"Wilhelm gittiğinden beri derslerinden uzak duruyorsun." Simon'a seslenen ve sinirli bir şekilde duran kişiye yani Sara'ya baktı.
"Annem değilsin, bana karışma hakkına sahip değilsin." Sara sinirli bir şekilde güldü.
"Ne yani, annem olmadığım için mi, bana bu gibi tavırlar sergiliyorsun."
Simon eğik başını kaldırmak yerine sadece sessiz kalıp önünde duran deftere baktı.
"Gerçeklerden kaçmaya devam et Sim!" Sara odadan çıkınca derin bir nefes alıp verdi.
Simon: Mesajlara neden yanıt vermiyorsun.
Simon: Gerçekten kötü olduğundan şüphe etmeye başlayacağım.
Wilhelm'in whatsapp'ta aktif olduğunu görünce yüzü gülmüştü.
Wilhelm: İyiyim düne göre.
Wilhelm: Keşke böyle bir şey olmasaydı ama.
Wilhelm: Sensiz geçen zamanlarım olduğu için ben.
Wilhelm: Daha da bitap düşüyorum.
Simon: Ben de öyle.
Simon: Ama kendi iyiliğin için evinde olman gerek.
Wilhelm: Sikerim iyiliği, seni istiyorum ben.
Wilhelm: Sen de beni.
Wilhelm: Tek yapmam gereken plan yapıp yanına gelebilmem.
Wilhelm: Ama buna karşısın.
Wilhelm: Öyle değil mi?
Simon: Öyle.
Simon: O yüzden dur durduğun yerde.
Simon: Belki de Tanrı..
Wilhelm: Sus!
Wilhelm: O gün dediğini duymamışlıktan geldim.
Wilhelm: Aynı şeyi dinlemek istemiyorum.
Simon: Peki susacağım.
Simon: Ama şu dediğimi unutma.
Simon: Kendini ve itibarını düşün.
Simon: Ve en son olarakta beni de düşün.
Simon: İsveç halkının yüzüne nasıl bakacağını düşün.
Wilhelm: Ya düşünmezsem, ya hislerime karşı yenik düşersem?
Simon: O zaman bir ailen bir Simon'ın olamaz.
Wilhelm: Beni Prens olduğum için mi seviyorsun?
Wilhelm: Seni farklı sanmıştım. Yanıldım mı yani?
Simon: Hayır yanılmadın farklı değilim.
Simon: Demek istediğim, kendini benim için tehlikeye atman çok yanlış.
Simon: Mantığını kullan benimleyken bu mümkün pek değil ama yalvarırım.
Wilhelm: Demek annem seninle konuşmuş.
Simon: Hayır!
Wilhelm çevrimdışı.
"Kahretsin." Wilhelm'in üzerine basıp aramaya çalıştı ama 'aradığınız kişiye ulaşılmıyor' çaldı.
"Ne yapacağım ben şimdi?" Dedi oturduğu yerden ayaklanıp etrafında tur atmaya başladı.
***
Sara: Felice Wilhelm'i unutman gerekiyor.
Felice: Ne demek şimdi o ?
Sara: Demek istediğim şu, sanırım onun hayatında birisi var.
Sara: Sana umut veriyor çünkü seni yedekte tutuyor.
Felice: Neden Wille böyle bir şey yapsın ki?
Sara: Bilmiyorum ama içimden bir ses, sana laik olmadığını söylüyor.
Felice: Böyle dedin diye ondan vazgeçeceğimi falan mı sandın?
Felice: Güldürme beni Sara.
Sara: Sen bilirsin ben, yine de seni uyarayım da.
Felice: Yarın okulda görüşürüzz :-*
Sara: Görüşürüz.