Gelin ve damat masaya oturduğunda diğer nikah şahidi ile birlikte yerlerimize oturduk.
Ayşenur kaşlarını çatarak bana baktı ve "Senin burada ne işin var?" diye sordu.
"Nikah şahidiniz olmaya geldim, iyi niyetimle." dedim.
"Bizim zaten nikah şahitlerimiz var." diyen Ayşenur'a Uzay "İkinci şahidimiz gelemeyecekmiş. Ben de Begüm'den rica ettim." dedi.
Ayşenur sinirle "Böyle önemli bir şeyi nasıl bana danışmadan yaparsın?" diye sordu.
"Düğün gününüzde tartışmayın lütfen. Hem sen hamile değil misin? Bu kadar dar bir gelinlik bebeğe zarar vermesin." dedim.
"Sana mı düştü bu?" diye soran Ayşenur'a "Sadece yardım etmek istedim." dedim.
"Çeneni kapalı tutarak yardım edebilirsin." diyen Ayşenur ile arkama yaslandım.
Çevreye bakarken "Nikah memuru ne zaman gelecek?" diye sordum.
"Gelmesi lazımdı." diyen Uzay ile ofladım.
"Acıktım." diye mırıldandım.
"Yiyecek bir şeyler hazırlatayım mı?" diye soran Uzay'a Ayşenur sinirle "Bu kadınla konuşmayı kes." dedi.
Ayşenur'a baktım ve "Kıskanmana gerek yok, sadece hamileyim diye kibarlık yapıyor." dedim.
Ayşenur sinirden yumruklarını sıkarken "Nikah memuru ne zaman gelecek?" diye sordu.
"Arayayım." diyen Uzay ile Ayşenur "Bir zahmet!" dedi.
Diğer nikah şahidi cebinden çerez çıkardı ve "Yolda gelirken almıştım, yer misin?" diye sordu.
"Olur aslında." dedim ve çerezden bir avuç aldım.
Uzay bana kaşlarını çatarak bakarken nikah memuru telefonu açmıştı.
Uzay telefonu hoparlöre aldı ve "İyi günler, düğünümüz olacaktı fakat gelmediniz. Bir sorun mu var?" diye sordu.
"Kardeşim siz kafayı mı sıyırdınız! Damat evli ve ölü gözüküyor!" diye bağıran nikah memuru ile kahkaha atmamak için kendimi tuttum.
Ayşenur bana baktı ve "Evli mi?" diye sordu.
Telefona yaklaştım ve "Acaba kiminle evli?" diye sordum.
"Begüm Karaay." diyen nikah memurunun telefonunu kapatan Uzay şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Bu isim bana tanıdık geliyor. Aa bu benim!" dedim gülerek.
"Seni geberteceğim!" diye bağırarak ayağa kalkan Ayşenur'a baktım.