MAVİ PAPATYA

Galing kay endoplazminikbikulum

18.6K 1.6K 901

Ship Serisi 2 |Yaranı kapatabilirim ama onu senden alamam, özür dilerim. ||Gök gürültüsünü çok severim. Belki... Higit pa

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm- Part 1
19. Bölüm- Part 2
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm

17. Bölüm

393 52 26
Galing kay endoplazminikbikulum

Sevgiyle kalın.

17. Bölüm: İçindeki Sen

Elimdeki hırkayı Deniz'in omuzlarına bıraktım. İrkilerek bana baktığında gülümsedim. "Benim, korkma."

Bir şey demeden önüne dönerken yanına oturdum. Bu intihar olayı onu etkilemişti. Sanki ölüm haberi almış gibi perişan olmuştu. Dün hiç konuşmadan odasına çıkıp bugün de akşam yemeğine kadar eve gelmemişti. Bizde Kürşat gelince Kars'ı dolaşmış fotoğraf çekinmiştik tüm gün.

"Deniz iyi misin?"

Bakışları saniyelik bana kaymıştı. Bir şey demeden kayarak yere uzandı. Başını dizime bırakıp soluklandı. "İyi değilim." Elimle yüzünü kapatıp ofladı. Bir süre sessizce öyle durduktan sonra ellerini gözünden çekip bana baktı. "Kendimi tuhaf hissediyorum."

"Neden?"

"Cemre ben seni çok bekledim. Şimdi sen bana gelmeye hazırlanıyorken en ufak bir engel olsun dahi istemiyorum."

"Aman. Engeller her zaman olacak. Önemli olan nasıl atlattığımız. Sen her engelde bu halde olacaksan işimiz zor." Dedim onu rahatlatmak için. "Engelleri düşünerek kendin çözmeye çalışıyorsun. Bana izin ver sana yardım edeyim."

"Eder misin?" Gözlerime baktığında onayladım. Bana minnet dolu gözlerle bakarken gülümsedim.

"Ben buraya senin geldim Deniz."

"Hoşgeldin." Dedi gülümseyerek.

Hoş buldum gece gözlü adam.

"Sana iyi gelecek şey bende." Ceketimin cebinden ikimiz için getirdiğim kulaklığı çıkartıp önünde salladım. "Hadi bir şarkı aç dinleyelim."

Kalkmadan cebinden telefonu çıkarıp liselerinden bir şarkı seçti. Kulaklığı takıp birini bana uzattı. Kulaklığı kuşağıma taktım. Cem Adrian'ın sesi kulaklarıma dolarken bakışlarımı Deniz'in gözüne sabitledim.

"Güneş doğar, güneş batar
Biz uyuruz, uyanırız
Bazen düşer, bazen ağlar
Yine kalkar, gülümseriz"

Kulaklığı kulağımdan çıkardım. Denizde be olduğunu anlamayıp şarkıyı durdu. "Sen devam etsene."

Bir şey demeden gözlerini kapattı.

"Bu yollar hep sana çıkar
Kalbim yine seni bulur
İçimdeki berrak nehir
Sana akar, sana durur"

Denizde bana bakıp mırıldanıyordu.

"Dokununca beyaz elin
Karanlığı boyar rengin
Açılınca kirpiklerin
Ah kirpiklerin"

Ve ezbere bildiğim şarkıya eşlik ettim. Sesimle şarkıyı bölmek istemezdim ama dayanamamıştım.

"Bir geceyi böler sesin
Kalbimde kıymetli izin
Hayat senin bir nefesin"

Gözlerini araladı. Bu mısraları benden dinledikten sonra gözlerini gözlerime sabitledi.

"Al beni, koy kalbine
Sakla orada, kimseye verme"

Ve bitirmiştik şarkıyı. Anlamlar aramayarak sadece sözlerini söylemiştik.

Daha fazla konuşmadık. Deniz'den ayrılıp yol bildiğim için odama yürüdüm.

