Korhanlar ||tamamlandı

By gaamzeyyy

3.4M 213K 142K

Ufak bir hata... Sadece minicik bir hata benim çocukluğumun katili oldu. Doğduğum gün yapılan o hata, benim 1... More

Karakter Tanıtımı
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
İnstagram Bölümü
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
İnstagram Bölümü
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
İnstagram Bölümü
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm +instagram bölümü
25. Bölüm
26. Bölüm
İnstagram Bölümü
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm (×2)
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm (×2)
İnstagram Bölümü
36. Bölüm
37. Bölüm| wp
38. Bölüm |××|
39. Bölüm
tanıtım2
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
İnstagram Bölümü
44. Bölüm
45. Bölüm
1 Milyon!
46. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
final
finalden sonra

47. Bölüm

22.8K 2.4K 1.1K
By gaamzeyyy

:)

Geçiş bölümü olduğu için pek uzun değil. Daha doğrusu normal bir bölüm uzunluğunda. Şimdiden söyleyeyim de.

*Yazgı Beren* 

"Yazgı?"

İkimiz de aynı anda sağ tarafımıza dönünce bize kırgın ve şaşkın bir şekilde bakan Yankıyı görünce bir an şu anın gerçekliğini sorgulamadım değil.

Rüyadayım değil mi?

Gözlerimi bir kaç defa kırpıp kendime sert bir tokat attım. 

Ama yanağım yanmaya başlayınca, olayın ciddiyetini kavrayıp bu defa daha sert bir şekilde Poyrazın yanağına geçirdim.

Beni konu ne olursa olsun ne hakla öpebilirdi? 

Gülüp elini yanağına koydu ve yüzünü buruşturdu. "Ooo bu acıttı işte." dedi alayla.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Ben kalkar kalkmaz Yankı aramızda bir kaç adım bırakacak şekilde yanımıza geldi. 

Yüzündeki o ifade o kadar tuhaftı ki nedense ben de ağlama isteği uyandırıyordu. 

"Aaa Barıncığım hoşgeldin." diyerek ayağa kalktı Poyraz da. Ama daha doğru dürüst ayakta duramadığı için tekrar yere yapışınca kolundan tutup sabitledim. 

Şu an ağzını yüzünü kırmak istiyordum ama zaten olabilecek her şey olmuştu. Kendisi dağıttırmıştı yüzünü.

"Ne işin var senin burada?" dedi Yankı sert çıkan sesiyle. 

Hangimize dediğini anlamak için ona döndüm ama bize bakmak yerine gerilmiş çenesiyle arkamıza doğru bakıyordu.

Bana hesap sorabilecek bir mevkide olmadığına göre Poyraza sormuştu büyük ihtimalle.

Poyraz elini ağzına götürüp sahte bir şekilde utanmış gibi bir şekilde gülümsedi. "Hiçbir şey düşündüğün gibi değil canım kardeşim. Yanlış anladın." dedi çekiniyormuş gibi bir sesle.

Benim kaşlarım anında çatılırken, Yankı kaşlarını 'yok ya' der gibi havaya kaldırmıştı.

"Merak etme hiçbir şeyin düşündüğüm gibi olmadığını biliyorum. Senin gibi bir şerefsiz söz konusu sonuçta." dedi ve bana döndü.

"Daha yeni ne oldu Yazgı?" dedi daha yeniye göre yumuşak ve meraklı çıkan sesiyle.

O kadar tuhaf bakıyordu ki hem bir çocuk kadar kırgın hem de baya sinirli. 

Boğazımı temizleyip Poyrazı işaret ettim elimle. "Görünen köy kılavuz ister mi sence? Şunun haline bak, aklı başında bile değil." dedim sinirle kaşlarımı daha da derinden çatarken.

"Ayıp oluyor ama Beren." 

"Kapat çeneni." Yankıyla aynı anda yüksek sesle Poyrazı uyarmamız üzerine, Poyraz kaşlarını havaya kaldırıp bize bakmaya başladı.

"Aranızda bir şey mi var sizin?" dedi birden bire.

Ne? Ne alaka şimdi? 

