BEST NOODLE OF | TEXTİNG +18

Por melikegvnc

245K 13.2K 10.2K

(Cinsellik içerir.+18) @bestnoodleof : Mai, @bestnoodleof : noodle'dan çok kimseyi sevmezdim ben. @bestnoo... Más

Özü Sözü Noodle/Tanıtım
Ankaralıya Noodle Dedin Usta
Mai ve Siyah
Köri Soslu Noodle
Görüldü yedim sol yanımdan
Kahve içmeyecek miyiz? Kahve!
Bundanımız Olsun.
Sesimi Sarsın Sesin.
Soyadını alabilir miyim?
Bi' Tanecik Güler Misin?
Aradaki Engelleri Kaldırmak İçin
Gönül Dergâhından Kovulmak
3 Gündü, 3 Ömür Oldu
Sanrılar Yalandır
Sırlar Sırları Aralar
Senin İçin Senden Gidiyorum
Ankaralı Varsa Dram Olmaz
Biri, grup mu dedi?
Bidon Kutlama Yemeği
Trump'a Amerika, Bana Sen
Cepte Para, Kolda Manita Yok
Çiş Gibi Aniden Gelmek
3m1n Kuralı
İçim İçimden Senin İçin Gitti
Yangınıma Rüzgâr
Evimin Köşe Direği
Yaş Yıllanır ama Aşk Eskimez
Anlamak Değil, Kör Olmak İsteriz
Catpipiligadir'in Fan Sayfası
Bazen, Noodle Yesen de Geçmez
Her Şey Olamayacak Kadar, Tek
Gök Mai'ye Boyansa; Siyah'la
Sevmek Suçsa Ben Müebbetiyim
Çarpık Kentleşmenin Siyah'ı
Angara'nın Dickmeni
Özlemin Doruk Noktasıdır Ölüm
Kuşun Kanadı, Yaşam Yağdırdı
Gelinlik Dükkânı ve Tuvalet
Evlenmeden Olmaz
Aşk İçin Ölmeli, Aşk O Zaman Aşk
Söyle, nerdesin bal? Artık benlesin, bal.
Mai ve Siyah, darmaduman aşkın adı.
Söyle, Nerdesin Bal?

Sevgilim...İyi ki

3.3K 251 237
Por melikegvnc

Sellamm <3

Oy ve yorum sayısı gerçekten çok az, eğer oylamadığınız bölümler varsa bölümü okuduktan sonra oylayabilir misiniz?

Bölüm sonunda bayılmazsanız görüşelim :d

Instagram hesabımı takip etmeyi de unutmayınn @/mellikegvnc

Bölümde dinlemeniz iyi olur:
Duman-Haberin Yok Ölüyorum
Duman-Bal
Duman-Beni Yak Kendini Yak

🍃

Ölüm anı. Belki de saniyeler süren bir çığlık ya da sessizlik. Belki son nefes, ya da ilk yara.

Ölüm, belki de bir ip üstünde yürürken düşmek; arabalarla dolu bir yolun ortasına oturup ağlamaktı. Ölüm neydi bilmiyordum, intihar süsü verilmiş dört harf iki hecelik bir kelime mi, yoksa birini yaşatmak için verilen son nefes miydi?

Siyah, ben yaşayayım diye son nefesini mi vermişti? Benim sevgilim, benim için öldüyse ben neden yaşıyordum öyleyse?

Saçımda gezinen elleri artık daha çok hissedebiliyordum, kaç gün geçmişti o ölüm anı üzerinden? Üç? Dört? Sanırım bir hafta.

Yaşıyordum. Bilekler mi, yoksa kalbe doğrulan bir bıçak son nefesimi vermek için yeterli olur muydu? Yaşıyordum, evet ama kalbimde bir açık yara vardı. Adı Siyah, sesini hiç duymadım; gözleri kocaman, zeytin gözlü, boyu upuzun; esmer tenine tezat şekilde hep beyaz giyerdi. Adı Siyah, sesini duymadım ama ondan güzel şarkı da bilmiyorum.

Kirpiklerim birkaç kez titrediğinde yaşadığımı yeniden hissettim, onun kalbini taşıyordum, sevgilimdi o benim; nasıl yapacaktım o olmadan?

"Uyandı!" diye bağıran o sesin sahibi babamdan başkası değildi, saçımdaki eller de ona aitti. Gözlerimi korkarak açtığımda beyaz tavana baktım, her şey bulanıktı, göğsüm acıyordu. "Mai! Allah'ım sana şükürler olsun! Mai'm, pamuk kızım!" Bu ses de anneme aitti, serumun takıldığı elimi avuçları arasına alan anneme bakmak için gözlerimi soluma çevirdim.

