ÇEVİKÇİ BEY | Tamamlandı

Από ozodlx_

3.2M 182K 32.3K

Güneş: Polis ol, polisle birlikte ol ama asla polislik olma demişler ya Güneş: Halt etmişler Güneş: Tutuklay... Περισσότερα

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
30
31
32
33
34
35
36 - FİNAL 1
37 - FİNAL 2
38 - FİNAL 3
Son | Teşekkür 🇹🇷

29

61.2K 3K 959
Από ozodlx_

İyi bayramlarr🐄🐐🐃🐂🐏🐑

🔫Bu kısıma hangi şehirli olduğunuzu ismini kullanmadan anlatır mısınız? Biraz bilgilenelim.

Me: Leblebi + Dünyanın merkezi

🔫💣Burası da ÖSYM'yi bipleme kısmı. 

Me: O NASIL SINAVDI EYY KAFİR? EYY UTANMAZ, ARLANMAZ, VİCDANSIZ, İNSAFSIZ, VEFASIZ, PUŞTPEREST?

-
Geçiş bölümü tadındaa. İyi okumalar.💖

PROFİLİMDEN ASKERİ TARZDA OLAN Toprak Bekçisi adlı texting ve diğer tümm asker polis kitaplarıma ulaşabilirsiniz. Sen Varsın Diye yeni bir kitaba da başladımmm. ozodlx_

"Dayı iyi misin?"

Güneş dakikalardır asık suratıyla duran dayısını izlemeyi kesip yanına geldiğinde elini omzuna koyarak yanına oturmuştu. Canı oldukça sıkkın görünüyordu ve bu birkaç gündür böyleydi.

"Değilim."

"Neden?" dedi meraklı bir ifadeyle Aykut'un yüzüne bakarken. Dayısının canını bu denli sıkan şey neydi bilmek istiyordu.

"Ben bu mesleğe başlarken canım pahasına, namusum, şerefim üzerine yemin ederek başladım. Buralara gelmek için canımı dişime taktım ve bir gün olsun ne üstlerime karşı geldim ne de altlarımı ezdim." Birkaç saniye duraksayıp devam etti.

"Ama şimdi bir şeyler benim değerlerimle uymuyor. Kaç tane polis intihar etti şu bir hafta da biliyor musun? On tam on kişi Güneş. Birbirinden bağımsız on insan. Ve neden biliyor musun? Üstleri tarafından uygulanan mobbingden dolayı. Birbirinden farklı onlarca sınavdan psikolojik testten geçiyoruz her şeyi bir şekilde geride bırakabiliyoruz ama bizim şerefimizle yapmaya çalıştığımız görevimize namuzsuzluk karışınca işler öyle olmuyor."

Saçlarını karıştırıp sessiz bir küfür mırıldandı. "Üstelik bunu yapan da meslektaşın."

"Bir de polislik gibi kutsal bir mesleği egoları uğruna harcayanlar var. Haberlerde falan denk gelmişsindir belki hiç suçsuz insanları dövenler, baskı uygulayanlar falan. Ve bu şerefsizler yüzünden benim şerefimle yaptığım mesleğime leke sürülüyor."

Dayısının söylediklerini dinlerken kendini onun yerine koyarken buldu. Kimileri bu mesleği insanı yaşatmak için kullanırken kimileri de oturmamış karakterleriyle insanları eziyordu. Ne iğrençlerdi ama.

Aykut yani dayısı babasının izinden gitmişti. Eniştesinin mesleğinden aşkla söz edişi, gittiği yere huzuru götürüp vatan için can alıp can vermeye gönülden razı oluşuydu onu etkileyen.

Bu meslekte en güzeli ise merhametti. Çocuğundan yaşlısına, dil, din, ırk, siyasi ideoloji ayırt etmeksizin herkese merhamet.

Şimdiki zamanla kıyaslandığında dayısına hak vermemek imkansızdı. En başta zihniyet çok tuhaftı. Milli şuur eksikliği miydi onları bu hale getiren yoksa cahiliyet miydi bilemiyordu.

