Gel de Sil İzlerini

By Merfck

1.7M 74.7K 4.3K

''Bu ellerden sonra değecek başka bir elin tek amacı bana daha fazla zarar vermek olur. İşte bu yüzden senden... More

Ön Söz ☁ Gelde Sil İzlerini
1. Bölüm ☁ Kimsesiz
2. Bölüm ☁ Ukala Dümbeleği
3. Bölüm ☁ Gözlerin Haddinden Fazla Güzel
4. Bölüm ☁ Küçük
5. Bölüm ☁ Korku
6. Bölüm ☁ Takılmak
7. Bölüm ☁ Uyuşturucu
8. Bölüm ☁ Karanlık
9. Bölüm ☁ Kovalamaca
10. Bölüm ☁ Tutku ve Tehlike
11. Bölüm ☁ Klişe
12. Bölüm ☁ Hırsız
13. Bölüm ☁ Davet
14. Bölüm ☁ Soğuk Deniz Ilık Nefes
15. Bölüm ☁ Islak Bir Sıçan Gibi
16. Bölüm ☁ Yeni Biri
17. Bölüm ☁ Batıkan
18. Bölüm ☁ Karar
19. Bölüm ☁ Hayat Yok Sen Varsın
20. Bölüm ☁ Teselli Öpücüğü
21. Bölüm ☁ Hasret Türküsü
22. Bölüm ☁
23. Bölüm ☁ Sarılmak
24. Bölüm ☁ Gece
25. Bölüm ☁ İçimizde ki Sesler
26. Bölüm ☁ Kendine İyi Bak Güzelim
27. Bölüm ☁ Pişman Olmayacağım
28. Bölüm ☁ Birlikte İlk Gece
29. Bölüm ☁ Saldırı
30. Bölüm ☁ Güzelim
ÖNEMLİ GELİŞME!! (Yayın evi) .dfd.fd ♥
31. Bölüm ☁ Yaralı
32. Bölüm ☁ Ölmeden Önce Alınması Gereken Bir İntikamım Var
34. Bölüm ☁ Oyun Başlasın
35. Bölüm ☁ Tehlike Oyununa Başlangıç
36. Bölüm ☁ Kabus
ÖNEMLİ ☁
37. Bölüm ☁ Yabancı Eller
38. Bölüm ☁ İhale
39. Bölüm ☁ Pişmanlık
40. Bölüm ☁ Teklif
Lutfen 1 dakika!
41. Bölüm ☁ Oyun Bitti Ufaklık
Final Kararı Canolar
42. Bölüm ☁ Uyku Hapı
43. Bölüm ☁ Vurgun
44. Bölüm ☁ Borç
Yeni kitap: SAHRA
45. Bölüm ☁ Oyun Bitti
46. Bölüm ☁ Gitmiş
47. Bölüm ☁
48. Bölüm ☁ Kovalamaca
49. Bölüm ☁ Final
Ö Z E L

33. Bölüm ☁ Bana Aşık Olmana İzin Vermeyeceğim!

26.4K 1.2K 63
By Merfck

''Demek Kuzey Sancaktar gibi biri bile birini sevebiliyormuş. Değer verebiliyormuş. Yıllar geçse bile aklının kuytularında taşıyabiliyormuş o kişiyi. Kalbinde taşıdığı sevgiye sadık kalabiliyormuş. Yıllar sonra bile sevdiğine ihanet etmeden... Kalbini bana bu yüzden mi açmaktan çekiniyordun?'' diye fısıldadığımda dalgın bir şekilde bana baktı ve güldü. Bu tavırları beni gerçekten şaşırtıyordu. Oldukça acılıydı. Buruk bir kalbi vardı. İncinmişti. 

''Düşündüğün gibi bir şey değildi,'' dedi gözlerimin içine bakarken. Sanki gözleri bana bambaşka bir şeyi anlatmak istiyor gibiydi. Oldukça donuktu ama en derinimde hissedebileceğim kadar güzeldi.

