafımda dönmeden edemezken özgüvenim daha çok uçuyordu benden. Dadı hanım denilen kişi olmasa zaten kesin kaybolurdum burada. Işıklandırmalar altında sessiz kalmaya çalışarak önümde yürüyen kadına eşlik etmiş ve sonunda evin içine girmiştim.

Duvarlar ve yukarıya çıkan merdivenler kırık beyaz tonundaydı. Eşyalar da ağırlıkla krem rengiydi. Hayalimde bile sahip olamayacağım eşyalardı bunlar ve ben sadece eve daha yeni girmiş, kocaman ortada bulunan ve yukarıya uzanan geniş merdivenlere de yeni basmaya başlamıştım. Henüz bir odanın içini gördüğüm bile söylenemezdi ama buna rağmen ağzım açık kalmıştı gördüğüm her şeye.

Bitmek bilmeyen yürümeler sonrasında sonunda bir kapının önünde durmuştuk. Dadı kadın kapıya nazikçe vurup içeri seslendi.

''Küçük hanım, misafiriniz geldi. Müsaitseniz içeri davet edebilirsiniz.''

İçeriden bir şeylerin kırılma sesleri duyuldu ve hemen ardından Kim hızlıca ''Ben iyiyim! Birazdan kapıyı açacağım sen gidebilirsin.'' dedi. Dadı kadın umursamadan giderken bense ne yapacağımı bilmeden aynı şekilde kalmaya devam ettim.

Kendisi kapıya gelip beni alabilirdi diye düşündüm bir an. Tüm bunlar benim üzerime baskınlık kurmak için, belki hava atmak için olan bir şey miydi diye bir an merak ettim. Fakat birkaç saniye sonra açılan kapıda karşımda beliren Kim ve yüzünde bulundurduğu kusursuz makyajı, bunca zaman bununla uğraştığını düşündürdü bana. Özellikle kıpkırmızı dudaklarından ve ona uyumlu giydiği kırmızı dekolteli üstünden bakışlarımı çekemiyordum. Ah, ben yüzümü yıkamaya bile üşenmiştim sabah yıkadım diye.

Her şeye rağmen Jennie Kim mükemmel gülümsemesiyle bana bakıyordu.

''Hoş geldin!''

Gereksiz coşkulu sesine karşın sadece başımı salladım ve bıraktığı hafif boşluktan içeri girdim. O da kapıyı arkamdan kapatırken odayı incelemeden önce makyaj masasının kenarındaki yerdeki kırıklar, boyalar dikkatimi çekti. Az önce duyulan sesin sebebi bu muhtemelen birkaç bin dolar fiyata sahip olan makyaj malzemeleriydi.

Odası da ağırlıkla toz pembe rengindeydi ama daha karakterist ve şık duruyordu. Koca evden sonra sahip olduğu bu büyük odayı, geniş yatağını incelemek inanılmaz zor geldi ve umursamaz görünmek için onu beklemeden yatağın ucuna oturdum ve bacaklarımı sallandırdım.

''Çikolataları yedin mi?''

O da makyaj masasını önünde durak puflu sandalyeyi karşıma çekip oturdu. Doğruyu söylemek gerekirse bu soruyu sormasını beklemiyordum. Ben tüm çikolatayı sadece birkaç dakika içinde bitirmiştim bile. Başlarda odasına geldiğimde suratına fırlatırım diye inat etmeye çalışsam da sonunda kendimi yerken bulmuştum ve siktir et gururu, yediğim en güzel çikolataydı.

''Galiba yedin.'' 

Tekrar konuşmasıyla cevap vermediğimin anca farkına vardım ve bozuntuya vermeden ''Yapmam gerekeni yaptım işte.'' dedim.

Saçma ama ucu açık bir cevaptı. Ona teşekkür etmek istemiyorum.

''Doğruyu söylemek gerekirse geleceğini düşünmüyordum.''

Onu hemen onayladım. ''Ben de. Ama hala amacını çözemediğim için merak ediyorum.''

Yatak ucun sandalyesine göre yüksekti bu yüzden ona hafif yukarıdan bakıyordum ve ben konuşurken bacaklarıma gözünün hafif kaydığını görsem de sorun etmedim. Kıyafet seçeneğim olmadığı için kendime  küfrederken bir yandan da doğuştan seyrek ve açık renk kıllı olduğum için avunmaya çalışıyordum. Bu tür işler keyfime bağlıydı önceden fakat bu büyük evin bu büyük odasında karşımda böylesine pürüzsüz duran Kim'in bakışları kesinlikle keyfime gelmeyen bir şeydi. Farkına varmadan iç çektim. 

Kim'in sandalyesinin biraz daha bana yaklaştırmış olduğunu gördüm. ''Çok düşünüyorsun Camila. Sadece hızlıca çok para kazanmak istiyorsan kabul et gitsin.''

Bıkmış bir ifadeyle söylemişti. Sanki kabul etmemden başka bir seçenek yok gibi davranıyordu ve bu beni sinirlendiriyordu. Ona muhtaç olduğumu düşünüyordu ve sevgilimi çalan bu kız bu durumdan oldukça hoşnut olmalıydı. Fakat ben diğer zamanlar gibi şimdi de gurursuzluk yapıp bunu önemsemedim.

''Nereden bileyim beni kayıt altına almayacağını? Herkesle paylaşmayacağını?''

Aklıma gelen ilk şeyi söylediğimde güldü ve ''Bunu yapacağımı mı düşünüyorsun cidden? Bu benim için de büyük bir sorun olur Camila.'' dedi.

