Sen Kimsin?-ChanBaek(devam)

Von askyoongim

1.1K 138 259

Öncelikle bu @bangtataelove hesabında yayınlanan Sen kimsin hikayesinin kaldığı yerden devamıdır. Hikayenin b... Mehr

18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30-M
31
32
33-M
34
35

36-Final

65 9 15
Von askyoongim

Baekhyun

Çocuklarla fakülteden çıktıp yürümeye başladık. Ama nereye gittimizi hiç bilmiyorum aklımda sedece Chanyeol var. Düşünüyorum, şuan üniversitede üçüncü yılımız ağabim, kris hyung, Lay hyung, Chanyeol çoktan mezun olmuş iş hayatlarına atılmıştı. Ağabim kayın babam bay Park'ın yanında çalışıyor bir nevi hayalini gerçekleştiriyor, Lay hyung ailesinden aldığı, kendi biriktirdiği ve biraz kredi çektiği parayla stüdyosunu kurdu.

Tao ise mezun olunca onun yanınca çalışacak beraber güzel planları var. Benim sevgilim ise geçici olarak korenin prestijli bir şirkette işe girdi. Ama nasıl girdi ben çok iyi biliyorum . Belki Park babanın ismiyle girmiş olabilir ama hayır! O mülakat yapan yelloz sırf sevgilime sahip olmak için işe aldı. Göz koydu benim minik devime! Bir ara gidip o koca kulaklının bana ait olduğunu göstermeliyim.

Her neyse iste şu son birkaç aydır aramız baya uzak. Uzaktan kastım, sürekli telefonda konuşuyoruz, her sabah uyandığımda o günaydın mesajı kesinlikle telefonumda oluyor. Gerçekten her hareketi beni daha çok aşık ediyor divaneler gibi geziyorum ortalıkta, bazen öylesine seviyorum ki sevgimi yansıtacak bir harekette bulunamıyorum çünkü ne yapsam az gelecekmiş gibi hissediyorum (Y/N: bebeklerime karşı hissettiklerim). Uç yıl öyle böyle çok güzel geçti. Ailelerimiz bize destek çıktığından beri her şey çok güzel sadece Jongin'in hyung'un büyük annesi vefat etti ve kris hyung'un annesi ameliyet oldu.

Veeee Tadaaa Hunhan nişanlandı, ama bu olaylar üstüne gelince konu pek aktif kalamadı. Kris'in annesinin ameliyatı güzel geçti, Jongin hyung ise Kyungsoo'nun desteğiyle çok dağılmadan toparladı. Destekten kastım bir sarılış çünkü adam Soo'yu öylesine seviyorki varlığı bile huzur bulmasını sağlıyor sanki. Neyse ben en son aramız açıldı diyordum. Heh benim Chanyeol ile vakit geçirmem lazım yoksa yokluğu ve bu aramızdaki zorunluluktan kaynaklı mesafe bana kafayı yedirecek. Kafeye vardığımızda her zamanki yerimize geçtik. Bu han nehri kıyısındaki kafe artık favorimiz, göle bakan masamıza otururken çocukları cidden dinlemiyorum, aklımda sadece Chanyeol vardı.

"Sen ne dersin baek?"

"Ha ne duyamadım tekrar söylemisin?"

"Sen bizi dinliyormusun ki, okuldan cıktığımızdan beri başka alemdesin saat yedi çocuklar gelecek birazdan"

Çocuklar lafını duyunca hemen kıpırdandım.

"Yeol geliyoru mu?"

Heyecanla sorduğumda Kyungsoo cıkladı.

"İşi varmış, size yetişemem diyor"

Dudaklarımı büzüp tekrar sandalyeme gömüldüm.

"Siz ne diyordunuz?"

"Diyoruz ki hafta sonu alışverişe gidelim"

Kaşlarımı çattım, neden ki?

"Neden?"

"Nedeni mi var?

"Tamam gideriz"

Bahçeye çıkmak için kalkıp büyük kapıya gittim. Biraz hava almaya ve yalnız kalmaya ihtiyacım var. Nasıl olsa Chanyeol yine gelmeyecek değilmi? Bahçeye çıktığımda tamamen karanlıktı. Ama kimse olmaması işime gelir. Bir kaç adım attığımda yerde titrekçe yanan ışıkları gördüm. Biraz daha yürüdüğümde küçük mumlardan yapılmış yola adımladım. Bu neydi ki şimdi? Umarım birinin süprizini mahvetmiyorumdur. Ufak adımlarla iskeleye giden yolda adımladım. Ayaklarımın altındaki gül yapraklarından rüzgar estikçe tatlı bir koku geliyordu. İskelenin sonuna geldiğimde mumlardan olan kalbin ortasında durdum. Karanlık geceyi aydınlatan şehir ışıkları nehrin üstünde çok güzel görünüyordu. Şimdi yanımda Chany-

Duyduğum gitar ezgisiyle yavaşça arkamı döndüm. Chanyeol iskelenin diğer ucunda gitar çalıyordu. Bir kaç saniye gözlerimi kırpıştırdım, yani bunlar benim için mi?. Beyaz gömleği ve benim daha ilk defa gördüğüm beyaz saçlarıyla çok güzel görünüyordu. Göz yaşlarım durmaksızın akarken gözüm arkada itişip kalkışan bizimkilere takıldı. Gülümseyip bakışlarımı tekrar sevgilime çevirdim. Öyle güzel çalıp söylüyorki, şerefsizim şimdi boynuna atlıyacağım. Şarkı bittiğinde önüme gelip diz çöktü. İki elimi elleri arasına alıp gülümsedi.

"Baekhyun, meleğim, iki gözümün çiçeği, seni tanıdığım anda tüm ezberlerimi bozdun benki anlaşmalı evlilik yapmayı düşünürken şimdi senin aşkın için nelerimi feda ederim. Kos koca üç yıl boyunca aşkın tüm benliğimi ele geçirdi. Bazen sevgim o kadar fazla geliyorki ne yaparsam yapayım yetmiyecekmiş gibi. Ben bencil bir adamım, sadece bana ait olmanı, sadece beni sevmeni, bana gülmeni, bir tek bana dokunmanı istiyorum. İmkanım olsa kalbin kadar kusursuz ve güzel olan bedenini cam bir fanusta saklarım kimseler dokunamasın diye. Güzelim, senin güzelliğinden kızarır tüm güller, mor menekşeler bile kıskanır seni. Çiçeklerin hepsi sana boyun eğer, hiçbiri bakamaz aşkla parlayan gözlerine, utanır. Çünkü bilirler ki karşılarında dünyanın en değerli varlığı duruyordur. Sen menekşelerin bile kıskandığı Byun Baekhyun benim en değerli varlığımsın, ömrümüzün sonuna kadar beraber ve mutlu olmak için benimle evlenirmisin?"

Chanyeol yaşlı gözleri, elinde tuttuğu yüzükle karşımda tek dizi üzerinde dururken benim içinde zaman durmuştu. Akan göz yaşlarımla kocaman gülümsedim.

" Evet, evet evlenirim"

Yerden kalkmayan sevgilimin üstüne atladığımda beraber gül yapraklarının içine düştük.

"Seni seviyorum"

"Seni seviyorum"
.
.
.
.

"YAH KOL DÜĞMELERİM NEREDE LUHANN!!"

Luhan ona seslendiğim gibi kaçarken -büyük ihtimal, üç gündür olan zırlamalarımdan bıktığı için- hazırlandığım odada bir oraya bir buraya koşturup üzerinde C yazan kol düğmelerimi arıyordum. Bir saat sonra düğünüm vardı ama ben sevgili kayın babacığımın bizim için yaptırdığı kol düğmelerini bulamıyorum!! Sikecem böyle işi!

"Baekhyun saçlarını bozacaksın koşturma!"

Kyungsoo'yu takmayıp koltuktaki tüm yastıkları tek tek fırlatarak küçük kutuyu aramaya devam ettim.

"YAH BAEK MAKYAJIM BOZULACAK"

Lay hyung güzüne gelen yastığı geri atıp bağırdı.

"Neler oluyor burada?"

Sesini duyduğum Junmyeon'la hemen ona koştum.

"Kol düğmelerimin olduğu kutuyu bulamıyorumm"

Biraz bana bakıp elini uzattı. Ben ne yapıyor diye bakarken ceketimin ön cebinden görünen kutuyu alıp açtı. Sikeyim o oradamıymış? Kyungsoo gür bir hakaha atarken sinirle ona döndüm.

"Şerefsiz, onu görüyordun ve bana söylemedin!"

"Çok komik görünüyordun biraz eğleneyim dedim"

Junmyeon düğmelerimi takıp sarıldı.

"İçimizde tek adam olansın"

"Biliyorum, Xing bebeğim hadi gidelim"

İkili çıkarken koltuğuma çoktüm. Tao hemen gelip dağılmış saçlarımı ve makyajımı düzeltti.

"Teşekkürler"

"Her zaman dostum, ben iniyorum"

Luhan ve Kyungsoo'da biraz dalga geçip çıktıklarında dünden beri ilk defa yalnız kaldım. Düğün için Amerika'ya gelmiştik. Chanyeol'un teklifinden sonra yurt dışına iş, başvurusu yaptığı söylediğinde şaşırmıştım sonuçta çalıştığı bir işi vardı ama bu şirket ikimiz için önemli. Bir ay sonra kabul mesajı geldiğinde planlarımızı yapmıştık bile. Babamların ve Chanyeol'un birikmişliğiyle ev kiralamış ve vatandaşlık almıştık. Okul tatile girdiğinde de düğün için bu oteli ayarladık. Üç yüz kişilik sade bir davetti. Ve yarım saat sonra nikahımız kıyılacaktı, malum kore bu konularda hayla geride. Ayrıca yeni  evleneceğimiz, lgbt çifti olduğumuz, vatandaşlığımızı yeni aldığımız için ülke ve Chanyeol'un şirketi bize birçok ayrıcalık tanımıştı. Ben ise kalan bir yılımı tamamlayıp Chanyeol gibi çalışmaya başla başlıyacaktım. Hatta Chanyeol'un çalıştığı şirkette işe girebilirim yüksek ihtimalle. Yeni hayatım için özellikle Chanyeol ile birlikte olacağım için mutluyum ama bir yandanda ailemden ve arkadaşlarımdan uzak olacağım için üzgünüm. En azından fakir değiliz her yıl birbirimizi görebileceğiz. Ama bu evi tuttuğumuz zaman Luhan ve Kyungsoo ile salya sümük ağladığımız gerçeğini değiştirmiyor. Gerginliğim artarken sürekli üstümdeki beyaz takımımı ve yakamdaki minik menekşeye bakıyorum. Chanyeol'un evlilik teklifinden yürüyerek konstep çiçeği olarak mor menekşeye seçmiştim. Güzel bir anı. Kapı sesiyle gelene bakmak için başımı çevirdim. Ağabim yaşlı gözleriyle bana bakıyordu.

"Ah hayır ama hyung hani ağlamayacaktın bak bende ağlarım"

Ayağa kalktığımda ağabim sıkı sıkı sarıldı. Yıllar boyu değişmeyen güzel kokusunu çektiğimde yaşlarım az daha gözlerimden akacaktı ki vücutlarınızı ayırıp gülümsedi.

"Her zaman mutlu ol, ikinizde hak ettiğiniz güzel hayatınızı yaşayın, hiç bir zorluk sizi ayıramasın. Yüzünüz hep gülsün, göz yaşlarınız saf mutluluk olsun"

Ağlamamak için dudağımı ısırırken kapı açıldı. Babam bize gülümsediğinde onunda gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm. Beni bugün ağlatmak için sözleşmişler resmen.

"Az sonra çıkın tören başlıyor"

Babam gittikten sonra büyük otelin bahçesine adımlıyorduk. Her adımımı mutluluğa gittiğini, sevdiğim adama gittiğini bilerek sağlam sağlam basıyordum. Kolunu sıkı sıkı kavradığım ağabime gülümseyip bakışlarımı siyah takımı, yakışıklı olduğu kadar heybetli ve az sonra kocam olacak adama çevirdim. Ben Byun Baekhyun, az sonra Park Baekhyun olarak sevdiğim adamla yeni bir hayata adım atacağım.



Son


BAEKHYUN'U BEYAZ TAKIMLI HAYAL EDİVERİN CANIM

Sonunda evleniyorlar 😭🤧 keşke daha çok okuyucu olsa ama yapacak bir şey yok

Umarın beğenmişsinizdir Chanbaek'in aşkı ve...

❣️Exo ile kalın❣️

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
5.1K 630 26
Bu hikaye tamamen Shippeh'ya aittir, ben sadece çevirisini yapıyorum. Kendisine twitter üzerinden ulaşabilirsiniz. Kapak tasarımı bana aittir. İyi ok...
121K 9.2K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
473K 36.6K 32
Baekhyun artık deli gibi takip ettiği, her yerde fotoğraflarını çektiği ve konserleri için ülkeleri gezdiği grubun üyesiydi.