*

Deniz kum torbasına bir kez daha vurdu. Siniri asla geçmiyordu. Habersiz bir şekilde bir kıza ümit vermiş üstelik az daha ölümüne sebep olacaktı. Üzülmemiş aksine sinirlenmişti. Hayata, kaderine, coğrafyasına ama en çok babasına.

Cemrenin derdine ortak olmak istemesi azda olsa Denizi rahatlatmıştı. Bu kızı ilk gördüğünde anlamıştı zaten dertlerine ortak olacağını.

Masanın üzerine bıraktığı telefonun ekranı açılınca eldivenlerini çıkarıp telefonunu eline aldı. Saat gece yarısına gelmek üzereydi. Cemre'nin uyumadığını ümit edip hızla duşa girdi. Ter kokusundan kurtulması gerekiyordu. Duştan sonra üzerine bir şeyler giyip aşağı indi. Cemre'nin odasını bulduğunda kapıyı çaldı. Gir komutuyla girdi.

"Merve?" Dedi Deniz şaşırarak.

"Sana da merhaba enişte." dedi Merve bıkkınca. "Bende seni gördüğüme sevindim."

"Napıyorsun burada?"

"Asıl sen ne yapıyorsun bu saatte burada?" Deniz cevap vermek yerine gözleriyle yatan Cemreyi gösterdi. Merve gülüp elindeki çantayı kenara bıraktı. "Biraz kapıda konuşalım mı?"

Deniz kapıya çıkarken Merve onu takip etti. Yavaşça kapıyı kapatıp Denize döndü.

"Kahve?" Dedi Deniz Merve'ye. Merve onaylayınca birlikte avluya inip çardağa oturdular. Yardımcı kadın ikisinede kahve getirdi. "Dinliyorum."

"Dışarıdan hiçbir şeyi umursamayan her olayı şakaya vuran biri gibi duruyorum değil mi?" Dedi Merve. Karşıdan onay gelince devam etti. "Bu hayatta önemsediğin tek şey sevdiklerimdir. Önce ailem sonra arkadaşlarım."

"Cemre gibi." Dedi Deniz. Bu konuda çok benziyorlardı. Sadece ikisi de değil. Berke ve Kürşat'da aynı fikirdeydi.

"Cemreyle kaderimizde benzer. Kuzenim ve sevgilim tarafından ihanete uğradım. Benim yanımda sadece onlar vardı. Ama ben Cemre'nin aynı durumda yanında olamadım. Kendi derdime düştüm." Deniz dikkatle dinledi. "Ben saf salak bir kız değilim. Cemre'ye farklı bakıyorsun. Bu bir oyun yada anlaşma değil. Sevgin gözlerinden okunuyor. O yüzden bana her şeyi en baştan anlatıyorsun ki sana yardım edeyim." Deniz her şeyi en başından Merve'ye anlattı. Merve büyük bir şokla olan biteni dinledi. "Vay be! Helal oldun sana enişte, aşkının peşinden gitmişsin. Cemoş biliyor mu?"

"Söyledim." Dedi Deniz sakince.

"Tamam o zaman. Son olarak sevgine dayanarak senden bir şey rica edicem Deniz. Cemre'ye ihanet etme olur mu? Olurda gönlün başkasına kayarsa ayrıl ondan."

"Böyle bir ihtimal yok Merve. Belki fazla olacak ama bende senden bana güvenmeni istiyorum. Birde bana yardım edersin belki kalbini kazanırım." Dedi.

Merve gülümsedi. "Olur olur, baldızın bu günler için var." Kahvesinden son yudumu alıp kapattı. "Ben üzerime bir şey alıp geleyim. Sonra sana taktik falan veririm." Merve sohbetin en güzel tarafını duyunca koşar adım odasına gitti. Deniz Merve'ye gülerek bakarken arkasına yaslandı. Deli dolu bir kızdı.

Avlunun dış kapısı açılınca Deniz bakışlarını oraya yöneltti. Behzat sakin adımlarla içeri girip kuzeninin karşısına oturdu. "Selamın aleyküm."

"Aleyküm selam amcaoğlu." Dedi Deniz oturması için karşısını gösterirken. "Meran Erzurum'da oturuyor?" Dedi sorarcasına.

