sweet hearted || vrosé ✔️

By swagyjungoo

9.1K 1K 315

"Artık yakışıklılara da mı zorbalık yapılıyor? Çıldırmış olmalılar." Alayla konuşup önüne düşen sarı tutamlar... More

o n e
t w o
t h r e e
f o u r
f i v e
s i x
s e v e n
e i g h t
t e n || F I N

n i n e

718 98 27
By swagyjungoo

Bir süredir kuma uzanmış bekliyordu Chaeyoung. Taehyung yiyecek bir şeyler alıp geleceğini söylemişti.
Hava kararalı bir saat kadar oluyordu. Sahil kenarındaki dükkandan buldukları havluyuya sıkıca sarıldı. Üstü çoktan kurumuştu fakat hava serinlemişti.

Şiddetlenen dalgaları izlerken parmak ucu dudağına uzandı. Hala etkisinden çıkamamıştı. Aniden olduğundan mı, yoksa ilk seferi olduğundan mı bu kadar aklı karışıktı bilmiyordu.

"En yakında bunu bulabildim."
Diyerek yanına oturan Taehyung elindeki balıklı sandviçi kıza uzattı.
"Teşekkürler."
Mırıldanıp yemeğine gömüldü.

Dalgaları izleyerek yemeklerini yediler.

Yıldızlar gökyüzündeki yerini almıştı.

Hava esiyordu.

Hasta olacağım, diye geçirdi için Chaeyoung. Sonra bu düşüncesine güldü. Hasta olmak umrunda değildi. Aklına, hasta olduğunda annesinin iki kat daha sinirli olduğu gelmişti.

Artık yok, dedi.
Artık, düşünmek yok...

Yoongi neden aramıştı o gün?
Taehyung'un anlattığına göre o zaman evde değildi. Kendini merak etmekten alıkoyamadı.
Telefonu yoktu ama numarası ezberindeydi.

"Taehyung?"
Dedi yanında bir süredir sessiz duran oğlana.
Bakışları buluştuğunda oğlanın akmak üzere olan göz yaşları hemen dikkatini çekmişti.

Hiçbir şey demedi ve kollarını oğlanın boynuna doladı. Ebeveynlerini büyük bir trajedi eşliğinde kaybetmişti. Nasıl hissettiğini bir nebze anlayabiliyordu.

"Geri dönecek miyiz?"
Taehyung kızın kollarını aşağı indirdi ve gözlerinin içine baktı.

Geri dönmek...
Chaeyoung bunu hiç düşünmemişti.

Şu an annesinin Seul'de çılgına döndüğü ve her yerde onu aradığını tahmin edebiliyordu. Geri dönerse bir daha asla gün yüzü göremeyecekti.

Kafasını iki yana salladı genç kız.

Geri dönmek istemiyordu.

"Tamam."
Dedi ve kollarını tekrar Chaeyoung'a doladı.

Uzun süredir istediği şefkati sonunda bulmuştu oğlan. Hiçbir şey söylemese bile kız onu anlıyordu.

Yarım saat sonra, kalacak yer bulabilmek için ayaklandılar.
"Pansiyonda kalabiliriz."

"Daha reşit değiliz ki."
Dedi Taehyung.
Reşit olmayan iki gence oda vererek, kendilerini tehlikeye atmaya hazır herhangi bir motel bulabileceklerini düşünmüyorlardı.

Kumda yürümeye devam ettiler. Denizin hırçın dalgaları dışında ikisinden de çıt çıkmıyordu.

Chaeyoung sık sık iç çekiyor, Taehyung ise sadece ayaklarını izliyordu.

Niye bu kadar kaygısızlardı?

"Gençler!"
Biraz arkalarından gelen bir erkek sesi ile Chaeyoung endişeyle o tarafa döndü. Taehyung da kızın korkmasına karşılık sadece irkildi.

Onlara doğru gelen, yirminin sonlarında bir genç adamdı. Yüzünde samimi bir tebessüm asılıydı.
"Bize katılsanıza."
Dedi. Chaeyoung ilk önce Taehyung'a sonra adamın geldiği yere döndü. Kenara çekilmiş bir karavanın önünde ufak bir ateş yakılıydı.
Taehyung omuz silkti ve adamın peşinden ilerlemeye başladı. Chaeyoung da hemen arkasında büyük adımlarla onları takip ediyordu.

"Hoşgeldiniz!"
Dedi başka biri. Uzun boylu ve biraz kalıplıydı.
"Az önceden beri sizi izliyoruz. Beraber takılabiliriz diye düşündük."
Diyerek güldü yanlarına gelen adam ve plastik sandalyeye oturdu. Uzun boylu, iki tane daha oturak getirdi ve kenardaki birayı eline aldı.
"Jin ben. O da Namjoon."
Dedi ve uzun boyluyu işaret etti.

"Chaeyoung. Taehyung."
İlk önce kendini sonra yanında oturan oğlanı gösterdi.

Jin gülümsedi ve yanındaki mini buzdolabına uzandı.
"İçecek bir şeyler?"
Diyerek iki tane cam şişe de birayı onlara uzandı. Taehyung tereddüt ile uzanırken Chaeyoung çoktan kapağını açmıştı. Oğlan, genç kızın kulağına doğru eğildi.
"İçmek istediğine emin misin?"
Kız sadece kafasını salladı ve bir yudum aldı. İlk içişi değildi lakin aynı şey Taehyung için bu tam tersiydi. Şişeyi kucağına koydu.

