Evren/ Beş dakika içinde yanında olurum inşallah.
Duru/ Tamam. Allah'a emanet ol.
Evren/ Sen de Allah'a emanet ol.
Telefonu kenara bırakıp toparlanmaya başladım. Evren beni bir yere götürecekti. Neresi olduğunu bilmemekle birlikte çok heyecanlıyım.
Gözlerim parmağımdaki yüzüğe giderken gülümsememe engel olamadım. Evren...
Çocukluğumuz birlikte geçti. Ben çoğunlukla ona abi diyordum. Sinirlendirdiği zamanlar adıyla hitap ederdim. Acaba hatırlıyor mu?
Üzerimdeki önlüğü çıkartıp yerine astım. Çantamı elime aldığımda duyduğum sesle kalp atışlarımı hissettim. Bu hâllerime tam anlam veremiyorum. Gülümseyerek bana bakıyordu. Mutluyum.
"Selamün Aleyküm."
"Aleyküm selam."
Eczaneden çıktığımızda yürümeye başladık. Hal hatır sormamızın ardından ortamda sessizlik oluşmuştu. Onun yanında bir şey fark ettim. Onun yanında kendimi çocuk hissediyorum ve bu bana huzur veriyor.
Aklıma gelenle konuşmaya başladım. İçimdeki heyecan ve mutluluk sesime yansımıştı.
"Çocukken bayramlar çok güzeldi."
Başımı ona çevirdiğimde gülerek bana döndü. Gülümsüyorum.
"Beş tane çikolatayı art arda yemiştin."
Aklıma gelenle kaşlarımı çattım. Aklına sadece bu mu geldi?
"Sen de yediklerimi sayıyordun. İnanamıyorum Evren, aklına sadece bu mu geldi?" deyip göz devirdim. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı. Az önce trip mi attım ben?
"Alerji olmuştun. Mihriban teyze bana kızdı sonra. Kabul et, çok yiyordun."
Sözleri üzerine gülümsedim.
"Evet çok yiyordum. Seviyorum çünkü."
Başımı ona çevirdiğimde yüzündeki gülümsemesi ile konuştu.
"Biliyorum."
Durdu. Hissettiğim kalp atışlarımla başımı çevirmiştim. Kısa sessizliğin ardından boğazını hafifçe temizleyip konuştu.
"Ben çikolata sevmezdim. En çok portakallı şeker severdim."
Yüzümü buruşturup ona döndüm. Hiç sevmezdim.
"Hiç sevmem."
Yüzünü buruşturup önüne döndü. Hı?
"Pek inandırıcı gelmedi."
Ne?
"Sevmezdim ki. Ben limonlu severim."
Güldü. Ne olduğunu anlamazken sözleri üzerine gözlerim aralanmıştı.
"Limonla portakalı karıştıran Duru... Limonlu şekerle portakallı şekeri yer değiştirirdim. Limon diye portakal yerdin sen."
"Turuncu paket-"
"Aynen öyle, nişanlım." dedi gülerek. Nişanlım?
Hafif yanan yanaklarıma karşın çatılmış kaşlarımla ona döndüm. Evren!
"Şu an hayatımın şokunu yaşıyorum. Ben de anneme diyorum portakalın tadı farklı diye. Annem de bana uzaylıymışım gibi bakıyordu. Bu yaşıma kadar-"
Durdum. Başımı ona çevirdiğimde durgun hâlini görmüştüm.
"Çok kötüsün Evren." dedim takılarak. Yüzündeki gülümsemesi ile başını kaldırdı.
"Yanımda yaramaz kız olunca öyle oluyordum işte."
"Yaramaz mı?"
Başını çevirip etrafına baktı.
"Geldik."
Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gördüğüm dondurmacıyla kalakaldım. Çocukluğumuzun dondurmacısı. Uzun süredir gelmiyorum buraya. Dolan gözlerimi kırpıştırıp gülümsedim. Evren...
"Selamün Aleyküm Yakup amca."
"Aleyküm selam Evren oğlum."
Yakup Amca gözlerini bende oyaladığında kendiliğinden ellerimi birbirine kilitlemiştim. Çocukluğumdaki gibi...
