Fox and Wolf | Jikook

Od Jikookxhands

244K 21.7K 15.1K

Kurtlar ve Tilkilerin ayrı okuduğu iki lisenin birleştirilmesiyle Kurtların lideri Jeon Jungkook Tilkilerin l... Více

Anlaşma
Yeni Lise
İlk gün
Atışma
Dangshin
Klüp 1
Klüp 2
Özel güç
Vakumlanmak?
Merak
Sır
Ne oldu?
Saklama
Sen
Gerçekler
Baba
Neden?
Duş
Anne
Anlamak
Jihyun
Operasyon
Kolye
Nasıl?
Yaraların sarılması
Tabu
Uyku
Soru
Yağmur
Aile
Her şey
Havuz
Özür
Düğün
Bütün
Sürpriz
Kontrol
Final

Ateş

6.1K 566 293
Od Jikookxhands

 

İyi okumalar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz ♥️

  Jimin hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu. Yüzünde boncuk boncuk terler vardı. Ağzından değişik kelimeler çıkıyordu fakat kimse onun ne dediğini anlayamıyordu.

"Jimin, jimin uyan artık."

Jimin, Yoongi'nin sesiyle irkilerek uyandı. Gözyaşları durmaksızın akarken ona endişeli bir şekilde bakan Yoongi ve Jin'e baktı. Jin, Jimin'in saçlarını geriye atıp iç çekti.

"Kabus görüyordun herhalde, iki birde baba falan diyordun."

Jimin duyduklarıyla ellerini gözlerinden çekip Jin'e baktı.

"N-ne yani r-rüya mıydı her şey."

"Ne gördün bilmiyorum ama her şey rüyaydı." dedi Yoongi gözlerini ovarken. İkiside Jimin'in çığlıklarını duyup uyanmışlardı. Jimin Yoongi'ye bakıp burnunu çekti ve kendini yatağa bırakıp gözlerini rahatça kapattı.

"Her şey sadece iğrenç bir rüyaymış. Şükürler olsun!"

Yoongi ve Jin de yatağa uzanıp birbirlerine sarıldılar. Jin, Jimin'in gözyaşlarını silip boğuk sesiyle konuştu.

"Ne gördün?"

"Babalarım bir kaza geçiriyorlardı ve hastaneye kaldırılıyorlardı. Banada Youn sunbae haber veriyordu. Hastaneye gidince ö-öldüklerini söylüyordu doktor. Tanrım! Çok gerçekçiydi, bir an onları hiç göremeden gidecekler sandım."

  Yoongi bir bacağını Jimin'in üstüne atıp gülümsedi.

"Her şey boktan bir kabustu işte. Bunları düşünmeyi bırakta uyu."

  Jimin derince yutkunup gözlerini kaçırınca Jin kaşlarını çattı.

"Ne oldu?"

"Ya yine kabus görürsem?"

  Yoongi pikenin içine girip esnedi.

"Tamam biz seninle yatarız, istersen Leyzi'de gelsin."

  Jimin kafasını sallayıp yavaşça Leyzi'nin gelmesine izin verdi. Leyzi hemen Jimin'in üstüne atlayıp şirin bir şekilde mırıldanmaya başladı. Jimin'in nasıl bir rüya gördüğünü biliyordu ve onu uyandırmak için uğraşmıştı fakat bir işe yaramamıştı. Jimin, Leyzi'nin bu haline kıkırdayıp onu kollarıyla sarmaladı. Jin de yatağa yerleşince dördü birlikte konuşarak birbirlerinin uykusunu getirdi. Kısa bir süre sonra hepsi birlikte uyuya kaldı.


  Dördü birlikte uyuduktan sonra sabah olunca ilk uyanan Leyzi olmuştu. Yattığı yerin gereğinden fazla sıcak olduğunu fark edince yine terler içinde olan Jimin'e yaklaşıp yanağını alnına yerleştirdi. Ateşinin olduğunu fark edince gözlerini irice açtı.Yoongi ve Jin'i uyandırmaya çalışmaya başladı. Uyanmayacaklarını anlayınca aşşağı kata inip mutfaktaki çeşmeyi açtı ve ağzına suyun dolmasını bekledi. Ağzı tamamen dolunca çeşmeyi kanadıyla kapatıp uçarak üst kata çıktı. Jin ve Yoongi'nin üstüne suyu püskürtünce ikiside irkilerek uyanmıştı. Leyzi onların bu haline gülünce Yoongi kaşlarını çattı.

"Bana bak minik falan dinlemem yolarım seni!"

"Üstüm başım su oldu ya!"

  Leyzi kanadıyla Jimin'i işaret edince Jin hala uyuyan Jimin'e baktı. Yüzünü terli görünce elini alnına koymasıyla geri çekmesi bir oldu.

"Oha, jimin yanıyor!"

"Ne?"

Yoongi de elini koyunca ateşinin fazla olduğunu fark edince yataktan kalktı. Alnını ovup odada volta atmaya başlamıştı.

"Ne yapacağız Jin? Biz hiç hasta birine bakmadık ki."

Jin dudaklarını dişlerken düşünmeye başladı. Aklına gelen fikirle telefonuna uzanırken bir taraftan Yoongi'ye anlatıyordu.

"Bayan Lee'yi arayacağım o bilir."

Yoongi gözlerini devirip Jin'in elinden telefonu çekti.

"Aptal aptal konuşma haftasonu bugün. Bayan Lee'nin evi buraya yakın değil, gelmesi uzun sürer."

Jin kafasıyla onayladı. Oda ayağa kalkıp volta atmaya başladı. Kısa bir beyin fırtınasının ardından sevinçle sıçradı.

"BULDUM!"

"Ne?"

Odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başlayınca Yoongi de peşinden gidip bağırdı.

"Beni bırakıp kaçıp gidiyor musun?!"

"Saçmalama. Taehyung'ları çağıracağım, o sağlık klübündeydi."

  Yoongi sevinçle sıçrayıp Jin'in alnını öptü.

"Jimin iyileşsin senle bir çocuk daha yapacağım be!"

  Jin gözlerini devirip Yoongi'yi kendinden uzaklaştırdı.

"Sen doğuracaksın sanki! Neyse ciddiyetimi bozma ben onları çağırmaya gidiyorum."

"Tamam."

Jin gecelikli olmasını umursamadan yanı başlarındaki eve koşturdu. Kapının önüne gelince uyuyup uyumadıklarını umursamadan kapıyı hızlıca hiç durmadan çaldı.

"Açsanıza be!"

Hala kapıyı çalarken kapının bir anda açılmasıyla öne doğru yalpaladı fakat kısa bir sürede kendini toparladı. Kapıdaki Hoseok'a kısaca gülümseyip hiçbir şey demeden eve girdi. Oturma odasına hızlıca girdi, hepsinin uyanık olduğunu görünce derin bir nefes aldı. Diğerleri Jin'i görünce -unicornlu gecelikle- şaşırmışlardı. Taehyung üstündeki şaşkınlığı atıp konuştu.

"Ne oldu be alacaklı gibi kapıyı çalıyorsun."

Jin soluklanıp Taehyung'a döndü.

"Jimin'in çok ateşi var ve biz Yoongi ile hiç hasta bakmadım. Yanlışlıkla öldürme ihtimalimiz çok yüksek."

Jungkook, Jimin'in adını duyunca hemen ayaklanıp evden çıktı. Diğerleride peşinden geliyordu. Açık kapıdan içeri girer girmez Yoongi ile karşılaştı.

"Sonunda gelebildiniz."

"Nerede Jimin?"

Yoongi üst katı işaret edince hemen oraya çıkıp kapısı tek açık olan odaya girdi. Yatakta hareketsizce yatan bir Jimin görünce içi parçalanmıştı. Jin ve diğerleride odaya girince bütün gözler Taehyung'u bulmuştu.

"Ne yapacağız?" dedi Yoongi endişeli bir sesle. Taehyung, Jimin'e bakıp ilk elini alnına koydu. Elini geri çekip diğerlerine döndü.

"Ilık su ve bez ayarlayın."

Jin başını sallayıp aşşağı kata dediklerini hazırlamak için gitti. Taehyung, Jimin'in üstündeki battaniyeyi alıp  çekince Jimin irkilerek ayılmıştı. Gözlerini zorlukla açıp etrafa baktı. Yoongi, Jimin'e yaklaştı.

"Oh, uyandın sonunda."

"Ü-üşüyorum."

"Ateşin var çünkü."

Leyzi üzgün bir şekilde Jimin'in yanına gidip onu ısıtmaya çalıştı. Jimin halsiz olmasına rağmen Leyzi'nin duygusal olduğunu biliyordu. Kafasını okşayıp zorlukla gülümsedi.

"Benim bebeğim üzülmüş mü öyle?"

Leyzi kafasını sallayınca onu kanatlarının altından tutup burnunun ucunu öptü.

"Üzülme, iyiyim ben."

Jin elindekileri komodinin üzerine bırakıp bezi ıslattı. Fazla suyu sıkıp Jimin'in alnına koymaya çalışınca Jimin battaniyeyi tamamen kendine çekip engelledi. Jin koymaya çalıştıkça kaçıyordu.

"Bana bak parçalarım seni!"

"Üşüyorum."

  Jungkook gözlerini devirip Jimin'in üstünden batteniyeyi bir çırpıda çekip aldı. Sonra Jimin'e yaklaşıp kollarının iki yanından tutup kaçmasını engelledi. Jimin bayık gözlerle ona bakarken Jungkook sırıttı. Jin, Jungkook'un kafasını eliyle biraz ittirip alnına yerleştirdi bezi. Yoongi Taehyung'a döndü bu sefer.

"Şimdi ne olacak?"

"Şimdi çorba yapmamız lazım. Birde ilaç almalıyız. Biride evde Jimin'le kalmalı."

Jungkook, Jimin'in bileklerini bırakıp atıldı.

"Ben Jimin'le kalırım."

Yoongi göz devirip Hoseok'u çekiştirdi.

"Fırsattan yararlanmasan şaşarım zaten. Neyse biz Hoseok ile çorba malzemeleri alırız."

  Jin de Namjoon'u çekiştirdi.

"Biz de eczaneye gideriz o zaman."

Taehyung da telefonundan satte bakıp iç çekti.

"Benimde dışarıda bir kaç işim var, çok geç olmadan gelirim. Gerisini siz halledersiniz değil mi?"

Jungkook diğerlerini omuzlarından itip aşşağı kata kadar indirdi.

"Hallederiz merak etmeyin siz."

Jin arkasını dönüp işaret parmağını Jungkook'a doğrulttu.

"Bana bak geldiğimde Jimin'i tek parça olarak görmek istiyorum ona göre!"

  Jungkook göz devirdi ve Jin'in parmağını indirdi.

"Yemeyeceğim onu ya."

"Bakışların hiç öyle demiyor."

Jungkook Jin'i omuzlarından ittirdi ve hepsinin evin dışında kalmasını sağladı böylelikle. Gülümseyip elini salladı beşliye.

"Görüşürüz!"

Jungkook nefesini dışarı verip kapının yanındaki aynadan saçlarını eliyle düzeltip  kendine çeki düzen verdi. Sehpadaki vazodan bir gülü alıp dişlerinin arasına yerleştirip sırıttı. Üst kata ağır adımlarla ilerleyip Jimin'in odasına gelince kapıyı tıklattı.

"Niye tıklatıyorsun gir işte."

Jungkook içeri girip sırıtarak Jimin'e bakmaya başladı. Ağzındaki gülü Jimin'e doğru fırlatıp saçlarını geriye ittirdi.

"Şimdi yalnız kaldık güzelim."

Jimin göz devirip alnındaki bezi kovaya bıraktı.

"Sapıkmış gibi konuşma."

  Jungkook yatağa oturup bezi tazelemeye başladı.

"Sapığım ama senin sapığın."

"Ne diyorsun ya?"

  Jungkook, Jimin'in alnına bezi yerleştirip gülümsedi.

"Hiçbir şey."

Jimin yatakta yatarken Jungkook onu bir film izler gibi izliyordu. Jimin kaşlarını çatıp Jungkook'a döndü.

"Niye beni yiyecekmiş gibi bakıyorsun?"

"Öyle bakmıyorum ama seni yiyebilirim."

"Ne saç- Ahh yanağım!"

  Jungkook, Jimin'in lafını tamamlamasına izin vermeden hasta olmasından dolayı al al olmuş yanağını ısırdı. Jimin bir eliyle yanağını tutarken bir eliyle Jungkook'u pataklıyordu.

"Niye ısırıyorsun, Canım çok yandı!"

Jungkook gülüp Jimin'in elini yanağından çekip küçük bir buse kondurdu oraya. Jimin şaşkın şaşkın bakarken kıkırdadı.

"Öpünce geçer derler."















Hellöğ

Jimin'in babalarını öldü sanmıştınız değil mi?

Jungkook hasta çocuktan yararlanmaya çalışma be





Diğer bölümlerde görüşürüz, Jikook'la kalın ❣️❣️

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

138K 12.2K 20
tamamlandı ✔️ Kızıl güneş doğdu dünyaya, dökülen kanların imgesi. Ve bir bebek düştü dünyaya, ihanetin son bekçisi. jjk+pjm
1.5K 148 23
Dünya'da güçleri olan yedi harika insan #taejin #jikook #sope #chanbeak #17 Sıra #Taejin 14.02.2024 #4 Sıra #Taejin 16.02.2024
55.3K 3.4K 11
Jimin'i terk eden küçük sevgilisi yıllar sonra geri döner. [Tamamlandı.]
9K 935 17
(TAMAMLANDI) Bizim için hiç umut yok. (all the king's men | yoonkook)