sweet hearted || vrosé ✔️

By swagyjungoo

9.1K 1K 315

"Artık yakışıklılara da mı zorbalık yapılıyor? Çıldırmış olmalılar." Alayla konuşup önüne düşen sarı tutamlar... More

o n e
t w o
t h r e e
f o u r
f i v e
s i x
s e v e n
n i n e
t e n || F I N

e i g h t

711 95 29
By swagyjungoo

[3 gün önce]

Odasından içeri giren Chaeyoung ilk iş kendini yatağa attı. Bedeninden çok ruhunun yorgunluğuydu ona ağırlık veren.

Sırt üstü uzandı. Aşağıdan gelen seslerin artışından babasının eve geldiğini hemen anlamıştı genç kız. Başta umursamadan yatmaya devam etti lakin gürültü gittikçe artıyordu. Kızcağız endişelenmeden edemedi. Odasından çıkıp aşağı kata inmeye başladı.

"Sen kim olduğunuz sanıyorsun?!"
Annesi bağırdı. Babası da anında karşılık vermişti.
"Asıl sen kim olduğunu sanıyorsun? Şimdi seni sokağa atsam gidecek yerin mi var-"

"Senin karınım ben! Hesap sormaya hakkım var."
Chaeyoung merdivenin sonuna kadar inmek yerine görünmeden dinleyebileceği bir köşeye çekildi.
"Kim o kadın?-"

"Sevgilim."

Bay Park'ın kendimden emin sesi ile hararetli tartışmaya kısa bir ara verildi. Chaeyoung eliyle ağzını örtmüş öylece annesinin ne diyeceğini bekliyordu.

Babasının rahatlığının kaynağını belliydi. Annesinin paraya deli gibi aşık olması...

"Ne yaparsan yap!"
Dedi Bayan Park ve topuklu ayakkabılarının izin verdiği hızda ordan uzaklaştı. Chaeyoung da koşarak odasına geri dönmüştü. Çünkü az sonra annesi gelecek, babasından çıkaramadığı sinir ondan çıkaracaktı.

Çalışma masasına oturdu ve beklemeye başladı. Önündeki testleri çoktan bitirmişti. Annesinin kızacağı hiçbir şey olmadığını düşünerek içini rahat tuttu.

Tahmin ettiği gibi yarım saat sonra Bayan Park, her zamanki gibi, kapıyı tıklamadan içeri daldı. Yüz hatları gergindi. Güzel suratına karanlık çökmüştü.

"Anne?"
Dedi genç kız. Bayan Park elinde Chaeyoung'un telefonunu tutuyordu.

"Yoongi kim?"

Ekrana o sıra bir arama düştü.
Min Yoongi

Chaeyoung derince yutkundu. Normalde numarasını hep silerdi. Hatta kaydetmiyordu bile lakin son seferlerde karıştırmamak için kaydetmişti. İçinden kendine sövdü. Kendi kuyruğunu sıkıştırmıştı.

"Okuldan arkadaş-"

"Kimi kandırıyorsun?! Çocuk mu var karşında! Kaç kere söyledim, sevgili veya herhangi bir erkek arkadaş yapamazsın diye!"

Annesi aynı nutuğu ellinci kez çekiyordu. Chaeyoung kendini tutamadan sinirle gözlerini devirdi ve kafasını çevirdi.

"Ben konuşurken beni dinle!"
Bir kez daha bağırdı fakat Chaeyoung ona bakmak yerine pencereden gözüken kiraz ağacına dikmişti gözlerini.

Aklından, buradan atlarsa ölüp ölmeyeceği geçiyordu.

"Bundan sonra telefonunda yok. Bilgisayarı benim iznim dışında açman yasak. Odandan yemek saatleri dışarı çıkmayacaksın."
Kapıda bekleyen hizmetliye veriyordu bu talimatları. Chaeyoung'un başında nöbet tutan iri yarı bir kadındı. Bayan Park'a tamamen sadıktı.

"Git ders çalış, güneş doğana kadar uyuman yasak!"
Genç kızın gözleri kocaman açıldı. İtiraz etmek için öne doğru bir adım attı fakat Bayan Park'ın kuvvetli tokatı onu anında susturmuştu.