''Açıklama yapmak zorunda değilsin,'' dedim tek kaşımı kaldırarak, onun ki gibi olmasına özen gösterdiğim bir şekilde yavaşça gülümsedim. Donuk ifademin üstüne serpiştirdiğim ufak sırıtışın tek bir amacı vardı. Bu konuyu önemsiyormuş gibi görünmek istemiyordum.

''Evet değilim. Seni bir şeylere inandırmak zorunda değilim,'' dediğinde yavaşça gözlerimi kıstım. ''Ama benimle kaldığın sürece bazı şeyleri bilmeye hakkın var. Kör, sağır ve dilsiz bir savaşçıyla işim olmaz. Benim hakkımda fikir sahibi olman gereken konular var. Bazı şeyleri görmemek için, duymamak için direnmeyi bırak. Benimle konuşmaktan da kaçma. Öğrenmen gereken her şeyi benden öğrenmen lazım,'' dediğinde derin bir nefes çektim. Hafifçe titremiştim. İçim ürperiyordu.

''Sen ne istiyorsan onu bileyim, ne bilmemi istemiyorsan gözlerimi kapatayım. Şimdiye kadar hep böyle yapmadın mı? Seninle ilgili bir şeyler öğrenmeyi bırak, bu konu hakkında düşünmemi bile yasakladın. Senin hakkında bir fikir sahibi olmam bile yasak gibiydi. Konu sevdiğin kadın olunca mı bir şeyler bilmeye hakkım olduğunu düşündün. Kuzey... bırak hiçbir şey bilmeyeyim. Ben seninle bu yola hiçbir şey bilmeden çıktım. Önüme neler çıkacağını bilmeden. Kuytulara saklanmış acıları tahmin etmeyi bile kendime yasaklayarak geldim peşinden. Şimdi bana masal anlatma. Bırak yine bilmeyeyim. Sevdiğin ve hala unutamadığın o kadın hakkında hiçbir şey bilmeyeyim. Benim başaramadığım şeyi başaran kadın hakkında hiçbir şey bilmeyeyim. Bilmeyeyim ve yine geleyim peşinden. Gittiğin her yerde olayım. Baktığın her yüzde! Ben senin kalbini açamadım ve emin ol bunu başaran kadın hakkında bir şeyler bilmek istemiyorum. Her zaman ki gibi bilmeye bilmeye yine inanayım sana. Bunu bana çok görme. Bazı şeyleri öğrenipte içimde ki duyguları öldürmene izin veremem. Bana bunu çok görme. Sevdiğim adamın sevdiği kadını anlatırken ki ifadesini görmek istemiyorum. Sana olan duygularım hep böyle kalsın istiyorum,'' dedim ve gözlerime biriken yaşların görüş alanımı, özellikle önümde duran bir çift ela gözü bulanıklaştırmasına aldırmadan devam ettim. ''Yine canımı yaksın. Yine kalbimin üstünde bu yük kalsın. Yine aldığım her nefes ciğerlerime bir hançer gibi saplansın. Sen beni görmemek için direnirken ben yine kendimde ki eksiği düşüneyim. Ben sadece seninle konuşmaktan kaçıyorum. Ya sen? Sen benden kaçıyorsun! Gözlerime baktığında gerçekten görmüyor musun Kuzey? Sana olan sevgimi! Bakışların meydan okusa da gözlerin gözlerimden kaçıyor. Bu derin duyguları anlamaktan kaçıyorsun. Şimdi benim kaçmalarımı eleştirmene izin vermiyorum,'' dediğimde yavaşça bakışları yere düştü. Oldukça ifadesiz görünüyordu.

Dizlerimi yavaşça ellerime koydum ve yüzümü avuçlarımın içine bastırdım. Göz yaşlarım daha yanaklarımdan yuvarlanmadan avucuma düşerken kendimi cırmalamak istiyordum. Saçlarımı yoluklamak istiyordum. Her ne kadar nefesimi tutarak sesimi bastırmaya çalışsam da titrek bir nefes alışımla hafifçe hıçkırmadan edememiştim. Kuzey'in bana yaklaştığını fark etmemle hafifçe oturduğum yerde diğer tarafa dönerek omzumu ondan çekmiştim. Elinin havada kaldığını hissedebiliyordum. Belki de omzumda hissettiğim ağırlık onun boş bakışlarının omzuma sabitlenmiş olacağı ihtimalinden kaynaklanıyordu.