"Dolandım biraz."

"Eve niye gitmedin?"

Behzat ayaklandı. "İstersen gideyim. Ne bu sorgu sual?"

"Yok oğlum otur. Alınganlık etme."

"Ne bu?" Behzat geri otururken masadaki kahve fincanını fark etti.

"Lan kız daha yeni kapattı." Dedi Deniz onu durduramayarak.

"Yengenin?" Dedi Behzat geri bırakırken. "Soğumuştu zaten."

"Merve'nin." Behzat fincana bir kaç saniye daha baktıktan sonra geri açtı. Anlıyormuş gibi içini inceledikten sonra cebinden anahtarlığını çıkarıp ince ucuyla kalp çizdi. "Ne yapıyorsun?"

"Hiç." Dedi omuz silkip. Deniz onaylamaz bakışlarını kuzenine yolladı.

"Geldim." Merve yüzünde gülümsemeyle içeri girdi. Behzata hiç bakmadan Deniz'in yanına oturdu. "Nerede kalmıştık?"

Deniz Behzatın ondan ayrılmayan gözlerine bakıp öksürerek Merve'ye döndü. "Bana yardım edecektin."

Merve birkaç saniye düşündü. "Cemre birinin onu düşünmesinden çok hoşlanır. Yani öyle çiçek falan almak değil. En basiti; üşüdüğünde üstündeki ceketi verebilirsin, arabaya binerken kapısını açabilirsin, yemek masasına otururken sandalyesini çekebilirsin, üstünde etek varken eğilip bağıcığını bağlayabilirsin, kolyesini takmasına yardımcı olabilirsin."

"Bu mu yani? Yalan dolan bunlar. Kadınlar gösterişten hoşlanır." Dedi Behzat gülerek. "Lüks bir restoranda yemeğe çıkar birde pahalı bir hediye al. Gör bakalım nasıl etkileniyor."

"Senin adına üzüldüm." Merve Behzat'a dönüp aşağılayıcısı bir bakış attı. "Hep paran için sevilmişsin. Oysa biz kadınlar sevmek için nedenler aramayız. Demekki sadece paran için sevilecek birisin." Kadınlar kelimesine vurgu yapıp Denize döndü.

Deniz gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış ikisine bakıyordu. Behzatın kaş çatmasıyla
öksürüp kendine geldi. "İyi de bunları zaten farkında olmadan yapıyorum. Bana daha somut bir şeyler lazım."

Merve biraz düşündü. "O zaman önce sevgili olmanız için engelleri kaldıralım." Aklına gelen fikirle elini şıklattı. "İki engelin var. Biri kolay önce ondan başlayalım."

"Neymiş o?"

"Yarın şu intihar eden kızın yanına gidin."

"Neden?"

"Çünkü cemre kimsenin mutsuzluğu üzerine mutluluk kurmaz. Bende senin aklında soru işareti kalmaz." Deniz onaylayınca sağ elinin işaret ve orta parmağını kaldırıp iki yaptı. "Diğeri ise Banu teyzemler."

"Ailesi." Dedi Deniz.

"Aynen öyle. Ama bu bekleyebilir. En azından cemre sana aşık olana kadar." Geriye yaslanıp ayak ayak üstüne attı. "Orasıda sana kalmış enişteciğim."

"Bu yolda benimlesin değil mi?" Dedi Deniz tek kaşını kaldırıp.

"Ortadayım ben." Dedi Merve dürüstlükle. "Cemre yaralarını hatırladıkça sana aşık olmamak için her şeyi yapacak. Sen ise yaralarını sarmam için onu kendine aşık etmeye çalışacaksın." Dedi Merve konuyu özetlerken. "İyi olan kazansın."

*

Derin bir nefes alıp önümdeki kapıyı araladım. Koşa olan koridoru geçip yatağa ulaştım. "Geçmiş olsun Şilan." Dedim bana bakan kadına. Moraran göz altları yorgunluğunu anlatıyordu. "Girebilir miyim?"

