AZE/ BERDEL

By helin_q

2.4M 106K 20.5K

"Kaderin hain oyununa yenildi hayatlarımız kabul et."genç adamın ses tonu gerçekleri haykıran sözlerin altınd... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30 Final

Bölüm 14

72K 3.1K 641
By helin_q

Aze kocasının sözleriyle dudaklarını birbirine sıkıca bastırmıştı.  Kalbi göğüs kafesini zorlarken bedeni ani bir titreme geçirmeye hazırdı.

Gözlerini hızla kocasının gözlerinden ayırıp kendini geri çekti.

"Kusura bakma ağam taşı görmedim." Diyerek arabanın kapısını açıp bindiğinde Yezdan başını sallayarak direksiyonun başına geçmişti..

Araba hareket ettiğinde Aze başını cama yaslamış dışarı izlerken Yezdan da sessizce arabayı sürüyor dikkatle yola bakıyordu..

İkiside ne konuşacağını bilmiyordu Aze hissettiklerini atlandırmaya çalışırken Yezdan da karmaşık olan düşüncelerini sorguluyordu..

Belkide bu Sefer kader ondan yana olacaktı bu seferde kendisi mutlu olacaktı aslında her şeyi bıraksa bir kerede kendisini düşünse bir şeyler yoluna girerdi..

Elini anlına koyup hafif ovduktan sonra arabayı konağın önünde durdurdu. Başını hafif karısına çevirdiğine dalmış olan kadını görünce sesini hafif yüksek çıkarmıştı.

"Aze geldik."

Yerinden irkilen genç kadın baş parmağıyla üst damağını baskı uygulamıştı. O kadar ki dalıp gitmişti kendisine seslenen adamı bile duymamıştı.

"Geldik mi ben şey." gözlerini kendisine dik dik bakan adamdan kaçırarak arabanın kapısını hızlı açıp inmişti.

Yezdanda aynı hızla arabadan indikten sonra karısının hemen yanında durdu meraklı bakışlarını üzerine dikti Aze farklı davranıyordu.

"Çok dalgınsın!"

Aze önüne bakıp yürürken elinde tuttuğu çantayı parmakları arasında sıkmış başını sağa sola hayır dercesine sallamıştı.

"Hayır ne münasebet dalgın falan değilim sana öyle gelmiş ağam."

sesindeki gariplik Yezdan tarafından fark edilmiş lakin belli etmemişti karşı tarafa.
İkisi yan yana yürüyerek konağa girdiğinde aralarındaki konuşma hala devam ediyordu.

"Hadi ya öyle mi?" göz ucuyla karısına bakan genç adam merdivenlere yöneldiğinde tekrar konuşmaya devam etti.

"Sen utanıyor musun yoksa sabah ki olay yüzünden?" Bu seçenekten başka aklına bir şey gelmiyordu.

Merakla sorduğu soruyu Aze cevapsız bırakmış adımlarını hızlandırarak kocasının gerisinde bırakmıştı. Zaten utanıyordu birde sabah ki olanı hatırlatması da hiç iyi olmamıştı.

"hayır neden utanıyor ki? Bir şey de demedim bu kadınları anlamak zor cidden." Kendi kendine söylenerek çardağa ailesinin yanına geçti.

Dila kendisine gülümseyen babasının kucağına oturmuş Yezdan kızıyla oynaya başlamıştı yemek hazır olana kadar..

Herkes sohbetine devam ederken Dila heyacanla babasına çevirmişti bakışlarını.

"Baba hani beni ata bindirecektin?" Uzun zamandır bu isteğini dile getiriyor ancak Yezdan bir türlü müsait olamıyordu.

Yezdan yana eğilerek kucağında tuttuğu kızını  yanağından öperek cevapladı.

"İstanbula gideyim geleyim ondan sonra söz babacım götürecem seni." Dediğinde Dila yüzünü asarak ellerini göğsünde birleştirmişti.

"Hayır ben yarın istiyorum."

Pervin hanım merdivenlerden inen gelinini görünce yüzünü asan torununa döndü..

"Yarın Aze ablanla gideceğiz  bizimle gelirsin?"  diyen yaşlı kadınla beraber Dila ellerini şaplatarak kocaman gülümsedi...

"Oley."  küçük kızın mutluğu herkesi gülümsetirken Azede yemeklerde eltisine yardım için mutfağa inmişti.

