Fake Love ✝︎ Taekook

By kimjeongguks

33.4K 1.8K 1K

" Ben sana onu sevdiğimi söylerken yalan söylüyordum jungkook " • Tamamlandı ✅ • Düzenleniyor More

Uyarı
0.1 •Nasılsın?
0.2 • Benim Yanımda
0.3 • Konser Biletleri
0.4 • Canlı Yayın
0.5 • " Kriz Geçirmişsin "
0.6 • Hayvanat Bahçesi
0.8 • " Ben ona aşığım "
0.9 • " Dün gece ne oldu Jimin?"
1.0 • " Jimin'den hoşlanıyorum "
1.1 • 1 yıl önce
1.2 • "Ben sana çok aşıktım Jungkook" [ final ]
Duyuru.
1.3 • Özel bölüm

0.7 • " Yardım et bana Taehyung "

2K 128 73
By kimjeongguks

Jin Hyung ; Jungkook'um

Jun Hyung ; neden yatağının altından yorgan almak için geldiğim yatağının altından yorgan yerine jimin'in fotoğraflarıyla ait bir albüm buldum ben?

Yaptığım tek şey boş boş ekrana bakmaktı. Ne yapacağımı ve ne diyeceğimi bilmiyordum. Yüzümü öyle bir beyaz renk almıştı ki kasiyer'in " İyi misiniz?" sorusunu duymuştum. Kafam'ı "evet " Anlamında salladıktan sorna elimi cebime attım ve çıkardığım cüzdan'dan ramen'lerin parasını ödedim. Ardından eve giden yolu tuttuğum da hâlâ jin hyung'a neler diyeceğimi düşünüyordum. Kendi kendimi yiyip bitirirken telefonumun titremesi üzerine durmuş ve telefonumun üzerinden atan kişinin mesajına bakmıştım.

Taehyung ; Jungkook?

Taehyung ; bir şeyler oldu değil mi?

Şu an ona hyung'un dediği şeye karşı neler diyeceğimi bilemediğimi uzunca anlatamayacağım için hyung'un attığı mesajı üstten ss alıp V'ye attım.

Jungkook ; fotoğraf x 1

Fotoğraf anında görüldü olurken yazıp yazıp silmesine odaklandım. Şaşırmıştı büyük ihtimal.

Taehyung | Yazıyor..

Taehyung | Çevrimiçi

Taehyung | Yazıyor..

Taehyung ; Jimin'in doğum günü için bir süpriz olduğunu söyle

Jungkook ; buna inanacağını pek sanmıyorum taehyung

Taehyung ; hyung'u az çok tanıyorsam inanır

Taehyung ; hem Jimin'in doğum gününede az kaldı?

Bu tarafından bakınca,evet inanabilirdi. Çünkü Jimin'in doğum gününe gerçekten'de az kalmıştı ve bu bana inanması için büyük bir sebepti. Taehyung'un mesajına görüldü atarken Hyung ile olan sohbetimize girdim.

Jungkook ; ah,yakalandım desene

Jin Hyung ; anlamadım?

Jungkook ; hyung Jimin'in doğum gününe çok az kaldı

Jungkook ; bu sefer ona herhangi bir satın alımlık şeylerden farklı bir hediye vermek istiyorum

Jungkook ; bende ona bir albüm hazırlıyordum

Jin Hyung | Yazıyor..

Jin Hyung | Yazıyor...

" Yazıyor " Yazısının silinip yerine tekrardan " yazıyor " Yazısı aldığında yazdıklarını sildiğini anlamıştım.

Jin hyung ; way be

Jin hyung ; bize neden böyle şeyler yapmıyorsun serefsiz

Jungkook ; hyung senin doğum gününe daha var xkcmcövö

Jin hyung ; bak burası da doğru dlcmcm

Jin hyung ; her neyse Jungkook

Jin hyung ; senden kendi doğum günümde de böyle " Way be " dedirtecek şeyler istiyorum

Jungkook ; yapacağım hyung

Jin hyung ; her neyse şu yorganı alıp çıkıyorum odadan

Jin hyung ; sende çabuk gel ramenleri pişirmem gerekiyor hoseok acıktım diye bağırıyor yine evde

Jungkook ; şsxlsşxlclk

Jungkook ; kapıdayım hyung

Eve girmeden önce Jin hyung ile olan konuşmalarımızı ss alıp taehyung'a attım. Hemen ardından kapıyı çaldığımda beni karşılayan kişi hoseok olmuştu.

