Hastaneden çıkalı 2 gün olmuştu. Jimin'in aramalarına ve diğerlerine karşı hiçbir şey yapmamış kendimi eve kapatmıştım.
Bu olanlar karşısında kimse anlam veremezken olayı öğrendiğimi bilmiyorlardı tabi.
Bu 2 gün boyunca çokça düşünmüştüm ne yapacağımı. Ve sonunda karar kılabilmiştim.
Vien:
Beni nasıl bir oyuna dahil
Ettiğini öğrendim. Tamda senden
Beklendiği gibi. Ama biliyor musun
Üzülmedim. Çünkü bende seninle
Oynadım. Sana aşık olduğumu
Düşünmemişsindir umarım:)
(Görüldü)
Yazıyor...
(Jimin kişisini engellediniz)
Ona yalan söylemiştim ama aşık olduğumu bilmeye hakkı yoktu. Onun gözünde iyice aciz duruma düşmek istemiyordum.
Vien:
Jungkook sana atacağım
konuma
Tek gelebilir misin?
Jungkook:
Vien Tanrı aşkına
Kaç gündür neden telefona
Bakmıyorsun.
Jungkook:
Jimin hyung deliye döndü
Vien:
Buluşunca her şeyi
anlatıcam
Vien:
Yardımına ihtiyacım var
Jungkook:
Tamam konumu at
geliyorum
...
Vn: Hemen hayır deme lütfen.
Jk: Vien bunu benden nasıl istersin? Kardeşimi nasıl kandırayım?
Vn: Jungkook sadece 2 gün sürecek. Ya o beni kandırırken güzeldi de ben aynı şeyi yapmak isteyince mi kötü oldu?
Jk: Ben oyunlarına dahil olmamıştım Vien.
Vn: Siah? Ondan kurtulmak istemez misin?
Jk: Nasıl olacak o?
Vn: Bu oyun sayesinde senin hala onu sevmediğini onu beklemediğini anlayacak.
Jk: Yalnızca 2 gün Vien. Sonra her şeyi Jimin'e açıklıycaz.
Kafamı hızla sallayıp onu onayladım.
Vn: O zaman sevgilini arkadaşlarının yanına götür.
Elimi uzattığımda tereddütle bakmıştı.
Jk: İçimden bir ses bu oyunun sonu hiç iyiye gitmeyecek diyor.
Vn: Hadi ama Jungkook. Jimin eminim buna takılmayacaktır. Ayrıca sadece iki gün sürdürücez. En fazla ne olabilir ki.
Başını belli belirsiz sallayıp elimi tuttu
■■■
Hw: NEE?!!!
Jn: Siz ne saçmalıyorsunuz?!!
Th: Lan amına koduğumun Jungkook'u. İnsan kardeşine böyle şerefsizlik yapar mı??
Hs: Öhö öhöm
Yg: Sıç amına koyayım. Suladın her yeri. Düzgün iç şu suyu!!
Nm: Cidden ne saçmalıyorsunuz siz? Jimin ne durumda haberiniz var mı?
Jungkook tereddütlü bakışlarını bana çevirdiğinde güven verircesine elini sıktım.
Mn: Şunlara bakın bir de el ele tutuşuyorlar ya çıldırıcam!!
Ae: Arkadaşlar bir sakin olun. Sizde gelin oturun şuraya düzgünce anlatın.
Jungkook'un elinden çekiştirerek koltuğa oturdum.
Vn: Anlatacak bir şey yok Aesook. Jimin bana nasıl oyun oynadıysa bende onu kullandım.
Hs: Nasıl yani? Sen Jungkook'a aşıktın ve onu kıskandırmak için Jimin'i mi kullandın yani?
Vn: Aynen tamda öyle Hoseok.
Nm: Sen bir şey demeyecek misin Jungkook?
Jk: Şey.. Ben.. Aslında siz yeni sayfa aç falan deyince o aralar şey olmuştu.
Th: Lan gerizekalı sikik beyinli. Başka kız mı kalmadı da Vien'i seçtin.
Vn: Taehyung ben burada yanlış bir şey göremiyorum. Siz benim üzerimden iddiaya girmişsiniz bende Jimin'i kıskandırmak için kullanmıştım. Yani çıkar üzerine kurulmuş bir ilişkiydi.
Yg: Jimin bunu öğrenmemeli
Jm: Neyi öğrenmeyecek mişim?
Kapıdan giren bedenle oraya döndüğümde gözlerimiz kesişmişti.
Neden bu kadar çökmüş gibi görünüyordu.
Bir anda gülümseyip koşarak yanıma gelip bana sarıldı.
Jm: Biliyordum. Beni bırakmıyacağını biliyordum aşkım. Ben çok özür dilerim. Böyle bir aptallık yaptığım için çok özür dilerim. Beni affettiğin için teşekkür ederim bebeğim.
Saçlarımı öpmeye başladığında onu tek elimle itip soğukluğumu korudum.
Vn: Buraya seni affettiğimi söylemek için gelmedim.
Jm: Ya ne için gel-
Gözleri Jungkook'la birleşen ellerimize gittiğinde o hayal kırıklığını görebilmiştim.
Jm: S-sen.. Na-nasıl?
Gözünden yaş düştüğünde şaşırmıştım. Acaba hala kazanmak için mi oynuyordu?
Vn: Arkadaşların sana detaylı bir şekilde anlatır.
Ayağa kalkıp Jungkook'u da kaldırdım.
Jungkook'un şuanda ne kadar pişman olduğunu anlayabiliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu.
Tam kapıdan çıkacakken karşılaştığımız bedenle bir taşla iki kuş misali olmuştu.
