[[ H A R R Y ]]
Ben: Louis?
Ben: neden bahsediyorsun?
Ben: sana bunu Zayn mi söyledi?
Ben: siktir Louis
Ben: bana cevap ver!
Ben: olayı bir de benden dinler misin?
Ben: sana inanamıyorum Louis
Ben: beni engelledin, değil mi?
Biliyor. Louis, ona mesaj atanın ben olduğumu biliyordu. Bunları ona Zayn'in söylediğine adım gibi emindim. Ona benim hakkımda bu korkunç yalanları söyledi. Onu oyuna getirdiğimi söylerken ne demeye çalışıyordu? Hiçbir şey yapmamıştım! Tanrı aşkına neden bu kadar saf davranıyordu? Gerçekten iyi bir insan olduğuma inanmaktansa, korkunç bir insan olduğuma dair bu yalanlara inanmayı tercih ediyordu. Bana açıklama fırsatı bile vermemişti. Beni engellediğine inanamıyordum. Onun tarafını seçmesi çok saçmaydı. Şu anda Louis'ye ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Onun evine mi gitseydim? Onu ev telefonundan mı arasaydım?
Ev telefonum var mıydı ki? Evinin yanına yaklaştığım anda da muhtemelen polisi arardı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ona söylemeye hazır değildim! Ona nasıl söyleyeceğimi ve alternatifleri düşünmek için hala vaktim olduğunu sanıyordum. Ona söyleyen kişi bile olmadığıma inanamıyordum. Zayn hayatımdaki tüm güzel şeyleri mahvetmek zorundaydı, değil mi?
Bahse girerim şu anda onunladır. Beraber gülüşüyorlardır ve diğer erkeklere ettiği iltifatların aynısını Louis'ye de ediyordur. Ve eminim o da Zayn'in benim hakkımda söylediği tüm yalanlara inanıyordu. Ona benim mesaj attığımı öğrendiği için bana son derece kızgın, ve benden her zamankinden daha çok nefret ediyordu. Ve bunların tek sebebi Zayn'e inanmayı seçmesiydi.
Cidden, tüm bunlar kulağa inandırıcı bile gelmiyordu. Louis, benim böyle bir şey yapacağıma inanmaması gerektiğini biliyor olmalıydı. Kim olduğum konusunda dürüst davranmamış olabilirdim ama yalan da atmamıştım. Sadece kim olduğumu ona söylememiştim, o kadar. Açıkçası kötü bir niyetim de yoktu. Neden böyle davranıyordu ki?
Ben: hey niall
Ben: sana söylemem gereken bir şey var
Ben: ve düşündüm de belki bir ara buluşuruz
Ben: belki yarın falan
Ben: ve işte konuşuruz
niall: peki?
niall: aman tanrım
niall: benden hoşlanıyorsun
niall: hassiktir
niall: merak etme kimseye söylemem... [;
Ben: hayır. asla.
Ben: konuşacaklarım Louis hakkında.
niall: oh....
niall: demek o
niall: hoşlandığın çocuk.
Ben: evet senin arkadaşın olan
niall: ne olmuş ona?
Ben: önemli bir şey değil
Ben: yarına kadar bekleyebilir
niall: peki, o zaman.
[[ L O U I S ]]
Zayn: hey Louis
Zayn: dün düşünmeye ihtiyacın olduğunu söylemiştin
Zayn: bugün randevuya hazır olup olmadığını öğrenmek istedim?
Zayn: biraz mağaza gezer, sonra pizza yemeye gideriz diye düşündüm
Zayn: ardından da film izleriz
Zayn: kısacası alışveriş merkezinde takılırız haha
Ben: olur
Ben: ama şimdi değil
Ben: daha öğle vakti
Ben: beni saat üçte almaya gelir misin?
Zayn: elbette
Zayn: saat üçte görüşürüz Louis.
Bu olayların hepsi çok tuhaf geliyordu. Zayn'in kötü biri olduğuna gerçekten inanmıştım. Aslında kötü olanın Harry olduğunu düşünmek, her ne kadar ondan nefret etsem de tuhaf geliyordu. Eski konuşmalarımızı ve karşılaşmalarımızı ne zaman düşünsem Harry'yi düşünmeden edemiyordum. Bunca zaman oydu. Bunu neden en başından beri hiç fark etmediğimi bilmiyordum. Ayakkabı olayından sonra Harry olup olmadığını sorgulamıştım, ama mesajlaştığım kişinin o olduğunu düşünmek garip hissettirmişti.
Ama Harry'yi böyle birisi olarak düşünmek garip hissettiriyordu. Yani, onu asla iyi, tatlı ve sevecen birisi olarak hayal etmemiştim. Hep kaba ve kibirli biri olarak hayal etmiştim. Belki de Harry Styles hakkında yanılmışımdır. Ona açıklaması için bir şans vermeliydim. Ama tam aksini söylemesinden korkuyordum. Bu noktada kime inanacağımı bilmiyordum. Biri yalan söylüyordu ve kimin söylediğini bilmiyordum. İkisine de inanmamalıydım, aslında. Harry de Zayn de iyi insanlar değillerdi. Değil mi?
Siktir, kafam karmakarış.
Ben: niall ltfn öldür beni
Ben: ikileme girdim
Ben: ve ne yapacağımı bilmiyorum
niall: daha az berbat olan opsiyonu seç
niall: seçmen gerekenler her zaman için: korku filmi
niall: çikolata
niall: geç
niall: partnerine prezervatif kullandır
niall: hayır halk eğitim merkezine başvurma
niall: evet ebeveynlerin senden nefret ediyor
niall: hayır yakın zamanda erkek arkadaşın olmayacak
niall: o çocuk senden hoşlanmıyor
niall: evet kalçanı kesiyor
niall: orgazm taklidi yap
niall: evet hayatta hiçbir ilerleme kat edemiyorsun
Ben: nE
Ben: bunların hiçbiri şu anki durumuma yardımcı olmadı
niall: oh...
niall: hay amk
niall: kolay sorulara yanıt yapıştırmıştım
Ben: sağ ol kanka
Ben: çok yardımcı oldun
niall: O ZAMAN SORUN NW
niall: NE*
Ben: konuştuğum bir oğlan var
niall: her zaman bir oğlanla alakalı oluyor zaten
Ben: bu oğlan düşündüğüm kişi değilmiş
Ben: ve başka bir oğlan daha var
Ben: konuştuğum çocuğun ona tuzak kurduğunu ve kendisini yalancı gibi gösterdiğini söyledi
Ben: ben konuştuğum kişinin böyle bir şey yapacağını sanmıyorum
Ben: ama diğerinin yalan söyleyip söylemediğini de bilmiyorum?
niall: hikayeyi bir de konuştuğun çocuğun açısından dinledin mi?
Ben: hayır.
niall: senin beynini seveyim
niall: DAHA FAZLA DÜŞÜNCEYE GİRMEDEN ÖNCE İKİ TARAFIN AĞZINDAN DİNLEMEMİZE İHTİYACIMIZ VAR GİBİ GÖRÜNÜYOR
niall: borcunuz yüz dolar ltfn
Ben: hayır
Ben: ama teşekkürler
Ben: seviyorum seni
niall: sevgi 100 dolarla bir değil sürtük
niall: paramı istiyorum