" ULAN SONUNDA BE! SONUNDA RAMENLERİM! " sornadan bana baktıktan sorna tekrar ellerimdeki ramenlere odaklandı.

" Üff çekil şurdan " Diyip ellerimdeki ramenleri alarak büyük ihtimal jin hyung'un yanına koşmuştu.

Onun bu haline gülümseyip içeri girdikten sorna ceketimi askılığa asmış ayakkabılarımıda çıkarmıştım. Ardından odama doğru yönelmek için haraket ettiğimde yoongi'nin kahkahasını duymuş ve oturma odasına doğru yönelmiştim. Meraklı gözlerimi onların yüzlerinde gezdirdiğimde namjoon ve jin'in sinirli bakışlarını fark etmiştim.

Yoongiye dönüp " Hyung,ne oldu?" diye sorunca bana bakıp daha fazla gülmeye başlamıştı.

" Kook,onlar " Daha cümlesini bitiremeden tekrar kahkalara boğulmuştu. Konuşmak için tekrardan ağzını araladığında ise tekrar kahkahaya boğulduğunda ondan cevap alamayacağımı fark etmiş ve gözlerimi jin hyung ile namjoon hyung'a dikmiştim.

Namjoon kafasını çevirip bana bile bakmazken utandığını fark etmiştim. Neden utanıyordu? Jin'e çevirdiğimde onunda utandığını fark etmiştim ama,neden utanıyorlardı? Son anda aklıma dank eden şeyle Yoongi'ye döndüm ve o bu sefer konuşabilmişti.

" ONLARI BASTIM "

Az önce odaya tekrar elinde cips kasesi ile giren j-hope bu sözü duyduğunda dengesini kaybetmiş ve yere düşerken havada duran cipslerin ağzına düşmeleri için kocaman açmıştı. Hem onun bu haline ,hemde namjin ikilesine kahkahalarımı atmaya başlarken kapı zili çalmaya başlamıştı. Jin hyung " Ben bakarım " diye ayaklandığında kendimi yoongi'nin yanına attım ve ortamda tek olmayan kişiyi sordum.

" Jimin nerde?"

" Kapıda " Soruma cevap veren hoseok'tu. Yerdeki döktüğü cipsler yerine başka bir cips paketi almıştı eline. " Jin ramenleri hâlâ yapmadı,nerde o şerefsiz?! AÇIM ULAN CİPS TIKINIYORUM BURDA " diye kendi kendine söylenirken son anda bağırmasıyla ona güldüm.

" J-hope modundasın yine " gelen sesle gülmem kesilmişti. Şimdi benim kahkahalarım yerine onun kahkahaları duyuluyordu ortamda. J-hope sesin sahibini görünce gözlerini kocaman açmış ve elindeki cipsi tekrardan kenara atıp içindeki cipslerin tekrardan etrafa saçılmasına sebep olmuştu.

" BEBEĞİM!!" diye taehyung'un üzerine atladığında teahyung kollarını hoseok'a sarmıştı.

" Seni görünce açlığımı bile unuttum ulan,gel buraya daha sıkı sarılacağım" diye benim oturduğum koltuğa doğru taehyung'u yönelttiğinde kaskatı kesilmiştim. Yanımda duran yoongi koltuk üzerindeki cipsleri aşırırken jhope onu ordam itmişti ve taehyung'un yanıma oturmama sebep olmuştu.

" Çekil lan şurdan bebeğime sarılarak cipslerimi yiyeceğim "

Yoongi gülüp koltuktan aşağı indiğinde jhope taehyung'a sarılma işini abartmış ve taehyung'un bana doğru gelmesine sebep olmuştu. Olduğum yerde bir diğer tarafa doğru kaymıştım. Ama bu kayma işlemi kısa sürmüştü çünkü jhope taehyung'a sarılmayı bırakmış ve eline cips paketini almıştı. Elini içine atıp açlığını gidermek için elini pakedin içinde gezdirmişti ama eline bir şey gelmeyince gözlerini pakedin içine diktiğinde boş olduğunu görünce çığlık atmıştı.

