Trene doğru yürürken Jisung, başını aşağıda tutarken büyük olanın elini sıkıca tuttu. Herkese, trenlerine zamanında ulaşmaya çalışan normal bir çift gibi görünüyorlardı. Minho yan tarafındaki küçüğe baktı ve trene binip genç olanı da içeri çekmeden önce elini rahatlatmak için hızlıca sıktı.
Minho'nun genç olanı alıp kucağına çektiği koltuk dışında koltuklar doluydu. Jisung kızardı ve diğerlerinin onlara gönderdiği bakışlardan kaçınmaya çalıştı. Minho kollarını genç olanın etrafına doladı onu korudu ve çenesini omzuna koydu.
~~~
İkisi de bir olay çıkarmadan Busan'a gittiler ama henüz güvende değillerdi. Minho, terk edilmiş bir apartman dairesiyle karşılaşıncaya kadar, Busan sokaklarında dikkatlice yürüdü.
Kapıyı iterek açıp genç olanı arkasından çekip kapatmadan önce etrafına baktı. Maskesini çıkardı ve bir elini dağınık saçlarının arasından geçirdi. Sonra bir gülümsemenin dudaklarını süslemesine izin verdi.
Jisung, etrafına bir göz atmadan önce maskesini çıkarıp cebine soktu. Farklı odalara açılan kapılar koridoru, bir dizi merdiven ve yıkık bir asansörü içinde bulunduruyordu.
"Hadi"
Minho, küçüğün elini kavradı ve onu merdivenlere doğru götürdü.
Sonunda en üst kata ulaştılar. Minho son kapıyı açıp Jisung'la beraber içeri girdi.
Jisung etrafına baktı ve yaptığı ilk şey yatak odasına götürdüğünü düşündüğü koridorda yürümek oldu. Kapıyı iterek açtı. Terkedilmiş bir yere göre yeterince iyi bir odası vardı.
Yürüyerek kendini büyük boyuttaki yatağa atarak üstünde kıvrılarak top şeklini aldı.
Minho ısıyı yükseltmeden önce genç olanı dikkatle izledi. Daha sonra yürüdü ve kendini çocuğun yanına attı. Onu kendine çekti ve yüzünü saçlarının arasına gömdü.
İkisini örtülerin altına çekmeden ve komodinin üzerinde yanlarındaki lambayı söndürmeden önce gencin kafasını öptü.
~~~