Bu hikayem diğer hikayemden daha çok sevildi anlaşılan 😀
Ne dersin @mlseia 🤭
Sınır olmadan 11 Beğeni ve 27 yorum olmuş.
Yorum yapan ve yıldıza basan herkese çok teşekkür ederimmm💕💕
Diğer hikayeme de bakın derim. Pişman olmayacaksınız 😍
Profilimden ulaşabilirsiniz.
Medyada resmî var🤩
Keyifli okumalar 💋
Nefes duydukları karşısında vücudu buz kesmişti. Eli ayağı titiryordu resmen.
Ne saçmalıyordu bu adam!
Nefes Tahir'in yanından ayrılıp ablasının yanına geçti.
Tahir de sırıtarak izliyordu Nefes'i. Çok tatlıydı bu kız. Yanından uzaklaşmasına ister istemez bozulmuştu. Sinir bozukluğuyla davetlilerin yanına gitti.
...
Zaman hızlı akmıştı. Davetliler mekânı boşaltmış sadece düğün sahipleri kalmıştı.
Nefes düğün boyunca Tahir'den kaçmıştı. Tahir de inatla onu takip etmişti. Herkesin gözü zaten Nefes'teydi. Hep bir adım gerisinde gezmişti ve yanına gelmek isteyen herkesi engellemişti.
Şimdi de dağılacaklardı ama hep iç içe olacaklardı.
Asiye ve Mustafa'ya bir hediyesi vardı Tahir'in. Abisi mutluluğa adım attıysa arkasında duracaktı ve her şeyi eksiksiz yapacaktı.
Düğünü yapmasındaki amaç da buydu.
Hepsi kapının orda toplanmış duruyorlardı. Nefes Asiye'nin koluna girmiş başını da omzuna koymuş öylece duruyordu. Tahir de yanlarına gitti ve tam Nefes'in karşısında durdu.
"Herkes gitti abi. Biz de çıkalım artık."
"Tamam Tahir. Son kontrolleri yaptın değil mi?"
"Evet abi. Siz çıkarsınız ben Nefes'i bırakırım evine."
"Nefes bizimle kalacak Tahir. Bizimle gider."
Tahir duyduğu şeylerle sırıtmaya başladı.
"Ama siz eve gitmiyorsunuz yenge."
"Abla?"
"Mustafa?"
"Eve gidiyoruz hayatım. Ne saçmalıyorsun Tahir?" Dedi Mustafa dişlerini sıkarak.
Kardeşinin tehlikeli biri olduğunu biliyordu ama ona baldızını yem edemezdi. Kardeşinin aklından geçenleri tahmin edebiliyordu.
Çoğu kızla ,ilişkiye girmese bile, gönül eğlendirmişti. Tabi ki arkasını da Mustafa toplamıştı ve Asiye'ye söz vermişti. Nefes'i herkesten koruyacak onu kardeşi bilecekti. Gerekirse ki gerekecek gibiydi. Tahir'den de koruyacaktı.
"Dur abi ya. Ben gelin almaya falan katılmadım biliyorsun size düğün hediyem. Balayına gidiyorsunuz. Nefes de bana gelsin, sizin de aklınız kalmamış olur."
"Olmaz! Ben evime geçeyim abla siz tatilden geldikten sonra gelirim."
"Sen bizim eve geç baldız. Ben o evi boşalttırdım."
"Ne! Belki kabul etmeyecektim! Neden yaptın ki?" Dedi Nefes sinirle.
"Biz Tahir'le zor şeyler yaşadık ve beraberce kalktık üstünden. Siz de zor şeyler yaşamışsınız ve Asiye çok dert ediyordu. Senin yalnız kalmanı istemiyordu. Bizim oradan bir ev alacaktım ama yakında yoktu. Ben de böyle düşündüm."
"Iyi düşünmüşsün. O zaman biz gidelim sen de orada kal. Zaten her şey hazır. Kendi evin zaten." Dedi Asiye kardeşini rahatlatmak amacıyla.
"Kıyafetlerim?"
"Arabada kutulu bir şekilde duruyor."
Nefes olumlu anlamda başını salladı.
"Hadi gidelim o zaman. Seni de eve bırakırız."
"Olmaz abi siz gidin ben bırakırım. Siz direk havaalanına geçin şimdi yetişemezsiniz."
"Sen gel benimle." Dedi Mustafa sinirle.
Tahir şaşkınca abisinin arkasından gitti. Nefes de hemen ablasına baktı.
"Kuzum iyi misin?"
"Abla ben onunla gitmek istemiyorum."
"Sadece seni bırakacak bebeğim başka bir şey yok. Hem yarında işe gideceksin."
"Off! Ben o adamı hiç sevmedim. Uyuzun teki.''
"Çok görmezsin merak etme. Kapıyı kilitle otur. Tamam mı?"
"Tamam ama hemen gelin." Dedi ve sıkıca ablasına sarıldı.
Onlar sevgi yumağı halinde birbirlerine sarılırken Mustafa ve Tahir cephesinde durumlar farklıydı.
"Amacın ne Tahir?"
"Ne amacı abi?"
"Bizi tatile yollamalar, Nefes'i eve bırakma çabaları? Ne oluyor anlat!"
"Bir şey olduğu yok. Sadece yengemin kardeşine centilmence bir şeyler teklif ediyorum."
"Tahir! Herkesi buna ikna edebilirsin ama beni asla! Dökül!"