Mutfağa girdiğinde herkes bir işin uçunda tutmuş akşam yemeğini hazırlarken Azenin mutfağa girmesiyle Avşin elinde pilav tepsisini bırakıp eltisine döndü..

Genç kadını baştan aşağı süzdükten sonra lafa girdi..

"Aze iyi misin?"

Aze gelen soruyla kaşlarını çatmış hemen tezgahta duran boş tabakları eline almıştı..

"Ben bunları yukarı çıkarayım sofrayı hazırlayalım beklemesinler." Yüzü renkten renge giren Aze bir an önce burdan çıkmak istiyordu lakin avşin merak ettiği soruları sorup yanıtını almadan bırakmaya niyeti yoktu..

"İki gündür seni dikkatle izliyorumda  tuhaf davranıyorsun bir de sabah odada baya kahkaha sesleri duyuluyordu. neşeniz bol olsun elticim."

Gözleri dehşetle açılan Aze göz bebeklerini karşında durmuş ona imalı şeyler diyen kadına dikti.

"Biz o işi yapmıyoruz yani yapmadı-"

Dudaklarından dökülen kelimeleri idrak edince elini dudaklarına kapattı yüzü kan rengini aldı. Hayır bunu mu sormuştu da Aze bunu diyordu?

Avşin şok  olmuş ağzı açık şekilde kalmıştı. Ne demek istemişti Aze kaç ay olmuş hala beraber olmamışlar mıydı?

"Kız sen ciddi misin yüz ifadesindeki şaşkınlık sesine yansıtmıştı Avşin  kolunu tuttuğu kadını köşeye çektiğinde ciddiye büründü.

"Pervin hanımın haberi var mı?"

Aze iki dudağını içine çekmiş sesli bir şekilde yutkunurken başını aşağı yukarı salladı..

Şu an utançtan yerin dibine girecekmiş gibi hissediyordu neden ağzından kaçırmıştı ki hoş gerçekten de o işi yapmıyorlardı.

"Lütfen aramızda kalsın bak Pervin hanımdan başka kimse bilmiyor Yezdan ona açıkladı zaten."

Avşin gözlerini tamam dercesine kırpmış elini genç kadının omzuna koyup şefkatle okşamıştı. Yüzüne samimi bir gülüş yerleştirdikten sonra ikiside işin başına dönmüştü.

Azenin mutfaktan çıkışını izleyen Avşinin gözünün önüne o gün yezdanın Azeyi nasıl koruduğu görüntüsü gelmişti.

Silkelenerek kendine gelen Avşin hızlı bir şekilde hakaret etmeye başlayarak mutfaktaki yemekleri çardağa çıkarmıştı.

Sofra kurulduktan sonra herkes yerini almış akşam yemeği başlamıştı. Bu konağın en güzel şeyi ne olursa olsun akşamları herkes masada yerini alıyor ailecek sıcacık yemekler yeniliyordu.

Daha sonra çaylarını içip odalarına çekiliyordu.

-

Avşin yemeği yerken bir yandan da karşında oturan Yezdan ve Azeyi izliyordu konağa gediğinde ikisini yan yana gördüğü an birbirine yakıştırmıştı Uyumlu bir çift olmuştu ikisi.

"Sabah kaçta çıkacaksın oğlum?"

Annesinin sesiyle başını tabağında alan Yezdan kaşığı tabağın kenarına koyup daha sonra annesini cevaplamıştı.

"Sabah 6 gibi çıkacağım  ana büyük ihtimalle akşama gelirim."

"Anladım oğlum." diyerek yemeğine dönen Yaşlı kadınla Kawa ağa  yemeğini bitirmiş  konuşmaya başlamıştı.

"Bir kaç işçi daha alacaktınız ne oldu? Bulamadınız mı?"

Yezdan bu konuyla Merdanın ilgilenmesini istediği için  Merdan yemeğine ara verip o babasına dönmüştü.

"Bakıyorum baba öyle herkese gel çalış diyemem yarın  iki kişi gelecek görüşmeye ona göre bakacağım zaten sana söylerim."

Kawa ağa başını tamam dercesine ağır ağır sallarken Berzan da sırtını sandalyesine yaslayıp gelişi güzel yayıldıktan sonra net sesiyle araya girmişti.

"Bende diyorum yorgunluğum geçti şirkete geçip kalan işlerime devam edeyim."

Yezdan başını kaldırıp kardeşine baktığında Berzanın yüzündeki ifade rahatsız etmişti. amacı neydi hala çözmüş değildi.