Ben ona boş boş bakarken, Yankı da bir şey demiyordu. 

"Basit bir soruydu. Bu kadar düşünmeye gerek yok. Evet veya hayır diyeceksiniz." dedi Poyraz aradan geçen uzun bir sessizliği bozarak. Şişmiş ve morarmış gözünü kısmış ikimize bakıyordu.

Göz ucuyla Yankıya baktım. Çatık kaşlarıyla Poyraza bakıyordu o da.

Ne onun ne de benim cevap vereceğimiz yoktu. Bunu anlayınca derin bir nefes alıp yere eğildim ve yerde ki sweati elime aldım. 

"Size iyi geceler. Ben eve ge-" ben daha lafımı tamamlayamadan Yankının, Poyraza sert bir yumruk atmasıyla gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

"Oha." diye bir nida döküldü dudaklarımdan. 

Poyraz gülerek baş parmağıyla dudağının kenarını sildi. "Puşt herif." dedi ve o da Yankıya sert bir yumruk çaktı.

Hassiktir bok! Ne oluyor lan!

"Bugünler de çok fazla karşıma çıkıyorsun Poyraz!" dedi ve bir yumruk daha attı Yankı.

Normal şartlarda oturup saatlerce izleyebileceğim kavgayı şu an ayırmam gerekiyordu. Çünkü hem Poyrazın aklı başında değildi hem de Yankı daha bugün hastanelik olmuştu.

Bunların neden ikisi de birbirlerinden sorunlu?

"Sen de sürekli kuyruğuma basıyorsun Barın. Dikkat et de ayağını kırmayayım." dedi Poyraz sert bir şekilde ve yumruğunu bir kez daha Yankıya savurdu ama Yankı geriye çekilip kendisi yumruk attı.

Bu işin daha da uzayacağını anlayınca aralarında olan iki adımlık mesafeye girdim. Poyraz zaten zar zor ayakta durduğu için ona arkamı dönüp elimle hafif bir şekilde Yankıyı geriye doğru ittirdim.

Sinirden kıpkırmızı olan gözleri şaşkın bir şekilde beni bulunca ona daha da yaklaştım.

"Poyraz bugün iyi değil. Alttan alamaz mısın?" dedim kısık bir şekilde. Afallamış bir şekilde güldü.

"Poyraz mı iyi değil?" dedi ve eliyle sırıtarak bizi izleyen Poyrazı gösterdi. "Bu şerefsiz mi iyi değil?" dedi ve bir kez daha güldü.

"Cidden önemli bir sorun olmasaydı senden önce ben ağzına sıçardım ama cidden bugün sırası değil." dedim. 

Kaşları çatık bir şekilde dediklerimi anlamaya çalışırken, anlık bir gazla elini tuttum.

Kendi yaptığım şeye benim gözlerim sonuna kadar açılırken, dibinde olduğum Yankı nefesini tuttu.

Ananıskim! Lan ne yapıyorum ben?! 

Bir kaç saniye bir şey demeden durduk o şekilde. İkimiz de mal gibi şok olmuş bir şekilde ellerimize bakıyorduk.

Yankı gözlerini bir kaç defa yumup yutkundu. Sonra da kafasını kaldırdı. "Sen öyle diyorsan öyledir." dedi zar zor çıkan sesiyle.

Kafamı sallayıp hızla elimi çektim. O da elini kafasını götürüp saçlarını karıştırdı. "O zaman ben eve geçiyorum." dedi içine kaçmış sesiyle.

Kafamı salladım tekrardan. Ben de eve geçiyorum. İyi geceler." dedim hızlı bir şekilde. 

O beni onaylayınca terlemeye başlayan ellerimi üstüme sürüp arkama döndüm. Hâlâ neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyordum. Ağlayacağım sanırım.

Yürümeye başlayınca yerde yarı açık bir şekilde yatan Poyrazı görünce derin bir nefes aldım. Cidden onu unutmuş muyduk?

Tekrar Yankıya döndüm. Yerinden kıpırdamamıştı daha ve bana bakıyordu. Boğazımı temizleyip elimle yere yapışmış olan Poyrazı gösterdim. "Onu da götürür müsün?" dedim. 