"Evden mi kaçtınız?"
Dedi direkt Namjoon. İkilinin aşırı sessiz olması biraz tuhafına gitmişti. Birbirlerine uzak duruyorlardı, sevgili olduklarını söylemek zordu fakat bir kaç saat önce romantik anlarına ucundan tanık olmuşlardı.
Chaeyoung kafasını salladı.
"Sadece bir süreliğine işte."
Diyerek geçiştirdi ve tekrar kendileri hakkında soru sormasına izin vermeden konuştu.
"Evli misiniz?"

İkili şaşkınca bakışırken, Taehyung gözlerini kocaman açıp genç kıza dönmüştü. Chaeyoung sakince bir yudum daha aldı ve kafasıyla Jin'in elini işaret etti.
"Yüzüklerinizi fark ettim."

"Ah... Evet, öyleyiz."

"Amerika da evlendik."
Diye ekledi Namjoon da.

Chaeyoung kafasını sallayarak bakışlarını kucağına çekti. Daha önce hiç geleceğindeki eşini veya geleceğine dair bir şey düşlemediğini fark etti o an.

Boş muhabbetlerle bir kaç saat geçirdiler.

Çift, onlar için karavanın yanına çadır kurmuştu. Şimdilik burada kalabiliriz, diye düşündüler.

"İyi geceler gençler!"
Jin karavanın kapısını kapatmadan önce konuştu. Taehyung el salladı. Chaeyoung ise baş selamı vermişti.

Çadıra doğru adımlardan Taehyung gergindi. Aynı uyku tulumunu paylaşmak zorundalardı.
"Telefonun yanında mı?"
Diye sordu genç kız.
Oğlan kafasını aşağı yukarı salladı.
"Ama kapatmıştım."
Derken çantasından telefonunu çıkarıp kıza uzattı. Chaeyoung güç tuşuna basarken alt dudağını dişliyordu.

Ekran kendine geldiğinde Taehyung elini ekrana koydu.
"Ne yapacaksın?"
Sesi kuşkulu, gözleri biraz kısıktı.
Chaeyoung biraz şaşırdı fakat hemen cevap vermişti.

"Yoongi'yi arayacağım-"

Lafını kesen, avucundan kayıp giden telefonun denize fırlatılışı olmuştu.

Chaeyoung'un kaşları havalandı, bir süre ağzı yarım açık öylece bekledi. Taehyung sinirli gözüküyordu. Niye sinirlendi şimdi, diye geçirdi içinden.
Oğlan hiçbir şey olmamış gibi çadıra dönecekken Chaeyoung kolundan yakaladı.

"Neden yaptın bunu?"
Sesimdeki sinir ve şaşkınlık rahatça seçiliyordu.

Taehyung'un buz gibi bakışları önce denizi taradı sonra kıza doğru eğildi. Alınları birbirine değince genç kız daha önce Taehyung hiç böyle görmediğine emindi.
"Neden?"
Dedi. Sakin ve derin sesi, kızın Derince yutkunmasana sebep olmuştu.

"Sen benim sorumu yanıtla önce."

"Ona burada ihtiyacın yok."
Demişti.
Chaeyoung gözlerini kırpıştırdı. Oğlan çadırın fermuarını indirdi ve içeri girdi. Kız da onu takip etti. Bir nevi haklıydı oğlan. Artık kimseye ihtiyacı yoktu.

Oğlan üzerindeki gömleğin düğmelerini açtı. Tişörtünü düzeltti ve tulumun içine girdi. Chaeyoung sadece ayakkabısını çıkarmıştı.

Omuzları birbirine değiyordu. Çadır küçük değildi ama tulum kesinlikle öyleydi.

"Yarın ne yapacağız?"

"Bilmiyorum."
Diye yanıtladı Taehyung.

Anlık kararlar veriyorlardı. Akıllarında gelecek kaygısı yoktu.

Chaeyoung yüzüstü uzanıp dirseklerinin üzerinde havaya kalktı.
"Yarın, son olsun."
Derken sol elini Taehyung'un yanağına koydu. Oğlanın yanağındaki ve kaşındaki yara izlerine teker teker dokundu. Hepsinin kötü bir anısı olduğunu tahmin edebiliyordu.

"Seul'e mi dönmek istiyorsun?"
Dedi oğlan. Kız sessiz kaldı.

Sukünet tekrar bastırdığında Chaeyoung, avuç içini oğlanın saçlarına götürdü ve kirazlarına uzandı.

Kalpleri aynı ritimde atıyordu. Tenleri kavruluyordu.

Taehyung, genç kızın belinden sıkıca kavradı ve yer değiştirdi. Ellerini, Chaeyoung'un iki yanına sabitledi.

"Emin misin?"

Genç kız, hafifçe kafasını aşağı yukarı salladı.






Ay gökyüzünden indi, Güneş yerini aldı.

Peki, bundan sonra ne olacaktı?

Sonraki bölüm final...

+48⭐️

Continue Reading

You'll Also Like

26.7K 2.3K 25
Alıştığın kişiyi kaybedince, herkes gitmiş gibi hissediyorsun... -Rose
18.8K 1.5K 6
2020 yılında Lalisa Manoban öldükten hemen sonra Kim Taehyung şarkıcılığı bırakmıştı. Ben kendimi sevemezken sen beni sevdin. Kim Taehyung & Lalisa M...
134K 11.9K 33
bilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Man...
423K 50.9K 49
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️