"Doktora haber ver Lale, uyandı de doktora." dedi babam, saçımdan öpüp kokumu derince içine çekerken. "Mai," Lale çığlık atarak odadan çıkarken gözlerimi yumdum sımsıkı. Hiçbiri değildi görmek istediğim, onu istiyordum, sevgilimi. "Güzel kızım, ağrın sızın var mı? Bir hafta oldu, uyandın çok şükür!" Annem gülerek yanaklarımdan öpmeye başladı, damağıma yayılan kan tadıyla yüzümü ekşittim.

"Kalbim ağrıyor," Sesim titredi. "Anne, buna neden izin verdin?" Babama baktım, ona attığım son mesajlar gözümün önüne geldi. "Baba, o benim sevgilimdi." Yanağıma değen gözyaşını umursamadan babama bakmaya devam ettim. "Yaşıyorum şimdi, buna yaşamak mı denir?" Elimi zorlukla kalbime götürdüm, onu son gördüğümde beni kalbimden öpmüştü.

"Bana onu getirin," dedim bağırarak, "Ben onsuz nasıl yaşarım bilmiyorum." Babama baktım, "Baba, onun sesi yoktu, canı acımıştır, bağıramamıştır." Kalbime bağlı olan cihazdan yükselen hızlı seslerle gülümsedim, onun çok sevdiği gamzeme düştü gözyaşlarım. "Onu neden duymadınız?"

Odanın kapısı sertçe açıldığında içeri giren doktor ve Lale çığlıklarımı duydu, susamadım, kalbim o kadar acıyordu ki her nefes alışımda göğsüme onsuzluk batıyordu.

"Mai," dedi babam, omzuma elini koyduğunda ondan uzaklaşmak için yatakta geriye doğru kaçtım. "Baba! Siyah nerede? Ben yaşıyorum, o nerede? Kalbini ben yaşayayım diye ondan alan doktor nerede? Baba," dedim gitgide kısılan sesimle. "Benim sevgilim bağıramadı bile, canı çok yanmıştır, duyamadım onu bu sefer."

Gözlerim yeniden kapanmaya başladığında koluma değen iğnenin soğuk ucunu hissettim, "Bu onun için büyük travma," dedi doktor gür bir sesle ve kafasını iki yanına salladı, "Birkaç gün daha uyutmalıyız, onun kalbi olacağını öğrenmemeliydi." Derin bir nefes aldı. "Tıpta duygu olmaz, Mehmet Bey..." diyen doktorun gittikçe kısılan sesiyle kapalı gözlerimden düşen yaşlar artık durdurulamayacak kadar çoktu. "Ona verilen kalp son derece iyi durumda fakat...Kızınız yaşasın diye yaşamaktan vazgeçen bir adamın kalbi, onu sevene de iyi gelmezdi."

Uzun bir sessizlik oldu.

Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk.

"Net bir şey söylemek mümkün değil. İki ihtimal var, bu gece ne olacağı belli olacaktır." Odanın kapısı açıldığında son kez doktorun sesini duydum. "Kıyafetleri çıkartılırken cebinde bir kâğıt bulunmuş Siyah'ın," dedi Doktor. "Ne yazıyormuş?" diye mırıldandı Lale, ve onun sessizliğinden duyduğum en güzel şarkı kulaklarıma vardı.

"Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk." dedi doktor. "Başınız sağ olsun."

Kapı örtüldü.

Bir yerlerde bir adam aşk için öldü.

Sonra uyudum, onun sessizliğinden duyduğum en güzel şarkı öldürdü bizi.

Siyah, sessizliğinin de canı çok yanmıştır, neredesin?

İster öp okşa, istersen öldür.

O öldü, ben yaşıyorum. Nereye kadar?

Duman-Haberin Yok Ölüyorum.
Duman-Bal.

Dört saat sonra,
00.18,

Acıyı hissetmemem için verilen sakinleştiricinin etkisi artık daha da azdı, uyursa geçer denilen acının kalbim felç olduğunda bile geçmeyeceğini bilmiyor muydu kimse?

Işığı kapalı olan odada benden başka hiç kimse yoktu, büyük camdan vuran ayın ışığı bir tek yatağı aydınlatıyordu. İlerideki anayoldan geçen arabaların ışığı aralıklarla yüzüme vuruyordu, hayat onlar için devam ediyordu. Ben nasıl toparlanacaktım?