"Sen kimsin?" Dedi yanındaki annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın.

"Ben Cemre." Dedim tüm neşemle. "Acaba bize müsade eder misiniz?"

Kadın anlamayarak Şilan'a baktı. Şilan onaylayınca kadın çıktı. Kadının boşalttığı sandalyeye oturup elimdeki çiçeği sehpaya bıraktım. "Ne istiyorsun benden?"

"Ben Deniz'in sevgilisiyim Şilan."

"Sevindiğini söylemeye mi geldin!" Dedi sinirle.

"Beni yanlış anladım sanırım. Ben seninle konuşmaya geldim. İnan hastanede olduğunu duyunca çok üzüldüm. Doktorlarla konuştum, Allah'a şükür iyiymişsin."

"Dalga mı geçiyorsun!" Sürekli bana bağırması sinirimi bozmaya başlamıştı. İletişim kuramıyorum.

"Şilan biraz sakin olur musun?" Dedim biraz sesimi yükselterek. "Sadece konuşmak istiyorum."

"Nişanlımı nasıl ayarttığını mı anlatacaksın?" Duyduğum şeyle gözlerim açıldı. Ayartmak mı?

Sakin ol Cemre.

"Bak Şilan, biz Denizle çok küçük yaştan beri tanışıyoruz. Öyle senin sandığın gibi iki günlük bir şey değil. Deniz'in zaten babasının verdiği sözden sonradan haberi oldu. Oda aeninle konuşmak istedi ama yanlış anlaşılır diye-"

"Ya kes! Sen beni salak mı sandın?" Dedi birden. "Baktın parası var ayarttın nişanlımı! Ne yaptın? Ne söyledinde beni bıraktı? Yoksa hamile mi kaldın?"

"Suç bende biliyor musun? Ben sadece sana destek olmak için gelmiştim. Bir kadın olarak hiçbir erkek için hemcinsimi üzmek istemem. Ama sanırım sen bundan anlamıyorsun." Ayağa kalktım. Sinirle elimi sıkarken Allahtan sabır diledim. "Ayrıca nişanlım diye bahsettiğin adam benim sevgilim. Farkında ol diye söylüyorum." Gülümseyerek cevabını beklemeden odadan çıktım. Biraz önce ne yaşamıştım?

Deniz beni görünce oturduğu yerden kalktı. Yanına gitmeden bizim için dışarı çıkan annesinin yanına gittim. "Teyzecim kızınız biraz gergin sanırım, konuşmadık. Gerçekten böyle bir şey olsun asla istemezdim. Duyunca bende Denizde çok üzüldük. Tekrar geçmiş olsun."

"Sizin bir suçunuz yok kızım." Dedi kadın.

Kadına sarılıp vedalaşarak Deniz'in yanına gittim. Birlikte hastaneden çıkıp arabaya yürüdük. "İyi mi?"

"Maşallahı var." Dedim sinirle. "Benim kadar üzülmemiştir."

"Ne?" Dedi Deniz anlamayarak.

Yolcu kapısının önünde durdum. "Boşver Deniz. Hadi eve gidelim." Deniz beni onaylayıp kapıları açtıktan sonra uzanıp benim kapımı da açtı. Ondan beklendiğim bir hareketti. Dudaklarım istemsiz yukarı kıvrılırken koltuğa oturdum. Zaman kaybetmeden oda yanıma oturdu. "Eve gitmesek olur mu?"

"Nereye gidelim?" Dedi gülerek.

"Cellatla tanıştım, Denizle tanıştım, ama Özgürle tam tanışamamıştım."

"Ne farkı var Cemre hepsi benim."

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Cellat olmanı istedikleri kişi, Deniz ise olduğun kişi."

"Ya özgür?"

"O ise sadece benim için olan kişi."

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

396K 36.3K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
65.2K 1.8K 7
5 yıllık sevgilisi tarafından aldatılan park woosol, sevgilisiyle ayarladigi tatile tek gidince ordaki yakisikli karakterimizin dovmesini gormesiyle...
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
883K 70.7K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...