Yakup Amca gözlerini kısıp Evren'e döndüğünde neşeli gelen sesini duydum.
"Küçük yaramaz Duru mu o?"
Küçük yaramaz Duru...
"Ta kendisi." dedi Evren gülerek. Gözlerimi kısıp atıldım.
"Çok akıllı Evren."
Çok akıllı Evren...
Yüzündeki gülümsemesi ile Yakup amcaya döndüğünde gülümsemeden edemedim.
"Hayırdır gençler. Hangi rüzgar attı sizi buraya?"
Yakup amca gözlerini bizde oyaladığında Evren'in sesini duydum.
"Dondurma yemeğe geldik Yakup amca."
Yakup amcanın gözleri elimizde oyalanırken keyifle konuştu.
"Nişanlımı mutlu etmek istedim desene şuna. Belliydi küçük yaramazla yan yana olacağın."
Gözlerimi Evren'e çevirdiğimde başını eğip yüzünü başka tarafa döndü. Hissettiğim kalp atışlarımla önüme döndüm.
"Duru kızım, istediğin limonludan yok. Kakaolu yapıyorum seninkini."
Evren'in gülüşü kulağıma gelirken küçük olup saçını çekmek istedim. Ekşi şey!
"Benimki limonlu olsun, Yakup amca."
Aklıma gelenle devam ettim.
"Evren de kakaolu yer."
Yakup amcanın gülüşleri kulağıma gelirken Evren gözlerini kısmış bana bakıyordu. Yüzümdeki gülümsememle önüme döndüm. Banane.
Dondurmalarımızı aldıktan sonra bir masaya oturduk. Limonun tadı tuhaftı. Hiç sevmiyorum. Ben portakal seviyormuşum da haberim yokmuş.
Gözlerim Evren'e gittiğinde dondurmayla bakıştığını gördüm.
"Yemeyecek misin?"
"Aslında-"
"Yani yemezsen ben yerim. Limonlu bitsin."
Şaşırmış hâlini gördüğümde içten içe gülerek önüme döndüm. Zar zor dondurmayı bitirdiğimde Evren'e döndüm. Ne?
"Bitti mi şimdi?"
Gülerek konuştu.
"Tadı fena değilmiş."
"Tabii ne sandın." dedim kendimden emin bir şekilde. Bu özgüven nerden geliyor bana?
"Bilmem."
Yüzündeki gülümsemesi ile bana döndüğünde ne tepki vereceğimi bilemedim. İçimden söyledim ama.
"Ben de bilmiyorum."
Anlamaz hâlde bana bakarken duraksadım. Ne oldu şimdi. Aff ne dedim ne oldu? Bir şey anlamadım ben.
"Duru?"
"Evren?"
Beklentiyle bana baktığında aklıma geleni söyleyiverdim.
"Bi dondurma daha mı yesek?"
Başını hafifçe salladı. Gülümsüyorum. Yüzünde beliren gülümseme ile başını kaldırdı. Evren...
"Limon?"
Çatılmış kaşlarımla ona baktığımda gülerek ayağa kalktı.
"Evren sinirlerimi bozuyorsun-"
"Seviyorum."
İçten konuşmasıyla duraksadım. Bana bakarken hafiften yanan yanaklarımı önemsemeyip dudağımı araladım.
"Ama ben sevmiyorum-"
"Çilek?"
Gülüşü devam ederken içimden geçeni söyledim. Yeter ama!
"Evlendiğimizde saçını çekeceğim, haberin olsun."
Gülüşü kesildiğinde yüzündeki şaşkınlıkla bana döndü. Bu hâline zafer kazanmışçasına gülümserken aklıma gelenle yanaklarım yanmaya başladı. Evlendiğimizde?
"Duru..."
Elimi nereye koyacağımı bilemezken sözleri üzerine kalp atışlarımı hissettim. Gülümsüyordu. Evren...
"Küçük yaramaz Duru'yu çok seviyorum."
✨
Bölüm nasıldı?
Duru?
Evren?
Yakup Amca?
Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm ✨