Ne dediğimi umursamadan kafasını hızla salladı ve Poyrazı kolundan tutup ayağa kaldırdı. Ben hayır demesini beklerken o bir şey demeden Poyrazı da peşinde sürükleyerek evlerinin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.

Onlar görüş açımdan çıkınca ben de arkalarından bakmayı kesip, eve doğru yürümeye başladım. 

Yüzümde istemsiz bir sırıtma peyda olurken, yanaklarım yanıyor ve kalbim deli gibi atıyordu.

Elimi kalbimin üstüne koyup dudağımı ısırdım. "Şimdi sırası mı inek şey?"

.
.
.

"Abi lütfen..." diye mırıldandım ağlarken.

"Başımdan gider misin?" dedi sert bir şekilde. Benim ağlamam daha da şiddetlenirken kapıyı suratıma kapatmalarıyla bir kaç adım geriye gittim.

"Anne! Baba! Lütfen açın kapıyı!" diye bağırdım hıçkırıklarımın arasından. Kalbim artık deli gibi ağrıyordu. 

Atmıyordu.

Durmuş gibiydi. Nefes alamıyordum. Göz yaşlarım akmıyordu artık. Her şey... Her şey tek kelimeyle eskiye dönmüştü. Yani korkunç olmuştu...

Her şeyi elime yüzüme bulaştırıp köşeme çekilecektim ama onu bile becerememiş ve kendimi de bunun içine dahil etmiştim.

Eski ailemin yanındaydım...

Beni istemeyen ailemin.  Beni yine kapıya koymuşlardı. İstemeyip, ötekileştirmişlerdi. Kırmış, yıkmış ve üstüme de gülerek toprak atmışlardı.

Peki ben o sırada ne mi yapıyordum? 

Sadece kendime acıyıp, ağlıyordum...

Birden bire nefesimin kesildiğini hissedince gözlerim sonuna kadar açıldı. Odamdaydım. Yatağımda. Gerçek ailemin yanında...

Terden birbirine yapışmış olan saçlarımı elimle geriye itip nefes almaya çalıştım. Ama başarılı olamayınca hızla şifonyerimin en üst çekmecesini açıp içinden astım fısfısımı aldım ve ağzıma bir kaç defa sıkıp yatağın başlığına yaslandım.

Göz yaşlarım istemsizce akarken elimi kalbime koydum. Neden o kadar süre sonra böyle korkunç bir şey görmüştüm ki? 

Birden bire ortada bir şey yokken bunları hissetmek ağır gelmişti.

Bir kaç dakika nefesimin düzene girmesini bekledim ve sonra elimde tuttuğum fısfısı çekmeceye koymak için eğildiğimde yere düşen kağıt gözüme çarptı. 

Fısfısı çekmeceye atıp yerden kağıdı aldım. Ardından arkama yaslanıp başucumda ki abajuru açtım. Katlı olan kağıdı açınca bunun Yankının buraya ilk geldiğimiz gün verdiği kağıt olduğunu anladım.

İçinde bir link vardı. 

Bana kağıdı verirken, kendini kötü hissettiğinde aç lütfen demişti.

Şu an mal gibi ağlayıp, ağrıyan kalbime elimle baskı yaptığımı düşünürsek pekte iyi bir durumda değildim bence.

Derin bir nefes alıp şifonyerde duran telefonumu elime aldım ve google'a girip yavaş bir şekilde linki girmeye başladım. 

Yazma iş bitince direkt arama tuşuna basıp açılacak olan şeyi beklemeye başladım. Ama herhangi bir site açılmasını beklerken telefon direkt spotifya girince kaşlarım çatıldı.

Bir playlist açılmıştı ve sadece 7 tane şarkı vardı. Birbirinden bağımsız şarkılara bakarken göz yaşlarım ekrana damlıyordu.

Bu neydi şimdi?

Daha fazla boş boş ekrana bakmamak için playlistin adına baktım. 

'BaBE'

Kaşlarım daha da çatılırken listenin açıklaması gözüme takıldı. 'Senin farketmeni beklerdim ama şarkıların adına bak.' 

