YENİ HAYAT

Por vozden

40.1K 2.6K 774

Yoruldum. Yazarın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyordum. - Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bak... Más

Karakter Tanıtımı
1. Bölüm - Hastane
2. Bölüm - Ön Yargı
3. Bölüm - Farklı
4. Bölüm - Yanlış Anlaşılma
5.Bölüm - Diyabet
6. Bölüm- Kaynaşma Merasimi
7. Bölüm - Film Gecesi
9. Bölüm - Yeni Aile Üyesi Ve Yorgunluk
Önerileri Alalım
Ben Bir Şey Yaptım
10.Bölüm - Sinir Kirizi
12. Bölüm
13.bölüm

8. Bölüm - Doğum Günü

2.7K 298 105
Por vozden

Medya İpek Alaca.

N'haber millet?

Kitaba okuyup oy vermeniz aşırı hoşuma gidiyor! Yorumlarıda okumak zevkli sadece miktarı az ama sizede zorla yorum yaptıramam sonuçta.

Sizinle ara sıra burada sohbet edelim. İlk sohbet konumuz.

En utanç verici anınız nedir?

İyi okumalar!

👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣

Yarın ikizlerin doğum günüydü. Bunu sabah fakülteye gitmeden önce bana Esila söylemişti. Onunla beraber akşam üstü alışverişe çıkacaktık. Şimdide fakültenin önünde onu bekliyordum. Üzerimde yine çok güzel bir takım vardı. Takımları seviyordum. Kremit rengi takımın üzerinden dizime kadar gelen postal ve içime de yarım dar siyah kazak giymiştim.

Fark etmiştim, gittikçe birbirimize alışıyorduk. Bugün bunun verdiği mutlulukla etrafa neşe saçıyordum taki Eren'i görene kadar.

Eren'in ailesiyle büyük sorunları vardı. Babası çok mükemmelliyetçiydi ve Eren ne yapsa Haydar amcaya yaranamıyordu. Tıp okuyordu ve bölümünün birincisiydi ama babası onun yurt dışında değilde Türkiyede okuyor olmasını kabul etmiyordu. Çünkü sınavına girmişti ve Amerika da ki çok iyi bir okula gidebilirdi ama Eren istememişti.

Annesine çok düşkündü. Annesi de ona. Sırf Hatice teyzeyi babasıyla yalnız bırakmamak için gitmemişti ama babasının diline düşmüştü.

Erenle çok yakın dost ya da kanka değildik ama arkadaştık. Orta okuldan beri ne hikmetse hep aynı okul ve aynı sınıfa düşmüştük. Bana ara sıra dertlerini anlatırdı o zamanlar. Babasının ne kadar baskıcı biri olduğundan bahsederdi.

Haydar amcayı görmüştüm. Evlerine gitmiştim ve ne yalan söyleyeyim o adamdan nefret etmiştim. Çok kibirli ve ukalaydı. Ağzının payını verince de deliriyordu bu yüzden hislerimiz karşılıklıydı.

Benden nefret ediyordu ama fikirlerimi de önemsiyordu.

Nasıl olduğunu çok bilmiyordum ama sanırım oğlunun bu kadar içine sinik ve cesaretsiz oluşu onu deli eden yegane şeydi. Bende Eren'in tam zıttı olgun bir şekilde ona karşılık verince hem mutlu olmuştu hem de sinirlenmişti. Oğlunun başkalarından daha düşük bir cesareti olduğunu görmek kötü hissettiriyordu sanırım.

Eren bugün benim yanıma gelmiş ve babasını ikna etmemi istemişti. Onu yurt dışına göndermeye çalıştığını, o gitmek istemese bile onu zorla göndereceğini söylemişti.
Kabul etmiştim tabii ki de. Yardım etmeliydim çünkü o bana yardımcı olmuştu. Bana arkadaşlık etmiş dertlerimi dinlemişti. Kendimi ona borçlu hissediyordum.

Önümde siyah range rover marka araba durunca hemen ön koltuğa oturup çantamı arkaya attım. Esila benim gibi bir takım giymişti ama içinde siyah gömlek vardı. Asker yeşiliydi onun takımı ve ayağında sanırım bilekten bağlamalı topuklu vardı. Güneş gözlüğünü çıkarıp direksiyonun üst kısmına bıraktı ve havalı havalı bana döndü.

- Nereye gidelim? Çarşıya mı yoksa alışveriş merkezine mi?

-Alışveriş merkezine.

Başıyla onaylayıp önüne dönerken ben, ikizlere ne alacağımı düşünüyordum.
Esilaya döndüm. O onların ne tarz şeyler sevdiğini biliyordur. Ben onların yanına geleli sadece 12 gün olmuştu. Anlaşmıştık. Gayette iyi vakit geçiriyorduk ama henüz birbirimizi çok tanıyamamıştık.

- İkizler nelerden hoşlanır?

Hemen bana dönüp bir iki saniye yüzümü inceledikten sonra tebessüm ederek önüne döndü.

-Melisa kitap okumayı sever. Aynı senin gibi. Onun dışında resim yapar. Geçen sene ona kara kalem seti almıştım. Miraçsa müzik dinlemeyi sever. Ortaokulda gitar derleri alıyordu. Geçen sene onada gitar almıştım. Spor olarak Melisa çok sevmesede Miraç basketbol oynamayı sever.

Başımla onayladım. Fark ettim de Melisa ile yaptığımız çoğu şey ve hobilerimiz uyuluyordu.

-Gün geçtikçe Melisayla ne kadar benzediğimizi daha çok fark ediyorum. Resim yapmayı bende çok severim. Çok yetenekli olmasamda eskiden, onun yaşındayken uğraşırdım. Okulun kurslarına da giderdim.

-Ne güzel. Beraber resim yaparsınız. Bende size katılırım. Mesleğim gereği benimde yeteneğim var bu konuda.

-Ah ona ne şüphe.

Güldük. Esila da kafa birisiydi. Tanıdığınız zaman aslında hepsiyle anlaşabiliyordunuz. Şu geçen 2 hafta boyunca iletişimimizi iyice ilerletmiştik. Bu konuda mutluydum. Eminimki diğerleride öyleydi. Arabayı AVM de durdurduktan sonra otoparka park ettik ve yukarı katları dolaşmaya başladık. İlk başlarda ikizlere hediye almak için çıktığımız alışveriş, şimdi bizim kafa dağıtmak için boş boş eşyalar almamıza dönmüştü. Değişik değişik tişörtler, takımlar, elbiseler derken baya vakit germiştik.

Yalan yok alışveriş yapmayı, yeni bir şeyler almayı severdim. Sadece bu aktivitenin delisi değildim. Olmasa da olurdu yani.

Henüz ikizlere hediye alamadan yorulmuştuk. Bu yüzdenden en üst kata, yemek katına çıkmıştık. Fazla kalorili şeyler yiyemezdim. O yüzden sadece mercimek çorbası içecektim. İçinde ne tuz ne de fazladan yağ vardı. Yanında da Esila ile birlikte yediğimiz çoban salata vardı. Kendisi de bana eşlik edip mercimek çorbası almıştı. Yemek yeme faslı bitince mağazaları dolaşmaya devam etmiştik. Esila Melisa için kara kalem defteri almıştı. Uzun zamandır almak istediğini söylemişti. Ona sormuştum.

- Neden almamıştı ki? İsteseydi Kerem bey alırdı?

- İkizler, Barlas ve Doruk kendi paralarını biriktiriyor. Babam onlara aylık harçlık veriyor, onlarda bütün bir ay kendi ihtiyaçlarını harçlıklarıyla alıyorlar. Melisa genelde bir sürü ıvır zıvır aldığı için bir türlü defter alacak parayı tutturamadı. Bu yüzden doğum gününde ona ben alacağım.

Doğrusu bu benim çok hoşuma gitmişti. İnsan eğer istediği her şeyi alıp elde edebilseydi hayal diye bir şey olmazdı. Her şey elinin altında olunca istek kavramını unutuyordun. Bu yüzden istekle birlikte azmin de gidiyordu. Bu da kötü bir şeydi. Büyüdüğün zaman kendi ayaklarının üstünde durman gerektiğinde ne yapacağını şaşırırdın.

Kerem bey de buna engel olmuş oluyor. Şimdiden birikim yapmayı ve paralarını tasaruflu kullanmayı öğreniyorlardı.

Esila, Melisaya hediye aldıktan sonra Miraç'a da hediye bulmuştu. Çok güzel siyah üzerinde renkli desenler olan bir basketbol topu almıştı. Spora ilgin olmasa bile ister istemez elin topa gidiyordu. Bense henüz ne alacağımı bulamamıştım. Saat geç olmuştu bu yüzden hediye işini yarına ertelemiştim.

Arabayla eve dönerken yolda gördüğüm şeyle adeta gözlerim ışıldamıştı.

Hediyemi bulmuştum!

~ İkizlerin doğum günü ~

Miraçtan

Bugün doğum günümüzdü!

Sabah özel olarak alarm kurup yarışı kazanmıştım. Sabah saat 06.00 da kalkmış ve ilk doğum gününü ben kutlamıştım. Bu Melisayla aramızdaki bir gelenekti. Her yıl ilk doğum gününü kutlayan kişi olmak için uğraşıyorduk.

Ve bu sene ben kazanmıştım!

Yatağımdan kalktığım gibi odasına koşmuş ve dibine kadar girerek kulağının dibinde 'İYİKİ DOĞDUN KÜÇÜK İKİZ!'
diye bağırmıştım. Tabii sonrasında çığlık atmış ve bütün ev ahalisini uyandırmıştı. Sonrada onu korkuttuğum için beni pergeliyle dövmüştü.

Gerçekten.

O pergelle böğrümü deşmişti.

Neyse! Sonrasında baya eğlenmiştik! Sabaha kahvaltısında en sevdiğimiz şeyler vardı. Kuymak! Benim en sevdiğim kahvaltılık! Trabzon usulü bol peynirli, böyle akışkan akışkan uzayan! Imm oh! Çok lezizdi yahu!

Okula gittiğimizde herkes doğum günümüzü kutlamıştı. Hatta Berkelerle birlikte kantinden patso alıp piknik yaparak yemiştik. Minik ziyafetimizi Melisalarda katılmıştı ve daha da güzel olmuştu! Baya eğlenmiştik. Eve geldiğimizde küçük bir kargaşayla da karşılaşmıştık. Annem bizi kesinlikle mutfağa sokmuyordu.

Açıkçası bu kadar büyük hazırlığa girmelerine gerek yoktu. Sadece hediyeleri verseler yeterdi. Sonuçta para yetmiyordu ve bu kadar çok hediyeyi de istememezlik yaparak nankörlük edemezdim.

Hayvan gibide istiyordum hacı!

Akşam yemeğide normal geçmişti. Gülüşler, kahakahalar. Ailemi seviyordum. Derin olmayınca ayrı bir güzel olmuştuk tabii orası ayrı.

Pastayı umarım çikolatalı yapmışlardır. Çikolata fanatiği birisi olarak bol çikolatalı bir pasta yerdim yani. Tabii benim ikizim olacak olan şahıs pastayı çikolatalı yerine karamelli istiyordu. Karamel nedir ya?!

Nagır dondurmada da karamel vardı. Melisayla bu konuda kavga bile etmiştik. Geçen yaz Pamir abim bize nagır almıştı. Artık nasıl deniyorsa. Ben ilk çikolatalı kısmı yenir demiştim ama Melisa karamelli kısım yenir demişti. Bas baya iki saat bunun için kavga etmiştik. Sonuçsa hüsrandı. Abim elimizdeki dondurmaları alıp kendi yemişti. Bize de magnum alıp vermişti. Hepsi o ikizim olacak muzun suçuydu. Onun yüzünden çikolatalı büsküvim gitmişti. Hoş onun yerine gelen de kötü değildi. Koskoca magnumdan bahsediyoruz yani!

Ben en çok duble çikolatalı olanını seviyordum. Haliyle Melisa da onun karamelli olanını seviyordu. Her neyse, sonuç olarak çikolatalı dondurma yemiştim. Gerisi sorun değildi.

Oturmak için salona geçtiğimizde yine güzel bir sohbet dönüyordu. Maviye alışmaya başlamıştım. Artık korkmuyordum ve bu beni çok rahatlatmıştı. Onun gibi olmadığını anlamam zaman almıştı.

Ergenlik hali bazı aptallıklar yapmıştım kabul. Ama benim yerimde hangi yaşıtım olsa aynısını yapardı. Fevri hareket etmem hataydı bunu anlamıştım ama elimde değildi. Kendimi korumak istiyordum. Daha fazla yediremiyordum bu kadar korkak olmayı kendime.

Işıkların kapanması ve Fadik teyzenin elinde kocaman 2 katlı bir pastayla salona giriş yapmasıyla herkes ayağa kalkmış ve' iyiki doğdunuz' şarkısını Melisa ve bana bakarak söylemeye başlamıştı. Işıklar açılıp pasta önümüze geldiğinde gözlerim dehşetle açıldı.

-Obaa!

Pasta ikiye ayrılmıştı. Yani bir kısmı tamamen çikolatayla kaplanmışken diğer kısmı karamel çubuklarıyla süslenmişti. Pastaların üzerinde yazıları sevmiyorduk bu yüzden üzerinde yazı yoktu. Melisaya dönüp kolumu omzuna attım ve başının üzerine küçük bir buse kondurdum.

-Tekrar iyiki doğdun karamelli muz.

Kafasını kaldırıp gülümsedi ve parmak uçlarına çıkıp yanağıma uzanıp öptü.

-Sanada iyiki doğdun ikiz müsveddesi.

Gülümsedim. Beraber pastaya dönüp dilek dileyip üfledik.

Mutlu olmak istiyorum.

Mumları üflediğimiz anda herkes bizi alkışlamaya başlamıştı.

-Hadi! Artık şu pastayı kesip yiyelim! Sonrada hediye merasimine geçelim! Bu sene en güzel hediyeleri ben vereceğim.

Barlas abimin konuşmasıyla bakışlar ona dönmüştü. Gülümsedim. Her doğum gününde hediye yarışına giriyorduk. Fadik teyze pastaları kesip servis etmişti. Ben, Doruk abim, ablam ve annem çikolatalı yemiştik. Melisa, Pamir abim, Altay abim, Barlas abim ve babam ise zevksizce karamelli yemişti. Mavi ise pasta almamıştı. Onun hasta olduğu yeni aklımıza gelmişti. Pasta yiyemezdi.

-Ay kızım çok özür dilerim ben senin pastandan almayı unutmuşum!

Yatıştırıcı bir şekilde ellerini salladı ve tebessüm etti.

-Merak etmeyin İpek hanım ben zaten pasta sevmem. Daha çok ekşi şeyler daha çok hoşuma gidiyor. Acıyı da severim ama tatlının çokta müptelası değilim.

-Nasık yani? Hiç mi yemezsin?

Merakla sormuştum. Bakışlar bu sefer ben ve Mavi arasında giderken Mavi, bana bakarak güldü.

- En son 12 sene önce pasta yedim diyelim. Tadını unuttum.

Gözlerim dehşetle açıldı ve bu sefer yalnız da değildim. Salondaki herkes şaşkınlıkla Maviye bakıyordu. Bize garip garip bakarak sordu.

-Ne?

-Sen ciddi misin? Nasıl dayandın? Ben şahsen dayanamazdım.

Melisa konuşmuştu bu sefer.

....

-Hadi artık hediyeleri verelim!

Doruk abim koşarak salondan çıktı ve birkaç dakika sonra elinde iki paketle salona geldi. Doruk abimden sonra herkes hediyelerini alırken yerinden kıpırdamayan tek kişi Maviydi. En çok onun hediyesini merak ediyordum.

-Alın bakalım ikiz veletler.

İlk Barlas abim vermişti hediyelerini. Alıp açtım. Benimkinden mavi Bluetooth kulaklık çıkmıştı. Bebe mavisiydi ve çok güzeldi. Abime sarıldım ve teşekkür ettim. Melisa da da aynısının ayçiçek desenli olanı vardı. O da abime sarıldı ve teşekkür etti.

-Ben abimin hediyesine 7 puan veriyorum.

Puanımı vermiştim. Abim enseme bi tane yapıştırdı. Acıdı ama ya!

-Niye 3 puan kırdın lan?! Ne güzel kulaklık işte?!

-Abi bizde zaten mulaklık vardı o yüzden şey ettim.

Ensemi ovuşturuyordum aynı zamanda. Hayvan gibi ağırdı eli kıymetli canım acımıştı.

-Tamam bende 7 puan veriyorum abi. Teşekkür ederim tekrar.

Abim geri yerine otururken bu sefer Pamir abim gelmişti yanımıza.

- Alın bakalım gençler bunlarda benden.

Hızlıca paketi açtım. Obaa!
Bir dahaki Galatasaray-Beşiktaş maçına iki bilet ve iki tane Galatasaray atkısı vardı.

-Kralsın abi!

İkimizde Galatasaraylıydık. Ve bu maçı iple çekiyorduk!

-Benim puanım 9!

-Aynen!

Pamir abim gülerek yerine oturunca karşımıza bu defa ablam gelmişti. İkimize de büyük paketler uzattı ve tepkimizi beklemeden yerine geçip oturdu. Hemen bu paketi de açtım ve yine Obaa!

Çok güzeldi lan! Topun kenar çizgilerinde değişik renklerde semboller vardı. Çok güzeldi.
Topu tek parmağımda çevirirken oldukça keyifliydim.

-Ben bu topa 9 puan veririm aga!

-Ya abla çok teşekkür ederim! Bu defter çok güzel!

-Rica ederim meleğim ne demek?

-Ben buna 9 veriyorum. Biraz Miraçı taklit gibi oluyor puanlar ama yerinde puanda onun verdiği gibi oluyor.

Topu diğer hediyelerin yanına koltuğa bırakıp Doruk abimden diğer hediye paketini aldım. Heyecanla yerinde zıpladı.

-Bu sefer ben kazanacağım! Tam puan alırım bu hediyelerle!

Paketi gülerek açtım. Ve tekrardan bir Obaaa!

Benim pakette dolu dolu çikolata vardı! Her çeşit her markadan vardı. En az 50 çikolata vardı bunda!

-Abi benden 9 puan aldın. Valla çok sevdim ama hala istediğim hazza ulaşamadım kusura bakma.

-Başlarım lan senin hazzına nasıl tam puan vermiyorsun!?

-Bende aynı puanı veriyorum abi.

Doruk abim astığı suratıyla yerine geçti. Annem ve babam hediyelerini ortak almışlardı. Bana kaykay, Melisaya uzun zamandır beklediği yeni basım bir kitap almışlardı. Hediyeleri yerlerine bırakıp bu sefer Maviye döndük. Herkesin bakışları ondayken o sadece sırıtıyordu. Tek kaşım havada salondakileri incelerken ablamında onun gibi sırıttığını gördüm.
Arkasına yaslanıp kollarını önünde kavuşturdu.

-Valla kimin kazanacağı belli. Ben o yüzden pek hevesli değildim yarışmaya. Hiç heveslenmeyin sizde gençler. Mavi bu yarışı net kazandı.

Çok kesin konuşuyordu. Yerime oturdum.

-Ona biz karar vereceğiz ablacım. Bakalım hediyesi gerçekten güzel mi?

- Öncelikle tek bir hediye aldım gençler onu söyliyim.

-Ooo beni kaybettin Mavi.

Melisa hemen geri çekilmişti. Benimle eşyalarını paylaşmayı sevmiyordu. Bende sevmiyordum ama görmeden karar vermeyecektim.

-Peki Melisa o zaman sadece Miraç'ın olsun bu hediye.

-Yok yok! Tamam hadi getir.

Sırıttım. Ayağa kalkıp salından çıktı. Merakla bekliyorduk.

-Acaba ne aldı? Sen biliyorsun değil mi Esila?

-Kusura bakma anne söyleyemem.

-Aman! Söylesen ne olurdu sanki?!

-Ya bi durun! Hediye bizim siz daha heyecanlı çıktınız ya!

Mavi salona elinde örtüyle geldi altında bir şey vardı ama . Büyük kare bir kutuydu bu. Melisa ve benim oturduğum koltuğun önünde dizlerinin üzerine çöktü.

- Hadi kaldırın örtüyü.

Kaldırdık. Örtüyü kenara attık ve kutuya doğru elimizi uzattık ama hemen geri çekikdi.

- A a! Benim elimde açacaksınız.

Başımla onayladım. Melisa da öyle yapmıştı sanırım. Elim kutunun kapağına gitti. Çok merak etmiştim ne aldığını.

Kapağı açıp kenara koydum ve içindekine baktım.

AMAN TANRIM!

************************************

Burada kestim!
Niahahahahaahaaahaaha!

Şaka maka bölüm nasıldı?

Sizce Mavi ikizlere ne hediye aldı?

Bu arada bugün sınava girdim. Dua edin netim iyi çıksın. Amin.
Neyse oy ve yorumlarınız beklemeden önce şey diycem. Okunma sayısı baya yükseldi yani bana göre ama oy sayısı çok düşük. Tabii yine bu benim ilk kitabım olduğu için güzel oy sayısı ama okunma sayısı oy sayısının on katı kadar. Küçük yıldıza dokunun lütfen.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!

Ben kaçar! 👣

Seguir leyendo

También te gustarán

ZEMHERİ Por yudumsucan

Ficción General

117K 5.5K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
946K 56.2K 72
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
442K 23.3K 51
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
345K 27.5K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...