Bol yorum+ bol vote= her gün yeni bölüm
Arkadaşlar yorumlarınız bana yazdırıyor. Bunu için iki bölüm bir günde.
"Öyle mi?" Dedim bir insan ne kadar rezil olabilirdi bir günde. günde acaba. Sırıtmasını takmadan odadan çıktım. Kapının önünde durduğumda çalışanlarının bakışlarını gördüm. Bunlar içerdeki kızlardı.
Aras ceketini giydikten sonra yanımda durdu. İlk bana sonra etrafa baktı.
"Sorun ne?" Dedi. Omuz silktim. "Seni bekliyordum. Beraber inmiyor muyuz?" Dişlerini gösterek güldü. Gülmesindi yani, niye gülüyordu ki?
"Hadi gel" dedi elimden tuttu. Sanırım buna alışmalıydım az önce unuttuğum sevgilime bana kendini hatırlat demiştim. O da beni öpmüş ve elimi tutmuştu. Normaldi yani. Yada şu an fazla havaya girmiştim.
Asansöre bindiğinizde bizimle beraber iki kişi daha binmişti. Onlar bir kat aşağıda indiğinde asansörde yanlız kalmıştık. Çok yakında hissettim nefesini, saçlarımın arasındaydı.
"Çok özledim seni....çok " gözlerimi yumdum.
"Nasıl bu kadar narin ve güzel olabilirsin ki"
"Deliriyorum"
"Küçücük bedenin beni delirtiyor"
"Küçüğüm..."
"Küçücük kalbinin atışını dudaklarımda hissediyorum"
"Tutarım seni"
"Seni seviyorum..."
Asansördeki demire tutundum. Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Ufak kesitler geçmişti kafamdan az önce . Midem bulanıyordu. Kafam dönmeye başlamıştı.
"Küçüğüm iyi misin?" Dedi belimden kavradı.
"Özür dilerim. Fazla üzerine geldim" dedi saçlarımı geri attırdı.
"Hayır. Asansör miğdemi bulandırdı" dedim kafam allak bullak olmuştu. Kollarına tutundum kafamı göğsüne bastırdım. Ellerin belime yerleştirdi ,hiç bu kadar asansör ağır gelmemişti.
"Ştt. Geçti. Özür dilerim. Seni sıkıştırmamalıydım kasıldın." Dedi. Onluk bir şey yoktu. Aklımdaki kesitler ağır gelmişti.
"İyiyim. Sadece asansör ağır geldi" dedim. Asansör açıldığında karşıdaki havalandırmadan kafamı çıkardım.
"İyiyim. Bir şey yok. Miğdem bulandı" dedim gülümseyerek. "Hava iyi geldi" diye devam ettim endişeli görünüyordu.
"Basını iptal edelim iyi değilsin. Bu şekilde olmaz doktora gidelim" dedi telefonu çıkardı elimle durdurdum.
"Hayır iyiyim. Hadi gidelim" gülümseyerek sakinleştirmeye çalıştım.
"Emin misin?" Kaşları çatıldı. Sadece kafa salladım. Elini belime yerleştirdi. " kötü hissedersen söyle " alnıma ufdak bir öpücük bıraktı. Dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Içeri gireceğiz. Hazır mısın?" Ufak bir kahkaha attım. "Hayır. Ama girelim" dedim ve kapıyı açtı.
"Turna Hanım bir sonraki yarış ne zaman?"
"Turna Hanım gerçek adınız Turna mı?"
"Turna hanım Arslanoğlu Holding'in ile kaç yıllık sözleşme imzaladınız ?"
"Aras Bey gece yanınızdaki güzel yeni sevgiliniz mi?"
"Turna Hanım Aras Arslanoğlu ile aşk yaşadığınız doğru mu?"
Sorulara yüz buruşturdum. Gece ki güzel? Yarışı ne zaman duydunuz? Aras oturmam için sandalyeyi çekti .
"Sorularınızı sonra cevaplayacağız. Şimdilik Turna hanımı yormayalım "
İmzaları attıktan sonra gazeteciler toplantı odasından çıktı . Cidden insanı çileden çıkaran soruları vardı.
"Bunlar yarışı nereden duydu?" Dedim merakla daha net bile değildi.
"Onlar gazateci tabiki bilir" dedi Deniz.
"Evet biliyorlar. Gece güzel falan. Neyse" dedim kısık bir sesle . Poyraz hafifçe gülümsedi. Aslında umrumda bile değildi.
"Benim odam olacak mı?" Dedim heycanla
"Sadece yarışıyorsun odaya gerek yok bence" dedi Deniz gülerek.
"Ben şirkete gelmiyecek miyim?" Kaşlarım çatıldı.
"Tabi gelebilirsin. Oda istersen de ayarlarız" dedi Aras .
"Sonuçta burada çalışıyorum değil mi?" Dedim göz devirerek.
"Evet. Benim yanımda çalışıyorsun" dedi. Gözlerinden çekemedim gözlerimi.
"Tamam cilveleşmeyim" dedi Poyraz "Mısra?" dedi yüzünü bana çevirdi. Biz cilveleşmiyoruzdu, bu saçmalıktı!
"Şey ne yapıyor? Aşkım?" Gülümsedim. Aşkım bu sorduğunu duysaydı muhtemelen serumu kendine takardı.
"Evde. Hastanede. Meriç'le falan takılıyor." Dedim güldüm. Yüzü düşünce gözlerimi ondan kaçırdım.
"Ben artık gideyim. Yarın yine geleceğim mağlum burada! Çalışıyorum." Diyip çantamı aldım.
"Götürüyüm ben seni. Ordan da eve geçerim. " dedi. Engellemeden izin verdim. Arabam burada kalabirdi. Sonuçta yarın buraya gelecektim. Kafa salladım sadece.
Dışarı çıktığımızda Aras arabasını istedi. Fazla beklemeden mercedes marka arabası geldi.
"Turna Hanım sizinkisini de getirelim mi Aras Bey ile mi gideceksiniz?" Dedi görevli çocuk. Istseydim isterdim niye araba karıştırıyordu ki.
"Aras Bey ile gideceğim" dedim. Arabaya bindim Aras'ın bana baktığını hissettisettiğimde kafamı ona çevirdim.
"Taksi ile geldiğini sanıyordum" dedi dudakları yana kıvrıldı. Arabayı çalıştırdı ve gaza bastı
"Turna ile geldim. " kemerimi bağladım. " Seninle gitmek istiyorum sorun mu?" Diye söyledim sesimi biraz yükselterek. Hem geliyor sen benim sevgilimsin! Diyor, bana yakın davranıyor, beni öpüyor, bana sarılıyor bir de geceleri kızlarla mı takılıyor?! Onu kıskandığımdan değil sadece ne yapmaya çalışıyor anlamıyordum. Lafta beni seviyordu.
"Tabikide değil" dedi ufak bir kahkaha attı. " sen bir şeye mi kızdın?" Dedi kaşlarını çattı.
"Hayır niye kızayım ki?" Dedim hayret eder gibi bakarak. "Bir şey mi yaptın?"
"Anladım... o Tuğçe'ydi. Siz tanıştınız aslında Deniz'in nişanlısı bir ay sonra evlenecekler. Aynı zamanda kuzenimde" dedi gülümseyerek.
"Açıklama yapmak zorunda değilsin " Gözümü cama diktim.
"Zorundayım çünkü sevgilimsin"
Sevgilimsin...
Sırıtmamı görmemesi için dışarıyı izlemeye başladım. Başka şeyler düşünüp kafami dağıtmaya çalıştım. Meselâ üzerimdeki elbise...
İnsanlar bu kiyafetlerin içinde nasıl duruyorlardı anlamıyorum. Kendimi bütün gün diken üzerindeymiş gibi hissettim.
Telefonumun bacağımın üzerinde titremesi i ile irkildim. Çağtay arıyordu.
"Efendim Çağtay" dedim sakin bir sesle. Telefonumun sesi çok çıktığı için muhtemelen ne konuştuğum duyulacaktı. Pekte önemli değildi gizli bir şey yoktu sonuçta.
" Güzelim neredesin?" Dedi Çağtay neşeli bir sesle.
Aras gaza bastığında durumdan rahatsız olduğunu anladım ve telefonun sesini biraz kısmaya çalıştım.
"Eve geliyorum. Bir sorun mu var?" Aras'ın eli dreksiyonu sıkmaya başlamıştı. Elinin üzerindeki damarlar kalınlaşmıştı. Sanırım kıskanılmıştım.
"Seni özledim. Bekliyorum." Dedi neşeli bir sesle. Ne olur bunu duymamış olsun.
"Tamam....geliyorum" diyip telefonu kapattım.
"Aras yavaşla biraz" dedim. Mahalleye girmiştik. Her an biri çıkabilirdi.
"Sikerim onun özlemesini!" Dedi tıslar gibi. Duymuştu. Gidip kendime yeni bir telefon alacaktım.
"Yanlış anlama. Arkadaşız sadece. O öyledir yani Aşkı-" demeden söze girdi.
"Değil! O sana karşı siktiğim duyguyu besliyor! Sana kaç kez mesaj attı! Sana karşı olan hislerini söylediği mesajlar! Onu öldüreceğim! Onun sebep olduğu tartışmalarımızın acısını çıkaracağım o oruspu çocuğundan!!" Dedi gözlerimi hayretle açtım ve dudaklarımı yaladım. Evin önünde durduğunda arabadan inmeden sakinleşmesini sağlamalıydım. Kaza yapma potansiyeline sahipti.
"Bak. Herkes birine karşı bir şeyler hisseder buna ne ben ne de kendisi engel olabilir" dedim kafasını bana doğru çevirdi ve gözlerime baktı. "Ama emin ol tahmin ettiğin duygular bende yok Çağtay'a karşı Arkadaştık, hala da öyleyiz " diye ekledim.
"Açıklama yapma zorunluluğunda hissetme. " dedi soğuk bir sesle
"Evet zorunda değilim. Sana açıklama yapıyorum çünkü bunu istiyorum. " dedim. Sadece baktı bir kaç saniye ve derin bir nefes aldı.
"Aramıza kimsenin girmesini istemiyorum. Aşık olduğum kadını benden almaya çalışan herkesi yok ederim. Emin ol Küçüğüm beni senden kimsenin alamadığı gibi senide benden kimse alamaz" dedi net bir sesle. Yüzündeki düz ifade beni germişti. Ortamı sakinleştirmek için elimi elinin üzerine kaydum.
"Ben hatırlamıyorum evet ama...." seni kıskanıyorum, senin yanında heycanlanıyorum. Ben seni tanımıyorum ama kalbim tanıyor.
"Ama?" Dedi yutkundum.
"Ama...hatırlamak istiyorum. Fotoğraftaki güzel anıları" dedim dudaklarımı yaladım. İki eli ile yüzümü avuçladı.
"Güzelim... seni o kadar seviyorum ki bunu tahmin bile edemezsin. Bana olan hislerin ileride iyi veya kötü olsun ben seni hep severim bunu unutma olur mu? Elimden ne geliyorsa yapacağım senin hatırlaman için" yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Bu arada benim hakkımda ufak bir bilgi. Aras Arslanoğlu asla istediğini almadan durmaz. Tabi birde konu sevdiği kadın olunca" dedi gülümsedim .
Aşkına aşık olunacak bir adamdı. Konuşması dokunuşları insani büyüleyebiliyordu. Bu durumu durduk yere sırıtma isteğimde anlatıyordu .
"Ha!!, o piçi öldürmem için yol yapıyorsan yapma. Onu gerçekten öldüreceğim. " ufak bir kahkaha attım. O ise hala ciddiydi. Öldürmezdi değil mi?
"Ben gideyim. Yarın görüşürüz " dedim arabadan indim ve kapıyı kapattım. Aras ise gaza bastı ve uzaklaştı.
"Mısra burdayız!" Dedi el sallayarak Aşkım.
"Selam" dedim yorgun bir gülümseme ile yavaşça sandalyeyi çektim ve oturdum.
"Yarım saatten beri oradasınız " dedi Çağtay manalı bir şekilde.
"Bir sorun mu var?" Dedim sinirle. Gergindim kimse ile uğraşacak halim yoktu. Aras'ın söylediklerinden sonra Çağtay ile arama mesafe koymayı bile düşünüyordum. Çünkü yanımda durdukça umutlanacaktı
"Bende bir şey yok ama sende var gibi. Gerginsin" göz devirip sandalyeden kalktım.
"Evet gerginim. Çünkü hatırlamadığım ilk aşkım çıktı geldi! Hala inanamıyorum bu duruma. Abim benden ÜÇ!! yıldan beri bunu saklıyor! Ve ben bunları 28 saat önce öğreniyorum!"
Bahçeden çıkıp eve girdim. Odamdan kendime kıyafet alıp banyoya girdim iyice gerilmiştim. Kafam allak bullak olmuştu. Herkes bir şeyler söylüyordu. Aras ile nasıl tanıştım onu bile hatırlamıyordum.
"Allah'ım lütfen yardım et"
Üzerime şort ve beyaz bir tişört giyip saçlarımı her zamanki gibi kurutmadan salona indim. Yarın Aras'tan en ince ayrıntısına kadar herşeyi anlatmasını isteyecektim. Herşeyi
"Mısra bi bak!!" Diye bağırdı Aşkım
"Ne oldu? Yorgunum gelemem hiç." dedim koluğa uzandım.
"Sana çiçek gelmiş!" Dedi. Şaşkınlıkla ayağa kalktım ve koludora geçtim. Meriç ve Çağtay'da şaşkınca bakıyordu.
" Mısra Tufan?" Dedi çiçekçi çocuk .
"Buyrun?" Dedim şaşkınlıkla .
"Bu sizinmiş" dedi ve acele ile çıktı. Çiçeğe mi şaşırayım, çocuğun çiçeği verdikten sonra acele ile gidişine mi bilemedim.
"Kimdenmiş?" Dedi Merakla Aşkım. Çağtay ve Meriç'te aynı ki şekilde bakıyorlardı.
"Bilmem. " dedim etrafında not arıyordum.
"Evi nasıl buldular! Evi değiştirelim bunlar huzur vermez sana" dedi Meriç. Ortadaki menekşenin yanındaki notu aldım.
Şimdi ya da gelecekte,
Yaşayacak mı bu Menekşe.?
D. A.
Yüzümü buruşturdum. "Şimdi ya da gelecekte. Yaşayacak mı bu Menekşe? Yazıyor " dedim .
"Sikerim böyle işi! Ne demek bu ölüm tehtidi mi?!"dedi Meriç sinirle.
"Belki yarın ki yarış içindir. Bir kaç kez olmuştu böyle. Korkutmak için yapıyorlardır." dedi Aşkım
"Söyle o sevgiline önlem alsın! Sonuçta artık onunla çalışıyorsun!" Dedi Çağtay sinirle.
"Hayır! Bu çiçek ve nottan haberi olursa olacaklardan sizi sorumlu bilirim! Saçma bir nottan ortalığı ayağa kaldırmayın!" Diye uyardım ve çiçeği çöpe attım. Böyle bir kaç kez daha olmuştu. Yarıştan çekilmem için bir şey yapamazlardı. Kuru kalabalıktan başka bir şey değildi.
"Tamam. Biz de sen ölünce bu konu üzerinde tartışırız" Çağtay alayla bir gülüş attı.
"Ölürsem ölürüm allah allah ya! Zaten kokusu çıkar yakında! Morelimi bozmayın benim!" Gittikçe sesimin seviyesi yükseliyordu . Çağtay yavaşça kafasını iki yana salladı ve bir şey demeden çıktı.
"Oğlum nereye?!" Meriç 'te arkasından gittiginde ikisini de umursamadan koltuğa oturdum.
"Mısra iyi misin?" Dedi Aşkım elimi tuttu.
"Ben....bugün onunla olan fotoğraflara baktım. O kadar güzeldi ki" kafamı omzuna koydum.
"Eee sorun ne peki?" Dedi saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimi kapattım. Ve fotoğrafları aklımda canlandırdım.
"Bana bir bakıyor Aşkım görsen... O yeşil gözleri parlıyor. Ama kendimi ondan uzak hissediyorum, o bunu fark ediyor ve bu beni çok üzüyor " dedim kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım.
"Bugün Aras'a onu sevdiğimi hatırlamak istediğimi söyledim " dedim gülümsemeye çalışarak.
"Peki gerçekten istiyor musun?" Dedi
"Çok" dedim derin bir iç çektim.
"Bazı şeyler oldu değil mi? O na bu kadar yakın olmayı hatırladın ?" Dedi . Öyleydi . Asansörde kafamdan geçenlerle buna emin olmuştum.
"O Tanıdık yeşil gözleri beni kendine çekiyor biliyor musun?" Benim aklımdan çıkmayan yeşil gözleri. Ona ait unutmadığım tek şeydi o gözleri.
"O farklı bi yeşil bakıyor."
Instangram: hayal.dekiask
Lütfen Çember, Soğuk Sıcak ve Kor kitabımada bir şans verin