" CİPSLERİM NERDE LAAĞĞĞNNN "

" Midemde " Yoongi jhope'ye cevap verdikten sorna salondan kaçarcasına koşmaya başlamıştı. Jhope de arkasından " SIÇTIM ULAN AĞZINA BUNLAR SON CİPSLERDİ " Diye gittiğinde taehyung'un koltukta benden uzaklaşmasını beklemiştim,ama olmadı. Hatta daha da yakınlaştığını hissediyordum. Olduğum yerde huysuzlanınca birazcık uzaklaşmıştı. Ama birazcık.

" Hoşgeldin taehyung " Demişti namjoon hyung sonunda burda ki varlığını hissettirerek.

Taehyung gözlerini namjoon'a çıkarıp zoraki bir şekilde gülümsemişti. " Hoş buldum hyung "

"Ne bu gerginlik? Görende yabancı yere geldin sanacak taehyung,evindesin şu an farkındaysan bırak üzerindeki şu garip tavrı ve lütfen şurda donla gezmemiş gibi davranma artık "

Jin'in bunu söylemesiyle istemsiz gülmüştüm. Taehyung bunu görünce dudaklarının kenarı kıvrılmıştı. Bende gülmemi aniden kesmiştim.

Jin tekrar ramenleri yapmaya döndüğünde sonunda odada olmayan varlık içeri girebilmişti. Odaya girdiğinde kimsenin yüzüne bakmamış ve direkt taehyung'un yanına oturmuştu. Oturur oturmaz yüzünde sinsi bir gülümseme belirmişti ve ardından taehyung'a baktıktan sorna olduğu yerde kaymıştı ve buda benim koltuğa iyice de yapışmama sebep olmuştu. Jimin taehyung'a bakıp sırıtıyordu,taehyung'un suratında ise anlamlandıramadığım bir donukluk vardı. Şu an taehyung'un yüzündeki ifadeyi takmayıp jiminin daha da kaymasına odaklanmıştım. Neden taehyung'u itip duruyordu? Birbirlerine temas etmek için mi?

-

Farkında mısın bilmiyorum ama şu an taehyungla sende temas halindesiniz,hatta jimin biraz daha kaydırırsa resmen çocuğun kucağına çıkacaksın

Öyle miydi?

Bir kendime birde taehyung'a baktığımda onun kızardığını gördüm çünkü gerçekten de dip dibeydik ve,ve jimin neden ona hâlâ çok güzel bir şekilde gülümsüyordu?

- Tanrım! Delireceğim!! Şu an olduğun durumda bile kıskançlık peşinde misin?!

+ Ona çok güzel bir şekilde gülümsüyor

- Tanrım,jungkook. Lütfen jiminin kime ve nasıl gülümsediğine değilde gülüşündeki anlama bakamaz mısın?!

Gözlerimi jimin'e çevirdim tekrar,gözleri kısılacak derecede gülümsemişti.

+ flörtöz bir şekilde?

- tanrım,sen..sen gerçektende ahmağın tekisin jungkook!

+ ama-

- evet jungkook,jimin şu an taehyung'a flörtöz bir şekilde gülümsüyor,hatta aşık ona,yakında birbirlerinede açılırlar baksana,gözlerini kısacak derecede gülümsüyor(!)

Beynimin içindeki sesin söyledikleri canımı yakmıştı. Benimle aynı düşüncelerdeki şeyleri söylemişti. Neden? Neden bana doğruları söylüyordu şimdi? Her zaman doğruları itiraz eden beynimin içindeki ses neden şimdi benim düşüncelerimi kabul ediyordu?

Gözlerimi kapatıp derin derin nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

- Zavallının tekisin jungkook

"S-sus"

" Ha?" bana dönen gözlerin ve bana doğru kurulan cümlenin sahibiyle şaşırsamda umursamadım. Şu an ne onu düşünebilirdim nede jimin'i. Krizin eşiğindeydim.

- bu takıntıya aşk diyebilecek kadar zavallısın hemde .