Birden bire kafama dank eden şeyle hızla şarkılara bakmaya başladım. 

Farkındayım- Sezen Aksu.

Aşık Olmamam Gerek- Birileri.

Elimde değil- Müslüm Gürses.

Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim Var- İkiye On Kala.

Gel Desem İşin Vardır Falan- İkiye On Kala.

Şimdi- Yedinci Ev.

Ateş Edecek Misin?- Yüzyüzeyken Konuşuruz.

|Playlistin linkini storye atacağım ;)|

Beynime gerçekleri kavraması için üç beş dakika daha müsade edip, kendime bir tokat attım. 

Ama...

Ben şu an bazı şeyleri yanlış anlıyor olabilir miyim?

Ne zaman markete gitsem oralardaydı. Beni mi bekliyordu?

Ağlamamı umursamadan hızla yataktan kalktım, telefonumu ve kağıdı da alıp yavaşça odamdan çıktım. 

Merdivenleri inerken aklıma saat gelince telefonumun ekranını açtım. Gecenin üçüydü. 

Orada olmayabilirdi. Ama oladabilirdi.

Saati umursamadan evden çıkıp seri adımlarla marketin olduğu tarafa doğru yürümeye başladım.

Oradaysa ne diyeceğimi veya ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Şu an tek doğru şey oraya gitmek gibiydi.

Üstümde patates ve hamburgerli pijamalarım, ayağımda evde giydiğim terliğim ve ağlamaktan şişmiş gözlerimle gitmem ne kadar mantıklıydı bilmiyordum ama umrumda değildi.

Marketin karşısındaki parka gelince derin bir nefes alıp, hâlâ akan göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.

Markete doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. Hava karanlıktı ve parkta kimse yoktu. Bunu ve diğer bir çok şeyi umursamadan etrafıma bakmaya başladım.

Burada olmalısın Yankı. Şu an burada olmalısın.

Market tamamen görüş açıma girince gördüğüm şeyle gözümden akan yaşlar hızlandı. 

Neden ağlıyordum onu bile bilmiyordum. Rüyam mı etkilemişti beni yoksa şu an kulağında kulaklıkla marketin önünde oturmuş, gözleri kapalı bir şekilde kafasını duvara yaslamış Yankının yüzünden mi?

Ona doğru bir kaç adım daha atmıştım ki gözlerini birden bire açtı. Bana şaşkınca bakarken derin bir nefes almaya çalıştım.

Dudaklarım, elim titriyordu ve kalbim bu gece ki gibi hızla atıyordu.

"Yankı?" diye mırıldandım sorarcasına. 

Bir kaç saniye daha bana şaşkınca bakıp ayağa kalktı hızla.

"Yazgı?" dedi o da benim gibi. 

Burnumu çektim atmosferi umursamadan. Sonra da güldüm. Cesaretimi toparlamak için ciğerlerime derin bir nefes daha gönderdim.

Bir şey kaybedecek miydim?

Hayır.

Bir şey kazanacak mıydım?

Evet.

"O zaman ben de sana bir şarkı hediye etmek istiyorum." dedim ve telefonumu açıp Spotifya girdim.

O bana merakla bakarken ben şarkıyı bulup üstüne tıkladım. Kalbim 

Duman- Seviyorsan İnanıyorsan...

.

.

.

.

Sellammkee

Bölüm nasıldı?

Kısa ama diğer bölüme hazırlık olsun diye yazdım ve bu kısımları diğer bölüme ekleseydim baya bir anlatım bozukluğu olacaktı.

Playlist? :D

Playlisti instagramdan paylaşacağım. Bu arada adının 'BaBe' olmasının nedenini de umarım anlamışsınızdır :)))

Yankı?

Poyraz?

Ve sizce Beren gitmekle iyi mi yaptı sfbsfbellbfwlbwflbw

İstediğiniz bir şey veya sahne var mı?

Kendinize iyi bakıınn

Görüşürüzzz <3


















Continue Reading

You'll Also Like

196K 10.8K 37
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
1.4M 32.1K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
174K 19.9K 45
Jisung iş için bir numaraya mesaj atar.
439K 6.5K 19
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...