Az önce ondan çektiğim omzum erine ellerini karnımın üzerinde hissetmiştim. Kolları arkamdan önüme doğru dolanırken karnımın üstünden sımsıkı bir şekilde kendine doğru çekti. Sırtımı gövdesine yaslarken tekrar yavaşça nefes aldım. Kafasını omzumun üstüne koyarken yavaşça ensemi öptü. Tekrar yavaşça titredim. Nefes alamıyor olmam ya da aldığım nefesi geri veremiyor olmam ciğerlerim patlayacakmış gibi hissettiriyordu. Diğer öpücüğünün hedefi ise boyun girintim olmuştu. Kafası omzumla boynumun arasında ki boşlukta bir süre durdu. Öne doğru uzanarak çenemin altından öptüğünde göz yaşlarım hala çeneme doğru süzülmeye devam ediyordu. 

Göz yaşlarımdan öpmesi o kadar da duygusal bir harp yaşamama sebep olmamıştı!

Tamam olmuştu!

Bu canımı daha da çok yakmıştı.

Beni önce ağlatıp sonra da dalga geçer gibi göz yaşlarımdan öpmesi çok acı vericiydi!

''Beni dinlemeni istiyorum,'' diye fısıldadı kulağıma. Dudağı kulağıma okşar gibi hareket etmişti. Sanki kullandığı kelimeler bir bir dans ediyordu gözümün önünde.

''Ne istersen onu yapmak zorunda değilim,'' dediğimde daha da sıkı sarıldı.

''Benim yanımda kalacağına söz verdin. Ve istediklerimi yapmak zorundasın!'' dediğinde yavaşça omuz silktim. Bunun çok çocuksu bir hareket olduğunu en az onun kadar farkındaydım ama umurumda bile değildi.

''Sende beni üzmeyeceğine söz vermiştin! İstemediğim şeyler gerçekleşmeyecekti!'' dedim yanaklarımı şişirirken. Yine kendi göz yaşlarımı kendim siliyor, kendi kendimi teselli ediyordum.

''Yüzüme bak,'' dediğinde hiçbir şekilde bunu yapmaya yeltenmediğim için o harekete geçmişti. Zaten onun o kalın kolları arasında kendimi çok fazla ufak hissediyordum. Neredeyse kolları belimin etrafında ikinci bir tur atacakmış kadar sıkı sarılmıştı ve ben Kuzey'le ilk defa böyle bir anın içindeydim.

Beni geniş kanepeye doğru yatırırken hiçbir şekilde engel olamıyordum çünkü aynı şekilde bedenini bana bastırmaya devam ediyordu. Ben kanepede sırt üstü yatarken o kolunun üstünde doğrulmuş ve bana dönmüştü. Benim yüzüm gece lambasından dolayı aydınlıkta kalıyordu ama onun yüzü tam tepemde olduğu için sadece yarısını net görebiliyordum. Diğer taraf karanlıkta kalıyordu.

''Kalkmak istiyorum,'' dediğimde omuzlarımdan bastırarak yattığım yere sabitledi ve diğer kolu yine karnımın üstünden bana sarıldı. Bu kalkmamı engelleyecek bir tavırdı.