"Tabi Berzan önünde duran mı var geç işlerinin başına hallet."  Dediğinde Berzan tek kaşını havalandırdı sesi yine buz gibi mesafeliydi abisi değil düşmanıydı sanki.

"Meraklanma Yezdan ağa o şirket sadece senin değil."

Yezdan sertleşen yüz hatlarıyla gözlerini devirerek sabır çekti şu an onunla tartışmaya girmeyecekti zaten yorgundu.

Ellerini masaya koyup ayaklandı genç adam.

"Size afiyet olsun biraz yorgunum dinleneceğim malum yarın erkende kalkacağım." Diyerek Şirin'in yanında oturan kızını öpüp yukarı odasına çekilmişti.

-

Yemekten sonra çaylar içilmiş biraz oturduktan sonra herkes odasına çekilmişti. Aze mutfaktaki işlerini kendisi yapacağını söyleyerek Avşini odasına göndermişti.

Yıkadığı bardakları yerine dizdikten sonra tezgahın üzerini silip ellerini kuruladıktan sonra bir bardak su içerek mutfağın ışıklarını kapattı.

Merdivenlerden çıkarken başını hafif kaldırıp gökyüzüne bakmış temiz havayı ciğerlerine çekmişti derin derin..

Kendi  odasına geçmeden önce Dilanın odasına uğramıştı. Üzerini açan küçük kızın üzerini sıkıca örttükten sonra güneş sarısı saçlarını okşamıştı.

Uyuyan küçük kızı biraz izledikten sonra anlını öpüp sessizce odadan çıkmıştı.

Kendi odasının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı yavaşça araladı gözlerini odanın içinde gezdirip koltukta uyuyan kocasını görünce odaya girip kapıyı kapattı.

Elbise dolabının önüne geldiğinde içinde pijamalarını alıp ses çıkarmayacak şekilde üzerine geçirdikten sonra banyoya geçmiş rutin işlerini bitirip odaya dönmüştü.

Yatağın üzerine oturup koltukta masum masum uyuyan kocasını izlemeye başladı.

Yatağın üzerinde bağdaş kurarak oturmuş yüzünü avuçlarına almış şekilde genç adamın yüzünün her zerresini ezberlemek istercesine izliyordu.

"Acaba farklı şekilde tanışsaydık nasıl olurdu?"

Başını hafif yana eğip düşünmeye başlamıştı ciddi şekilde. " bence güzel olabilirdi yani uyumlu bir çiftiz."

Kendi kendine konuşuyor kocasının yüzünü inceliyordu. Şu an kendisine İnanamıyordu oturmak uyumak yerine sapık gibi kocasını süzüyordu.

"Şimdi Yezdan beni böyle süzseydi sapık olurdu." diyerek kısa çaplı bir kahkaha atmıştı.

"Anlına düşen saçları çok havalı bence Yeşil gözleride çok güzel gülerken kısılan gözleride çok hoş." Derken ne yaptığını fark edince kafasına vurmuş daha sonra ah diye inlemişti.

"Of acıdı Delirdim galiba şimdi uyansa açıklamada yapmam en iyisi uyumak."şaşkın şaşkın Yerinden hızla kalkarak kendi yerine geçip başını yastığa koyarak yorganı kafasına kadar çekmişti.

"İyi geceler Yezdan." Yüzündeki şapşik gülümsemeyle gözlerini kapattı kendini uykunun kollarına bıraktı..

-

Sabah doğan güneşle  gözlerini aralayan Aze  yerinden yavaşça doğrulmuştu. Gözlerini boş odanın içinde gezdiren genç kadın kocasının olmadığını fark edince gözlerini saate dikmişti.

06:30 yarım saat önce kocası çıkmıştı ve kendisini uyandırmamıştı zaten dün gecede erken uyumuştu hiç konuşmamışlardı.

üzerindeki dağınık saçlarını toplayarak üzerindeki yorganı atmış yataktan ayaklarını sarkıtarak kalkmıştı.

odanın havalanması için camı açıp banyoya ilerledi. Kapıyı yavaşça kapatıp soğuk suyu yüzüne çarpmıştı.

Biraz daha kendine geldikten sonra yüzünü kurulayıp odaya döndü. Yatağı düzeltip koltuktaki yastık ve battaniyeyi kaldırıp giyinmeye başladı.

