BTS REACTİON

By yasejoon

243K 3.8K 2.3K

❤️‍🔥 // Cringe değil ancak bu okuyana da bağlı bir düşünce... More

H
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
21.
21.-2
22.
23.
23. -2
24.
25.-1
25.-2
26.
27.
28.
28.-2
29.
30.
30.-2
•AÇIKLAMA•
31.
31.-2
32.
33.
34.
35.
36.
37.
38.

20.

6.6K 95 113
By yasejoon


•İlk Birliktelik•

Pekala, bu konuda iki istek aldım birisi smut birisi soft olmak kaydıyla o yüzden ortaya karışık şekilde yapıyorum umarım beğenirsiniz.

Seokjin

Onunla öpüşmek, tanımlanamayacak kadar farklı ve güzel bir histi. Tarif edemezdin, hislerini dökemezdin ve anlatamazdın. Bu yüzden yalnızca hissetmek ve dahasını istemek dışında bir şey yapamıyordun.

Şimdi yatakta uzanmış ve üstünde o varken dokunduğu her yer ateş gibi yanıyor, vücuduna farklı hisler gönderiyordu.

"Jin," dedin kelimeleri tam anlamıyla dudaklarından dökemezken. Gergin halini anladığında üstünden ağırlığını kaldırarak baktı, yüzüne düşmüş saçları itelerken gülümsemesini sürdürüyordu.

"Tamam, duracağım. Zorladıysam özür dilerim." Başını hızla iki yana sallarken kelimeleri ne kadar hızlı kullanırsan utanmayacağını düşünüyordun.

"Hayır hayır- onun için durdurmadım... Aslında- ben." Jin konuşamamazlığın karşısında bir anlık beklese de senin gözlerini kaçırmanı gördüğünde korkuyla baktı.

"Bir sorun mu var? Zarar mı verdim? İncittim ya da başka bir şey?" Ellerin onun açık gömleğinin kenarlarını buldu, yüzünün neredeyse kızardığında emindin, dudaklarını yalamadan önce aklındaki şüpheleri sildin.

"Hayır Jin. Bana karşı hep nazik, kibar ve sabırlıydın. Bir sorun da yok ayrıca. Sadece-" Derin bir nefes verdin ve kelimeler hızlıca dudaklarından döküldü. "Ben artık hazır olduğumu düşünüyorum Jin."

"Ne için?" dedi vücudunda heyecan gezerken. Bunu senden duymanın onu daha çok rahatlatacağının bilinciyle gözlerinin içine bakarak söylendin. "Birlikte olmaya. Sanırım buna artık hazırım."

Gözlerinin sevinçle bir yıldızdan daha çok parladığına yemin edebilirdin. Elleri heyecanla kendini yatakta kaldırdığında tepeden sana bakmayı sürdürdü.

"Bebeğim, emin misin? Eğer gerçekten değilsen bekleyebiliriz biliyorsun." Başını tekrar iyi yana sallarken kelimeleri kullanmaktan vazgeçerek harekete geçtin.

Dizlerinin üstüne çıkarak dudaklarını onun yumuşak dudaklarına bastırdığında memnuniyetle kabul etti. Elleri hızla belini bularak seni tuttuğunda ve bacakların onun iki yanına ayrıldığında kucağında seni güvende tuttuğundan emin oldu.

Uzun bir öpüşme ikinizi de rahatlattığında seni yavaşça yatağa bıraktı. Elleri vücudunda gezerken hafif nefeslerini işiterek vücudunda geziniyor, her bölgeni kibarca öperek sana zarar vermeyeceğini gösteriyordu.

Yeterince ıslandığından emin olduğunda iç çamaşırlarınızı çıkararak kalınlığını ıslaklığına dayadı. Onun için ne kadar ıslak olduğunu görmek gururunu okşuyordu.

Yine de sormadan edemedi. "Emin misin güzelim? İstersen durabi-"

Ellerini onun boynuna sıkıca doladığında ve bacaklarını daha geniş açtığında inleyerek söylendin. "Jin, lütfen."

Ve kalınlığını yumuşak bir hareketle içine ittiğinde bakışlarını senden asla çekmedi, şehvet dolu gözleri her hareketini sabırsızlıkla izlerken sızlanarak başını boynuna gömdün.

