-Tch. Gojo buraya gelmiş.
Kadın kafasını salladı.
-Sana ne dedi?
Kadın adama döndü.
-Seni sordu. Ben de buraya hiç gelmediğini söyledim.
-İnanmadığına yemin edebilirim.
-Tch. İnanması için bir sürü şey söyledim. Seni aramaktan sıkıldığını söyledi.
-Onu saniyesinde öldürebilirim.
-Biliyorum. Sahi, kaç tane kaldı?
-İki.
Kadın gülümsedi. Önüne döndü ve göle düşen Ay'ın yansımasını izlemeye devam etti.
-Sen üzgün müsün?
-Hayır değilim. Neden üzgün olayım ki?
-Hiç. Çok suskunsun.
Kadın bir şey dememiş ve Ay'ı izlemeye devam etmişti. Kendisi de bilmiyordu neden suskun olduğunu. Nasıl bir cevap verebilirdi ki?
-Sıkıldım.
Kadın yapabilecekleri bir aktivite düşündü. Aklına gelen ile gülümsedi ve adama döndü.
-Ayaklarımızı suya sokalım mı?
-Hayır.
Suratını düşürdü ve önüne döndü. Yanında bir hareketlilik hissetse de oraya dönmedi. Daha sonra bileğinden tutulup kaldırıldığında yanındaki adama döndü. Pantolonunun paçalarını kıvırmış kolundan çekiştirip göle götürüyordu.
-Tch. Hemen suratını düşürüyorsun.
Kadın küçük bir çocuk gibi kıkırdadı. Bir süre gölde durdular ve daha sonra çıkıp çimlerin üzerinde oturmaya devam ettiler.
Adam ayağa kalktığında kadın adama baktı.
-İyi geceler Elina. Yarın tekrar geleceğim.
-İyi geceler Sukuna.
Adam oradan uzaklaşırken kadın uzun bir süre gittiği yolu izledi. Önüne dönüp bir süre daha Ay'ı izledi.
Bitiricem bu kitabı. Fazla uzun demek fazla sıkıcı demek. Bana göre.