''Dinlemeden asla,'' demesiyle en azından gözlerine bakmamak için gözlerimi yumdum. Bana o kadınla geçirdiği zamanları anlatırken yüzünde ki ifadeye şahit olmak istemiyordum. Çünkü biliyordum ki o ifadeyi görürsem bir daha asla unutamayacaktım. Daha önce bir kadının mühür vurabildiği o yüreğibenim açamayışımı unutamazdım! Sessizliğim üzerine devam etmek adına derin bir nefes çekti. ''Hastalığımın yaklaşık 2. yılında falan kalp hastası olduğumun teşhisi koyulmuştu. Resmi olarak. Annemin ısrarları üzerine bezgin bir şekilde bir hastanede tedavi görmeye başladığım zamanlarda tanıştım. Yani yaklaşık 6 yıl öncesi. Adı Yaren'di... O da yaklaşık dokuz yıldır kalp ve böbrek hastasıydı. Çok kötü bir durumdaydı. Aynı zamanda benden yaklaşık on yaş büyüktü,'' dediğinde gözlerimi açmamak için direniyorum. On yaş büyüktü! ''Hastanede yaklaşık bir yıl tedavi gördüm. Her gün onun yanına gidiyordum. Benimle çok güzel bir şekilde konuşuyordu. Sesi oldukça kadifemsiydi. Yumuşak ve ılık. Her zaman beni çok güzel bir hayata inandırmayı başarıyordu. Okuduğumuz kitaplar üzerine saatlerce konuşuyorduk. Felsefe üzerine okumuş bir kadındı ve oldukça donanımlıydı. Daha önce hiçbir kadından o kadar yoğun bir şekilde şefkat görmemiştim. Annemden bile! Belki de ona bu kadar yakın hissetmemin en büyük etkenlerinden biri de buydu!'' dedi ve bir süre sustu. ''Gece uyumadan önce falan onu ve konuştuklarımızı uzun uzun düşünüyordum. Ertesi gün ise tekrar onun yanına gidiyordum. Her bir sözü içimde ki düğümleri tek tek çözüyordu. O zamanlarda aynı böyleydim. Neredeyse hiç konuşmuyordum ve bu onu kızdırıyordu. Bana sitem edip duruyordu. Aylar sonra onun konuşmaları karşılıklı bir iletişim haline geçmişti. Ona olan sevgimi ve saygımı yaşımın da verdiği toylukla farklı yorumlamaya başlamıştım. O bana bir abla gibi yaklaşırken ben ilk defa bir kadının bana böyle içten davranıyor olmasını farklı yorumlamıştım. Gerçekten derin bir sevgi duymaya başlamıştım. Bir gün ona olan sevgimi dile getirdiğimde bana güldü. Beni anlıyordu. Aslında ona aşık olmadığımı farkındaydı. Durumu git gide ağırlaşırken hastaneden çıkamadığı için nişanı hastanede gerçekleşmişti. Bir ay sonra da bir adamla evlenmişti. Adamda ondan dört yaş küçüktü. Zaten sevdikleri için evlenmemişlerdi. Baya bir sonradan öğrendim. Her onu ziyarete gittiğimde içeriden adamın bağırma sesleri geliyordu. Bir süre sonra o adamın içeriye insan sokturmadığını öğrendim. Yaren'in de durumu gitgite ağırlaşıyordu. Adam zaten onunla parası için evlenmiş. Yaren'in akrabaları şehir dışındaydı. Adamda Yaren'in ölen babasının ortağının oğluydu. Yaren komaya girdiğinde aslında kurtulma şansı vardı ama adam fişini çektirdi. Onun kurtulmasına izin vermedi. Yaren'in katili oldu anlayacağın. Bu sayede de onun malının üstüne konmuş oldu. Ondan sonra onu bulmaya çalıştım ama resmen kaçmıştı. Şehiri, ülkeyi bırak kıtayı terk etmişti. Yaren'in ölümünden iki yıl sonrası bazı şeyler benim için yerine oturmuştu. Ona bu kadar yakınlaşmış olmamın tek sebebi annemdi! Ailemden göremediğim sevgiydi. İlk defa bir kadının benimle uzun uzun konuşmuş olmasıydı. Yıllar geçti. Artık ona aslında hiçbir zaman aşık olmadığımı sadece derin bir sevgi beslediğimi anlamıştım. Şöyle düşün. Batıkan'ı sevdiğim gibi mesela. Yanımda olan sayılı kişilerden biri olduğu için! Bir abla nasıl sevilirse öyle sevmiştim onu.'' Sustu. Benden bir cevap bekliyordu.

Bana bu kadar açılmış olması oldukça şaşırtıcıydı. Alnını çenemin üstünde hissettim. Yavaşça gözlerimi açtım. Göz yaşlarım o anlatırken her geçen saniye daha da hızlanmıştı zaten. Kafasını tekrar yavaşça kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Yüzü oldukça hissiz ve donuktu.