Bir gülümsemesini işittin sessizce. "Seni seviyorum." dedi yumuşak, kibar sesiyle.

Doğru kararı verdiğini biliyordun, hissetmek istediğin tüm güzel duyguları doğru adamla yaptığını sana yeterince kanıtlamıştı.

Yoongi

Her şey bir sinirle başlamıştı. Aranızda oluşan kıskanç aptallık duyguları, birbirinize attığınız sinirli bakışlar, asla bir adım atıp konuşmadığınız sözler günün sonunda dudaklarınızdan bir küfür gibi yayılan agresif öpücükler...

Şimdi seni duvara yaslamış sertçe öperken ve eli bedeninde fütursuzca gezinirken dudaklarını ayırarak derin bir nefes çektin içine. Onun boş durmayan dudakları boynunu bularak birkaç küçük ısırma, morluk ve öpücük bıraktı.

"Yoongi," dedin sızlanarak. "Odana gidelim."

Memnuniyetle kabul etti. Seni kucağından indirmeden odasına girdiğinde yatağına adımladığında ondan hızlı davranarak ayaklarını yere bastırdın ve onu yatağa iterek üstüne çıktın.

Yoongi'nin suratında gördüğün aptal gülümseme hoşuna gitmişti. Dudakları kenara kıvrılmış, dirseklerinin üstünde durarak sana baktığında tekrar yerini alarak kucağına oturdun.

Üzerindeki gömleği çıkartarak göğüslerini ortaya çıkardığında neredeyse küfür ediyordu. Dudakları bir göğüs ucunla oynarken diğeriyle de eli dalga geçiyordu.

Nefesinin kesildiğini hissettin. Onunla kızgınken sevişmenin başka olduğunu biliyordun ama bugün her zamankinden daha farklı olduğunu hissediyordun.

Bütün dakikalar boyunca vücudunun her bölgesine morarmalar, aşk ısırıkları bıraktığında sızlandın. "Yoongi, doldur beni."

Karın kısmında olan dudakları bir anlığına durdu. Doğru duyduğundan emin olmak istiyordu. "Ne?" dedi tekrar duymak için.

"Yoongi, lütfen doldur beni. Seni istiyorum." Kararlı bakışlarını gördüğünde öpücükleri hızlandı. Vücudunun her kısmında olan dudakları tekrar dudaklarını bulduğunda bacaklarının arasında hissettiğin kalınlığa karşı yutkundun.

Yoongi emin olup olmadığını sorduğunda onu onaylayarak devam etmesini istedin. Bacaklarının arasındaki küçük yakıcı his, onun tamamen seni doldurduğunu gösterdiğinde inleyerek belini dikerken seni sıkıca tuttu.

"Çok güzelsin," diye fısıldadı minnet dolu sesiyle. "Sahip olabileceğimden fazla güzelsin."

Hoseok

Hobi, bacaklarının arasında seni yerken belin gerilerek havaya kalktı. Parmak boğumların beyazlamıştı çarşafı tutmaktan ve zevk seni kesinlikle uçuruyordu.

Gözlerini kapatarak dudaklarından bir inilti döktün. "Hoseok," dedin inlemelerin arasından. Gözlerini sana doğru kaldırdığında ve etkileyici bakışları seni bulduğunda sana doğru gelmesi için işaret ettin.

Kıvrımlı beli üzerine uzanarak seni öpmeye başladığında öpücüklerin arasında durdu. "Boşalmak istemiyor musun?" dedi boğuk sesiyle.

Başınla onu onaylarken kelimeleri aradın. "İstiyorum-evet... ama böyle değil."

Anlamsızca baktı birkaç saniye. "Parmaklarımı mı istiyorsun bebeğim?" Başını iki yana sallayarak keskin gözlerini ona diktin.

"Hayır, istediğim şey..." Devam etmedin ama o anladı. Elbette anlayacaktı. Yüzünde kısa bir endişe dalgası geçerken emin olup olmadığını sorguladı.

"Sana güveniyorum Hoseok, bunu seninle tatmak istiyorum." Ona olan güvenine kesinlikle hayran kaldı. Gözlerinde neşe parıltılarını gördüğünde onun gibi gülümsedin.

Kalınlığını duvarlarına sürttüğünde birkaç küçük sızlanma döküldü dudaklarından. Kendini senin içine tamamen iterken elleri sıkıca ellerine kenetlendi.

Alnını seninkine yasladı, önceliği senin rahatlığındı. "Güzelim," diye mırıldandı boğuk sesiyle. Bacaklarını onun beline doladığında ve onu tamamen içinde, duvarlarında hissettiğinde neredeyse ağlıyordun.

"Sorun değil," diye fısıldadı başını boynuna yaslarken. "Çok iyisin, çok güzelsin. Beni çok iyi alıyorsun."

Şımarıklık bedeninde dolanırken sana zarar vermemek için hareketlerine yavaşça devam etti.

Namjoon

Onunla daha önce birlikte olmamak, ikiniz içinde yeterince zordu. Bulduğunuz her anda birbirinize saldırıyor, öpüşmeleriniz uzunca sürüyor, birbirinizi yiyor ve sürtünüyordunuz.

Ve bugün kararını vermiştin. Eğer biriyle birlikte olmak istiyorsan, bu kişi kesinlikle sevgilin olacaktı. Namjoon seni asla zorlamadı, isteklerine ve güvensizliğine saygı duydu.

Şimdi onun kucağında tamamen çıplak şekilde onun boxerına sürtünürken dudaklarının üzerine inledi. Elleri sıkıca belini sarıyor, senin onu daha kolay sürmeni sağlıyordu.

Dudakları boynundan aşağıya göğüslerine doğru inerek birkaç küçük ısırık verdiğinde inleyerek başını geriye attın. Gülümsemesi kulaklarına dolduğunda dişleri göğüs uçlarını yakaladı. "Burası benim için çok sabırsız." diye fısıldadı nefesini göğüs uçlarına üflerken.

Ellerin iç çamaşırının üzerinden onun kalınlığını buldu. "Ve burası da benim için," diye mırıldandın. Birazcık geri çekilerek çamaşırının kenarlarını tutarak çekiştirdiğinde kasıkları, v çizgisi ve senin için çoktan hazır olan kalınlığı ortaya çıktı.

"Namjoon." Gözlerindeki arzuyla sana döndüğünde dizlerinin üstüne çıkarak kalınlığını ovuşturmaya başladın. Zevk suyu ucunu iyice ıslattığında, küçük deliğine onu dayayarak ona baktın.

Ne yapacağını anladığında dudaklarını ısırdı. Soru sormadı, konuşmadı ama güven vermek için elleri belini iyice sıktı. "Bu pozisyon canını yakabilir."

"Sorun değil, alışacağım." Ve kendini onun kalınlığına indirdiğinde dudaklarından büyük bir inleme döküldü. Duvarların onu memnuniyetle kabul ettiğinde, bacakların ani hisle titreyerek durmanı engelledi.

Seni yakaladı, alnını alnına yaslarken dudaklarından küçük küfürler çıktığını duyabiliyordun.

İsmi dudaklarından bir ilah gibi döküldüğünde kendini sertçe sana çarpmamak için zorlandı. "Hareket etmelisin, biraz canın yanacak eğer kötü hissedersen-"

"İyi hissettiriyor, yalnızca beni hareket ettir. Bacaklarım-"

Belindeki tutuşu hareket etmeni sağladığında gözlerindeki arzu karanlık bir hâl almaya başlamıştı. Bunun hayalini kurarak defalarca kez boşaldığında bile, hayallerindeki anın gerçekten seni hissetmenin yanında bile geçmeyeceğini fark etti.

"Sikeyim, harikasın. Seni seviyorum- hayır sana tapıyorum."

Jimin

O her zaman kibardı, sevgili olmadan önce seninle defalarca flört etmiş, onu öpmen için sabırla beklemiş, güven duygusunu vermek için defalarca kez uğraşmıştı. Senden başkasına bakmadığını biliyordun.

Onunla olmak hayatında hissedeceğin en güzel duyguydu. Seni kesinlikle çok fazla seviyordu. Uzun bir turneden sonra senin evine gelmeyi planladığını söylediğinde aklındaki fikir seni utandırdı.

Yine de yapmak istiyordun, isteğin korkunun ve utancının önüne geçti.

Jimin evine gelip uzun bir duş aldığında ve yemek yiyip sohbet ettiğinizde yorgun olduğunu söyleyerek odanıza çıkmayı teklif etti.

Odanda yatağa uzanıp seni yanına çektiğinde gergin vücudun kendini belli ediyordu. "Jagiya bir sorun mu var?"

Başını onun kolları arasından kaldırarak dudaklarını ıslattın. Tırnaklarınla küçük küçük oynarken kısık sesinle konuştun. "Jimin, ben uyumak istemiyorum aslında."

"Oh, pekala. Başka bir şeyler yapmak ister misin? Film izleyebiliriz ya da baş-"

Parmakların onun dudaklarına kapanarak susturdu. Şaşkın bakışları altında sana bakarken hızlıca söyledin.

"Birlikte olmak istiyorum. Bunu uzunca düşündüm ve seninle birlikte olmak istediğime karar verdim. Ben-" Kelimelerini bölen onun parmaklarının arasından çıkardığı küçük kıkırtılardı.

Elleri parmaklarını bularak çekiştirdi ve uzanarak yüzünün önüne düşmüş birkaç saçı itiştirdi. "Çok tatlısın, Tanrım!"

Ve dudakları utangaçca büzdüğün dudaklarını bulduğunda uzun süre üstünden inmedi. Bütün kıyafetlerinizi çıkardığında, yeterince ıslandığından ve zevk aldığından emin olduğunda üzerine tekrardan uzanarak dudaklarına kaçamak bir öpücük kondurdu.

Bacaklarınızın arasındaki parmakları klitorisine son kez birkaç vuruş yaptı ve kalınlığını parmaklarının arasında tuttu. Sevgi dolu bakışları seni bulduğunda omzunun üstüne bir öpücük kondurdu.

Kalınlığını ucuna dayadığında ve kendini tamamen sana ittiğinde sızı birkaç saniyeliğine nefesini kesti. Gözünden düşen birkaç küçük damlayı dudakları ile yakalayıp seni rahatlattığında ellerinle gözlerini kapatmaya çalıştın.

Bunun aksine ellerini tutarak kendi omuzlarına koydu ve boğuk sesiyle mırıldandı. "Tanrım, sen bir lütufsun. Çok tatlısın, çok güzelsin. Senin için her şeyi yapabilirim sevgilim. Seni rahatlatmama izin ver."

Taehyung

O kesinlikle çok ateşliydi. Sana defalarca kez birlikte olmayı teklif etmesine rağmen kararına her zaman saygı duydu. Seni bulduğu her anda öpüyor, dudaklarını yiyor ve vücudunda elleri geziyordu. Uzun parmakları seni talan etmeyi, yok etmeyi seviyordu.

Kendini ona teslim etmeyi karar verdiğinde ona en az onun kadar ateşli gitmek istedin bu yüzden giydiğin iç çamaşırları onun seveceği türdendi. Bacağında siyah bir bacak lastiği vardı, belini saran bir zincir ve göğüslerini tam anlamıyla kapatamayan bir bralet.

Onun eve geldiğinde odada yalnızca oturup telefonuyla oynadığını bildiğin için duşa girmiş ve üstünü giyinerek hazırlanmıştın. Sonunda banyodan çıkmaya cesaret bulduğunu hissettiğin an ellerin kapı kolunu buldu ve indirerek odaya adımladın.

"Oh sonunda duşt-siktir!" Taehyung elindeki telefonu yatağa düşürdüğünde utangaçça ona gülümsemeni izledi. Ellerini arkana koyarak birkaç adımda yatağın kenarına geldin ve onun önünde durdun. Şaşkın bakışları bedenini buldu ve elleri belini beklenmedik bir hızla sardı.

"Sikeyim bebeğim. Çok güzelsin, çok farklısın. Seni tanımlayacak bir kelime bulamıyorum, hayatımda gördüğüm her güzel şey sende toplanmış."

Dudakları karın kısmını bularak birkaç öpücük kondurdu. Zincirlerini hafifçe çekiştirdiğini ve sonunda çıkardığını fark ettiğinde ne yaptığını sordun.