Ellerimi kulağımda sanki o ses kafamın içinde değilde dışarıdan geliyor da kulaklarımı kapatırsam duyamayacakmışım gibi kulaklarımı kapatmıştım .

" Sus! Sus! Sus! "

Bu sefer yanımdaki beden tekrar yakınlaşmıştı bana,ama dediğim gibi onu takacak durumda değildim.

- kendi düşüncelerinin sahibi olan sese kafanı takacak kadar zavallısın .

O söyledikleri benim düşüncelerim değildi. Onlar benim düşüncelerim değildi. Olamazdı. Beynimin içindeki ses hep bana taehyung'un iyi taraf olduğunu söyleyip durmuştu ben ise onu benden jimin'i almaya çalışan biri olarak düşünüyordum. Beynimin içindeki sesle düşüncelerimiz farklıydı,onlar benim düşüncem değildi.

- daha neyi düşündüğünü bilemeyecek kadar da zavallısın jungkook

" Sus,onlar benim düşüncelerim değil,sus,neyi düşündüğümü biliyorum,sus,lütfen sus,lütfen,tanrım sus sus! sus! sus! "

Az önce yanımda olan bedenin ayaklanıp önümde endişeyle diz çöktüğünü hissetmiştim.

" Jungkook? Jungkook?! İyi misin?!"

Etrafımda hareketlenmeler hissediyordum,bir sürü kişi,bir sürü kişi etrafımdaydı. Arkadaşlarım şu an etrafıma toplanmış olmalıydı.

" Jungkook..kriz mi geçiriyorsun?" Şefkatli sesini duymuştum onun. Beni her zaman kriz geçireceğim zaman kurtaran kişinin beni rahatlatan sesiydi bu. Tekrardan mı rahatlayacaktım onun sesiyle? Neden ona bağlıydım ben? Onun sesiyle falan rahatlamak istemiyordum. Tek istediğim jimin'in saçlarımı okşamasıydı.

Ellerini hissettim kulaklarımı kapattığım ellerimde,yawaşça ordan çekmişti ellerimi ve ellerimle ellerini buruşturmuştu.

" Sakin ol,geçecek. Birazdan bu krizi atlatacaksın. Kafanın içindeki sesi umursama,o her zaman ordaydı ve her zaman seni şu anki konumuna getirdi ama jungkook her seferinde atlattın,şimdide atlatacaksın. Tek yapman gereken onu dinleme-"

İttim. Beni sakinleştiren,huzura kavuşturan sesi kendimden ittim. Ona bağlı kalmayı,veya onu düşünerek huzura gelmeyi istemiyordum. Onsuz da rahatlayabilirdim. Onsuz da bu krizi atlatabilirdim.

" İstemiyorum! Seni istemiyorum! İstemiyorum! "

bağırışlarımın ardından karşımdaki bedenden ellerime dökülen bir kaç göz yaşını hissetmiştim.

- Evet,sen tam bir gerizekalısın jungkook. Onu ağlattın. Üstelik benden kurtulmanı sağlayan kişiyide kendinden ittiğine göre,bir ömür beraberiz ha?

+ beni senden jimin'de kurtarabilir

- hmm,bak bakalım şu an kim senin için çabalıyor? Hmm aaaa taehyungmuş! İşe bak!

"J-jimin " şefkatli sesin sahibi jimin'e çevirmişti gözlerinden bir yaş akarken "Onun saçlarını okşar mısın?"

Hemen ardından saçımda bir el hissetmiştim. Yawaşça saçlarımı okşuyordu. Saçlarımın içinde elleri yawaşça hareket ederken rahatladığımı hissediyordum.

- Harika,kurtarmasını beklediğin jimin'i bile taehyung gönderiyor

Daha fazla o sesi duymak istemiyordum. Beni delirtmekten başka bir şey yapmıyordu. Aklım saçımda ki ellere kaydı. Rahatladığımı hissetmiştim ama,iyi gelmiyordu. Bu eller bana huzuru hissettirmiyordu. Daha fazla dayanamadım ve,ve kendimi bana asıl huzuru veren kişinin kollarına attım.