Üniversite sınavında yine mezuna kalmıştım, bana beni çalıştıracağını söylemişti; aynı evde yaşayacaktık ve bu sene oynanacak Avrupa Kupası finaline götürecekti beni.

Boğazımdaki yumru sayesinde nefes alamıyordum bile, nereye baksam her şey farklıydı ama onun yüzü hep aynıydı. Kirli sakalları bile aynıydı, uzun kirpikleri yine ok gibiydi. Dudakları çok yumuşaktı, onu öperken içim gidiyordu.

Bir anda odanın kapısı gürültüyle açılınca sıçrayarak kapıya baktım ve onunla karşılaştım. Kadir'le.

Elini havaya kaldırıp bana salladığında zorla gülümsedi. "Selam, yenge." dedi kısık ses tonuyla, sertçe yutkundu ve gözümden istemsizce düşen yaşlara baktı. "Nasılsın?"

"Git," diyebildim sadece. "Seni suçlamıyorum," dedi odaya tamamen girip kapıyı örttüğünde. Yanıma gelmek için adım atsa da elimi ona kaldırıp olduğu yerde durmasını sağladım. "Nereden biliyordu bunu?"

"Neyi?"

"Ameliyat olmam gerektiğini." Başını önüne eğdi. "Bilmem," kısa bir süre bekledi. "Sen küçükken top oynardın arkadaşlarınla, o eline ders kitaplarını alır evinizin karşısındaki kafenin masasına oturur, seni izlerdi." Birkaç adım atıp karşıma geldi, başını kaldırdı ve gülümsedi tekrar. "Bunu iki kez yaptı sadece, çünkü sesi yok diye onu sevmezsin sandı." Saçıma ellerini uzatıp yavaşça okşadığında dudaklarını büktü. "O, insanlar beni sesim olmadığı için sevmez, onlar gibi değilim diye diye büyüdü, Mai."

Saçımdaki elleri titredi, "bu dünyada yüzbinlerce farklı insan var, sırf farklı diye yargılanmaktan korkan o kadar çok insan var ki..." Kafasını iki yanına salladı. "Yönelimi farklı olan insanları gözünü kırpmadan öldürecek o kadar çok birbirinin aynısı insan var ki..." Derin bir nefes aldı. "Siyah farklıydı, ben de. Farklılardan aynı olmadığı için nefret ederler, bundan korktu Siyah." Geriye doğru bir adım atıp arkasını bana döndü. "Sen onu sevmezsin diye korkmuştu, ama yanıldı. Farklıysan ya sevilirsin, ya da taşlanırsın. Sen onu sevdin, teşekkür ederim."

Kapının koluna elini koyup omzunun üzerinden bana baktı, "Doğum gününmüş bugün," dedi, kapıyı açtığında hastane koridorundaki ışık odaya dağıldı. "İyiki doğdun, çok büyük değil ama seni gülümsetecek bir hediye aldım sana."

Açtığı kapıyı örtmeden odadan çıktı. Birkaç saniye boyunca koridordan yükselen çığlık seslerini dinledim. Doğum günüm hangi gündü bunu bile hatırlamıyordum, ama öldüğüm gün ezberimdeydi. Ölü bir kadın kaç kere doğabilirdi?

Koridordan yükselen çığlıklar her geçen saniye daha da artarken açık kapıdan odaya giren ışığın önüne gölge düştü ve o anda çığlıklar sustu.

Yattığım yerde doğrulup ayağa kalkmak için yatağa ellerimi dayadım, bacaklarım yere değdiğinde duvardan destek alarak ayağa kalktım ve serumun takılı olduğu demirden yardım alıp yürümeye başladım.

"İnanamıyorum!" diyerek çığlık atan bir kızın sesine kim olduğunu bilmediğim birçok kişinin çığlığı da eşlik etti, sonra odaya düşen ışığın önünü birinin gölgesi kapattı.

Olduğum yerde bir adım atamadan beklemeye başladım, Kadir'in tok sesini duyduğumda kapı hızla örtüldü.

Başını önüne eğmiş bir biçimde duruyordu, tam karşımdaydı. Siyah deri ceketinin yakasına boynunu saklamıştı, burnunun ucu kızarıktı ve dağınık saçları ıslaktı.

Siyah.

Benim sevgilim.

Oydu işte, tam karşımdaydı.

"Ne?" Anlamsız bakışlarla onu izlemeye devam ettim, birkaç dakika boyunca öyle bekledi ve en sonunda başını kaldırıp bana baktı. Siyah gözlerinin etrafı kanlıydı, dudakları çatlamıştı, göz altları mosmordu. "Hayır," Sıkı sıkıya tuttuğum demir bile artık beni taşıyamıyordu. "Nasıl?"