Üzerine siyah desenli saten uzun elbise giyip ona uygun şalını taktıktan sonra odaya son kez göz atıp odadan çıktı.

Bugün çiftliğe gideceği içinde biraz hızlı hareket etmesi gerekiyordu kahvaltıyı yapar yapmaz kaynanasıyla çıkacaktı.

Hızlı adımlarla merdivenlere yönelip  mutfağa indi. Çalışan kadınlar çoktan kalkmış kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştı.

"Hacer abla nerde?" Diye sorduğunda çalışanlardan biri yanıtlamıştı.

"Tandır ekmeği yapıyor gelin hanım Birazdan gelir."

"Teşekkür ederim o zaman bende domatesleri keseyim." diyerek eline iki tane büyük tabak alıp domates ve salatalıkları kesmeye başladı.

Yarım saat içinde güzel bir kahvaltı hazırlanmış çardaktaki masaya kurulmuştu.

Aze elindeki kaşıkları sofraya indirirken Merdan merdivenlerden koşar adımlarla inip yengesinin yanına gelmişti.

Sakatlıklardan bir tane alıp ağzına atmasıyla Aze kayın biraderinin ekine vurmuş uyarıcı bakışlar atmıştı.

"Bekle Ya herkes gelsin öyle küçük müsün sen."

Gözlerini deviren yengesinin yanağından makas alıp yerine oturmuştu.

"Tamam yengecim tamam." Derken diğerleride yavaş yavaş inmeye başlamıştı.  

Pervin hanım torunun elinden tutup masaya geldiğinde Aze gülücüklerle karşılamıştı küçük kızı sofraya son bir bakış attıktan sonra Dilayı yanına oturtmuş  herkesin sofrada yerini almasıyla  Aze önce Dilanın kahvaltısını yedirmeye başladı..

"Hızlı bir şekilde yiyinde erken gidip erken gelelim." Aze kaynanasının dediğiyle hızlı bir şekilde kahvaltısını yapmaya başladı...

"Merdan biz de şirkete geçelim." diyen Berzan babasına döndü. "Sen ne yapacaksın baba bugün?"

Kawa ağa oğlunun sorusuna başını kaldırdı.
"Bilmiyorum çarşıya gideceğim  oğlum."

Berzan tamam dercesine başını sallayıp kahvaltısına devam etti.

Biten kahvaltıyla erkekler işe gitmiş Pervin hanım ise torununu ve gelini alıp çiftliğe geçmişti.

Haftalar geçmişti Rengin ve Hozan bir iyi olup bir kötü oluyordu. Aslında Berşan hanım dokunmasa aralarına girmese her şey düzelecek eskisi gibi olacaktı. Ama Berşan hanım Rengini sevmediği içinde sürekli aralarına giriyordu.

Çardakta oturan anne oğul kahvelerini yudumlarken Berşan hanım oturma odasından çıkan  Fatma kadına seslendi.

"Rengin ne yapıyor çıkmadı mı odasından

Yaşlı kadının yanına gelen Fatma ellerini önünde birleştirerek konuşmaya başladı.

"Yok hanımım sabah bir kere çıktı çiçeklerini suladı girdi odasına."

Berşan hanım şaşkınca kaşlarını kaldırdı. "Başımıza taş yağacak zar  ilk defa bir yerleri dağıtmadı iyi iyi güzel." Diyerek elindeki kahveyi höpürdeterek yudumladı.

Fatma'nın ordan ayrılmasıyla Hozan annesine çevirdi bakışlarını.

"Kitap okuyor bütün gün odasında." Demesiyle Berşan hanımın öksürmesi bir olmuştu.

Dehşetle açılan gözlerini oğlunun üzerinde şaşkınca gezdirdi.

Şimdi diyeceksiniz deli olan biri kitap okuyabilir mi?

Rengin deli değildi ki Rengin bu konaktaki en Zeki insandı sadece yaşadıkları onu yıpratmıştı.

Bir söz vardır insanın canı nerde yanarsa orda değişir diye Rengininde canı bu Konak'ta yanmıştı ve bu Konak'ta değişmişti..

"Sen ciddisin kitab okuyor öyle mi?" Sorduğu soruya kendisine inanamıyordu hoş merak da ediyordu saatler boyunca gelini o odada ne yaptığını.

Hozan başını evet dercesine salladığında Berşan hanım kafasını kaldırıp yukarı baktı. Gözleri gelinin penceresine takılınca uzunca bir durdu...