Ona sarıldığımda jimin'in elinin havada kaldığını ve ardından gülümsediğine dair sesler çıkardığını duymuştum. Ardındansa diğer üyelerin seslerini. Hepsini bir şaşkınlık ve mutluluk sarmıştı. Kimse benden böyle bir atak beklemiyordu. Özellikle altımdaki beden. Öyleki kaskatı kesilmişti. Ama o böyle dururken kendimi rahatlamış hissedemiyordum.

" Taehyung..bana yardım et.." Zar zor ağzımı açabilmiştim ve kurduğum cümleler ,evet,bunlardı fakat iyiki söylemiştim yoksa altımdaki beden yumuşamayacaktı.

Sözlerimin ardından taehyung üzerindeki şaşkınlığı atmış ve bana sarılmıştı. Bu beni iyi hissettirmişti,ama sesinede ihtiyacım vardı. O huzur için onun sesine ihtiyacım vardı ve o,o durumu anlamış olmalı ki şefkatli sesini ağzından çıkarıp bana huzuru bahşetmişti.

" Geçecek jungkook,geçecek güzelim. Az kaldı. Bak,ben burdayım. Her zamanki gibi,bu seferde atlatacağız,tamam?" Onu kafamla onaylamıştım. Bir kaç cümle daha kuruyordu fakat dikkatimi cümlelerine değilde cümlelerinin verdiği huzura bırakmıştım kendimi. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama,en sonunda kendimi ondan çektiğimde ağladığını gördüm. Elimle o göz yaşlarını silmek istedim ama,hayır yapamazdım o hâlâ jimin'den hoşlanıyordu ve-

- Jimin'in burdan amına koyayım

Tekrardan o sesin çıkmasıyla tekrar krize girerim korkusuyla az önce tereddüt ettiğim şeyi yaptım. Onun gözlerinden akan yaşları tek tek kendi ellerimle sildim. Yüzü şaşkınlığa bürünürken anında gülümsemeye başlamıştı. Bu,onu sevindirmiş miydi?

Ellerim hâlâ onun gözlerinden akan yaşların olduğu yerdeyken hemen üzerimizde bir flash patlamıştı. Anında elimi onun pürüzsüz esmer yüzünden çekerken ne olduğunu anlamak için çevirdiğimde hoseok'un ellerim taehyung'un yüzündeyken fotoğraf çektiğini anlamıştım. Namjoon ve diğerleri ona uyaran bakışlarını gönderirken o omzunu silkmiş ve konuşmuştu.

" Ne var be! Bu fotoğraf için canını feda edecek taeko-" sözünü bitiremeden namjoon onun ağzını eliyle kapatmıştı. Hoseok bir şeyler daha söylüyordu ama namjoon'un ağzını kapatması nedeniyle güçlükle duyuluyordu.

" Arkadaş sıyırdı ben buna ramen getiriyorum " diyerek yanımızdan jin ayrılmıştı.

" Bende bunu ramenlerin yanına götüreyim" diyerek namjoon da hoseok'u alıp mutfağa götürmüştü. Hoseok ramen lafını duyunca mutluluk dansı yapmaya başlamıştı buna hafif tebessüm etmişti.

" I-ı şey,jimin biz senle şey yapacaktık şey yapmaya gidelim hadi "

" Hı hı evet şey yapalım yoongi "

Suga ve jimin'de yanımızdan sebepsiz yere ayrıldığında bizi yanlız bırakmak istediklerini anlamıştım. Peki ama,niye?

Gözlerimi önümdekş taehyung'a çevirdiğimde hâlâ az önceki gibi bana gülümseyerek baktığını gördüm. Sanırım ona,bir teşekkür borcum vardı ha?

"Taehyung..ben..ben teşekkür ederim "

" Bende,teşekkür ederim "

Kaşlarımı çattım.

" Sen neden teşekkür ediyorsun? "

Gözlerini gözlerime sabitleyerek konuşuyordu.

" Göz yaşlarımı sildiğin için "

Gözlerimi istemsiz ondan kaçırdım. Korktuğum için silmiştim,başka bir anlamı yoktu. Tekrar kriz geçirmekten korkmuş ve yapmam gereken şeyin o olduğunu düşünerek göz yaşlarını silmiştim. Tahminlerimde haklıda çıkmıştım, beynimin içindeki ses susmuştu.

"Benim yüzümden ağlıyordun " diye ortaya saçma bir sebep sundum. O ise alay eder gibi gülerek bana karşılık vermişti.

" Ne için göz yaşlarımı sildiğini biliyorum kook,ortaya beni inandırmak için saçma sebepler atma. Sonuçta hâlâ bana değer verecek ne bir arkadaşlığımız var ne de senin kafanın içindeki sesi benden başka susturabilecek biri "

Söyledikleriyle gözlerimi gözlerine kenetledim. Gözlerinde bir çok duyguyu görebiliyordum. Bana olan kızgınlığı,nefreti...

- pf,kör olduğundan bahsetmiş miydim?

+ hayır

- o zaman jeongguk,gözlerin bir insanın dışarıdan bakınca anlayacağı duyguları göremeyecek kadar körsün.

+ pekala,yakında bir göz doktoruna görünürüm.

- o duyguları görebilmen için göz doktoruna ihtiyacın yok,kalbin'le baksan yeter.

Kalple bakmak..beynimin içindeki ses,bana kalbimle Taehyung'un gözlerinin içine bakmamı istiyordu. Ama benim kalbim ona ait değildi,ben..ben ona 1 yıldır nefretle bakıyordum. Onun jimin'den hoşlandığını öğrendiğimden beri,ikimizinde harap olduğu o gecede birbirimize içimizde birikenleri anlatmak için konser çıkışı toplandığımız ve kafamıza tekila'nın iğrenç tadını önemsemeden diktiğimiz o günden beri ben,taehyung'dan nefret ediyordum. Nefretim onun gruptan gitmesini isteyecek kadar fazlaydı hemde.

Gözlerim bomboş gözlerine bakarken onun ayaklandığını görünce gözlerimi ayakta dikilen bedenine diktim. Hiç bir şey söylemeden odada beni yanlız bırakmıştı. Tek başıma odada kalakalmışken yanıma gelen jin'e sorgular şeklinde bakışlar atmıştım.

" Hadi gel,ramenler hazır. Hiç bir şey yemedin kendine gel iyice "

Kafamı olumlu anlamda sallayıp mutfağa doğru yöneldiğimde önündeki bardakta ramen'e boş bakışlar atan taehyung'un tam da karşısına oturmuştum.

Elime çubukları alıp ramen'i ağzıma attığımda jin'in bardaktaki hazır ramen'i bile bu kadar güzel yapmasına ve iştahıma açmasına içimden teşekkür ederek çubukları ramen'e tekrar dolayıp ağzıma atmıştım.

" Biliyor musunuz? Bu ikilinin çıktığını hissediyordum "

" Ha?" Ağzımdan çıkan nidayla gözler bana dönüp gülsede hoseok namjin ikilisine dönüp konuşmaya devam etmişti.

" Sizin ilişkiniz tam bir bro aşkıydı!" diye bağırdığında masadaki herkes gülmüştü.

" Tanrı aşkına hoseok, ne saçmalıyorsun?"

Namjoon'un hoseok'a saçma bakışlar atmasıyla hoseok ağzındaki ramen'i bitirip tekrar konuşmaya başlamıştı.

" İkinizde birbirinizin doğum gününü 'İYİKİ DOĞDUN BRO' diye bağırarak ve birbirinize saçma gülüşler atarak kutlamıştınız " sözünü kestikten sorna da yoongi konuşmaya başlamıştı.

" Ve namjoon twitter'den 'just friends'adında bir şarkı paylaşmıştı ,sözleri de şöyleydi "

Bu seferde konuşmaya gülerek jimin katılmıştı. Ama o şarkıdaki sözleri söylüyordu.

" Sadece arkadaş mıyız?"

" Sikik bir arkadaş olduğumuzu söylüyorlar"

" Sadece arkadaş mıyız?"

" Sevişiyorsak bile arkadaşmıyız? "

Masadaki herkes şarkının bir kısmını söyleyip namjin ikilisini diplere sokarken gülmüştüm. İkisininde yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Jin ellerini saçından geçirdikten sorna namjoon'a dönmüş ve konuşmuştu.

