Küçük Kadınım

madam_yazar

6.8M 242K 80.7K

Ellerini yavaş ve sakince belime yerleştirdi. Vücudumdaki hissettiğim titreme nasıl bir tehlikede olduğumun... Еще

-1. Bölüm -
-2.Bölüm -
-3. Bölüm-
-4. Bölüm-
-5. Bölüm -
-6. Bölüm-
-7. Bölüm-
-8. Bölüm -
-9. Bölüm-
-10.Bölüm-
-11. Bölüm-
12.Bölüm-
-13. Bölüm-
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21.Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25.Bölüm" sezon finali "
özel bölüm.
26. Bölüm
27. Bölüm
29.Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34. Bölüm.
35. Bölüm. "sezon finali 2 "
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm.
45. Bölüm-FİNAL
Özel Bölüm prt1
Özel Bölüm prt2
Özel bölüm prt 3 SON

28.Bölüm

111K 4.3K 910
madam_yazar

Mısra Tufan

"Aşkım kalk" dedim. Bu kız nasıl bu kadar uyuyabilirdi ki.

"Aşkım lafta sen beni kaldıracaktın hadi kalk sana!" Üzerinden pikeyi çektim.

"Allah aşkına rüyamdaki Aşkım diyene bak! Bir de gerçekte ki Aşkım diyene bak!" Dedi ufak bir kahkaha attım.

"Uyan kahvaltı yapalım saat 11 oldu. Akın'ı da uyandırayım" diye söylendiğimde arkamdan bağırdı. "Akın gitti!"

"Nereye ? ne zaman!?"diye söylendim aşağı inerken

"Telefon sesi geldi gece ardından çıktı gitti! Kız falan aradıysa..." dedi ufak bir kahkaha attı. Mutfağa yöneleceğim sırada kapının sesi ile kapıya yöneldim.

"Aras Bey?" Dedim şaşkınlıkla. Arkadaki iki kişiyi görünce daha da şaşırdım.

"Poyraz Bey, Aslı Hanım?" Dedim şaşkınlıkla.

"Yoklama aldığına göre girebilir miyiz?" Dedi Poyraz Güven.

"Ta-tabi buyrun. Şaşırdım sadece" dedim şaşkınlıkla . Sanırım kıyamet kopacaktı.

"Evin güzelmiş" dedi Aras Arslanoğlu gülümseyerek.

"Teşekkür ederim. Buyrun salona geçin" şaka falan olmalıydı. Yoksa ne arasınlardı burada.

"Mısra. Benim Maşa ve koca ayılı büstiyerim nered-.....Bismillahirrahmanirrahim!" Dedi şaşkınlıkla. Emin ol Aşkım senden daha şaşkınım.

"Başka bir şey mi dileseydim.... yada boşver bu iyi" dedi Poyraz Güven'e bakarak. Gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Poyraz Güven ise şaşkınlıkla kendine bakan kıza bakıyordu.

"Bu ev arkadaşım Aşkım" dedim nedensizce heycanlanmıştım.

"Memun oldum ben Aşkım" dedi otuz iki diş sırıtarak.

"Aşkın bu mu!?" Dedi Aslı Arslanoğlu şaşkınlıkla " Aşkım falan diyince sevgin var sandık... yani sandım." Diye devam etti.

"Memun oldum" dedi Aslı Aşkım'ın elini sıklarak.
Aras Arslanoğlu ile de tokalaştı.

"Memun oldum Aşkım" dedi Poyraz Güven. Aşkım derin bir nefes verdikten sonra gülümsedi.

"Bende aşk- ay Poyraz Bey" dedi. Gülmemeliydim. Gülürsem sana iğne vuracağım diye evde beni kovalardı.

"Bey yok bizde Aşkım. Poyraz diyebirsin" Poyraz, Aşkım'ı öldürecekti o kesindi.

"Peki...." dedi utangaç bir şekilde.

"Şey kahve içersiniz değil mi?.... Aras Bey?" Dedim gülümseyerek. Aras Arslanoğlu gülumseyerek kafa salladı.

"Bey yok.... Aras desen yeter" dedi. Kaşlarımı çattım. " ben sizin çalışanınızım olmaz. O bey demesede olur yani" dedim Aşkım'ı göstererek.

"Tamam şey.... siz bahçeye geçin isterseniz biz içecek bir şeyler ayarlayalım " dedim mal gibi Poyraz Güven'e bakan Aşkım'ın kolundan tutarak.

"Kızım Poyraz bana Aşkım dedi!!" Dedi sırtını tezgaha yasladı ve elini kalbine koydu.

"Hani adın Aşkım ya..." dedim kahveyi çıkardım.

"Annemin bana yaptığı tek iyilik adımı Aşkım koyma- Aras bey?" Dediğinde arkamı döndüm.

"Turna biraz konuşalım " dedi ciddi bir sesle.

"Tabi" dedim elimdeki malzemeleri tezgaha koydum "buyrun terasta konuşalım" diye devam ettim. Acayip gergindim.

1. Burayı nasıl buldular?

2. Neden geldiler?

3. Ne diyecek?

"Bir sorun mu var Aras Bey" dedim sandalyeye oturdu. sesiz ve sakinliği beni gittikçe geriyordu.

"Yarın bir basın toplantısı düzenlenecek. Orada imza atacaksın. Senin için bir sorun yok değil mi?"

Dedi. Evet bunu dedi. Dokuz doğurdum burada! Bunun için kalkıp Bebek'ten buraya gelecek kadar manyak biri misin kardeşim!!

"Hayır.... bunun için zahmet etmeseydiniz ben zaten bugün gelecektim" dedim kaşlarım çatıldı. Cidden kalbim duracaktı burada!

"Yok aslında bu diye gelmedim. Tabi sana format atıldı bilmezsin. Seni kontrole geldim Aşkımlar falan dönüyordu ya ortada." dedi. Ayağa kalktı ve ellerini pantolonunun cebine soktu.

"Nasıl yani?" Dedim aldırış etmeden masanın üzerinden güneş gözlüğünü aldı.

"Sevgilin var mı?" Dan diye sordu.

"Pardon?"

"Sevgilin var mı? ya da hoşlandığın biri?"

"Hayır da .....bundan size ne?" Bende ayağa kalktım ve bir adım attım yanına doğru.

"Güzel.... bunu sevdim" dedi. Gözlerim kocaman açıldı. Az önce bana mı yürümüştü o.

"O ne demek ya?" Dedim şaşkınlıkla. Cevap vermeden içeri girip ordanda bahçeye çıktı.

"Hayır Poyraz Bey.... onları yanlış kesiyorsunuz" dedi Aşkım.

"Hayır Aşkım... bunlar düzgün" dedi Poyraz Güven.
Aşkım bana baktı ve dudaklarını hareket ettirerek konuştu." Kalbim duracak!...."

"Poyraz Bey ben hallederim" dedim elindeki bıçağı aldım.

"Mısra bana bey deme valla koyuyor" dedi durdum.

"Niye? " dedim şaşkınlıkla.

"Şimdi bunu benim demem yanlış olur. Aramızda kalsın ama Aras.... AAA ARAS gel kahve yapıyoruz bizde" dedi. Aras Arslanoğlu yüzünü buruşturdu. Haklıydı da bence.

Üç yıllık pistjet yarışçısıyım böyle U dönüşu görmedim.

"Şey ben bunları götüreyim Poyraz Bey... Poyaz'da bana yardım etsin" dedi Aşkım. " Ne yapmaya çalışıyorsun" der gibi kafamı salladım.

"Tamam " dedi Poyraz Güven'de Aşkım'ın Arkasından gitti.

"Bir sorun mu var?" Dedim. Gergindim. Çekiniyordum. Nedenini bilmiyorum ama heycanlanmıştım.

"Su..." dedi yutkundum. "Su alabilir miyim?" Dedi gülümseyerek. Gözlerimi kırpmadan 10 saniye baktım gözlerine şaşkınlıkla. Kesin ve kesin ben bu yeşil gözleri bir yerde görmüştüm.

"Alabilirsiniz.... yani vereyim ben size" dedim. Raftaki bardağa suyu doldurdum ve uzattım.
Allah'ım neden bu kadar gergindim.

"İstersen işe beraber geçelim " dedi bardağı tezgaha koydu.

"Şey ben öğleden sora geleceğim. Bir iki saatlik bir işim var" dedim. Bugün  yarışım vardı. Eğer bunu söylersem muhtemelen kovulurdum.

"İş?" Dedi kaşları çatıldı. "Önemli değil ya kısa zamanda halledip geleceğim" dedim.

Çalan telefonla elimle bir saniye anlamında kaldırıp salona geçtim. Ama çalan benim değil Aras Arslanoğlu'nun telefonuydu.

"Aras Bey çalan sizin telefonunuzmuş. " dedim telefonu elime aldığım. Telfon kapanmıştı.

"Kapandı" dediğim sırada gözüm ekran fotoğrafına takıldı. Bu... bu nasıl olurdu. Bu bizdik. Aras Arslanoğlu ve bendim. Yatakta uzanarak çekindiğimiz  bir fotoğraftı. Aras Arslanoğlu kafasını boynuma gömmüştü bense gülüyordum.

Bu.... bu nasıl olurdu hala anlamıyordum. Ben hiç bir şey hatırlamıyordum.

"Bu ne?" Dedim. Elim ayağım boşalmıştı. "Aras Bey bu fotoğraf ne?!" Dedim biraz daha yüksek bir sesle.

"Küçük..." dedi.

Küçüğüm.....

"Bu saçmalık bu.... bu nasıl olur. Siz ve ben !" Dedim bağırarak. Aklım almıyordu hala.

"Bak dinle...." dedi bileğimden tutacağı sırada geri çektim. Elleri iki yana düştü.

"Dinliyorum!" dedim bağırarak. "Bu nasıl olur. Bu fotoğrafı ne zaman çekindik!"

"Sen benim sevgilimsin.... Küçük sevgilim..." dedi yaralı bir şekilde gülümsedi. "Öldü sandığım sevgilim..." diye devam etti.

"Seni öldü sanıyordum. Üç yıldan beri. Abin olacak piç bana senin öldüğünü söyledi! Ben mahvoldum.... seni Yiğiter Holding'te görene kadar!" Dedi hala fotoğrafa bakıyordum.

O yüzen Akın ile manalı konuşmuştu. Belki o yüzden buraya gelmişlerdi .

"Nasıl anlamıyorum?! Biz nasıl tanıştık! Nasıl oldu bunlar ! Siz nişanlıydınız! Benim kaza yaptığım tarih öncesi biz nasıl sevgiliydik!" Dedim bağırarak. Düşündükçe iğrenç bir hal alıyordu.

"Bunlar uzun hikaye. Sana hepsini anlatacağım. Ama şimdi değil yani burada değil. Sadece şunu bil seni hala çok seviyorum. Şu an sadece buna inan." dedi bir adım attığı sırada bir adım ben geriye attım

"Yapma! Ben nişanlı bir adamla beraber olamam! Ben böyle bir kadın değildim değilimde! Siz evleniyordunuz 4 gün kala nişanlınız öldü!" Dedim hayretler içerisindeydim.

"Sana söylemedim.... nişanlı olduğumuzu. Onunla sevdiğim için değil ailemi korumak için nişanlandım" dedi.

Şok gelişme.

Ünlü araba koleksiyoncusu ve eski pisjet yarışmacısı Aras Arslanoğlu'nun nişanlısı Zilan Coşkun,Doğu Akar'dan hamile olduğu ortaya çıktı.

İki yıl önce böyle bir haber duymuştum. Zilan Coşkun aile baskısından dolayı intihar ettiğini de duymuştum

"Sen nişanlıydın! Ve hem de benimle sevgiliydin öyle mi!" Bu iğrençti.

"Seni sevdim! Duydun mu! Sadece seni! Sadece oyun du bunu sen de biliyordun! Sana herşeyi anlatmıştım . Kızın bizim arabalarımızla uyusturucu kaçırdığını, bunun için benimle nişanlandığını hepsini sana anlatmıştım!" Dedi bağıratak. Ben neye bulaşmıştım böyle!

"Hatırlamıyorum!" Dedim gözyaşları içinde " seni hatırlamıyorum!" Diye feryat ettim.

"Seni sevdiğimi hatırlamıyorum" dedim yutkunarak.

"ŞU ANLIK!! " dedi benim gibi bağırarak. Beni kendine doğru çekti.

"Ben sana kendimi hatırlatacağım" dedi bu sefer tam tersi fısıldayarak. Bilekliğineki M harfi bendim. Bendeki A harfi de oydu.

"Aklım almıyor. Üç yıl boyunca illaki birileri olmuştur. Beni öldü biliyordun sonuçta. Ama beni unutmamışsın " gözlerime baktı sadece .

"Olmadı. Yapamadım. Seni öpmüşken başkasını öpemedim.... sevemedim" dedi. Aras Arslanoğlu bana aşıktı önceden. Neden buna inanmak bu kadar zordu benim için?.

"Peki beni hala mı seviyorsun?" Dedim iç çekerek

"Bildiğin gibi değil" dedi gözlerimi kapattım ve birkaç saniye öyle tuttum. "Seni o kadar özledim ki..." diye tamamladı.

Onu sevmiyordum. Yada başka bir şey yoktu ona karşı içimde. Bu haksızlıkltı. Akın'ı öldürecektim nasıl böyle aptalca bir şey yapabilirdi.

"İzin ver sana kendimi hatırlatayım" dedi sarıldı, engel olmadım. Nasıl olabilirdim ki. Bunca zamandır yas tutmuştu benim için. Beni bu kadar mı seviyordu.?

Peki ben. Onu önceden, onun kadar seviyor muydum?

"Ben...bilmiyorum. Yapabilir miyim bilmiyorum" dedim. Ne diyebilirdim ki. Yapamazdım. Onu sevebilir miyim bilmiyorum bunca yıl hatırlamamışım bundan sonra nasıl hatırlayabilirdim ki.

"Bir şey yapma... sadece izin ver ben yapayım. Benim yüzümden oldu. O kadın başkasından hamile olmasına rağmen benden hamile olduğunu söyledi! Sende çektin gittin. Ve o kaza oldu. Gitmekte de haklıydın." Dedi yutkundu. Hala sarılıyor ve saçlarımı okşuyordu.
Ondan ayrıldım ve hızlıca salona geçtim. Telefonu alıp Akın'ın numarasını aradım.

"Nerdesin?!" Dedim burnumu çekerek.

"Acil Çanakkale'ye gelmem gerekti. Sanırım söylediler" dedi durgun bir sesle.

"Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın Akın!! Üç yıl boyunca beni çocuk gibi kandırmışsın!!" Dedim bağırarak. Bahçedekiler de apar topar içeri girmişlerdi.

"Bak sana anlatacaktım-"

"Neyi ya!! Üç yıl ya!! Üç yıl benim geçmişimi silmişsin!!! Sen benim aşık olduğum adamı benden silmişsin!! Akın. Sakın bir daha beni arama duydun mu!! Kardeşim falan değilsin bundan sonra!!! Duydun mu!!"

Telefonu kapatıp koltuğa attım. Çocuk gibi benimle oynamışlardı. Bana, benim olmayan bir geçmiş ve gelecek vermişlerdi.

"Anlattın mı?" Dedi Poyraz.

"Telefonu gördü " dedi Aras nefes vererek.

"Hepiniz biliyordunuz değil mi?" Dedim kısık ama sinirli bir sesle.

"Bak Mısra. O gün seni gördüğümüzde şok geçirmiştik. Ölü biliğimiz kadın karşımıza kanlı canlı çıkmıştı. Yani o an bir şey düşünmedik. Düşünemedik. " dedi Aslı net bir tavırla.

"Akın'a kızıyoruz çünkü gerçekleri sonradan öğrenmesine rağmen seni sakladı. " dedi Poyraz Aras'ta tık yoktu.

"Akın'ı siz o hale getirdiniz değil mi?" Dedi Aşkım. Kafamı hızla kaldırdım.

"Sadece yaptığının bedelini ödedi" dedi Aras kollarını göğüsünde birleştirdi ve duvara yaslandı. "O benden sevdiğim kadını sakladı. Canımı yaktı ve bedelini ödedi "

"Sen yaptın" dedim şaşkınlıkla " o yüzden hak ettim dedi! Allahım aklıma mukayyet ol! Delireceğim ya!"

"Ben sizi bir kaç kez gördüm " dedim yutkunarak. " siz beni fark etmediniz" dedim mesafeli bir şekilde. Aras Arslanoğlu benim eski sevgilimmiş hala buna inanamıyordum.

"Ama tanımadın...." dedi Aras " Akın'ı sağ bırakmayacaktım!" Diye sitem etti.

"Bana izin verin.... Kafamı toparlamalıyım. " dedim. Telefonumu ve arabamın anahtarını aldım.

"Nereye?" Dedi Aras kolumdan yakaladı.

"Düşünmem lâzım lütfen izin ver" dedim yutkunarak.

"Gitme" dedi yalvarırcasına. "Beraber düşünelim "

"Aras bırak gitsin." Dedi Poyraz. Elinin üzerine elimi koydum ve yavaşça aşağı ittim. Kapıyı sertce kapatıp arabaya bindim.

"Alo Meriç neredesin?" Dedim kulaklıktan.

"Mısra. şey ya kusura bakma biz söyleyemedik. Çağtay ve Akın gitti ben de-" sözünü tamamkamadan araya girdim.

"JJS pistine gel " dedim. Ve kapattım.

Bazı kesitler vardı aklımda. Kelimeler, cümleler. Anılar. Bu zamana kadar hiçbirine aldırış etmedim. Rüyadır dedim çünkü bana anlattıklarına inandım. Ben Akına güvenmiştim. Hiç aklımdan geçmedi böyle birşey yapacağı. Onu asla affetmeyecektim. O benim geçmişimi silmişti. Belkide tek mutlu olduğum anıları benden almıştı.

"Neyine?" Dedi Meriç. Arabayı başlangıç cizgisinde durdurdum.

"Beyaz şarap. 6 Binlik" dedim net bir tavırla.

"200 tl lik neyine yetmiyor acaba" dedi. O gülüyordu benim aksime.

"Enayinin parası tatlı oluyor derler " dedim gazı ayarladım.

"Anlaştık " dedi.

"3"

"2"

"1"

Gazı kökledim sonuna kadar. Tek sitres atma kaynağım buydu. Hiç bu kadar sinirleneceğim aklıma gelmezdi. Resmen beni kandırmışlardı. Aras Arslanoğlu, Akın'ı dövmüştü bu konuda ona hak veriyordum. Biri bana sevdiğin kişi öldü diye yalan konuşsa ben onu öldürürdüm.

Bitiş çizgisinde durdum ve arabaya yaslandım.

"Söyle bakalım neye bu kadar kızdın?" Dedi Meriç.

"Aras Arslanoğlu benim eski sevgilimmiş biliyor musun?" Dedim alayla.

"Ne!" Dedi gözleri kocaman açıldı.

"Akın ona benim öldüğümü söylemiş. Üç yıl boyunca!" Dedim sinirle.

"Adamın telefon ekranında baya iyi fotoğrafımız  vardı. Sarılıyorduk falan!" Meriç kendi arabasına yaslandı.

"Ne yapmayı düşünüyorsun?" Dedi Meriç. Ne yapabilirdim ki.

"Bilmiyorum. Şu an sinirliyim fazlasıyla. Bir karar verecek durumda değilim " derin bir nefes verdikten sonra arabaya bindim.

"Bana kendini hatırlatmak istiyor" diye devam ettim.

"Bırak hatırlatsın. Bak Mısra adamın bileğinde senin adının baş harfi var. Magazini sallamıştı bu durum. Aşkım sayesinde de çoğu haberleri duyuyordun. Bence bırak da çabalasın. Üç yıl seni öldü bilmiş. Akın'ın yaşamasına hala hayret ediyorum. " dedi kıkırdayarak . atarak.

"Aras Arslanoğlu sakin biri değildir " dedi aynı şekilde.

"Görüşürüz. Şarabımı unutma " diyip pist alanından çıkıp ana caddeye girdim.

Rüyalarımdaki orman yeşili gözü olan adam oymuş. Rüyalarımda saçlarımı okşayan adam da oymuş. Küçüğüm kelimesinin tanıdık gelme sebebi de bu adammış. Geçmişime bi dövme gibi kazınmıştı. Hafızamı kaybetmeme rağmen hala bazı kesitler vardı kafamın içinde.

Mesela o Orman yeşili gözleri ve Küçüğüm demesi gibi.....

Instangram: Hayal.dekiask

Продолжить чтение

Вам также понравится

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)

Художественная проза

274K 22.9K 39
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
ASDOR' UN AŞK DOLU HAYATI 🌺 Songül Duman

Художественная проза

3.5K 223 41
Asiye ve doruğun zorluklarla geçirdiği ve mutlu sonla biten hayatı .
GÖLGESİZ Ssibellasibell

Художественная проза

1M 55.8K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
Akrep Queen

Приключения

394 63 5
Aşiret Reisinin Evine Giren Kadın Hırsız Ve Onun Gelmesini Bekleyen Aşiret Lideri...