Kim'in okulda iyi çevreye sahip, çalışkan ve iyiliksever olduğunu cidden unutmuştum bir an. Kızlara ilgi duyduğunu da muhtemelen kimse bilmiyordu. Çoktan dedikodu olarak yayılırdı bu. Üstelik erkekler parası için onun peşini bırakmazken kızlar sadece arkadaş olmayla yetiniyordu. Bu duyulsa muhtemelen okulda onunla sevgili olmaya çalışmayan tek kişiler, kızlar bile onu bu durumda rahat bırakmazdı. Biraz geri kafalı olsa da çoğunluk, para için her şeyi yaparlardı. Kısmen benim gibi.

Belki de sadece heyecan için yapmak istiyordu. Evlilikten sıkılan çiftlerin seks hayatını canlandırması için birilerini araması gibi. Ah çok saçma bir örnekti. Belki de sadece ve sadece beni en savunmasız halde görmek istiyordur ve bunu illahaki bir yerde kullanacaktır.

''Biliyorum, biliyorum. Fiyatta caymazsan hatta her seferinde arttırırsan benim için kabul.''

Bu kadar kolaydı işte. Benim gibi hayatı çöp olan, bayadır kendi için yaşamayan biri için sınırlar bu kadar kolay yıkılabilirdi. 

Daha öncesinde her ne kadar çok pişman olsam da Justin'le üçlü yaptığımız zamanlar olmuştu ve bir kızı garipsemeden ellemiştim, beni ellemesine de izin vermiştim. Şimdi o yaşananları hatırlamak mide bulandırıcı olsa da seks sekstir ve hayatımda hiçbir zaman kesin cinsiyet kuralı koymamıştım. Hem tanımadığım erkeklerle yatmaktansa okulumda bir kızla hatta iyi bir üne sahip olan bir kızla yatmak ve üstüne katlarcasını kazanmak daha iyiydi. Benim aleyhime bir şey yapacak olsa ben de ona karşı kullanabilirdim onu ve bana kıyasla onun kaybedecek daha çok şeyi vardı. Erkekler konu kendi cinsel ihtiyaçları olunca partnerlerine en acımasız şekilde davranıyorlar, karşısındaki kişinin ne halde olduğunu sıvılarını akıtmadan önemsemiyorlar. Justin'le bu yüzden seks yapmak her seferinde zor geliyordu ama ona olan sevgim ile bunu atlatıyordum. 

Kim duraksamıştı. Hala şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu. Muhtemelen bu cevabı beklemiyordu. Baştan aşağı onu süzdüm. Güzel topuz yapılmış saçı, kusursuz kırmızı rujunu öne çıkaran makyajı, kırmızı dekolteli üstü ve açık renk jeani ile nefes kesici duruyordu. Fakat ona olan nefretim içimden dalga geçmemi sağlamıştı bile. Kim evde bu halde dururdu ki?

''Tamam, zamanla her şeyi ayarlayacağız. Ve bana inanır mısın bilmiyorum ama para konusunda sorun yaşamayacağına söz veriyorum. Her şey aramızda kalacak ve hoşuna ve hoşuma gidecek şekilde olacak.''

Umursamaz şekilde omuz silktim ve oturduğum yerde daha rahat hale geldim. Amacım cidden sadece rahat olmaktı. Dirseklerimi geriye yasladım, bacaklarımı daha rahat konuma getirdim. Açıkta bir şeyim kalsa bile umrumda değildi. Bu karardan sonra önemsemem saçma olurdu zaten.

''Şimdi ne yapacağız?''

Konuştuğumuz konuya, dış görünüşüne karşın inanılmaz masumluğu ve şirinliğiyle sormuş ve yanaklarını şişirmeyi de ihmal etmemişti. Şirin, diye düşündüm, özellikle dünkü baskın halini kısmen taşıyorduysa da şu an tamamen kaybetmişti. Yanaklarını sıkasım geldi ama ona sabit bir şekilde bakmaya devam ettim. Dediği şeyin farkına sonradan varmış gibi gözlerini kaçırdı ve ''Yani şey...'' dedi.

Etrafına bakındı ve bir şey arar gibi birkaç saniye oyalandı. Bozuntuya vermeden onu bekledim ve en sonunda aklına bir şey gelmiş gibi bana doğru dönüp ''Regl.'' dedi.

Gereksizce yüksek sesle konuşmuştu ama sonrasında tekrar eski tona getirip ''Yani regl olmuşum, tüh.'' dedi.

''Üstelik ilk gün çok fazla ağrı-''

Beklemeden cevap verdim. ''O zaman en az bir hafta boyunca buluşmamıza gerek yok, harika.''

Başını hızlıca iki yana salladı. ''Hayır, hayır. Bugün son günü ama ilk günkü kadar çok canımı acıtıyor şey, yani bunu demek istemiştim. Yani şey, eeee''

Onu ilk defa bu halde görürken güldüm ve ''Zaten şu an çok yorgun hissediyorum. Gideyim ben o zaman?'' dedim. Ayağa kalktığımda o da benimle kalktı ve kolumu tutup ''Boşuna gelmiş olma, biraz daha kal, yani bence.'' dedi. Sonradan farkına varmış gibi elini hemen geri çektiğinde ''Ne yapacağım burada?'' diye umursamaz bir şekilde konuştum. Hayat ile ilgili bir planım, acelem hedefim, isteğim yoktu ve ne dense uyacak durumdaydım zaten. Sonraki dediğini de bu yüzden kabul etmiştim.

''Sorun etmezsen, film izleyelim mi?''

Continue Reading

You'll Also Like

133K 8.2K 23
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
4.3M 121K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
1.8M 67.4K 58
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
401K 15.1K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...