" Biz bunlara çıktığımızı neden söyledik ki?"

" İnan bana bilmiyorum " diye sinirle namjoon güldüğünde jin ellerini onun çıkan gamze çukurlarına götürmüştü. Namjoonda ona bakıp daha da gülümsediğinde masadaki gülüşmeler kesilmiş herkes onlara odaklanmıştı. Birbirlerini gerçekten sevdikleri belliydi.

Gözlerimi masadaki arkadaşlarımın yüzlerine çevirdiğimde herkesin birbirine baktığını gördüm.

Hoseok yoongi'ye,yoongi' jimin'e,jimin namjin ikilisine bakıyordu. Gözlerim yandan taehyung'a baktığımda onunda bana baktığını gördüm.

- noluyor lan?

+ bende bilsem..

- herkes birbirine neden aşk dolu bakıyor?

+ bilmiyorum iç ses,gerçekten..gerçekten bilmiyorum.

Gözlerimi jimin'e çevirdiğimde onun yoongi'ye baktığını gördüm. İkiside birbirine öyle güzel bakıyordu ki,boğazımda bir yumru oluşmuştu. Gözlerimden akacak yaşı durdurmak için zorlanıyordum. Neden rakibimin taehyung değilde yoongi olduğunu hissediyordum?

Düşüncelerimden kurtulup gözlerimi hoseok'a çevirdiğimde onunda moralinin yerlerde olduğunu gördüm. O,neden benim gibi hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu?

Daha fazla kafamı masadakilere yormamak ve kendimi jimin'den soyutlamak adına gözlerimi namjin ikilisine çevirdiğimde ikisinin çok yakınlaştığını ve biraz daha yakınlaşırlarsa öpüşeceklerini gördüm. Gözlerim fal taşı gibi açılırken bu iş başlarsa devamınında geleceğini anladığım sırada olduğum yerde sahte olduğu belli olan bir öksürük bahşederek konuşmaya başladım.

" Jin hyung,ramenler çok güzel olmuş daha varmı?"

Jin eli hâlâ namjoon'un gamzesindeyken kafasını bana çevirmiş ve " Ha?" demişti. Bunu demesiyle herkes kahkahalara boğulmuş ve masadakiler eski hallerine dönmüştü.

" Evet,evet var tabi getiriyorum hemen " diye ayaklandığında bende ayağa kalkmış ve onu durdurmuştum.

" Otur sen,ben alıp gelirim "

Mutfağa adım attığımda hala kaynamış bir şekilde duran suyu elime aldım ve bardakta ramen'in içine atarak ramen'in çözülmesini bekledim. Ramen'in çözülmesini beklerken yanıma gelen bedene göz ucuyla baktığımda taehyung olduğunu görmemle duraksamış ve ne yaptığını gizliden gizliye izlemeye başlamıştım. Önce ramen'in suyunu ağzına dikmiş ve hemen ardından ramen kabınıda çöp kutusuna atmıştı. Bende o sırada ramen'in içindeki sıcak suyu birazcık lavobaya boşaltmıştım. Ramen'in içine sosları ve yağı dökerken taehyung ellerini yıkamaya başlamıştı. Ramen'i karıştırıp içine çatalıda koyduğumda işim bitmişti,o sırada da taehyung ellerini yıkamayı bitirmiş ve ellerini kuru hawluyla kurulamaya başlamıştı. Olduğum yerde onun gözüne bakmadan içimde az önce masada gördüklerimi sormak istiyordum. İçimdeki meraklı kişi doğruları öğrenmek ve onun beni kandırmamış olduğunu görmek istiyordu. Boşu boşuna 7 yıllık arkadaşlığımızı mahvetmiş olduğumu ve onun gruptan sebepsiz yere ayrılmış olduğunu görmek istemiyordum.

"Yalancı" Onca düşüncemin,sorularımın başlangıcı olarak bu kelimeyi kullanmak,bana çok anlamlı geliyordu. Bana her şeyi bir yalan'ın içine sığdırmış olduğunu görüyordum,ve içimdeki seste bunu doğrularken aklım buna inanmamam gerektiğini söylüyordu.