"Siy-" Konuşmaya devam edemedim, olduğum yerde dizlerimin üzerine düştüm. Tuttuğum demir de yüksek bir ses çıkartarak yere düştüğünde bu gördüklerimin gerçek olup olmadığını bilmiyordum.

Hızlı adımlarla yanıma gelip benim gibi yere dizlerini dayadı, uzun bir süre yüzümü izledi. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımda ellerini dizlerime koydu, o gerçekti. "Yaşıyorsun," dedim, nefes alma ihtiyacıyla başımı yukarı kaldırdım. "Siyah...Nasıl? Sevgilim."

Bir anda dudakları dudaklarıma sertçe örtüldü ve gözlerinden düşen damlalar yanağıma değerken ellerini yanaklarıma koyup sırtüstü uzanmamı sağladı, sımsıkı kapattığı gözlerinden her saniye yeni bir gözyaşı yüzüme düşüyordu.

Alt dudağımı dişleri arasına alıp kendine çektiğinde acıyla inledi, yanağımdaki ellerinden birini belime koydu. İkimiz de yerdeydik, o gerçekti.

Diğer eli boynumda gezindi, istemeyerek de olsa dudaklarını dudaklarımdan ayırıp boynumdan sertçe öptü ve kokumu içine çekti, kafasını boynumdan çekmeden dakikalarca nefeslendi.

Ellerim ense bitimindeki saçlarındaydı, gözlerimi yavaşça açıp karanlık tavana baktığımda gülümsedim. Siyah yaşıyordu, o gerçekti.

Bir süre sonra başını boyun girintimden çıkartıp gözlerime baktı, kafasını çaresizlikle iki yanına salladı ve gülümsedi. Ellerini yanaklarıma koydu yine, burnumun ucundan öptü. Baş parmağını dudaklarımın üzerinde gezdirdi, birkaç saniyenin ardından bu sefer daha sert bir şekilde öptü beni.

Bir eli ceketinin cebine gittiğinde başını eğip kalbimden öptü bu sefer de, uzun bir süre dudakları kalbimde kalırken cebinden çıkardığı kanlı bir kâğıdı bana gösterdi. Birkaç saniye sonra kalbimden uzaklaşıp katlanmış kâğıdı izledi, uzandığımız zeminden yavaşça kalkıp oturur hâle geldiğinde beni de kucağına çekti ve kâğıdı okumam için bana uzattı.

Kâğıdı titreyen ellerimin arasına aldığımda onun sessizliğini çok özlediğimi yeni fark ediyordum. İkiye katlanmış kâğıdı zorlukla açtım, Siyah okumadan hemen önce alnımdan hafifçe öptü ve bekledi.

Ellerimin arasındaki kâğıtta yazanı sessizce okumaya başladım.

"Sustuklarımdan anladın beni, teşekkür ederim. Sevgilim, iyiki...İyiki doğdun. Lahmacuncuya bir saat sonraya randevu aldım, hazırlan. Yarın geceye de Duman konserine en önden iki biletimiz var. Seni seviyorum."

-Siyah, senin sevgilin.

MUTSUZ SON YAPMAK İÇİN ÖLÜYORDUM AMA OLMADI MUTLU MUSUNUZ HA SÖYLEYİN BANA MUTLU MUSUNUZ????

Ne hissediyorsunuz? Ben çok fena mutlu hissediyorum, gülümsemeden duramıyorum.

Yeni bir bombaya daha hazır mısınız?

BEST NOODLE OF FİNAL OLMAYACAK, 60'A KADAR YOLUMUZ VAR!

Bu kadardı,  Wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın!

Instagram: mellikegvnc
Twitter: mellikegvnc
Wattpad: melikegvnc

Seguir leyendo

También te gustarán

356K 21K 21
Falcı numarası yerine Rus Mafyasına yazmak hayatın bana oynadığı bir oyun muydu? Belki de aşkın tatlı olmayan bir tesadüfüydü... Mafya Bey; Küçük bi...
467K 21.8K 48
Hiç beklemediği bir anda baba olan Bora Bey ve hiç beklemediği bir anda iş sahibi olan Sevgili Bakıcı Yasemin.. ** Gözlerimi ağlama sesiyle açtım. G...
30.4K 8.1K 23
Üst komşularını kendilerine ayarlamaya çalışan en yakın arkadaşların operasyonu. !Texting!
813K 52.2K 18
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri...