𝘭𝘰𝘴𝘵. -𝘴𝘶𝘯𝘢𝘰𝘴𝘢

By 1306fm

6.3K 892 790

Osamu ve Atsumu ikizlerinin en büyük hayali yeni bir yerde, yeni bir hayata başlamaktı. Pasaportunu karıştıra... More

1
2
4
5
6
7
8
9

3

638 113 85
By 1306fm

Kiyoomi gömleğinin düğmelerini iliklerken konuştu. "Kuzenim ile öğle yemeği yiyeceğiz, gelmek ister misin? Pek konuşkan değildir, sen olursan daha eğlenceli olabilir."

Atsumu yattığı yataktan doğrulup tişörtüne uzanırken bir süre düşündü. Dün geceden beri Kiyoomi ödemişti her şeyi ve uzun süredir boğazından geçmediği kadar güzel yiyecekler, içecekler tüketmişti son yirmi dört saatte. Yine böyle bir lokantaya gideceklerine emindi. "Kardeşimi de çağıralım mı?"

Dün gece Kiyoomi ve Atsumu bir anlaşma yapmışlardı, Kiyoomi buralarda olduğu sürece arada görüşeceklerdi ama aralarında duygusal bir bağ olmayacaktı. Ayrıca Atsumu yalan söylüyordu Kiyoomi'ye, sokakta kaldıklarını ya da kardeşinden başka kimsesi olmadığını söylememişti. Üniversite okumak için buraya geldiklerini, ailesinin gayet iyi ve Japonya'da olduğunu söylemişti. Bu yüzden Kiyoomi, sarışın oğlanın teklifine bir anlam veremedi ama sorun değildi onun için. "İstiyorsan olur."

Osamu, Atsumu onu aradığında başta reddetmişti ama yemeğe olan düşkünlüğü yüzünden inatlaşabilme süresi sadece beş dakikaydı. Atsumu'nun saydığı yemekler karnının guruldamasını sağlamış ve birkaç saatliğine de olsa inadını bıraktırmıştı. Şimdi üçlü güzel bir restoranda Kiyoomi'nin kuzenini bekliyordu.

Rintarou ise uyandığı haliyle adımlıyordu restorana, dağınık saçları ve umursamaz bakışlarıyla.

Osamu, ela gözlü oğlan içeriye girdiğinde onu gören ilk kişiydi ve dünkü tuhaf tanışmalarının aksine bir anlığına nefesinin kesildiğini hissetti. Dün onun bir deli olduğuna yemin edebilirdi ama şu an gördüğü koyu renkli saçlar, ela gözler gerçekten nefesini kesmişti.

"Hey." Rintarou, Kiyoomi'nin yanına otururken Osamu'ya bakmamıştı bile. Atsumu kocaman bir sırıtışla Rintarou ile konuşmak için hazırlanırken ela gözler Atsumu'nun gözlerini neredeyse parçalamıştı. 'Benimle konuşma.'

"Günaydın." Kiyoomi hafifçe Rintarou'ya gülümserken ela gözlü oğlan tabağındaki omletten bir parça alıp homurdandı.

"Neden çağırdın beni?"

"Karnına doğru düzgün bir şeyler girmesi için."

"Zaten giriyor, Kiyoomi."

"Yanmış et ve bozuk sebzelerden mi bahsediyorsun?"

"Misafirlerinin önünde tartışacak mıyız?"

Osamu, Rintarou'yu izlerken sessiz kaldı. Dün tanıştığı oğlan bir deliye benziyordu, bugün tanıştığı ise huysuz bir çocuğa. Neden böyle değişik davrandığını merak etti istemeden.

Atsumu ise görevini yerine getirip konuşmayı yumuşatmayı becermişti. Osamu, Kiyoomi'nin sorularına cevap verirken ela gözler bu sefer onun üzerinde takılmıştı. İkinci defa göz göze geldiklerinde Osamu yine tüylerinin ürperdiğini hissetti. Karşısındaki çocuğun ne diyeceğini kestiremiyordu ve sanki her dediği ile iğnelenebilecekmiş gibi hissediyordu.

"Dün dediklerim hakkında düşündün mü?"

Rintarou'nun konuşması hem Atsumu hem Kiyoomi için şaşırtıcıydı, kısık sesle kurduğu cümle masaya düşmüş bir bomba etkisi yaratmıştı. Osamu cevaplamak için hazırlanırken yine aynı kişilerin gözlerinde 'Dün dediklerim mi?' dercesine bir ifade oluştu.

"Haklı olabilirsin."

Osamu da aynı kısık sesle cevap verirken Rintarou'nun dudaklarındaki somurtma ilk defa az bile olsa kalkmış, ukala bir sırıtış yerleşmişti. Haklıydı tabii ki!

"Ne konuda haklı olabilir? Siz tanışıyor musunuz?" Atsumu konuya atladığında ise Rintarou'nun dudaklarındaki sırıtış yine uçup gitmişti.

"Güneş'ten gelen ışıkların sekiz dakika on yedi saniyede Dünya'ya geldiği söyleniyor ama bence sekiz dakika on beş saniyede geliyor."

"İyi de bilim söylemiyor mu bunu? Sen on yedi yerine on beş saniye dediğin için değişecek değil ya kabul edilen bilgi?"

Atsumu'nun Rintarou'ya karşı çıkması ile ela rengi gözlere adeta buz gibi bir ifade yerleşti. "Aptal."

Sarışın oğlan Rintarou'nun tek bir sözcüğü ile sersemlerken Kiyoomi ile göz göze geldi. Yanlış ne demişti ki?

"Enerji yoktan var edilemez ve yok edilemez sadece bir şekilden diğerine dönüşür. Bir sistemin herhangi bir çevrimi için çevrim sırasında ısı alışverişi ile iş alışverişi aynı birim sisteminde birbirlerine eşit farklı birim sistemlerinde ise birbirlerine orantılı olmak zorundadır." Rintarou ayaklanıp aniden konuşurken gözleri Osamu'nun gözlerini bulmuştu, kitaplarda okunan cümlelerden birini tekrarlıyordu. "Bunu kanıtlayabilmek için matematiğe ihtiyaç duyuyorlar ve buna rağmen kanıtlayamıyorlar tam olarak. Sence de enerjinin yok olma ihtimali yok mu o halde?"Osamu yine cevapsız kalırken Rintarou ona hafifçe göz kırptı. "Tekrar karşılaşana kadar bunu düşün."

Osamu kaşlarını çatarken Rintarou'nun arkasından bakakaldı.

"Kuzeninin problemi ne?" Atsumu huysuzca homurdanırken Kiyoomi de kıvırcık saçlarının ucuyla oynamaya başlamıştı.

"Biraz kendine has biri diyelim."

"Haklı değil mi yine de?"

Osamu mırıldanarak konuşurken Kiyoomi hafifçe omuz silkmişti. "Kendine has biri işte, haklı ya da değil diyemiyorum."

Rintarou ara sokaklardan birine sapıp deniz kenarına ilerlemeye başladı, kısa süre sonra bir motor çetesinin yanındaydı. Aynı binada kaldıkları arkadaşları değildi bunlar, biraz bile olsa daha çekilirlerdi onun için. Az önceki ifadesinin aksine yüzüne alaycı, hoş bir sırıtış yerleştirip ağır adımlarla grubun yanına geldi. Çetenin liderinin yanına oturup sağ bacağını yanlamasına sol bacağının üzerine attı ve dilindeki piercingin gözükeceği şekilde dilini ağzının içinde yuvarladı. "Bence bugün barbekü yapmalıyız. Kaybeden öder her şeyi."

Rintarou yarışlara katılmazdı ama işine geldiğinde bu gruba yaklaşırdı, bedava barbekü gibi. Eğer kabak onun başına patlayacağı bir olay olursa da sözleriyle mutlaka işin içinden sıyrılmayı bilirdi, daima rahattı bu yüzden.

Grup bir yarış ayarlamaya başlarken Rintarou da eline başını yaslayıp bakmaya devam etti boşluğa. Kısa süre sonra göz göze geldiği sarışın oğlanla buluşunca gözleri hafifçe sırıttı. Sarışın oğlanın ilgisini çektiğini biliyordu, ailesinin fazlasıyla parasının olduğunu da bu yüzden terslemiyordu onu. Ayrıca hayatta ciddi olduğu tek konu fizikti. Geri kalan her şeyi eğlenmek için yapıyordu...

Saat gece yarısına ilerlerken Rintarou belki de alkolün etkisi yüzünden kendisini fazlasıyla iyi hissediyordu. Dans eden onlarca bedenin arasına karışmış kahkahalar atıyordu, ardından anlık bir hareketle telefonunu çıkardı ve kuzenine bir mesaj attı.

"Biliyor musun, sanırım teklifini kabul edeceğim."

Kiyoomi ise bu sırada evinde sıradaki yolculuğu için valizini hazırlıyordu, iki saat içinde havalimanında olacaktı. Gördüğü mesaj ile kaşları havalanırken kuzenine nerede olduğunu sordu. Rintarou'dan aldığı adres ile evden biraz daha erken çıktı ve üniversite zamanlarında kaldığı, artık boş olan evin anahtarıyla birlikte Rintarou'yu almaya gitti. Kuzenini kahkahalar atarken sarhoş görmeyi beklemiyordu, ela gözlü oğlanın birileriyle flört edebileceğini bile düşünmemişti.

"Sarhoş değilim, sandığının aksine alkol beni pek etkilemiyor."

Kiyoomi bu lafa ne kadar inanması gerek bilemedi daha önce kuzenini böyle görmediğinden ama Rintarou'yu ne kadar görmüş sayılırdı ki zaten?

Evin önüne geldiklerinde anahtarı ela gözlü oğlana uzattı ve dairenin bulunduğu katı söyledi, Rintarou hiçbir şey söylemeden daireye çıktı. Kiyoomi ise onun içeriye girdiğine emin olduktan sonra havalimanına doğru sürmeye başladı.

Daire oldukça küçüktü ama yine de temiz ve düzenliydi, Rintarou'nun şu ana kadar bulunduğu en iyi yerlerden biriydi. Tekli koltuğa ilerleyip oturdu ve bir sigara yaktı. İki gündür karşılaştığı oğlan aklına geldiğinde sigarasından derin bir nefes çekti. Son üç yıldır ciddi olarak söylediği şeyleri hiç kimse ciddiye almıyordu, ciddi demediği her şey ise büyük etki yaratıyordu. Oğlanla konuştuğu iki seferde de söylediği şeylerde ciddiydi. Adının Osamu olduğunu bildiği gri saçlı oğlanın ise onu ciddiye alması hoşuna gitmişti.

Alışık olmamasına rağmen o gece bir şeyi daha itiraf etti Rintarou kendisine, şu an içinde bulunduğu hayatı istemiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

52.8K 2.5K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
415K 41.9K 61
Taehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfak...
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
70.6K 5.3K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...