Sh: Geçen gün partiye gelmeyince merak edip gel-
Onunda bakışları ellerimize indiğinde sözü kesilmişti.
Sh: Aa tebrik ederim Jungkook. Sevgilin olduğunu bilmiyordum.
Ne kadar neşeli bir şekilde söylemeye çalışsada ses tonundan bozulduğunu anlayabiliyordum.
Vn: Teşekkür ederiz ve iyi günler.
Sonunda apartmandan çıktığımızda derin bir nefes verdim.
Vn: Beklediğimden daha iyiydi.
Vn: Jungkook?
Donuk bakışılarıyla karşıya bakan Jungkook'u sarstım.
Jk: Ha?
Vn: İyi misin sen?
Jk: E-evet çok iyiyim.
Vn: Güzel o zaman yarın tekrar devam ederiz.
Jm: VİEN!!!
Arkadan gelen sesle oraya doğru döndüm. Koşarak gelen Jimin'e karşı gözlerimi
devirmeden edememiştim.
Bir anda dizlerinin üstüne çökünce şaşırıp kaldırmaya çalıştım.
Vn: Ne yapıyorsun Jimin?! Kalksana herkes bize bakıyor!!
Jm: Ben çok pişmanım. Sana aşık olduktan sonra vazgeçtim zaten. Gerçekten böyle olsun istemezdim. Ben seni çok seviyorum Vien. Lütfen beni bırakma.
Vn: Anlamıyorsun galiba. Seni kullandım diyorum. Ben Jungkook'u seviyorum.
Jm: Hayır sevmiyorsun. Bana yalan söylüyorsun.
Vn: Hayır Jimin sen sadece neye inanmak istiyorsan ona inanıyorsun.
Jm: Hayır hayır. Sen beni seviyorsun. Bende seni seviyorum. Hem Jungkook bana böyle bir şey yapmaz.
Jungkook'u konuşması için dürttüğümde sonunda ağzını açabilmişti.
Jk: Üzgünüm Jimin bende böyle olsun istemezdim.
Jm: Ben inanmıyorum. Siz nasıl? Bana ihanet ettiniz.
Gülmüştüm ama sinirden.
Vn: Hayır gerizekalı bir bakımdan 'win win' olarak düşünebilirsin. Sen iddianı kazandın bende Jungkook'u kazandım.
Jm: Ben bir şeyi kazanmak istemiyorum ben seni istiyorum.
Vn: Hayal dünyandan çıkmalı ve evine gitmelisin Jimin.
Tam gidecekken kolumdan tutmuştu. Ve patlamama az kalmıştı.
Jm: Eğer şimdi gidersen geri dönüşü olmaz Vien. Burada eski Jimin ölür. Ve geri dönmek istediğinde o Jimin'i bir daha bulamazsın.
Vn: Pişman olmayacağım için sorun yok tatlım.
Kolunu patpatlayıp devam ettim.
Vn: O yüzden keyfine bak.
Tekrar Jungkook'un elinden tutup yola devam ettim.
...
Susmayan telefonuma artık küfür etmeyi kesip tam fırlatacakken elimin değmesi sonucu açılmıştı.
Mn: Sonunda Vien!!
Arayan Minji miymiş?
Kulağıma götürüp konuştum.
Vn: Noldu Minji? Yine aynı konularsa be-
Mn: Hayır Vien. Abim...
Yerimden aniden kalktım.
Vn: Noldu Jimin'e? İyi mi? Konuşsana Minji!!
Mn: O... O gitti..
Vn: NE?! Nasıl? Nereye gitti?!
Mn: Bilmiyorum... Not bırakmış ben gidiyorum kendine iyi bak diye.
Vn: Tamam sakin ol. Aradın mı?
Mn: Hat kapanmış
Vn: Tamam o halde gidebileceği yerlere bakalım.
Mn: Baktık. Namjoon oppa yurtdışı giriş çıkış kayıtlarına baktı ama yok. Sanırım arabasıyla gitmiş.
Vn: Lanet olsun Minji!! Neden yalnız bıraktınız ki?!
Mn: Sence suç bizde mi Vien. Onu kandıran sendin?
Vn: Ben onu kandırmamıştım. Jungkook'la küçük bir oyun oynamıştık sadece.
Cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp dışarıya çıktım.
Belki bir umut gitmemiştir.. Beni bırakıp gitmemiştir.. Beni bir kez daha kandırmak istemiştir belki...
Karanlık bomboş sokakta koşarken sadece gitmemesini umuyordum.
Beni böyle bırakmamalıydı.. Bu hikayeden kaçarak gitmemeliydi...
Bu hikayenin sonu mutlu sonla bitmeliydi...
Vn: SENİ HER ŞEYE RAĞMEN SEVİYORUM PARK JİMİN!!!
Yankılanan sesime karşın hiçbir cevap yoktu.
Jimin yoktu.. Ben yoktum.. Duygularım yoktu...
~SON~
Final olarak nasıl buldunuz. Umarım güzel bitirebilmişimdir.
Öncedende dediğim gibi kitabı iki kitap şeklinde yapıcam.
Kötü son isteyenler ilk kitapta kalabilir. İkinci kitaba ise mutlu son isteyenler başlayabilir.
Ama bana kalırsa ikisinide okumalısınız.
İkinci kitabı büyük ihtimalle Moonlight kitabını final yaptırıp başlarım.
Neyse aşklarım fazla uzatmayayım. Bir kitabın daha sonuna geldik. İyisiyle kötüsüyle. Sizi diğer kitablarıma da bekliyorum.
Final bölümüne özel artık yorumlarınızı biraz arttırırsınız. Ve Oy vermeyi de unutmayın canlarım..
Kendinize iyi bakın hoşça kalın dostlarım...❤