Arkadaşlar Küçüğüm 45 bölüm final olacak haberiniz olsun. Üüuuuu.
"Aras..." dedim yalvarır gibi. Elimi daha sıkı tuttu.
"Siz oturun kahve içelim" dedi Harun Bey, koltuğa oturduğumuzda Harun Bey yüzüme bakıp hafifçe gülümsedi karşılık verdim sadece ayıp olmasın diye . Birkaç dakika sonra kahveler geldi o zamana kadar kimsede çıt çıkmamıştı.
"Abi bizim neden geldiğimizi biliyorsundur." Dedi Aras kahvesinden bir yudum aldı ve masaya geri koydu. "Adem yardım edebilir bize" diye devam etti. Adem Özer kafasını bana çevirdi. "Yardım ederiz, sıkıntı değil enişte" dedi gülümseyerek.
"Eyvallah" dedi hafif gülümseyerek Aras. Sıkıntı tüm vücudumu kasmıştı.
"Necati Turgay adında bir ad dolaşıyor Aras, kod adı Meşale. Mesaleyi tanıyan fazla kimse yok. Bir maşa da olabilir Doğu'yu yöneten de o olabilir en azından elimizde bir isim var." Dedi Adem Özer elindeki dosyayı uzattı.
"Tanıyorum Necati Turgay'ı. Bana teklif soranladan 5 yıl önce 10 Milyar dolarlık bir zararı olmuştu. Yüklü bir para" dedi Aras emin olmak için dosyaya baktı ve kafası ile onayladı.
"Kolları var Acar ve Yiğiter sadece sahaya sürdükleri, Yılmaz, Bulut gibi gizli olanlarda var. Bunlar güçlü değiller Turgay'ın arkasına aldıklarını ve onun güçlü olduğunu düşünüyorlar, sadece ona güveniyorlar. Necati'nin büyük vaadleri var" diye devam etti Harun Özer, kapı yavaşça açıdı , kalbimin tetiklediğini hissettim. Içeri giren orta boyda kumral ve alev gözü kadını gördüm, bendim bu , o kadar benziyorduk ki birbirimize. Gözlerim dolmuştu.
"Hayatım kolay gelsin" dedi Harun Özer'e sarıldı.
"Misafiriniz mi vardı. " dedi göz teması kurduğunda şaşkınca baktı bana. Tanımış gibi baktı. Dudaklarımı birbirinine bastırarak gülümsedim.
"Sen..." dedi gözleri dolmuş gibi baktı bana. Ellerini ağzına götürdü dopan gözlerinden bir damla yaş aktı "Turna" dedi feryatla. Boynuma sarıldı aniden birkaç saniyelik şaşkınlığımdan sonra karşılık verdim.
"Sana çok benziyor" dedi Harun Özer gülümseyerek.
"Çok büyümüş, çok güzelleşmiş!" Dedi elimi sıkıca tutarak. "Onu benden aldıklarında sadece bir buçuk yaşındaydı " diye devam etti gözyaşları arasında.
"Ellerin buz gibi" dedi bana bakarak, ellimi avcunun arasına aldı ısıtmak ister gibi. Konuşamıyordum, ne demem gerek ya da ne yapmam gerek kestiremiyordum. Sık sık tek tanıdığın kişi olan Aras ile göz teması kurup ondan güç almaya çalışıyordum. Benim bir parçamdı bu odadaki herkes ama ben onlara yabancıydım
Tanıdık bir yabancıydım.
"Anne,Arslanoğu şirketinin temsilcisi olan TURNA benim ablammış" dedi Derya Bahar Özer'e bakarak. "Annem Turna kelimesini ilk duyduğunda biraz heycanlanmıştı. Biraz duygusal kendisi balık burcu da" diye devam etti kıkırdayarak.
"Sanırım ailemiz tamamlandı hatta yeni üyelerimiz de var" dedi Aras'a bakarak Bahar Özer. Aras hafif gülümsedi yüzünü bana çevirerek.
"Bahar Sultan bura-" dedi tanıdık bir ses ve her işin altından çıkan o ses!!
"Akın kokumu mu aldın oğlum" dedi Bahar Özer gülerek. Akın bizi görünce put gibi kesildi , öldürücü bakışlarımı ona yolladığımda yutkunduğunu an ve an izledim.
"Siz b-burada mıydınız hala. Siz niye gitmediniz ki?" Dedi bizi suçlar gibi. Sinirle burnumdan soludum.
"Sen! Tanıyorsun!" Diye bağırdım üzerine bir kaç adım atarak. Bahar Özer'in arkasına doğru geçince "neden her işin altından sen çıkıyorsun!" Dedim bağırarak.
"Ben anlamadım" dedi yüzsüzce "Bahar abam ne diyo bu?" Ciddiyetsiz halini görmek onu öldürmek için yeterliydi!
"Sanırım seni öldürecek " dedi Adem Özer kollarını göğüsünde birleştirdi. "Aynen " diye katıldı Derya.
"Yaşamak için tüm halklarını kaybettin Akın! Bittin sen!" Üzerine doğru attığım adımların iki katını atarak geri gitti.
"Valla başka birşey saklamıyorum. Anlatacağım yaşamayı başarırsam!" Dedi ciddi değildi, onu öldürecektim!
"Istemiyorum seni 16. Kattan atacağım ve rahat bir vicdanla teslim olacağım!" Diye direttim. Benden hariç herkes gülüyordu komik değildi, ben cinayet işleyecektim beni durdurmaları gerekiyordu.
"Telefon!" Dedi çalan benim telefonumdu. "Duydum, sadece birkaç dakika!"
"Efendim Aslı?" Dedim sinirli bir sesle birkac dakikalık bir sessizlikten sonra nefes verdi. "Bana niye kızıyorsun ya!"
"Sana kızmıyorum, sinirliyim. " diye konuştum daha sakin bir sesle.
"Hala babanların yanında mısınız?" Dedi ciddi bir durum olmali ses tonu net ve soğuktu.
"E-evet" dedim utanarak. Aklımdan bile Harun Özer diye geçiriyordum. Sanırım zor olacaktı benim için baba demek.
"Telefonu hoparlöre verir misin? Poyraz ile hesap ayarlamalarını ve birkaç isim çıkardık ilginizi çekebilir " olayı rafa kaldırıp telefonu hoparlöre verip masaya koydum.
"Dinliyoruz Aslı" dedi Aras telefona biraz daha yaklaştı.
"Abi durum şu; Bazı şirketler hisselerini tek bir şirkete satmışlar Necati Turgay . Bunlar küçük ama pek ortaya çıkılmasını istemeyen hisseler. Bizim zarara sokuğumuz kişi sayısı 15 şirket. En yüklü zarar yapan ilk beşte Necati Turgay ve Metin Acar var. Geriye kalan diğer şirketlerle aramızdaki bağları koplarmamıza rağmen hiçbir olumsuz girişim olmamış. Sana ilk beşi sayıyorum şimdi.
Necati Turgay, 10 milyar dolar
Metin Acar, 7 milyar dolar.
Selim Kemancı, 5 milyar dolar.
Sabattin Efeoğlu 1,5 milyar dolar.
Dilek Yiğiter, 290 milyon euro.
Dilek Yiğiter ismini duyunca şaşırdım. Demek Aras'a pislik teklif yapmıştı. Onu sevmiyordum niye seveyimdi ki. Sevdiğim adami seven ve isteyen birini niye seveyim ki!!
"Bizde Necati'den şüpe ediyoruz. Olabilir, bana birkaç imada bahsetti, tehtit de etmişti. Akar tamamen bitti evet ama onun soyadını taşıyan kuzenleri var. Karşımıza çıkma ihtimalleri var, köpekler intikamı sever" diye eklediğinde Aras, Harun Özer dosyaların olduğu yere yöneldi ve yarısı yeşil yarışı mavi olan dosyayı alıp Aras'a uzattı.
"Necati'nin hakkında bazı şeyler, ilgini çekebilir. Adem araştırmayı seviyor" dedi Adem'e bakıp gülümsedi.
"İfşa mı?" Dedi Akın. "Sen konuşma! Ağzını açarsan dilini koparırım!!" Diye bağırdım öfke ile, ağzını açtığı gibi kapattı.
"Ben Rusya ve Polonya ile iletişime geçeceğim. Bence Amerika ile bağlarını kontrol et, vaadleri iyi ve bazı şeyleri engelleyebilirler." Diye devam ederken Adem Aras dosyayı açmadan yanına bıraktı.
"Bana tirip atma! Ben sana söyleyemem, niye ben söylüyorum ailen kendi söylesin!" Dedi umurumda bile değildi.
"Var ya Doğu'nun lideri sen çıksan şaşırmam artık!" Diye direttim kavgayı. Aras omuzumdan tutup kendine doğru çekti.
"Tamam güzelim sakin ol. Onun ölümü zaten bizim elimizden olacak o belli oldu" dedi saçlarıma vardı parmakları ve yavaşça okşamaya başladı.
"Benim arkamda Bahar ablam var! O yaşatır beni. Demi?" Dedi Bahar Özer gülerek kafa salladı.
"O ne demek?" Dedi Akın şaşkınlıkla. "kızını görünce beni satamazsın ondan önce ben vardım. Yani bir yıldır falan"
"Ciddiyetsizsin!" Diye yüzümü çevirdim diğer tarafa.
"Kızım..." dedi. Yüzümü Bahar Özer'e çevirdim.
O kadar içten kızım demişti ki gülümsememek elde değildi. Bana kimse bu kadar içten kızım dememişti.
"Akın'dan biz istedik bunu. Zamanı değildi, eğer senin karşına çıksaydık Doğu Akar sana birşey yapabilirdi. Senin varlığını öğrendiğinde okun yönünü sana çevirdi" diye tamamladı cümlesini.
Bunların varlığı gerçek miydi şimdi? Birine aşıktım deli gibi ve şu an gözlerine bakıyordum. Bir ailem varmış iki tanede kardeşim. Mutluydum herşeye rağmen, rahat ve huzurluydumda aynı zamanda. Söyle bir göz gezdirdim herkesin üzerinde ve gülümsedim sadece.
"Tamam, biz artık gidelim. " dedi dolan gözlerimi fark etti Aras. İçerdekiler gülümsememle veda edip dışarı çıktım. Aras'ın seçe parmağını tuttum küçük vir kız çocuğu gibi. Yine bir asansör vardı önümüzde, bu asansör benim kalbimi bir gün durduracaktı.
İçeri girdiğimizde gülümsedi benim gibi. "Beni seviyorlar" dedim, omuzuma bir öpücük bıraktı.
"Sen onların evladısın, tabikide sevecekler." Dedi omuz silkip sırtımı asansöre dayadım. "Ne bileyim, beni hiç görmediler, hiç karşılaşmadık belkide beki ölü biliyorlar, tuhaf hissediyorum." diye devam ettim.
"Ben Akın'a güvenmiyorum o bir yolunu bulup seni göstermiştir onlara." Dedi elini kafa hizama sayadı ve hafif eğilip burnunu burnuma sürttü. Boğazımdan çıkan ufak kıkırdama ile Aras kahkaha attı.
"Aç mısın?" Dedi kolumu bedenine sardıp "hıhı" dedim . Asansör açıldığında ayrılmadan sarılarak şirketten çıktık. Vale arabayı getirdiğinde yan koltuğa oturdum.
"Abla su al abla!" Dedi bir çocuk elindeki şişeyi bana uzattı. Çantamdaki parayı çıkarıp uzattım. Su ve elindeki kağıdı bana uzatıp koşarak uzakalştı.
"O ne?!' Dedi Aras şaşkın ve sinirli bir şekilde dudak buzup mektubu açtım.
JJS pistjet alanı. Saat 10: 30
Arslanoğu paslanmış olmalı .
Aras'a baktım. Aras sadece biraç saniye gözüme bakıp arabayı çalıştırıp gaza bastı Biri bizimle oyun oynuyordu, ama biz bunu çözecektik. Ger hikayenin mutlu sonu vardı, olmak zorundaydı. Bizim hikayemiz mutlu son ile bitecekti.
"Yarışmayacaksın" dedim gözlerimi üzerinden çekmeden. "Alanı Onlar seçti illa şike yapacakalar!" Diye bağırdım sessizliğinden korkarak.
"Yarışacağım küçüğüm, kim ne istiyor öğreneceğiz. Herkes eteğindeki taşları dökecek ve niyetlerini ortaya koyacaklar" dedi sakindi. O sakin olmaması gereken anlarda sakin olması beni korkutuyordu.
"Aras... yapma" dedim yalvarır gibi, umursamadı gözünü yoldan da ayırmadı. biliyordu onu vazgeçireceğimi. Bakmıyordu gözlerime
"Beni küçümseme küçük hanım. " dedi buruca gülümsedim."Emin ol senden daha iyiydim " diye ekledi. İstemiyordum yarışmasını. Korkuyordum birşey olmasından. Kimsenin seçtiği alanda ve arabada yarışmadım ben, çünkü kazanmak için her yolu deneyen insanlar çoktu ve şu an içimdeki huzursuzluk gittikçe arttıyordu. Umarım fazla tepki gösteriyordumdur. Umarım kötü birşey olmaz...
Ehemmmm
Küçüğüm ile ilgili paylaşımlarınız olursa hayaldekiaşk etiketinden takip edebilirim. Bu arada finale az kaldı :"(
Instangram :Hayal.dekiask
Tiktok:hayaldekiaşk