"Bunlara ihtiyacın yok, sen zaten mücevher gibi ışıldıyorsun." Sevimli bakışlarını kaçırdığında seni tek hamlede kucağına çekti. Elleri vücudunun her kıvrımında dolanmaya devam etti.

Bütün geceyi seni rahatlatmak, hazırlamak için kullandı. Bedenin onun arzusuyla, ıslak öpücükleriyle, sert dişleriyle dolduğunda sızlanmaların çoğaldı.

Sonunda içine girdiğinde sandığın kadar acı verici değildi. Minik sızı zevke dönüşmeye başladığında, bacaklarını genişleterek ona daha fazla yer açtın.

Baştan çıkarıcı arzusu seni sahiplendi, dudakları tekrar seni buldu ve kolları iki yanında dururken, ellerini omzuna koyarak ondan güç aldın.


Jungkook

O grubun en küçüğüydü, neredeyse hayatının yüzde yetmiş beşinden fazlasını altı adamla geçirmiş ve bir sevgilisi olmamıştı. Bu yüzden seninle kurduğu her yakınlıkta bile biraz olsun kendini geriye çekerek sana zarar vermekten korkuyor, aranızda birliktelik konusunu asla açmıyordu.

Ama onu istiyordun. Sonunda bu konuyu ona açmaya karar verdiğinde birlikte geniş koltukta yatıyor ve bir film izliyordunuz. "Jungkook," dedin mırıldanarak elin onun omuzlarında dolanırken. Ceylan bakışları sana döndü.

Dudaklarını yalayarak ona baktın. Gözleri dudaklarına kaydığı anda seni öpmek için eğildi. Öpücüğüne uzun bir karşılık verdi. Ellerin onun saçlarına karışmış, onun elleriyse beline dokunarak seni kendine sürtüyordu. Sonunda durmanız gerektiğini düşündüğünde kendini çekti.

"Durma," diye mırıldandın dudaklarını çenesinin altındaki küçük bene değdirirken. Birkaç saniye yüzünü inceledi. Elleri kısa şort pijamanın kenarlarında dolanırken tereddütle sordu.

"Benimle olmak istediğine emin misin?"

Gülümseyerek başını kibarca salladığında beline daha sıkı sarılarak şişkinliğine bastırdı. Dudaklarından çıkan iniltiye karşılık hafifçe güldüğünde koluna vurarak susturdun.

"Odaya gidelim."

"Seninle olduğum sürece nerede ve nasıl olduğunun önemi yok Jungkook. Şimdi istiyorum, yeterince bekledik."

Tek hamlede seni geniş koltuğa yatırdığında kollarını onun omuzlarına dolarken elleri hızla çalışarak altındaki pijamayı, tişörtlerinizi, iç çamaşırlarınızı çıkardı.

Elleri klitorisini bularak bir parmağını içine ittiğinde bir nefes alarak ona bakmayı sürdürdün. Yeterince ıslak olduğuna karar verdi.

Sızlayan ucu damlayan deliğine dayandığımda yumuşakça içine kaydırdı. Gerginliğin ve sıcaklığın onu doldururken ikinizinde dudaklarından derin inlemele dökülüyordu.

"Çok sıkı," diye fısıldadı göğsü inip kalkarken. Dudaklarını ısırarak kendini daha derine ittiğinde toplarının sıkılığına çarptığını hissettin.

Karanlık gözleri kayganlığına ve onu zevkle alışına, duvarlarının sıkılığına baktığında kendini çekerek tekrar itti. Kalınlık seni doldururken boğukça fısıldadı.

"İnanılmaz hissettiriyorsun sevgilim."

\\\\\\\

Umarım beğenmişsinizdir.

Sessizce uzaklaşıyorum buradan.

Continue Reading

You'll Also Like

2.8K 356 23
"kukla olmak istemiyorum. Özgür olmak ve sanatımı yaymak istiyorum" "Peki, bunu bay Bang'a iletirim. Akşama anlaşmamızı fesheder artık."
363K 33.4K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
63.7K 1.4K 34
tumblr çevirileri yetişkin içerik var, rahatsız olacaklar sakince kitaptan çıksın
785K 76.9K 59
''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya...