Dear vampire 🍷 / Hyunlix

By 0hyunjinlovesfelix0

517K 40.8K 55.8K

"Kimsenin kanı bu kadar başımı döndürmemişti." "-... ve kimsenin kanı için bu kadar direnmemiştim." Gerçek hi... More

1🍷
2🍷
3🍷
4🍷
5🍷
6🍷
7🍷
8🍷
9🍷
10🍷
11🍷
12🍷
13🍷
14🍷
15🍷
16🍷
17🍷
19🍷
20🍷
21🍷
22🍷
23🍷
24🍷
25🍷 (M🔥)
26🍷
27🍷
28🍷
29🍷
30🍷
31🍷
32🍷 (M🔥)
33🍷
34🍷
35🍷
36🍷
37🍷
38🍷
39🍷(M🔥)
40🍷
41🍷
42🍷
43🍷
44🍷
45🍷 (final)

18🍷

11.8K 974 1.3K
By 0hyunjinlovesfelix0


1 hafta sonra:

"Felix, bu ne böyle?"

Hyunjin onun için getirdiğim kostümlere baktı be iç geçirdi.

Bu akşam halloween partisi vardı ve bu partiye hazırlanmak için ikimizde aldığım kostümlerle Hyunjin'in -ailesinin- evine gittim.

Ama Hyunjin kostümleri görmesiyle yüzünü buruşturmuştu.

"Siz böyle giyinmeyebilirsiniz ama herkes böyle giyindiğinizi sanıyor. Ayrıca bu partiye normal insan kıyafetleriyle gitmeye hiç niyetim yok. O yüzden bunu giyeceğiz."

Sert bir şekilde söyledigim sözlerden sonra Hyunjin oflayıp kendi kostümünü elimden aldı.

"İlk önce seni vampir yapalım. Sonra giyeriz."

Tamam anlamında başımı salladım ve odadan çıkışını izledim.

Az sonra elinde makyaj malzemeleri ve 1-2 tane kutuyla geri döndü.

Makyaj malzemelerini ve kutuyu masanın üzerine dizip bana döndü.

"Hazır mısın?"

Başımı heyecanla sallayıp bana gösterdiği sandalyeye oturdum.

"Nasıl yapacaksın?"

Cevap vermeyerek önümdeki malzemelerin kapaklarını açtı.

"Önce yüzünü biraz soluklaştıracağız."

Siyah kaplı olan pudrayı eline alıp içinde olan pamuğa pudraya sürerek önce yanaklarıma ardından yüzümün geri kalanına sürdü.

Yüzüm gerçekten soluk görünmeye başlamıştı.

"Daha sonra dudaklarının içlerini kırmızılaştıracağız ki biraz kan içmişsin gibi olsun."

Hyunjin'in sırıtarak söylediği şeye yüzümü buruşturdum.

"Hyunjin!"

"Sustum."

Güldü.

Eline koyu kırmızı renkte bir dudak kalemi alıp kapağını açtı.

Çeneme elini koyup biraz baskı uygulayarak dudaklarımın aralanmasını sağladı.

Hareket etmiyordu. Dudak kalemini tutan eli hareketsizce dururken dikkatli bir şekilde dudaklarıma bakıyordu.

Dudaklarımda hissettiğim soğukluk ve baskıyla istemsizce irkildim.

1 saniye sonra baskıda soğukluk da yok olmuştu.

Hiç bir şey olmamış gibi işine devam eden Hyunjin'in tersi olarak ben gergince ellerimle oynamaya başladım.

Dudaklarımın içlerine sürdükten sonra eliyle birazcık dağıttı.

"Biraz oynama yapsak bir şey olmaz bence."

Sırıtarak dudak kalemiyle dudaklarımın kenarlarına çizgiler çizip yine çizgilerin üstüne göremediğim için anlayamadığım motifler çizdi.

Daha sonra gözlerimin altına ve üstüne koyu kırmızı çizgiler çizdi.

"Sıra gözlerde. Şimdi beyaz renkli lens takacağım. Gözünün lense karşı bir hassasiyeti yok değil mi?"

"Hayır, yok. Ama neden beyaz?"

"Yongbok canım öyle istiyor."

Gözlerimi devirdim.

Gözüme lens suyu damlatıp, lensi cımbızla tutarak gözüme yerleştirdi.

Yüzüme çok yakın durması ve kırmızı gözleriyle çok dikkatli bir şekilde gözlerime bakması içimi huylandırıyordu.

Bir gözümü bitirdikten sonra diğerine geçti.

Onuda bitirdikten sonra geriye çekilerek memnun olmuş bir ifadeyle yüzüme baktı.

"Bitti."

Yerimden kalkacağım sırada Hyunjin omuzlarımdan tutarak beni geri yerime oturttu.

"Bir şey daha var."

"Ne?"

Hyunjin masanın kenarında duran siyah kutuyu önüme getirip kapağını açtı.

İçinde 2 tane sivri diş vardı.

Gözlerim şaşkınca açılırken Hyunjin sırıtarak bana bakıyordu.

Kenarda duran sandalyenin üstüne oturup kendi sandalyesinin boyunu yükseltti. Ardından bana yaklaşıp benim sandalyemin boyunu kısalttı ve çenemden tutarak başımı kaldırmamı sağladı.

Eline eldiven takıp başka bir cımbızla kutudaki dişlerden birini tutup üzerine bir şey sıktı.

Ne olduğunu bilmediğim sıvı dişin içine doğru aktı.

"Bu şey dişinin senin dişine yapışmasını sağlayacak olan bir nevi yapıştırıcı gibi bir şey."

Aklımı okuduğunu her seferinde unutmam beni zor duruma sokuyordu gerçekten.

İki dişimde yerleştirdikten sonra geriye çekilip sırıttı.

"Mükemmel görünüyorsun."

"Artık bakabilir miyim?"

Onayı aldığımda hızla kalkıp odadaki boy aynasının önüne geçtim.

Gördüklerim karşısında ağzım kocaman açılmıştı.

"Nasıl?"

Hyunjin'e döndüm.

Yüzümdeki şaşkınlık ifadesiyle aptal gibi göründüğümün farkındaydım.

"Mükemmel Hyunjin. Sana benziyorum şu an."

Son cümlemi kıkırdayarak söylemiştim.

Hyunjin ise başını geriye atarak kahkaha atmıştı.

"Hayır, daha iyisin."

Dediği şey utanmamı sağlarken konuyu dağıtmak için onun kolundan tuttum.

"Sıra bende. Bu sefer ben sana yapacağım."

"İyi de ben zaten vampirim."

Tekrar gözlerimi devirdim.

"Bir gün gözlerin öyle kalacak."

Bu sefer gözlerimi devirmemek için kendimi tutamamıştım.

"Otur da makyajını yapayım."

Bir şey demeden oturup bana baktı.

Yüzü yeterince beyaz ve soluk olduğu için pudrayı es geçtim. Elime aldığım koyu kırmızı dudak kalemiyle dudaklarının kenarlarına çizgiler çizdim.

Dudakları yeterince kırmızıydı, bu yüzden sadece onun bana yaptığı diğer şeyleri yapmaya başladım.

Gözlerine çizgiler çizdim ve lensleri yerleştirdim.

"Senin sivri dişlere ihtiyaçın yok mu?"

Hyunjin 2-3 saniye bekledi. Ardından dişlerini gösterecek bir şekilde gülümsedi.

Onun dişleri mükemmeldi.

Bir insanın yüzüne bu dişler bu kadar yakışamaz diye düşünüyordum.

"Geç kalacağız."

Zorlukla kendime gelip Hyunjin'in kostümü üzerine geçirmesini izledim.

Aynı şekilde bende giydiğimde aynaya bakmıştık.

Kapıdan çıkacağımız anda onu durdurdum.

"Fotoğraf çekileceğiz. İnstagram'a atacağım."

Hyunjin'in itiraz edeceğini düşünürken hiç itiraz etmeden yanıma gelmesi beni şaşırtmıştı.

Telefonumu çıkarıp kamerayı açtım.

Çekildiğimiz fotoğrafların arasından en beğendiğimi seçip İnstagram'a attım.

Lee_Felix

( ya ben bişi bulamadım siz kafadan düşünün )
1/2


2/2

Mr.Han, Bang_Chan ve diğer 10.291 kişi bu gönderiyi beğendi....

Lee_Felix: Ready :) Makeup made by @Hwang_Hyunjin

Mr.Han: Çok yakışıyorsunuz dersem beni döver misin Felix?
KimSeungmin: Vampir konsepti nereden çıktı?
CoHee: Ne yani, birlikte mi hazırlanmışlar?
Sunhie: yeni shipim vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
Jihyoong: Hwang Hyunjin ne zamandan beri Bang Chan dışında biriyle yakın?
Sunhie: @Jihyoong yalnız onlar benim best shipim....
As: @Jihyoong ve @Sunhie ağlayın kim bilir Felix'le Hyunjin'in ne fantezileri yapmışlardır
D: Bence sevgililer çünkü Hyunjin insanlara çok soğuk
Queenbish: Kenetlenmişsin kalbime


Hwang_Hyunjin

( ya ben bişi bulamadım siz kafadan düşünün )

1/2

2/2

Lee_Felix, Bang_Chan ve diğer 10,992 kişi bu gönderiyi beğendi....

Hwang_Hyunjin : Makeup made by @Lee_Felix

Bu gönderi yorumlara kapalıdır.

——————————————————————-

"Her yer buram buram insan kokuyor."

Hyunjin'in dediği şeyle gözlerimi büyüterek ona baktım.

O ise yine o meşhur sırıtmalarını bana sundu.

Onun bu kıyafetlerle ve bu makyajla çok yakışıklı göründüğünü düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Pelerinin şapkasını başının yarısına kadar takmıştı.

Kısacası mükemmel görünüyordu işte.

Çok dikkatli bakmış olmalıyım ki Hyumjin bana dönüp soran bakışlarla yüzüme baktı.

"Ooo sonunda gelebildiniz."

Jisung yine abartılı neşesiyle yanımıza geldiğinde Seungmin ona bakarak gözlerini devirdi.

"Partinin bitmesine zaten 1-2 saat kaldı. Zahmet etmeseydiniz."

Bu sefer göz deviren taraf ben olmuştum.

Bir süre onlarla konuşurken konuşmamızı bölen şey Chan'ın telaşla yanımıza gelip Hyunjin'in kulağına bir şeyler söylemesi olmuştu.

Hyunjin kaşlarını çatarak Chris'e baktı.

"Hyunjin aklımı oku."

Ben Jisung ve Seungmin şaşkınca onlara bakıyorduk.

Onlar ise bizi çoktan unutmuşlardı.

Hyung, sakin ol. Tek bir şey düşün. Hiç bir şey anlamıyorum."

Chan ofladığında Hyunjin'in kaşları gittikçe çatılıyordu.

En sonunda Hyunjin bize dönerek konuştu.

"Seungmin ve Jisung siz Chan Hyung ile gidin. Bende Felix'i alacağım."

Ben hala şaşkınca bakarken Seungmin kendine gelen ilk kişi olmuştu.

"Pardon da, ne oluyor acaba?"

"O kadar vaktimiz yok."

Hyunjin elimden tutarak beni konferans salonunun odalarına yönlendirdi.

Gece yarısı olduğu için çoğu kişi gitmişti ve kalanlarda sarhoş oldukları için gitmek üzerelerdi.

"Hyunjin ne oluyor?"

Cevap vermeden koridorda hızla yürüyorduk.

En sonunda odalardan birine girdiğimizde içerideki kişileri görmemiz Hyunjin'in adımlarını durdurmuştu.

Benim Hyunjin'in bu adamları tanıyormuş gibi bir hali vardı.

"Hwang Hyunjin. Nasıl? Organizasyonu beğendin mi?"

Hyunjin alayla güldü. Ve beni yavaşça arkasına çekti.

"Ben ortada bir organizasyon göremiyorum me yazık ki."

"Birazdan görürsün o zaman."

Korku tüm bedenimi ele geçirirken Hyunjin bunu hissetmiş olacak ki elimi sıktı.

Bu beni biraz olsun rahatlatsa da tüm korkumu yenmeme hiç yardımcı olmuyordu.

"Arkadaşını bizimle tanıştırsana."

Hyunjin'in dişlerini sıktığını hissedebiliyordum.

"Hadi ama Hwang, hiç misafirperver değilsin."

"İlk önce ona zarar verme fikrini aklından çıkar Hanbin."

Hanbin....

Bu ormandaki çocuktu.

"Aklımı okumaktan vazgeçmeni daha önce de söylemiştim."

Hyunjin tekrar alayla güldü."

"Ne zaman dediklerini yaptım ki?"

Hanbin'in sinirlendiğini görebiliyordum.

"Eğer götün yiyorsa tehditleri bırakır karşıma çıkarsın Hanbin."

Hyunjin'in dediği şey az kalsın beni güldürecekti. Son an da bu istediğimi bastırmıştım.

"Açıkçası o konuda pek gözüm yemiyor. Ayrıca tehdit daha eğlenceli."

Hyunjin tekrar güldü.

Bu arada biten parti nedeniyle binanın ışıkları sönmüştü. Ve bir tek biz kalmıştık.

"Chris."

Hyunjin elimi bırakmadan odadan çıktı ve büyük salona doğru koştu.

Gördüğüm şey donup kalmama neden olurken Hyunjin bana döndü ve iki elimi de tuttu.

"Felix, sana ve arkadaşlarına bir şey olmayacak. Sakın korkma."

Başımı tamam anlamında sallayıp tekrar oraya baktım.

Chan tanımadığım kişilerle dövüşüyor ve onları duvarlara doğru savuruyordu."

"Seungmin, Felix'i alın."

Hyunjin beni Seungmin ve Jisung'un olduğu yere bırakırken hızla Bang'ın olduğu yere gitti.

Jisung ve Seungmin korkudan uzak bir şekilde olanları izliyorlardı.

Elinde bıçak olan birisi bıçağı savurarak Hyunjin'e doğru ilerleyince üçümüzde nefesimizi tutarak olacakları bekledik.

Bıçak Hyunjin'in karnına girince Hyunjin oflayarak. Ellerini beline koydu.

Ardından bıçağı karnından çıkarıp yere attı.

Şok olmuş ifademiz yüzümüzden düşmüyordu bir türlü.

"Salağa bak bide bıçak saplıyor. Senin için ölü taklidi yapardım ama bugün pek havamda değilim."

Hyunjin'in sözlerinden sonra onun havalı olduğunu bir kez daha düşünmüştüm ve bunu gün içinde bin kez falan yapıyordum.

Hyunjin ve Chan herkesi geriye doğru savururken bize doğru gelen birisi bizim gerilememize neden olmuştu.

Gelen kişi elimden tutup başını elime yaklaştırdığı sırada onun üzerine atlayan Hyunjin onu durdurmuştu.

"Şaka mısınız nesiniz be."

Hyunjin onu parçalara ayırarak porselen gibi dağılan bedene ağzımı açarak bakmıştım.

Ardından elimde hissettiğim acı beni kendime getirmeye yetmişti.

Kostümün kolunu sıyırarak bileğime baktım.

Hafif kanlanmıştı ve fazlasıyla yanıyordu.

Hyunjin birden bana dönüp kaşlarını kaldırarak baktı.

"Hyung, Felix yaralandı."

Geriye kalan 3-4 kişiyide hallettiklerinde ikiside birbirine baktı.

"Hanbin kaçıyor."

Bang Chan'ın dediği şey Hyunjin'in gözlerini devirmesine neden oldu.

"Bırak kaçsın. Felix yaralı."

Telaşla yanıma gelmelerini izlerken hissettiğim acı yüzünden dizlerimin üzerine çöktüm.

Hyunjin beni belimden ve başımdan tutarak yere yatırdı.

"Ona ne oluyor?"

Seungmin'in endişeli sesini duydum ama konuşmaya ve gözlerimi açmaya gücüm bile yoktu.

"Hyunjin, ne yapacağını biliyorsun."

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

Continue Reading

You'll Also Like

6.6K 957 11
jungwon jay bey kedinize hakim olur musunuz? [texting, story] ©jadedstilll - 2022
5.4K 83 6
top sung - bottom min
8.6K 899 36
"Odanın anahtarı, kaybedersen içerideki dolapta yedeği var ama sakın 'Yedeği var zaten' deyip kaybetme. Yarın ilk eğitimine başlamadan önce holdingi...
12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...