Gözlerini bana dikmiş amlamamış bir şekilde bakarken bedenimi ona çevirdim ve parmağımla cümleleri tek tek söylerken onu çevirdim.

" Sen,bir,yalancısın"

" Neyden bahsediyorsun jungkook?"

Anlamamazlıktan mı geliyordu? Ah,gerçektende komikti. Beni bir yalana kandırıp onun içinde yaşattığını artık sezebiliyordum.

" Jimin yoongi'den hoşlanıyor değil mi?"

Gözlerinde ki endişeyi görebiliyordum. Korkuyordu. Her şeyi kendim sezerek öğrenmemden,veya bir şeyler duymamdan korkuyordu. Gözlerindeki endişe ve korku birleşimini gördüğümde sezgilerimde haklı olduğumu görmüştüm.

" Bir hiç için gruptan ayrıldın,benide boşuna senden nefret etmemi sağladın değil mi taehyung?"

Gözleri gözlerimde sabitliydi,duygularını az öncekinin üstüne bir perde serilmişti ve şu an neler hissettiğini bilmiyordum. Tek gördüğüm şey gözlerindeki boşluktu. Koca bir boşluk.

" Neden bunu yaptın taehyung?"

" Hah,saçmalıyorsun jungkook"

Yalan söylüyordu. Her şeyi artık bilmeme rağmen inkar ediyordu.

- Gerçekten her şeyi biliyor musun kook?

+ düşüncelerimin doğruluğunu bile bilmiyorum

" Öyle mi? Hadi gözlerimin içine bakarak bana jimin'i sevdiğini söyle "

Gözleri gözlerime odaklıydı. Gözlerinde 'bunu bana yapma' nidasını çok net görebiliyordum. Yapmak istemiyordu . Yüzüme karşı bir şey söylemek istemiyordu.

" Gözlerinizle olan bakışmanızı böldüğüm için üzgünüm ama,jungkook elindeki ramen'i yemeyeceksen ben alabilir miyim?" diye bana şirinlik yapıp elimdeki ramen'i almaya çalışan ve hiç bir zaman doymayan hoseok'a baktım. Sahi,ne zamandır burdaydı?

" Hayır,ben yiyeceğim orda ramen pakedi var kendine hazırlayabilirsin" dediğimde suratını asmıştı. Açtım ve bu rameni odamda kendi kendime düşünürken yiyecektim.

Yüzünü asıp kafasını olumlu anlamda salladığında taehyung'a döndüm. Elindeki kuru olan ama artık ıslanıp bir hiçe dönüşmüş hawluyu çöpe atmış ve mutfaktan çıkmıştı. Bende yürüyüp kendi odama geçerken salondakilerin oyun oynadıklarını gördüm,kısa bir süre onlara bakıp odamın kapısını indirmek için kulpa elimi yönlendirdiğimde jimin beni farketmiş ve bana seslenmişti.

" Hey,kook! Gelsene uzun zamandan sorna oyun oynayacağız!"

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp " Ramen'i yiyip uyuyacağım jimin "

Yüzü söylediğimle düşsede ısrar etmeyip önüne dönmüştü. O sırada yanımdan geçen taehyung bana kısa bir bakış atmış ve onlarla oyun oynamak için beraberlerinde oturmuştu.

Odamdaki l koltuğa oturmuş ve ramen'i yemeye başlamışken düşüncelerimle boğuşuyordum.

+ sence düşüncelerimiz doğru mu?

- bilmiyorum,kook.

+ sanırım ilk defa bir şey bilmiyorsun,ha?

- tahtım sallanıyor,kook. Acilen şu olayı çözmeli ve bana tacımı geri vermelisin.

+ sanırım tacı'nı uzun bir süre daha alamayacaksın

- isyan etmek için büyük bir sebep..

Continue Reading

You'll Also Like

503K 49.3K 22
"beni sevmezsen seni yanlışlıkla öldürebilirim" [texting]
3.5K 249 8
Sevgilim, Sen ölmüşsün.
169K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
4.8K 446 4
Taehyung: Neden bu kadar zayıfsın? Jungkook: Sende dalga geçeceksin değil mi