''Bu kadar mı?'' diye mırıldandım.

''O gittikten sonra...'' diye söze başladığında yine bu ana şahit olmamak için gözlerimi yumduğumda devam etti. ''Dinle. Gözlerini aç ve gözlerime bak. Lütfen,'' dediğinde zorlukla gözlerimi açtım. ''O gittikten sonra ben yok oldum. Birini sevmenin ne kadar zor olduğunu anladım. Birini kaybetmenin... Hergün yavaş yavaş yok oldum. Ona da kızdım. Ona bu kadar bağlanmama sebep olduğu için, beni bıraktığı için çok kızdım. Kendimi kaybetmiş olmama kızdım. Şimdi sen beni seviyorsun. Görüyorum. Ne yazık ki görüyorum. Ama şimdi senin de aynı şeyleri yaşamanı istemiyorum. Sana sandığından daha çok veriyorum. Arkamda senin her gün bitiyor olmanı istemeyecek kadar çok değer veriyorum. Seninki benim Yaren'e duyduğum gibi bir sevgi değil. Seninki bildiğin aşk! Sen bana aşıksın! Ne yazık ki sen bir ölüye aşıksın! Arkamdan ağlamana dayanamayacak kadar değer veriyorum sana. Beni bu yüzden affet. Hergün böyle ağlayarak bağıra bağıra ''Neden sana aşık olmama izin verdin,'' diye isyan ederken sana yaptığım kötülüğe lanet ederken bana olan derin sevginin kocaman bir nefrete dönüşmesini istemiyorum. O yüzden içinde ki duygu sadece sevgi olarak kalsın. Aşka dönüşmesin. İşte bu yüzden bana aşık olmana asla izin vermeyeceğim. Belki yaptığım her şeyde benimde canım acıyacak ama sırf senin canın acımasın diye asla ama asla buna izin vermeyeceğim. Şu anda bile senin gözlerinde sakladığın cenneti, kalbinde ki o derin sevgiyi deli gibi arzularken sana dokunamıyor olmamın tek sebebi bu,'' dediğinde gözünden akan yaşı görmemle gözlerimi sımsıkı yumdum. Yaren'i anlatırken ağlamamıştı ama o giderse arkasında bırakacağı beni düşünürken ağlamıştı. Beni sandığımdan daha iyi tanıyordu.

''Artık çok geç. İçimdekinin sadece sevgiden ibaret olduğunu mu sanıyorsun. Yer ve göğün arasında kocaman bir sevgi ve her gözlerine baktığımda içimi titreten bir aşk. Eğer beni bu kalpsiz ve acımasız dünyanın içinde alçaklık yaparak bir başıma bırakırsan bağıra bağıra ağlarken söyleyeceğim tek şey ''Neden beni son kez mutlu etmedin? Neden seni güzel hatırlamama izin vermedin? Neden kısacık olsa bile kocaman bir aşkı yaşamama izin vermedin!'' olacak. Her gün sana böyle söverek umutlarımın bir bir kalbimle kalbinin arasına kurduğum köprüden atlamasına izin vereceğim!'' dediğimde başını çenemin altına iyice bastırdı. Ben hıçkıra hıçkıra sesli bir şekilde ağlarken onunda ağladığını  hissedebiliyordum. Tişörtümün açıkta kalan yaka kısmı onun göz yaşlarına ev sahipliği yapıyordu. Belki benim kadar şiddetli değildi ama en az benimki kadar derindi. Belki de ilk ve son kez onu ağlarken görüyordum.

Başını kaldırdı. Gözleri hala nemliydi. 

Hıçkırıklarımı bastırmaya çalışarak ona baktım.

''Bu gece ki her şey bu gece de kalacak. Konuştuklarımız... Bu kanepe de, bu tişörtte,'' dedi ıslanan tişörtümü göstererek. ''Hatta bir süre sonra bu şehirde!'' dediğinde elimi diken diken çıkmaya başlayan kirli sakalının kapladığı yanağının üzerine koydum ve yavaşça baş parmağımla okşayarak kafamı salladım.