Empati ve saygı ortamının olmadığı yerde patlaklıkların ortaya çıkması da kaçınılmazdı. Ne yazık ki ülkemizde görevini layıkıyla yerine getiren insan sayısı öylesine azdı ki bu ayrım her yerde kendini belli ediyordu. 

"Görevini kötüye kullananlar çok fazla. Polis adam ya benden eksiği yok fazlası var ama aklına gelebilecek tüm kötü işlerle bağlantısı var. Lanet olsun ki o ve ben aynı genelleme içinde anılıyoruz. Ben kendimi bildikten sonra gerisinin önemi yok evet ama beni delirten yanlışlar karşısında hiçbir şey yapamıyor oluşum. Tek benim görevimi düzgün yapmaya çalışmamla bir şeyler değişmiyor."

Eliyle yüzünü sıvazladı. "Kadına şiddet olayları mesela. Kadın gelip şikayetçi oluyor darp raporu, tehdit mesajları her şey var ama adam denilmeyecek o şerefsizler serbest bırakılıyor. İki gün sonra öğreniyoruz ki kadın ölmüş. Kanıma dokunuyor anlıyor musun bir şeyler bizim elimizdeyken onu değiştirememek, yaşatmak uğruna bu mesleğe gönül verirken yaşatamamak kanıma dokunuyor."

Güneş dayısının içini dökmesini sabırla beklerken ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Söylediği her şeyde haklıydı.

"Komiser yardımcısı olduğumda bir şeylerin daha düzgün olabileceğini düşünmüştüm ama olmuyor. Düzeltmeye çalıştığım yanlışlar sanki normalmiş gibi lanse edilmeye devam ediyor. Ben bugüne kadar doğru bildiğimin ardından gittim şimdiden sonra da değişecek halim yok. Nereye sürerlerse sürsünler umrumda değil."

"Sürsünler derken dayı?" diyerek araya girdi. Bilmediği şeyler değildi ama emin olmak istiyordu.

"Bu bahsettiğim yanlışları fark ettiğimden beri hepsiyle ilgili dilekçe yazdım, yeni dosyalar açtırdım elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım anlayacağın. Fakat birilerinin ekmeğine yağ sürmek yerine pürüz çıkardığım için hakkımda soruşturma açıldı. Umrumda mı? Asla. Yine olsa yemin olsun düşünmeden yine yapardım, yapacağım da."

Babasının birçok kez bu tür olaylara karıştığını hatırlıyordu. Sürekli değiştirilen şehirler, evler, okullar, arkadaşlar...

"Neresi peki belli mi?"

"Değil ama doğu olur gibi."

"Peki hala komiser yardımcısı mı olacaksın?" dediğinde dayısının yüzünde küçük bir gülümseme oluşmuştu.

"Orasını Allah bilir ama her an her şey olabilir."

Gizemli hali Güneş'i merak ettirirken aklına olabilecek seçenekler gelmişti.

Trafik polisi?

Çevik kuvvet?

Polis özel harekat?

Ve daha nicesi. Umuyordu ki en hayırlısı neyse o olurdu.

-

"Güzelim?"

"Çevikçim?"

Bir gündür görmemesine rağmen özlediği adama sıkıca sarılırken tüm yorgunluğunun uçup gittiğini hissetti. O güzel kokusu yine kendini mest etmeyi başarmıştı.

"Nasılsın?"

"Ben iyiyim de siz nasılsınız Yusuf Bey hayırdır bu aralar biraz yoğunuz sanki?" diyerek koluna girdi ve sahil kenarındaki banklardan birine yöneldiler.

Yusuf "Sorma bebeğim ya," diye sesindeki heyecanla konuşmaya başladı.

"Sana birimimin değişeceğini söylemiştim hatırlıyor musun? İşte onlarla ilgili yazı geldi dün. Birkaç aylık eğitimimiz olacak. Sonrasında ne derlerse o."