"Şimdilik bir şey yok abi. Sadece yanımda olması hoşuma gidiyor.'' Dedi Tahir serserice sırıtarak.
Mustafa Tahir'in ceketinin yakasından tutarak kendine çekti.
"Eğer Nefes'e maddi manevi bir zarar verirsen kardeşim falan dinlemem Tahir!"
"Abi çok fazla abartıyorsun!"
"Hayır. Nefes herhangi bir kız değil. Asiye'nin canı. Asiye ise benim canım Tahir. Canımın canını yakarsan canını yok ederim! Bilmiş ol!"
Mustafa sinirle Asiye'gilin yanına döndü. Tahir ise şaşkınca duruyordu.
Abisi ilk defa kendisine bu kadar sert davranmıştı ve bu iyi bir şey değildi. Asla abisini karşısına alamazdı.
Ne Nefes'i bırakacaktı ne de abisiyle kötü olacaktı! Bir yolunu bulacaktı! İkisinden de vazgeçemezdi.
Sinirle onların yanına ilerledi.
"Anahtarı vereyim ben sana."
"Ben de kalsın. Siz gelince beraber geçersiniz şimdi nereden bilecek ne nerde?"
"Güzel fikir aslın da hem de yalnız kalmamış olursun."
Asiye mutlulukla Nefes'e bakıyordu. Nefes böyle bir şey istemesede kabul etmekten başka şansı yoktu. O eve ablası olmadan girmek saçma olurdu ama tanımadığı bir adamın evinde kalmak...
Kafası çok karışmıştı ama Tahir ile kalmak istemiyordu. Lâkin otele gidebilirdi. Ablasına da anlaşamadıklarını söylerdi ve anahtar olmadığı için de eve giremediğini.
"Tamam bana uyar. Hadi gidelim o zaman." Dedi gülümseyerek.
Tahir de hoşnut olmuş bir şekilde gülümsüyordu. Ona hayır diyen hiçbir kız olmamaıştı ki zaten.
"Nefes'in kıyafetlerini vereyim ben o zaman." Dedi Mustafa ve Asiye ile birlikte kapıya doğru ilerlediler.
Nefes de ilerleyecekti ki Tahir kolunu tuttu.
Nefes Tahir'in eline bakıp kafasını 'Ne var?' anlamında salladı.
"Kabul edeceğini düşünmemiştim. Beni şaşırttın yeşillik!"
"Hayır, kabuk etmedim!" Diyerek kolunu kurtarıp ablasıgilin ardından gitti.
Tahir olduğu yerde kalmıştı. Onunla kimse oyun oynayamazdı! Özellikle de bir kadın!
Hızlıca Nefes'in arkasından ilerledi. Ablası ile birbirlerine sarılıyorlardı. Ayrıldıklarında Asiye Tahir'in yanına ilerledi.
"Merhaba Tahir."
Başını sallamakla yetindi Tahir sadece.
"Kardeşim sana emanet. O benim her şeyim, ailemden kalan tek şey. Ona bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum. Onu koru olur mu?"
"Olur da biz..."
"Bilmiyor. Sizin mafya olduğunuzu bilmiyor."
"Tamam merak etme ona bir şey olmasına izin vermeyeceğim."
Asiye gülümseyerek kocasının yanına ilerledi.
Tahir ise yeni yeni anlıyordu abisinin neden böyle bir tepki verdiğini.
Nefes bilmiyordu. Bu câmia yeteri kadar tehlikeliydi ve bilmemek...
Ölüme yürümekti bu.
Ne olursa olsun ona zarar gelmesine izin vermeyecekti. Gerekirse gölgesi gibi arkasında dolanacaktı.
Onların yanına ilerledi. İlk önce Asiye ve Mustafa'yı yolcu etti Nefes ve Tahir. Ardından Tahir'in arabasına geçtiler.
Tahir ve Mustafa'nın şoförleri vardı. Özel zamanlar dışında hep şoför kullanıyorlardı.
Bugün de öyleydi. Nefes'in kıyafetlerini şoförler Tahir'in arabasına koymuşlardı.
Tahir önce Nefes'in oturması için kapıyı açtı Nefes oturunca o da kendi yerine oturdu.
Nefes'e tedirgindi. Bilmediği bir adamla bilinmezliğe gidiyor gibi hissediyordu kendini.
"Iyi misin hayatım?"
Tahir Nefes'in tedirginliğini anlamış ve ona soru yöneltmişti. Nefes ise yolu izlemeye devam ediyordu.
Tahir sinirle Nefes'in kolunu tuttu ve kendine çevirdi.
"Noldu beni takmıyor musun artık?"
"Ne saçmalıyorsun?"
"Sana soru sordum ama cevap vermedin!"
"Nefes mi dedin de cevap vereceğim?"
"Hayatımsın bunu anlaşan iyi edersin." Dedi Tahir sinirle.
"Yeşilliğe ne oldu?"
"Tatile çıktı. Gel bakayım yamacıma."
Tahir kolunu Nefes'in omzuna attı ve Nefes'i kendine çekti.
"Anlat hadi."
"Ne anlatayım?"
"Neler yaparsın? Nelerden hoşlanırsın? Anlat işte."
"Niye?"
Tahir artık resmen dolmuştu. Her sorduğu şeye soruyla cevap veriyordu.
"Ben anlat diyorsam anlat! SORGULAMA!"
"NE YAPARSIN? SEN DE Mİ DÖVERSİN BENİ?"
...
Bu bölümde burada biter...
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın...
😘😘😘