''Konuştuklarımızı bu gece beynimden sileceğim ama her kelimen kalbimde, saplandıkları yerde saklanacak,'' dediğimde yanıma uzandı ve beni yavaşça üzerine çekti. Başımı göğsüne koyarken sessizdim. Eli omzumu yavaş yavaş okşarken o da sessizdi. Yavaşça yutkunduğunu hissettim.

''Ve şimdi o adam bu şehirde. Sadece Yaren'in hayatını çaldığı için değil, bir kadının hayatını çaldığı için, bir kadının umutlarını çaldığı için, dünyadan eksilmesi gereken kendi gibi milyon tane pislik varken bir masumun hayatını sadece para için çaldığı için ondan savunmasız bir kadının intikamını almamız lazım. Sen artık az çok içimdekileri biliyorsun. Bu sancılı süreç içinde istediğim tek şey sadece yanımda olman,'' dediğinde zorlukla daha kollarımı beline sardım. Diğer kolu bedenimi bir sarmaşık gibi daha da sararken diğer eli hala omzumu, saçlarımı ve ensemi okşamaya devam ediyordu.

''Seni bilmeden önce de yanındaydım. Her zaman da her şart altında yanında olacağım.''

''İşte bu huzur verici,'' dedi. ''Yanımdasın. Her zaman buradasın,'' derken kafamı daha da göğüsüne bastırdı.

''Buradayım,'' dedim elimi yavaşça ritmini hissedebildiğim kalbinin üstüne koydum. ''İşte buradayım. Her ihtiyaç duyduğunda,'' dedim ve gözlerimi yumdum. Belki de gökyüzünün aydınlanmasına sadece dakikalar kala çektiğim en güzel uyku olacaktı ama burdaydım.

Onun yanındaydım.

''Seni seviyorum,'' dememişti belki ama bana değer verdiğini dile getirmekten ilk defa kaçınmamıştı.

Bu saatten sonra da beni gülle gibi bütün gücüyle uzaklara fırlatsa da ben bumerang gibi ona geri dönecektim. Artık her şey çok daha zordu. Ona kızmam, küsmem, vaz geçmem. Çok daha zordu!

 ☁  B  Ö L Ü M S O N U  ☁ 

Gerçekten şimdiye kadar ki en içime sinen bölüm oldu ve neden bilmiyorum ama yazarken ağladım :') Herhalde benimde içimde bir sürü şey birikmiş. Belki çok acımasızca olacak ama sizinde okurken ağlamanızı hissediyorum çünkü eğer ağlarsanız demek ki sizinle aramda duygusal bir bağ kurmayı başarmısım demektir :D

Ben Kuzey'i ilk defa böyle gördüm. Resmen hayatımın aşkını bulmuşum gibi hissediyorum. Yaptığı her sığırlığın altında değer verdiği kadını üzmemek için bir çabalamanın olması açıkçası beni çok etkiledi. Bu bölümü gerçekten saatlerce uğraşarak yazdım. Hissederek yazdım! Sizinde hissettiklerinizi benimle ve diğer okuyucularla paylaşmanızı istiyorum.

Sınav haftam başlamadan önce yazayım dedim.

Kuzey'in içinde ki o yaralı adamı gördünüz mü?

İnsanın içini titretiyor ♥

Continue Reading

You'll Also Like

506K 19.7K 39
Beyazın siyaha aşık olup koynuna girmesiydi evrenin ilk günahı. Ve gri doğdu hiç kimseye söylemeden, sessizliği kardeş edinerek... Onun gördüğüy...
11.7K 1.8K 25
"Niye bakıyorsun öyle? Güzel buldun galiba. Aldanma sakın. Benim dışım içimdeki çirkefi kapatmak için böyle." Alaycı bir gülüşü yerleşti yüzüne. "Y...
SOLUK BOŞLUĞU By evin

Mystery / Thriller

749 52 6
"Her nefes için olmasa da her gün için bir beden ruhundan ayrılacak... Sen Leyla Alev Alkan, bize o videoyu vermediğin sürece, hayatından hergün bir...
416K 22.2K 69
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...