Yusuf'un Özel Harekat istediğini biliyordu. Melis çok kez abisinin bu hayalinden bahsetmişti. Babasından bildiği bu meslek çevik kuvvetten kat kat zordu. Bazen günlerce bazen haftlarca gelmedikleri oluyordu.

İşte geliyor Özel Harekat.

"İnşallah kalbinden geçen hayırlı kılınan olur Yusuf'um."

Yanağına bir öpücük bıraktı. "Ee söyle bakalım aslan parçası nerede olacak sizin bu eğitim?"

"Ankara güzelim."

Güneş aldığı cevabın memnunluğu ile gülümsedi. Eh yok muydu Yusuf'la bir Ankara turu. Hem belli mi olur belki ailesiyle tanışırlardı. Babası ne kadar kendisinin turşusunu kuracağını söylese de kendi gibi bir damat görünce bunu unutacaktı emindi. Yani inşallah?

Yusuf gibi damadı bulmuş da daha ne istesin ki?

"Ne zaman başlıyor?"

"İki gün sonra gideceğiz sanırım."

Şimdilik Yusuf'a Ankara'ya gitme fikrinden bahsetmeyerek yalancı bir üzüntüyle "Yaaa," diye mırıldandı.

"Çok erken değil mi Alo 155'im?"

Yusuf kızın sevimli haline gülerek baktıktan sonra dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Melis'e benzedin iyice. Taktınız 155'e."

"155'im değil misin ama?"

"Çevikçin olmayı tercih ederim," diyerek göz kırpmasıyla Güneş erimişti bitmişti. Hayır hâlâ böyle şeylerden etkilenmesi hiç de normal değildi.

"Birimin değişince ne diyeceğim ben sana?"

Omuz silkerek gözlerini kızın gözlerinden ayırdı. Bazı şeyleri söyleme yetkisi olmadığı için kaçamak cevaplar verecekti ama biliyordu ki kız eninde sonunda anlardı.

"Eğitimleri geçelim de göreceğiz."

Güneş üstelemeyerek anın tadını çıkarmaya odaklandı. Nasılsa anlatmak istediğinde anlatırdı.

"Ben seni çok özlerim."

Kızın saçlarına küçük bir öpücük kondururken koklamayı ihmal etmedi.

"Benim seni her an özlediğimi düşünürsek özlememe ihtimalim yok."

Hızınız 350 yavaş aq

"Güneş'im," diyerek aklında olan konuşmaya ilk adımı attı.

"Aramıza mesafeler girecek. Mesafeleri sorun olarak görenlerden değilim ama kimisinden bir şey alır kimisine bir şey katar. Bu süreçte eğitim ne kadar sürer, izinler nasıl ayarlanır bilmiyorum. Tek bildiğim seninle iletişim hakkımın olduğu tüm şansları sonuna kadar kullanacağım."

Kızın dikkatle kendini dinleyen haline tebessüm edip ellerine öpücük bıraktı.

"Ben yaptığım mesleği daima namusum ve şerefimle yapacağıma yemin ettim. Seni de aynı bağlılık ve inançla seviyorum o yüzden benden yana en ufak şüphen olsun istemiyorum."

"Benim için bir ilişkide en önemlisi güvendir Yusuf. Eğer sen bana bu güveni ilk gün hissettirmemiş olmasaydın şu an burada bu konumda olmazdık."

Yusuf'un söylemeye çalıştığını anlıyordu. Araya mesafe girdiğinde bazı ilişkiler çok yıpranıyordu. Aradığında ulaşamamalar, mesajlara dönüş alamamalar sonucu akılda yazılan türlü senaryolar... Karşısındaki adamın kendisi için böyle bir düşüncede olmadığını biliyordu.

"Sen sağ salim eğitimini tamamlayıp bana geri dön başka bir şey istemem."

"Gel buraya."

Alnını ve saçlarını öperken mırıldandı.

"Başıma gelen en güzel şeysin biliyorsun değil mi?"