"Lafımın üstüne tek bir kelime bile edemezsin Roseanne Park!"
Deyip oradan ayrıldı.

Odada yalnız kaldığında dizlerinin üzerine çöktü ve yanan yanağına buz kesmiş elini koydu.

Ölmek istiyorum, defalarca tekrarladı içinden.

"Öldüğümde bir kez olsun benim için üzülür müydü acaba?"

Ayağa kalktı ve pencereye adımladı.

"Ay bu gece daha parlak..."


••
[Şimdi]

El ele tutuşmuş otogara koşuyorlardı. Taehyung önde Chaeyoung ise tam arkasındaydı. Kalpleri aynı ritimde atıyordu.
Aynı duyguları yaşıyorlardı.
Heyecan, sevinç, endişe ve korku...

Kaçtıkları şey, gelecekti.

Nereye veya neden gittiklerini bilmiyorlardı. İkisi de düşünmüyordu.

Nemli kıyafetlerini değiştirmişlerdi. Chaeyoung'un ısrarı üzerine oğlanın parasını ödemişti.
Hiç olmadığı kadar özgür hissediyordu lakin içinde tuhaf bir huzursuzluk vardı.

"Oraya gidince ne yapacağız?"
Dedi oğlan, kızın elini hala sıkı sıkı tutuyordu. Bilet aldıkları yerin kenarında bekliyorlardı. Otobüs kalkışına yarım saatten az kalmıştı.

Chaeyoung cevap vermedi. O da bilmiyordu.

Kafasını oğlanın göğüsünde yasladı ve derin bir iç çekti. Uzun zamandır tuttuğu göz yaşları, teker teker süzülüyordu yanaklarından. Taehyung tek eliyle kızın nemli saçlarını okşadı. Daha önceden kızın herhangi bir problemi olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Bunca zamandır ona yardımcı olan Chaeyoung'a karşı bencil davrandığı düşünüyordu.

Otobüs kalkmak üzereyken koltuklarına oturdular. Seul'den Busan'a yolcuğu için otobüs harekete geçtiğinde Chaeyoung kafasını oğlanın omzuna yasladı.
"Denizi görmeye gidelim."
Derken gözlerini kapalıydı. Taehyung mırıltıyla onayladı ve o da gözlerini kapattı.

Kardeşi nasıl olacaktı? Teyzesi ona bakar mıydı?
Ölsem arkamdan çok ağlar mı, diye düşündü. Kapalı göz kapakları, göz yaşını tutamadı, sol gözünden akan yaş çenesinden boynuna uzun bir çizgi çizdi.

İki genç hiç bilmedikleri bir yere neden giderdi?


Yaklaşık beş-altı saat sonra Busan otogarına varmışlardı. Sabahın ilk saatleriydi. Hava biraz serindi lakin öğleden sonrasının güneşli olacağı belliydi.

"Kahvaltı mı yapsak?"
Dedi Chaeyoung çantasını tel omzuna takarken. Oğlan çantayı omzundan aldı kendi boş omzuna attı. Kendi çantasıyla beraber iki çanta taşıyordu.

Chaeyoung gülümseyip geçti. Karnı arkasına yapışmıştı. Bir an önce yemek yemek istiyordu.

Gördükleri ilk kafede durdular. Chaeyoung sipariş için menüye bakarken Taehyung otogardan aldığı Busan haritasını inceliyordu.

"Kardeşine ne olacak?"
Dedi genç kız ortadaki sessizliği kırmak adına. Taehyung kederli bir iç çekti.
"Umarım teyzem ona iyi bakar."
Bu şekilde konuştuğunda kuşağa fazla umursamaz geliyordu lakin oğlanın içini kemiriyordu.

"Ben... Üzgünüm."
Deyip ellerini masanın üzerinden Chaeyoung'a uzattı. Genç kız, ona uzatılan avuç içlerinin üzerine kendininkisini koydu.
"Ne için?"

"Ben-"

"Özür dileme Taehyung. Şu ana kadar her şeyi kendi isteğimle yaptım."
Ardından kenetli duran ellerine kaydı bakışları. İçini bir nebze ısıtıyordu oğlanın dokunuşları. Karnında kelebekler uçuşuyordu.

Kahvaltı sonrası etrafta gezinmeye başladılar. Sahil kenarına gitmeden önce rastgele yerlere dolaştılar.

Yüksek bir tepeye geldiklerinde bulutların ardında kalan güneş sayesinde rahatça manzarayı izleyebiliyorlardı.

Chaeyoung demir korkuluklardan aşağıya sarktı. Oğlan korkuyla omzundan yakalarken genç kız da irkilmişti.
"Dikkat et, düşeceksin."
Chaeyoung kocaman gülümsedi. Taehyung tahmin ettiği gibi nazik ve ince düşünceli biriydi. Kalbinin de bir o kadar kırılgan olduğunu gözlerindeki yansımadan rahatça seçebilmişti genç kız.

Manzarayı izleyen oğlana döndü. İlk gördüğündeki gibi yüzü yaralarla dolu değildi veya gözü şiş değildi. Kesinlikle yakışıklı, diye geçirdi içinden. Tekrar önüne dönecekken Taehyung ona doğru kocaman bir gülümsemeyle çevirdi kafasını. Genç kız için zaman sanki durmuştu. Kalbi deli gibi çarpıyordu.

"...değil mi?"

"Ha- ah... evet."
Diye topladı lafı. Neyden bahsettiğini anlamak için kafasını önüne çevirdi. Gökkuşağı açmıştı.

"Çok güzel..."
Dedi mırıldanarak.

Deniz kenarında inmek için, duraktakilere sorarak, otobüse bindiler. Yol boyu, dalgın bakışlar birbirlerini hiç bulmadı. İkisininde kafasında bitirmek istediği şeyler vardı.

"Son durak!"
Şoförün bağırması ile hızlıca otobüsten indiler. Sahile gelmişlerdi.

"Sonunda! Hiç bitmeyecek sandım."
Demiş kollarını açarak kuma doğru koşmuştu genç kız.

Kızıllaşan güneş, Chaeyoung'un havada savrulan sarı tutamlarına yansıyor adeta renk şöleni sunuyordu. Taehyung gülümseyerek peşinden gitti. Kız hızla dalgalı denize giderken ayakkabılarını kenara savurdu.

"Taehyung, hadi!"
Diye bağırdı oğlana doğru.

Taehyung çantaları bıraktı ve ayakkabısını çıkardı. Oğlan paçalarını sıyırırken Chaeyoung umursamadan dalgaya doğru atladı. Dizine kadar suya batmıştı.

"Üşüteceksin."
Dedi Taehyung lakin sesi çıkmamıştı. Denize adımladı. Bileğine kadar suya girdi.

Soğuktu.

Chaeyoung avucuna doldurduğu tuzlu suyu Taehyung'a savurmuş gülerek kollarını iki yana açmıştı.
Oğlan yüzüne gelen bir kaç damlayı gömleğine sildi. Kıza doğru koştu ve belinden tutarak havaya kaldırdı. Etrafında dönmeye başlamıştı ki ayağı taşa takıldı ve beraber suya düştüler.

"İyisin değil mi?"
Dedi endişeyle Taehyung'un yüzüne eğilirken. Oğlanın kucağına düştüğü için canı acımamıştı.

Taehyung kahkaha atmaya başladığında genç kız da ona katıldı. Uzun zamandır böyle gülmüyordu.

"Ah..."
Diye iç çekti oğlan. Sonra hala kucağında oturan Chaeyoung'a döndü.

Melankolik bir güzelliği vardı. İçine çekiyordu. Aynı bir kara delik gibiydi.

Arkaya yaslanan eli, kızın yanağına uzandı. Chaeyoung gülümseyerek ona döndü. Biraz aklı karışmış gözüküyordu.








Taehyung sırtını doğrulttu ve genç kızın kiraz kırmızı dudaklarına uzandı.

Derin değildi lakin baş döndürcüydü.

Finale geldik sayılır...

Continue Reading

You'll Also Like

98K 5.1K 62
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
451K 4K 11
Rahatsız olan varsa baştan siktir olsun gitsin😊 Sadece eğlence amaçlıdır 😇
30.7K 1.7K 15
Vampir Taehyung evine sığınan kızlardan birine aşık olmuştu. Yağmurlu bir günde yollarını kaybeden beş kız Kont Taehyung'un dikkatini çekti. Onları e...
47.3K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.