Tam o sırada teneffüs zili çaldı. Çoktan herkes ayağa kalkmıştı bile, bende sırıtarak "bir daha ki sefere seve seve hocam" deyip cool bir şekilde sırama gidip kitaplarımı topladım. Bu coolluğum Defnenin beni sarsmasıyla başlamadan bitmişti.
"Furkan neden gelmiş İpek hocanın yanına", sınıfta hala insan olduğundan fısıldayarak sormuştu.
"ne bileğim ben defne sorudan kimseyi göremedim ki" alayla baktı. "Tabi canım Furka'nın yardımını havada kaptın görmedim sanma." oflayıp koridora çıktım. Omzumda yine bir kol hissedince bunun Aras olduğunu anladım.
"Nereye bakalım kül kedisi." alttan ona bakış atarken birisinin seslendiğini fark ettik. "Aras comig here koçum 2 dakika bi." Arasla çıkan cümlenin saçmalığına gülmemek için zor dururken arkamızı döndük. Arasın kolu hala omzumdaydı ve galiba çekmeye niyeti de yoktu eh bana bir zararı da yoktu hatta her zaman kaladabilirdi. Furkanın çağırdığı gruba doğru yürürken herkesin orda olduğunu gördüm,
Bu çakma barbienin yine burda ne işi vardı?
Nora, tamam tamam ismiyle sesleneyim, gizli bir durum olduğunda Defneyle aramızda kurduğumuz takma isimlerdi sadece dedikodularda ihtiyaç duyuyorduk.
Barlas, Furkan, Melis, Simge ve yanlarında tanımadığım bir çocuk daha vardı. Aras onlarla selamlaşırken yeni çocukla göz göze geldik, tam o anda Furkan yeni çocuğu göstererek "Bu Serkan benim bir zamanlar siteden arkadaşım." Serkan ilk Arasa elini uzattı "Serkan" Arasta tokalaşmasına karşılık verdi " Aras".
Ardından bana elini uzattı "Aras, memnun oldum." hafif tebessüm ederek tokalaşmasına karşılık verdim "Berra Derin, ama genellikle BDA ya da berra derler." sonra elimi çektim. Aras yine ve yine kolunu omzuma attıktan sonra sanki bu kız benim imajı çiziyordu.
"Neler oluyor herkes toplanmış ben yokum aşk olsun." Defne'nin sitemli sitemli yanımıza gelmesiyle gözlerim tam ona doğru dönüyordu ki Melis'in Barlas'ın kolunda olan elini gördüm. Ardından Defneye baktım onunda gözleri ilk defa Furkan'dan önce Melislerle kesişti.
"Nora'nın kalbi varmış BDA ama sanki olmasaymış daha iyiymiş" Defne'nin ağız ucuyla söylediği şeyi tek benim duyduğumu sanmıştı ama herkes ona dönünce usta yalancı tarafı devreye girdi.
"Bir filmden bahsediyorum ya, ee -Serkan'a baktı- kim bu yeni çocuk"
Serkanla da selamlaştıklarında Furkan söze girdi "şey dicektim dostum biz bugün dışarı çıkalım diyoruz da sizde gelir misiniz" ilk Arasa sonra Defne'ye ki Defnede daha fazla oyalandı ardından da bana baktı.
"Herkes geliyor mu." Aras bu soruyu sorarken Serkan'a bakmıştı ve ondan hoşlanmadığını az çok anladım. Çocuk eli yüzü düzgün efendi birine benziyordu ne ara hoşlaşmamıştı.
"Evet işte biz bizim tayfa olarak hepimiz çıkıyoruz sizde gelseniz beraber vakit geçirmiş oluruz diye düşündük." Aras önce Defne'ye ki zaten bunu Defnenin kabul edeceğini biliyordu ardından bana baktı. Biz gözlerimizle de iletişim kurabiliyorduk, kafamı sağa doğru yatırıp omzumu silkeledim. Aras beni anlamış olacak ki,
"Zaten biz de bugün çıkmayı planlıyorduk siz yeri ve saati bildirin ben kızları alır gelirim."
Furkan onu onaylarken Aras'ta kafasını sallamakla yetindi. Beni kendiyle beraber döndürerek kantin yolunu tuttu.
🐾
Hava biraz soğuk olduğundan üstüme kareli ceket siyah pantolon siyah kazağı geçirdikten sonra saçımı tepeden topladım. Aras aşağıda Defneyle beraber beni bekliyordu. Annemle vedalaştıktan sonra siyah ayakkabıları mı da giyip dışarı çıktım. Aras'ın siyah lüks arabasıyla gelmişlerdi, hemen ön koltuğa bindim.
"Nerede buluşacakmışız." arabayı çalıştırırken bana baktı.
"Hadi yine iyisin senin sevdiğin kafeye gidiyoruz." elimi arkaya doğru uzatıp Defneyle beşlik çaktık. Yol boyunca başka birşey konuşmamıştık. Kafenin önüne geldiğimizde Aras arabayı park etmek için bizi indirip hemen geleceğini söyledi. Telefonuma gelen bildirimle elimi pantolonumun arkasına götürdüm. bildirim whatsApp'tan gelmişti, girip baktım.
TAYFA
Siz, Arascım, Defo, Simge, Furki, Melis ç.b, +90 530***, +90 537***
Furki: Kız ölmüş ölmüş soğuktan.
