İkinci Yaşam 1-2

By amendoeira_

1.1M 115K 55.5K

| WATTYS 2021 KAZANANI | Melis Aksoy, her yerde görebileceğiniz türde sıradanlığa sahip bir genç kızdı. Onu d... More

İkinci Yaşam -1-
İkinci Yaşam -2-
İkinci Yaşam -3-
İkinci Yaşam -4-
İkinci Yaşam -5-
İkinci Yaşam -6-
İkinci Yaşam -7-
İkinci Yaşam -8-
İkinci Yaşam -9-
İkinci Yaşam -10-
İkinci Yaşam -11-
İkinci Yaşam -12-
İkinci Yaşam -13-
İkinci Yaşam -14-
İkinci Yaşam -15-
İkinci Yaşam -16-
İkinci Yaşam -17-
İkinci Yaşam -18-
İkinci Yaşam -19-
İkinci Yaşam -20-
İkinci Yaşam -21-
İkinci Yaşam -22-
İkinci Yaşam -23-
İkinci Yaşam -24-
İkinci Yaşam -25-
İkinci Yaşam -26-
İkinci Yaşam -27-
İkinci Yaşam -28-
İkinci Yaşam -29-
İkinci Yaşam -30-
İkinci Yaşam -31-
İkinci Yaşam -32-
İkinci Yaşam -33-
İkinci Yaşam -34-
İkinci Yaşam -35-
İkinci Yaşam -36-
İkinci Yaşam -37-
İkinci Yaşam -38-
İkinci Yaşam -39-
İkinci Yaşam -40-
İkinci Yaşam -41-
İkinci Yaşam -42-
İkinci Yaşam -43-
İkinci Yaşam -44-
İkinci Yaşam -45-
İkinci Yaşam -46-
İkinci Yaşam -48-
İkinci Yaşam -49-
İkinci Yaşam -50-
Julian'ın Kararı - Ara Bölüm
İkinci Yaşam -51-
İkinci Yaşam -52-
İkinci Yaşam -53-
Final
Özel Bölüm
İkinci Kitap, Merak Ettikleriniz
Karakterler
İkinci Şans - Kim Bu Cassandra?
İkinci Şans -1 -
İkinci Şans -2-
İkinci Şans -3-
İkinci Şans -4-
Ölmedim Yaşıyorum
Özet
İkinci Şans -5-
İkinci Şans -6-
İkinci Şans -7-

İkinci Yaşam -47-

17.2K 1.8K 1.1K
By amendoeira_


Bir kitaba giriş yapmamın hayatımda yaşadığım en şaşırtıcı olaylar listesinde hep en başı çekeceğini ve beni bu kadar şaşırtabilecek başka bir şeyin olamayacağını düşünürdüm. Evet, hâlâ yaşadığım en şaşırtıcı olay buydu ama birkaç saat önce başımdan aşağı kaynar sular dökülmesine yol açan olay da listeye hızlı bir giriş yapmıştı.

Özel korumam bir prensti.

Başka bir hikaye olsaydı, bundan çok güzel bir kurgu çıkabilirdi. Ancak şu anda odada oturmuş, kafayı yememek için senaryolar üretmeyi kesmeye çalışıyordum. Sadece gereksiz bir yan karakter diye düşündüğüm çocuğun kaçak bir veliaht prens olması pek de beklendik değildi.

"Ah, lanet olsun. Bunun yaşandığına inanamıyorum. Ne demek Zack'in saçı kırmızı?"

Cindy'nin yaslandığı duvara sertçe başını vurduktan sonra acıyla inlemesini anlam veremeyerek izledim. Sanırım benden daha büyük bir şok geçiriyordu. Haksız da sayılmazdı. Ben, Zack'te gariplikler olduğunu daha önceden de biliyordum. Saçının kırmızı olduğunu söylediğimde bana yaptıklarını unutmam imkansızdı. Cindy her şeyi yeni öğreniyordu fakat yanlış yere takılıyormuş gibi hissediyordum.

"Cindy, çocuk veliaht prensmiş. Kızıl saçlı olmasından daha büyük problemlerimiz var."

Elimi dikkatini çekmek için havada salladığımda duvara yasladığı başını eğip bana bir bakış attı. "Haklısın," diye mırıldandı. Girdiği şok yerini yavaş yavaş gerçekleri kavramaya bırakıyor gibiydi. Gözleri büyüyerek, "Aman tanrım, Zack bir veliaht prens!" diye bağırdığında sonunda önemli kısma şaşırmasının verdiği tatminlikle başımı salladım.

"İnanamıyorum. Bunca zaman böyle bir mesele saklanır mı?"

Elini siyah saçlarına atıp arkaya atmasını sinirle gülerek izledim. "Değil mi ama? Bu kadar yakınken arkadan iş çevrilmesi aşağılıkça bir hareket. Bir de böyleleri kendine dost diyor."

Dayanamayıp alttan alttan ona laf gönderdiğimde hiç beklemediğim bir karşılık almıştım. Fakat tepki veren Cindy değil, Nicholas olmuştu. Evet, biz tüm bunları konuşurken odadaydı fakat ben onun varlığını yok saymaya karar vermiştim. Seslice bir nefes vererek yanıma oturup elini omzuma koyduğunda daha fazla buna devam edemeyerek yanımızda olduğunu kabullenmek zorunda kaldım.

"Üzülme," dedi omzumu sıkarken. "Cindy'den bunca zaman Zack'in saçının kızıl olduğunu bildiğini saklamış olabilirsin ama bu seni aşağılık biri yapmaz Elizabeth. Sadece kötü bir dost yapar." Destek verdiğini düşündüğü bir konuşma yaptıktan sonra yüzüne bir tebessüm kondurdu.

"Nicholas."

"Efendim?"

"Def ol."

Şaşkınlıkla açılan ağzıyla yanımdan biraz kayarak uzaklaştı. Kafasını iki yana sallarken beni ayıpladığını hissediyordum. Tüm bu başıma gelenler yetmezmiş gibi, bir de Nicholas'ı çekmek zorundaydım.

Aslında tüm olanları anlatan kişi de Nicholas'tı. Sadece rahatsızlık değil, yanında bilgi de verdiği için ona olan sinirim çok da fazla değildi.

Zack'i, daha doğrusu Prens Charles'ı, görmemin üzerinden çok bir süre geçmeden girdiğim şoktan dolayı toplantıyı berbat edeceğim düşünülerek dinlendiğim odaya geri gönderilmiştim. Daha doğrusu gönderilmemiştim, Zack'in üzerine yürüdüğüm sırada Ethan olayların daha da hırçınlaşacağın fark edip beni kucaklayarak buraya getirmişti. Bir de kaçmayayım diye yanıma Nicholas'ı ve Cindy'i yollamıştı. Kısacası, şu an pek de iyi bir modda değildim.

En azından odada durduğum sürede neyin ne olduğunu öğrenebilmiştim. Tek iyi yönü buydu.

Nicholas'ın anlattığına göre Zack, daha küçük bir çocukken kendi ülkesinden kaçarak bizim ülkemize gelmek zorunda kalmıştı.

Yaklaşık on sene önce Mladenovski Krallığı'nın kralı, Zack'in babası, öldükten sonra Zack daha çok küçük olduğundan tahttaki tüm hakları amcasına devredilmiş ve o büyüyene kadar krallığa hükmedilmesine izin verilmiş.

İşler tam da burada karışmaya başlamış. Her ne kadar Zack küçücük bir çocuk olsa da, o yaşta bile amcasının gözünde en büyük engelmiş. Tahtın asıl sahibi Zack olmasına rağmen, sanki kendi hakkıymış gibi, gözünü bürüyen kin ve öfkeyle önündeki tüm engelleri kaldırmaya ant içen bir psikopata dönüşmüş ve kendi yeğenine suikast düzenlemeyi kafasına koymuş.

Zack, amcasının ne kadar deli olduğunu biliyormuş. Eğer ülkeyi yönetmeye devam ederse krallığın başına geleceklerden de haberdarmış. Fakat muhtemelen daha on yaşlarındayken ve amcasına karşı elinde hiçbir koz yokken yapabileceği hiçbir şey yoktu. Kendi canının tehlikede olduğunun da farkındaydı. Krallığında kalmaya devam ederse eninde sonunda yüzleşeceği sonun ölüm olduğunu biliyordu. Bu yüzden kendi ülkesi için, tahtını ve halını bırakıp kaçmak zorunda kalmıştı.

Böylece yolu, Lamensis'e gelmiş. Nicholas çok fazla detaya girmediğinden nasıl Ethan ile yollarının kesiştiğini bilmiyordum ama yine de öğrendiğim önemli bir şey vardı, O da Zack'in yaşamasını sağlayan kişilerin Julian ve Ethan olduğuydu.

Öğrendiklerim bu kadarla da kalmamıştı. Beni şaşırtan bir diğer mesele ve aynı zamanda kafamdaki eksik parçanın yerine oturmasını sağlayan şey, Mladenovski'nin kraliyet ailesinin en belirgin özelliği kan kırmızı saçlara sahip olmasını öğrenmek olmuştu.

Bu bilgiyi duyduğumda Zack'in bana o kadar sert çıkışması gözümde çok daha fazla anlam kazandı. Muhtemelen dediklerim başkalarına yayılsa bir savaş çıkmasına bile yol açabilirdim. Neyse ki Zack öyle bir ödümü patlatmıştı ki bir daha bu konuda ağzımı bile açamamıştım.

Tamam, en son dediğim çok da güzel bir olay değildi ama olaylara biraz da Zack'in gözünden bakmaya çalışıyordum. Sonuçta, birisi benim de neredeyse ölmeme yol açacak olsaydı ben de sakin kalamazdım.

Şimdiyse burada, iki sinir bozucu insanla tıkılı kalmış ve Zack ile Ethan'ın geri dönmesini bekliyordum. Doğrusu artık ona Zack demeli miydim onu bile bilmiyordum. Gerçek adı Charles'tı, bambaşka bir ismi vardı. Ancak ben buna alışamamıştım. Zack, sadece Zack'ti ve Charles ismi hiç ama hiç ona uymuyordu.

Bu lanet olası toplantı ne zaman bitecekti?

Biliyorum, Zack'in krallığı George'u öldürmeye çalışmıştı ve muhtemelen içeride bir savaşın çıkmasını önlemeye çalışıyordu ama ben de burada meraktan çatlıyordum. Zack ile konuşup yüzüne bir güzel bağırmam gerekiyordu.

Pekala, bunu asla yapmayacaktım. Sonuçta artık kraldı.

Tanrım, Zack bir kraldı!

Bu gerçeği hâlâ sindiremezken sonunda kapı gürültüyle açıldı. Heyecanla içerideki üçümüzün de kafası oraya çevrilince Ethan'ın anlam veremeyen bakışları hepimizin üzerinde gezindi. Merakla kafamı biraz daha yukarı kaldırdığımda, onun arkasından odaya giren Zack ve birkaç korumadan sonra kapı geri kapandı.

Zack, daha doğrusu Charles, yüzünü her birimizde gezdirdikten sonra saçma bir sırıtışla ellerini havaya kaldırdı. "Ee, nasıl gidiyor?" dedi alaylı bir tavırla.

"Nasıl mı gidiyor?"

Hırsla ayağa kalktım. Fakat yaralarım hâlâ iyileşmediğinden ve başım çatladığından bu hareketim feci bir baş dönmesi yarattı. Yüzümü ekşiterek bir elimi başıma götürdüm ve yatağa geri oturmak zorunda kaldım. Bu sırada Ethan çotan yanımda bitivermişti.

"Ani hareketler yapma," dedi eliyle başımı kontrol ederken. Endişeli gözleri çehremde dolaşmaya başladığında sertçe yutkundum. Vermem gereken tepkinin ne olması gerektiğine karar veremezken beni bu durumdan Zack kurtarıp, "İkinizin flörtleşmesini izlemekten daha önemli işlerimiz var. Malum, az önce bir savaşın olmasını engelledik," diye saçma bir cümle kurdu. Bunu duyan Ethan, sinirli bakışlarıyla tekrar Zack'e döndü ama karşı çıkan herhangi bir cümle kurmadı.

"Prens Charles demek?"

Cindy'nin duygu karmaşasıyla çıkan sesi hepimizin, özellikle Zack'in, dikkatini çekerek ona dönmemize yol açtı. "Şaşırmış gibisin," diyen Zack, Cindy'nin tepkisini ölçmeye çalışıyormuş gibi ondan gözlerini ayırmıyordu.

"Şaşırmak mı? Bu, şaşırmaktan çok daha ötesi. Bu....ben...bilemiyorum."

Başını ellerinin arasına aldı. Zack'e karşı her zamanki asi tavırları gitmiş, yerini çekingenliğe bırakmıştı. Cindy'le ilgili düşüncelerim her ne kadar karışık olsa da şu an nasıl hissetiğiyle ilgili empati kurabiliyordum. İkisi de her ne kadar tam farkında olmasa da aralarında bir şeyler vardı. Şimdiyse beraber kafa bulup eğlendiği çocuğun kral olduğunu öğreniyordu. Bu gerçekten, zor olmalıydı.

"Cindy..."

Zack ona doğru bir hamle yaptı. Fakat daha sonra Nicholas'ın kurduğu cümleyle yerinde durmak zorunda kaldı.

"Kaptan, toplantı nasıl gitti? Ülkeye ne zaman geri döneceksiniz?"

Kısa bir sessizlik girdi araya. Zack'in uzun süre Cindy'de gezen gözleri sonunda ondan bize çevrildi. Deminki eğlenen tavrı gitmişti ve şimdi çok daha ciddi duruyordu.

"Toplantı iyi geçti. Amcamın yediği haltları düzeltmek düşündüğümden çok daha zor oldu ve yüklü bir miktar para kaybettik ama sonuçta bir şekilde hallettik. Ethan'ın da oldukça yardımı dokundu."

Ethan'a bakarak sırıttı. Yanımda oturan ve her ne kadar kalbimi kırmış da olsa ona aynı şekilde gülümseyerek karşılık veren Ethan'ı görünce içim bir hoş oldu. İkisinin dostluğu gerçekten çok güzeldi.

"Ülkeye geri dönme konusuna gelecek olursak...Evet, ikimiz beraber benim krallğıma gideceğiz. Halletmemiz gereken birçok konu var."

Bunun olmasını bekliyordum. Bir tarafım buruk olsa da öbür tarafım bu durumu oldukça keyifle karşılamıştı. "Anlıyorum," dedim başımı sallayarak. Bu kadar sakin karşılamam nedensizce Zack'in şaşırmasına yol açtı. Ne yani, ortalığı birbirine katmamı mı bekliyordu? Bugün onun kral olduğunu öğrendikten sonra şaşıracağımı düşünmesi bike bir mucizeydi.

"Biraz üzücü ama yapılması gereken bu."

Yerimden kalktım. Biraz parmak uçlarıma basarak omuzlarından tuttum ve yüzüme bir gülümseme kondurdum.

"Seni özleyeceğiz Nicholas."

Nicholas gözlerini kırpıştırdı. Arkadan gelen Zack'in öksürüğüyle kaşlarımı çattım. Şurada güzelce Nicholas'a olan tüm kinimi bırakarak veda etmeye çalışıyordum ama ona bile izin vermiyorlardı.

"Benimle gelecek olan kişi Nicholas değil."

Zack'in neden öksürdüğünü bu kurduğu cümleyle anlayarak birkaç mırıltı çıkardım. Nicholas'ın omuzlarındaki ellerimi indirdim, parmak uçlarıma basmayı bıraktım ve tekrar odadakilere döndüm.

"Ah, giden Nicholas değilse..."

Gözlerim odada dolaştı.

"Cindy mi?"

Bu seçenek aklıma hiç gelmemişti ama şimdi neden Zack'in Cindy'e imalı imalı baktığını anlamıştım. Daha Cindy'nin ne işler çevirdiğini öğrenmem gerekiyordu ama sanırım buna fırsatım olmayacaktı. Neyse, bundan sonrası benim değil Zack'in sorunuydu sonuçta.

"Elizabeth, aptal olduğunu düşünmeye başlıyorum. Tabii ki de Cindy benimle gelmeyecek."

Cindy alınarak kaşlarını çattı. "Gelme ihtimalim o kadar mı korkutucu?" dedi Zack'e kısa bir süre bakarak. Odadaki tek kafası iyi olan kişinin ben olmadığımı öğrenmek mutlu etmişti. Fakat Zack benim kadar mutlu görünmüyordu. Eliyle alnını sıvazladığı sırada Ethan'ın güldüğünü işittim.

"Tanrım, konumuz bu değil. Ayrıca Elizabeth, nasıl kimin geleceğini anlamazsın?"

Zack yanıma geldi, omuzlarımdan tuttu ve asla kabullenemeyeceğim kişiye doğru çevirdi. Ethan'ın yüzündeki buruk gülümsemeyle karşı karşıya geldiğimde ondan nefret etmem gerekirken içim nedensiz bir hüzünle doldu.

"Ethan ile birlikte gideceğiz."

————————————————————

Selamlar canlar?

Pazartesiniz nasıl gidiyor? Açıkçası benimki feci derecede kötü. Bari yeni bölüm atayım da okurlarımın günü gğzel geçsin dedim ehe

Bu bölüm biraz kısaydı biliyorum ama cidden yazmakta çok zorlandım. Tek bu bölüm için de değil, bu aralar yazmak için kafamı hiçbir şekilde toparlayamıyorum ve bu bölüm gelmesini oldukça zorlu kılıyor.

Bu hafta cuma günü yeni bölüm gelmeyebilir. Yani bu hafta sadece bir bölüm gelecek gibi duruyor. Bunun için kusura bakmayın ama gerçekten kafamı toparlayamıyorum. Ancak belki bir sürpriz yapar ve ata da bilirim bilemiyorum kelclepxösş

Şimdii bölüm sonu sorularına gelelim :)

Ethan'ın gidecek olması hakkında ne dişünüyorsunuz?

Melis ve Ethan'ın arası nasıl olacak bundan sonra?

Cindy'e güveniyor musunuz yoksa gerçekten de bir hain mi?

Sizce Zack nasıl bir kral olur?

Vee son sorum. Favori prensiniz??

Julian?

Alexander?

Adrius?

Adrien?

Ethan?

Zack? (Sonunda ismini rahatça yazabiliyorum bu kısma çok şükür)

Eveeet, öbür bölümde görüşmek üzere!!!

~

Continue Reading

You'll Also Like

131K 5.6K 40
Sesiz bir ağıt yaktı genç kız yaşamına ve yaşayacaklarına. Onun adı olmuştu zaten uğursuz ama kızın bir suçu yoktu ki onun kaderi böyleydi. Adam içi...
4.4K 541 54
tozkoparan iskender takım arkadaşı olan asyaya aşık olur onların aşk savaşı
138K 9.8K 39
Arkeolojik çalışma yaptığı sırada geçmişe giden bir kadın tarihi değiştirebilir miydi? [Tamamen hayal ürünüdür.] #Tarihi 1
60.6K 3.4K 20
Aşk, nefret ve intikam hırsıyla dolu kalplerde yer edebilir miydi? İskoçya ve İngiltere arasında yaşanan en kanlı savaşın ardından bir anlaşma yapıld...