"Evet."

"Sen eskiden romantik bir insandın ne yaptın benim Güneş'ime?"

Serseri bir edayla sırıtıp göz kırptı.

"Hepsi seni tavlayana kadardı aslan parçası."

"Oltaya geldim. Oğlun artık masum değil anne."

Koluna yavaşça vurup "Salak," diye karşılık verdi. İlişkilerinin böyle olmasını çok seviyordu. Romantik, komik, eğlenceli ne ararsan var tadındaydı.

Gel de evlenme.

"Bu masum olmayan adam acaba benimle yemek yer mi? Korkma ben ödüyorum."

Maaşını yeni almıştı. Biraz artistlik yapmış çok mu?

"Taze maaş kokusu alıyorum sanki?"

Onunla uğraşmak hoşuna gittiği için kolunu omzuna atıp "K9 musun be yiğidim?" diyerek boynunu ısırdı. Yusuf ağzının içinden bir şeyler söyleyip tövbe çekerek kendinden birkaç adım uzaklaşan kıza döndü.

"Aynen hatta şu an bir güzelliğin kokusunu aldım anlatamam. Tam ısırmalık."

Güneş intikamını alacağını anladığında aralarındaki mesafeyi artırıp koşmaya başladı. Kendisi küçük bir ısırık yaparken o kesinlikle bununla yetinmeyip görünecek kısmı kızartıyordu. Ve bunu dayısından saklamak için kırk takla atması gerekiyordu. Sıcakta fular takmak gibi!

"Yusuf yaklaşma bak çarparım!"

"Seni her gördüğümde beni çarpıyorsun zaten güzelim."

Yusuf'tan ters istikamette koşması gerekirken neden şimdi çocuğa doğru koşuyordu ki? 

Çünkü iki kelimeye dibin düştü aptal.

Bölüm sonu.

Hello brooo. Şu bölüm yazmadığım süreçte neleeer oldu. Hepsini anlatayım size.

İşe girdim arkadaşlar.
10 gün falan sürdü çıktım ahauhdıajshz
En yakın arkadaşımla manava girmiştik arada kasaya falan bakıyorduk onun dışında tezgaha bakıyorduk.

Ne veriyim ablama? Jajsğajağaluajz

Sonra işte parayı artırmadılar. 11 12 saat 50 lira. Püü enayi miyiz biz amk. 10 lirası çok al ben sana geri vereyim.
Sonra feleği kahredip çıktık bizde arefeden 1 gün önce. Arkamızdan baya sövmüşlerdir ya hadi hayırlısı aushuahz

onun dışında kuzenimin düğünü var bayramın 3 ve 4. günü millet evleniyor derdi bana düşüyor. Yok kınaya ne giyeceğim salona ne giyeceğim psikoloğum bozuldu imdat ya imdat.

Şimdi düğün bitecek üniversite sınav sonuçları problems yaşayacağım püüü ananızkim. Garibanın yüzü gülür mü be?

Böyle işte oççaaagalııın gidiyom ben sinirlendim yine. Bölüm inşallah yakında...Ama ne kadar yakın bilemiyorum.

Kendinize çook iyi bakın sizi seviyorummm.

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

1.1M 41.2K 40
Eğer aşk bir seçenek olsaydı. Bu kadar keskin bir acıyı kim seçerdi.?
taş kalpli Από لااله الاالله

Εφηβική Φαντασία

2.2K 814 19
"Haklısın bencede bir süre yakın olmasak iyi olucak" "Ben sana söylediğimde dinlemedin ama! Şimdi pişmansın tabi. Değişen ne söylesene?" "Zaman, se...
Savaş Ağa Από Berna

Ρομαντική

3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
275K 8.1K 55
Sen benimsin, aksini düşünen sonunuda düşünsün. +18 Cinsellik fazla bulunuyor bunu bilerek okuyalımm. Askeri kurgu Çocukluk aşkı Arkadaşlıktan doğan...