Fotoğrafı gördükten sonra kafamı kaldırıp karşıya baktım. Hepsi toplanıp gelmişti.
"Grup kurmalar falan noluyoruz Furkancım." Defne tam da sorması gereken bir soru sormuştu. Hadi onu geçtim şu an bu foto hepsinin galerisindeydi, gerçi hepsine baktıktan sonra sadece Melis'in ve Serkan'ın elinde telefon vardı. Melis alaylı bakışlarını gönderirken Serkan beğeni dolu bakışlarını bana gönderiyordu, ona hafif tebessüm edip Melise de üstten bir bakış attıktan sonra bende Furkan'a döndüm.
"Belki sana daha yakın olmak istiyorumdur tatlım." Defne'nin yanağından makas alıp içeriye geçti. Defne büyük bir şokla orda durmaya devam ederken kahkaha atıp kolundan çekerek içeriye soktum.
"Ama gerçekten az daha dışarıda dursaydık ölebilirdim."
"Zaten üflesem uçcan az ye kızım be." Furkan'ın sitemiyle Aras ve Defne gülmeye başladı bende gururla kafamı dikleştirdim. "Senden benden fazla yiyordur o sen takma kafana. Hatta bir gün yarış yapmıştık hakket benden fazla yiyor." Arasın söylemine nora pardon Barlas ve Melisin şaşkın bakışları dışında hepimiz güldük. Sonra aynı şaşkın bakış Serkanda da oldu.
"Nasıl bu kadar güzel bir fiziğe sahipsin peki" kafamı Serkan'a çevirdim. "Yani yanlış anlama ama birileri senin fiziğinde olmak için sabah akşam spor yaptıklarına eminim, sahi spor yapıyor musun?" kafamı olumlu anlamda sallayıp cevap verdim.
"Nadiren yapıyorum ama yediklerimi çok çabuk sindirdiğim için kilo almıyorum galiba bilmiyorum."
Simge gülerek lafa girdi. "Bizde Melisayla ikimiz deli gibi spora gidip yediklerimize dikkat ediyoruz anca bu kadar oluyor işte." Bu sefer ona döndüm.
"Simgecim senin fiziğin muhteşem keşke bende kilo alabilsem. Hem üzülme bak Defne de sizden." Simge bana gülerken Defne karşıdan peçete fırlattı.
"Ee hanımlar ne içersiniz" serkan'ın sorusuyla ona döndüm ama gözüme yine Barlas takıldı o anda onun da bana baktığını gördüm, göz göze geldik. Kafamı çevirip yanındaki Furkan'a baktım. En köşede Barlas yanında Furkan onun yanında Defne, Defne'nin yanında Melis karşılarında sırayla Serkan, ben, Aras ve Simge oturuyorduk.
Defneyle ben latte söylerken Melis filtre kahve, Simge de mocha söyledi. Erkekler ise kırmızı ve beyaz şarap söylediler.
"furkan konuya girsen mi artık uzatmasan mı acaba kardeşim." Barlas geldiğinden beri ilk defa konuşmuştu bu yüzden ona döndüm. Ama o bıkkın bir ifadeyle Furkan'a bakıyordu, galiba pek de burda durmak istemiyordu.
Furkan kafa sallayıp defneye döndü, eline doğru uzandı. Ben Arasa Aras bana bakarken Defne nefesini tutmuştu bile. Ardından bizde Furkan'ın ağızından çıkacak kelimeleri bekledik.
"Defne seni çok tanımıyorum biliyorum sende beni tanımıyorsun ama senden hoşlanıyorum ve izin verirsen seni tanımak istiyorum." Defne'nin gözünden akan bir damla yaşı Furkan eliyle silerken ayağa kalktılar. Defne olumlu anlamda başını sallarken kolunu Furkan'ın boynuna sardı, o da elini Defne'nin beline yerleştirdi ve kendine çekti. Olay tam anlamıyla bir dakikada gerçekleşmişti masadaki Serkan ve Barlas hariç herkes ağzı açık bir şekilde ikisine bakıyordu. Bende telefonumu çıkarıp onları fotoğraf çektim yoksa sonra Defne'nin nasıl bizi çekmezsin cümlelerine maruz kalamazdım.
Furkan garsonun getirdiği gül demetini Defneye uzattı, "Bunlar solsa da yenisi ekeriz beraber o yüzden güller solana kadar değil yenisini dikmeyi bırakana kadar seni seveceğim."
"furkan ama s-sen n-nasıl gel bir daha sarılcam" demetle beraber furkan'a sarılırken demetteki gülün dikeni Furkan'a battı. "dikensiz olsun demiştim auv yaktı baya canımı, allahtan iki üç romantiklik yapalım dedik." masa tekrardan kahkahaya boğulurken bu kez gülmeyen ben ve Barlas'tık.
"Gülü sevip dikenine katlanmaya gerek yok papatya sevin." söylemimle beraber herkes pür dikkat bana kesildi. Defne ise göz devirerek lafa atladı. "Sevgili BDA papatya aşığıdır boşverin onu." Kafamı iki yana salladım Barlas elindeki telefondan kafasını kaldırmış hala bana bakıyordu o sırada siparişlerimiz geldi ve kafasını çevirdi bende önüme döndüm.
-
Bir dahaki bölümde görüşürüz.