BSD Karakteri x Okuyucu

By odasakum

23.8K 1.1K 1.4K

Karakter ve okuyucu arasında eğlenceli bazende üzgün hikayeler. ☆Her karakterden yapmaya çalışacağım. ☆İsim... More

AÇIKLAMA
Ranpo X Okuyucu 1.Bölüm
Ranpo X Okuyucu 2.Bölüm
ATSUSHIxOKUYUCU
FYODOR x OKUYUCU
ODASAKU x OKUYUCU
DAZAİ x OKUYUCU
CHUUYA x OKUYUCU
AKUTAGAWA x OKUYUCU
MORİ x OKUYUCU
Odasaku x Okuyucu Part 1

Ranpo X Okuyucu 3.Bölüm Final

841 75 91
By odasakum

Hayır Ranpo fotoğrafım var! İyi okumalar.

****

"Seni yakalamak sandığımdan uzun sürdü." cevap gelmeyince oraya doğru adım atmaya başladı Ranpo.

"Gerçekten cinayeti çok iyi işlemişsin." ellerini cebine atmış emin adımlarla yürüyordu.

"Ama sonunda bir yanlışlık yapacağını biliyordum."

Ranpo koltuğa her adım attığında bir cümle kuruyordu. Zaferini ilan edercesine gururlu bir sesi vardı. Ama onun aksine ne bir tepki veriyor ne de bir kelime ediyordu koltuktaki.

Ranpo zaferini çoğu zaman birinin tebrik etmesine veya çok zor davalar çözebildiği için karşısındakinin şaşırmasına alışmıştı. Böyle bir tepki görmediği için daha önce, şaşkınlık yaşıyordu şu anda.

"Neden konuşmuyorsun geleceğimi mi biliyordun?" güldü ve devam etti, "Geleceğimi düşünsen bu zamanda kendini ele vermezdin, polisler biraz sonra burada olurlar."

Yalan söylemiyordu. Polislere haber vermişti. Yaklaşık 15 dakika sonra gösteriye dahil olacaktı onlarda. Ve Ranpo dönecekti gerçek dünyaya. Bu konuda çok heyecanlı olmasada, katilin kim olduğunu öğreneceği için heyecanlıydı.

Ranpo ne kadar konuşursa konuşsun karşısındaki tek kelime etmiyordu. Ranpo yanlış bir şeyler olduğunu yeni yeni anlıyordu.

"Hey yoksa sağır mısın?"

"He-" sözünü tamamlayamadan tanıdık bir ses anında susmasına sebep oldu.

"...neden..." küçük bir mırıltı olsada, o boş binanın neresinde olsan duyulurdu.

Ranpo gözlerini sanki mümkün olacakmış gibi sonuna kadar açtı. Bu tanıdık ses...

"Neden sen olmak zorundaydı...neden..."

Ranpo yerinde kalakalmıştı. Üstünden soğuk sular akıyordu. Tek kelime edemedi. Hayal kırıklığı mı, şaşkınlık mı, üzgün mü hissedeceğini bilmiyordu. Şu anda ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ve de o da kendine sormaya başlamıştı.

Neden o olmak zorunda?

Karşısındaki en sonunda koltuktan bir hiddetle kalktı ve ona doğru sesli bir şekilde konuştu. "Neden NEDENN onca yer varken neden Ajansta çalıştın?? Neden karşıma; düşmanımın, nefret ettiklerimin tarafında çıktın. Ben- BEN! Lanet olsun lanet olsun!! "

Ranpo ona üzgün suratla bakan S/a'e baktı. Demek üzgündü. Onca duygunun arasından ne hissedeceğini anında bulmuştu. Belki de çoktandır plan yapıyordu. Belki şu an rol yapıyordu. Ona tekrar baktı, düşündüklerinin yalan olmasını bekleyerek baktı. Umutsuzca baktı. Bir açıklama isteyerek baktı. Ona bakarken artık ne hissedeceğini biliyordu. Başarısızlık.

Onca zamandır karşısındaki kişinin katil olduğunu görmemek için kör olmak lazımdı. En yakınındakiydi, onca zaman aradığı katil oydu. Kendini sürekli, onun olduğunu düşündüm zaten kanıtlar var o olamaz diye kandırdığını şimdi fark etmişti. Aslında onun olduğu açıktı. Ranpo nasıl hata yapardı? Ama komik olan şuydu ki; şu an bile buna inanmak istemiyordu.

Bir sızı vardı kalbinde. Bir ağrı.

"Demek sendin." onca düşünce arasında diyebildiği tek şey buydu. Demek sendin. Ama sormak istediği tek şey, neden sendin?di.

S/a onun gözlerine bakıyordu sadece. Duygu karmaşası yaşıyordu oda ve dokunsan ağlayacak gibi bir hali vardı. "Ranpo, eğer sen olmasaydın hayalimi gerçekleştirebilecektim. Neden çıktın karşıma?"

Ranpo da aynı soruyu soruyordu kendine. Neden direk onun karşısına çıkıp ona güvendi?

Hiç bir sorunun cevabı yoktu, hiç bir sorunun.

S/a Ranpo'ya yaklaştı. Ona yaklaştıkça Ranpo onun hislerini daha iyi anlıyordu. Üzgündü. Gerçekten üzgündü. Ama bu ne işlediği cinayetler içindi ne de biraz sonra yakalanacağı içindi. Başka bir şey için üzülüyordu. Ranpo anlamıyordu onun ne düşündüğünü anlamıyordu. Anlamak istiyordu ama bilmediği bir şeyi nasıl anlayabilecekti?

"Neden öldürdün?"

S/a bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı ama başını başka yere dönderip sustu ve onun sorusunu cevaplamaya odaklandı.

"Ajanstan nefret ediyorum. Nefret edecek çok fazla sebebim var. Babamda öyleydi oradan nefret ediyorduk. Her...insanından, hepsinden nefret ediyorduk."

Ne kadar kolaymış gibi anlatsada anlatırken sürekli yutkunmayı bırakamıyordu. Zamanın kısıtlı olduğunu biliyordu ikiside. Bu yüzden devam etti S/a.

"Sonunda intikam alabilecektik. En sonunda ama-!! Ama babam vazgeçtiğini söyledi. Vazgeçmek? Onca yol gelmişken mi?"

"Bu yüzden onu öldürdün."

"Ona onu öldüreceğimi söyledim. Sadece söylemiştim, ateş ettiğim zamanda niyetim gerçek değildi, ama çoktan kendini bıçaklamaya başlamıştı. Ne yapmam gerekiyordu Ranpo? Ne yapmam??" sinirlendiği belliydi ama yardım isteyen küçük bir çocuk gibi bakıyordu. Pişman gibi ama değil. Sinirli gibi ama üzgün.

Onu bu halde görmek, kalbindeki ağrıyı daha derinlere taşıdı. Hissettiği şeylere şaşıyordu Ranpo. Bu gerçekten ben miyim?

"..."

"Bana öyle bakma Ranpo. Her şey senin yüzünden değişti." S/a'in bakışları umutsuzca yere indi.

Ranpo şaşkınca gözlerini ona dikti. "Benim mi?"

"Faydasızdı. Seni nasıl öldürecektim ki... Ajanstan olmana rağmen. Sana çoktan aşık olmuştum bile."

"Aşk mı?" Ranpo kalbindeki sızının gittikçe arttığını fark ediyordu. Acımaya başlamıştı neredeyse. S/a arkasını döndü ve pencereye ilerledi. İlerlemesiyle polis arabalarının siren sesi dolmuştu bomboş araziye.

"Her şey bitti." S/a polislerin yavaş yavaş binaya girişini izledi.

Gerçekten her şey böyle bitecek mi? Kitabın sonu böyle miydi? Neden? Neden o gitmek zorunda? Ve aşk mı?

Kendi kendine umutsuzca tekrar etti, o sana aşık değildi, o bu romanda ki karaktere aşık oldu, o bir yazar tarafından aşık olunmak için ayarlandı. Ona bağırarak söylemek istiyordu sen bana aşık değilsin.

Odayı dolduran ayak sesleri arasından Ranpo S/a'e bakmaya çalışıyordu. Son bir kez görmek istiyordu. En azından hissettiklerini söylemek istiyordu.

"Hey S/a..."

Elleri kelepçelenirken Ranpo'ya baktı S/a, yıkılmış bir halde. Ranpo ise gerçekten merakla sordu.

"Öldürmemenin sebebi gerçekten ne?"

S/a'in muhtemelen göreceği son gülümsemesini gördü ve son sesini duydu.

"...söylemedim mi? Sana aşık olmuştum."

Aşık olmak...Yalan söylüyorsun.

Onu öylece alıp götürürlerken baktı sadece. Etrafındaki dünya yavaş yavaş siliniyordu bile. Katil bulundu kitap bitti.

Ranpo son kez etrafına baktı, her şeye son kez. Polis arabasına binen S/a'e, ilk tanıştıkları yere, onunla yürüdüğü yerleri düşündü.

Sonuçta bu sadece bir romandı. Sadece bir kurgu. Her şey ayarlanmış bir kurguydu. Her şey yalandı.

...

"Hoş geldiniz Ranpo-san." Ranpo etrafına boş boş bakındı geri dönmüştü demek gerçek dünyaya.

O enerjik halinden neredeyse bir şey kalmamıştı şimdi. Sadece Edgar'dan bir açıklama bekliyordu. Sadece bir açıklama. Neden böyle bir kitap yazdığını, neden bu kadar uzun sürdüğünü açıklayabilecek bir açıklama. Ama Edgar ne kadar söylerse söylesin, Ranpo'yu bu halinden çıkaracak bir şey yoktu.

"Poe-kun neden öyle bir dünya yaptın?"

Edgar şaşkınca ona döndü. "Ranpo-san fark etmemiş miydiniz?"

Ranpo koltuğa oturup başını arkaya yaslayarak sordu. "Neyi?"

"Ranpo-san bu romanın asıl özelliği aslında romanın yazılmamış olmasıydı."

Ranpo yine şoklara girmişti. Ne demek yazılmamış. Koltuktan başını hızla kaldırarak devam etmesini bekledi.

"Romanda ana bir konu vardı. Biri nefreti yüzünden insanları öldürüyordu. Ve senin bu hikayede yerin yoktu. Bir karakterin yoktu. Şöyle açıklarsak daha kolay olur. Romanı yazan aslında sensin. Romanı değiştiren tek şey senin davranışların ve seçimlerindi."

Ranpo müthiş aydınlanmış hissediyordu. Gerçekten katilin cinayet işlememesi, başka yöne çekilmesinin tek sebebi Ranpo'ydu. Sadece Ranpo. Doğruya Ranpo sadece kendi olmuştu.

Yalan değil miydi?

Ranpo elini kalbine götürdü. Sızı iyice artmıştı ama artık acıtmıyordu sadece boşluk hissi ve sıcaklık veriyordu. Tüm o yaşadığı şeyler yalan değildi. Değildi.

Aslında gerçekten S/a bir sürü cinayet işleyecekti ama Ranpo'ya aşık olduğu için yapamamıştı. Hem de sadece kendi olarak. Başka birinin hayal gücüyle değil, yapmak zorunda olduğu için değil, kendi yapmak istemediği için yapmamıştı.

Ve Ranpo'da davayı çözememişti ve bu bir nevi S/a'in katil olmasını çözememesi ona karşı bir şeyler hissettiği içindi. Bu sonuca karşı her ne kadar düşünmüş olsada kendini bu seçeneğe kapatmıştı.

Artık kabul ediyordu. O da sadece onun için yapamamıştı.

Buruk bir gülümseme sardı yüzünü ve kalbinin üzerindeki gömleğini sıkarak sessizce konuştu. "Anlıyorum S/a, şimdi anlıyorum, demek benim hissettiğimde aşktı."

Farklı bir deneyimle bir romanın daha sonuna gelmişti Ranpo. Bu deneyimi ise asla unutmayacaktı.

***
♡Hayırlı Ramazanlar♡




Continue Reading

You'll Also Like

12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
28.5K 1.6K 15
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
404K 37K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
449K 36.8K 28
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...