Binbir düşünceyle boğuştu..

"Sen bu evlenme işini  ne yaptın?" Diye ciddi bir tavırla sorduğunda Hozan elindeki fincanı önünde duran sehpanın üzerine koyup ayağa kalktı.

"Ana kapat o konuyu daha uygun bir vakitte konuşuruz ben çıkıyorum bir kaç işim var." diyerek konaktan çıktı..

- İSTANBUL-

Genç adam sabah 8 de İstanbul'da inmişti havalanın önünde onu bekleyen siyah arabaya binerek eve geçmişti.

Saatlerdir koltukta oturmuş karşısındaki genç kızı sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Ya beni bulurlarsa ne yapacağım ağam." endişeli hali Yezdanı da geriyordu.

Yezdan nefesini dışarı bırakıp sırtını koltuktan alıp kollarını dizlerinin üzerine koydu gözü bileğindeki saate takılınca yanaklarını şişirdi.

Akşam dönmeyi planlıyordu ancak öyle olacak gibi değildi yarım saat sonra uçağı kalkacaktı ama o hala yapması gerekleri yapmamış geldiğinden beri oturduğu koltuktan kalkmamıştı.

"Jiyan 1 yıl oldu seni bulmadılar bugün mü bulacaklar? Ben bütün güvenliğini sağladım zaten Burda sana hiçbir şey olmaz."

Heja korku dolu gözlerle etrafını incelerken başını iki yana salladı.

"Ağam sorun ben değilim ben senin için korkuyorum Arzen eğer öğrenirse bana yardım ettiği bunu senin yanına bırakmaz benim yüzümden ailene sana zarar gelsin istemem." Dediğinde Yezdan ayağa kalkıp genç kızın yanına oturdu.

Kız kardeşleri kadar çok seviyordu Jiyanı artık kardeşi olmuştu genç adamın o yüzden koruyup kollamak boynunun borcu olmuştu Yezdan çok insana yardım etmişti çok genç kıza yardım etmişti.

Zorla evlendirmeye çalıştıkları bir sürü kıza engel olmuştu ama Jiyana geç kalmıştı. 17 yaşında zorla evlendirilmişti Arzenle bir kaç ay sonra Yezdanın yardımıyla Mardin'den kaçmış İstanbul'a yerleştirilmişti.

Lakin jiyanın  hamile kalması bütün dengeleri bozmuştu. Yezdan onu okula göndermek isterken Hamile olduğunu öğrenince dışardan okutmaya karar vermişti . Karnı 8 aylık olan küçük kızın 1 ayı kalmıştı.

Karnı erkekti ve Jiyan abisinin adını koyacaktı Baran diye bir oğlu olacak annesini koruyup kollayacaktı.

1 yıldır arzen aramadık yer bırakmamıştı hiçbir zaman da aramaktan vazgeçmemişti. Bulduğu an ona yardım eden her kim ise düşünmeden vurup öldürecekti.

"Jiyan sana defalarca söyledim yardım ettiğim tek kişi sen değilsin. Korkma bana ya da aileme hiçbir şey olmaz sen iyi olursan ben iyi olurum sen bana bir söz verdin sözünde dur okuyacaksın oğluna bakacaksın Arzeni bana bırak." diyerek kızın saçlarını şefkatle okşadı..

Jiyan sıcak bir tebessümle karşılık verdi.

Aze ve Pervin hanım bütün gün çiftlikte koşuşturmuştu. işlerden Fırsat bulan Aze Dilayı ata bindirmiş küçük kızın gönlünü yapmıştı.

Gün geçtikçe Dila Azeyi daha çok seviyordu. Aze zaman buldukça onunla oyunlar oynuyor saçlarını tarıyor Dilanın yiyeceği tatlı çeşitleri yapıyordu.

İkiside birbirine karşı yabancılık çekmiyordu alışmışlardı artık  birbirine..

Akşam yemekten sonra Kawa ağa ve Pervin hanım odasına erkenden çekilirken Gençler çardakta oturmuştu.

Aze kolundaki saate bakarken Berzan konuşmaya başlamıştı.

"Tüh Yezdan ağamız gelmedi akşam gelecem demişti oysa gerçi öğrendiğim kadarıyla İstanbul'a iş için gitmemiş."

İmalı sesini Azenin duyacağı şekilde yükseltmişti. Aze duyduklarıyla kuşkuya düşerken kimseye çaktırmamaya çalışıyordu.

"Belki bir sorun falan çıkmıştır ağabey." diye araya giren Merdan yengesini rahatlatmak istiyordu aklına başka bir şey getirmesin diye.

"Allah bilir şimdi kimle ne yapıyordur."

Aze genç adamın daha fazla konuşmasına izin vermeden mutfağa indiğinde Avşinde peşinden gitmişti..

Kendini mutfağa atmasıyla derin bir nefes alan Aze ellerini iç içe geçirmiş mutfakta dönüp durmuştu.

Avşin genç kadının önünü keserek durdurmuştu.

"Aze ne yapıyorsun canım?"

Başını kaldırıp Avşine baktığında Avşin dikkatle genç kadının yüzünü inceleyip kaşlarını çattı.

"Sen kıskandın mı? Ne oluyor sana?"

Yüzüne yayılan gülümseme Azenin sinirlerini bozarken Bakışlarını kaçırmıştı.

"Hayır ya ne kıskanması."

Avşin kahkaha atarak devam etti. "Yo yo sen kıskanmışsın hadi hadi."

İki dudağını içine çeken Aze sesli bir şekilde yutkunurken hızla mutfak kapısına doğru yürümeye başladı. 

Bu atmosferden ne kadar çabuk kurtulursa  o kadar iyi olacağının kanıtını varmıştı biraz daha burda durursa Avşin üzerine gelmeye devam edecekti.

"itiraf etmeden gidemezsin."

Önünü kesen kadınla Aze dudaklarını ısırmıştı kanatırcasına ne diyecekti kıskandım daha fazla duymamak için buraya mı kaçtım?

Diyemezdi Kocasını kıskandığını daha kendisine bile itiraf edememişken Avşine hiç itiraf edemezdi.

"İtiraf edeceğim bir şey yokki." Saf bir şekilde söylendiğinde Avşin gülmemek için kendini zor tutmuştu ancak yine de gülmeden edememişti.

Kolunu kapıdan çeken Avşinle Aze hızlı davranarak mutfaktan çıkıp koşar adımlarla odasına çıkmıştı.

Kapıyı kapatıp derin derin nefesler alıp verirken Berzanın sözleri kulaklarından tekrar yankılandı.

Kaşları istemsizce havalandığında Aze yatağın üzerine koyduğu telefonu eline alıp ekranı kaydırdı.

Hemen Yezdanın adına girip mesaj kısmına bastı.

"Akşam geleceğim dedin gelmedin sen İstanbul'a başka kadın için mi gittin." yazıp bekledi.

Dudaklarını ısırıp hızlı hızlı nefes alış verişi yaparken mesajı atıp atmamakta kararsızdı parmağı gönder kısmına giderken gözleri deli gibi dönüyordu.

"Atarsam onu kıskandığımı sanacak. Banane ya kime gittiyse gitti zaten biz karı koca bile değiliz." diyerek derin bir nefes aldı.

Elleri arasında titreyen telefonu yatağın üzerine atıp odanın içinde dolanmaya devam etti. Gözleri saate kayınca gece 12 olduğu gördü.

Ellerini belinden çekip yatağın üzerine eğilerek telefonu eline aldı yazdığı mesajı tekrar okuduktan sonra silmeye karar verdiğinde. Yanlışlıkla gönder kısmına basmıştı.

Mesaj gönderiliyor...

Gözleri dehşetle açıldığında mesajı gönderdiğini fark edince yerinden sıçramış telefon elinden kayıp yere düşmüştü.

Korku heyacan utanç hepsi birbirine karışmıştı. Yere eğilip telefonu eline aldığında gördüğü okundu yazısıyla genzinden bir çığlık kopmuş konağı ayağa kaldırmıştı.

Yazıyor...

-
İnstagram- diyartöre6

Continue Reading

You'll Also Like

9.2K 332 33
beğendiklerimi türkçeye çevireceğim..
2.4M 105K 71
Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her ne kadar ondan uzakta yaşamış olsa da Hav...
DESTAN/Töre By Helin

General Fiction

1.9M 98K 41
"Sen benim Kürtçe öğretmenim ol." Genç adam tek kaşını kaldırdı. "Karşılığında sen bana ne vereceksin?"diyen adam ile genç kadın her iki elini kocas...
9.5K 156 26
İlk Aşk'ı 1. Bölümünden itibaren okumak istiyorsan Instagram hesabıma bakabilirsin Instagram hesanbım: sak_neftah_hikaye