Love Scenario ∥JenKai∥

By j0nginned

20.8K 1.4K 9.1K

İki tarafın da çıkarları doğrultusunda sahte bir aşk senaryosu oluşturmaya karar veren Jennie ve Kai zamanla... More

Beginning of the Game(1x1)
How to Mess Up a Plan(1x2)
Behind the Scenes (1x3)
You Broke Me First (1x4)
Karma is Always Gonna Chase Him For His Lies (1x5)
The Chaotic Tour (1x6)
Lost with Him (1x7)
After a Tiring Day (1x8)
Shattered (1x9)
Hatred and Love (1x10)
Overwhelming Need to Disappear (1x11)
You Make Me Feel Like I'm Free Again (1x12)
Just a Normal Party (2x1)
Safe Zone (2x2)
The Cherry Juice (2x3)
bölüm değil
It's the Love Shot(2x5)
Dread (2x6)
bölüm değil ama lütfen okuyun
Regret for Love (2x7)
Blazing Up (2x8)
Loving You Like a Fool (2x9)
They Don't Know About Us (2x10)
Birthday Party (3x1)
Fear of Losing Him (3x2)
Love You Forever (3x3)
It's a Beautiful Night (End)

Guilty Conscience (2x4)

638 57 134
By j0nginned

HEY

NORMALDE OY SINIRI DOLMAMIŞTI AMA İKİ OY KALDIĞI İÇİN YAYINLADIM NORMALDE YAYINLAMAYACAKTIM ÇÜNKÜ OKUNMA SAYISIYLA OY SAYISI GERÇEKTEN ÇOK DÜŞÜK,SONUÇTA YAZARKEN BELLİ BİR EMEK VERDİĞİME GÖRE BUNUN KARŞILIĞINI KÜÇÜK BİR OYLA ALMAK İSTİYORUM DOĞAL OLARAK :(

BİR SONRAKİ BÖLÜMÜ YAYINLAMAM İÇİN DE OY SINIRI 25 LÜTFEN HAYALET OKUYUCU OLMAYIN LÜTFENN


Sabah korkutucu bir baş ağrısıyla uyanmış olmam şimdiden tüm enerjimi sömürmüştü.Aynı zamanda boynum da inanılmaz bir şekilde ağrıyordu.

Bir elimle boynumu ovuştururken diğer elimle yanımda derin bir uykuda olan Jongin'i dürtükledim.

Tepki vermediğinde biraz daha sert bir şekilde dürtüp yine vermediğinde bu sefer sarsmaya başladım. "Nini çok uykucusun!"

Hâlâ tepkisiz bir şekilde uyuduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çatıp yüzüne dokundum,yanıyordu resmen.

Ateşini kontrol ettiğimde gerçekten de ateşler içinde yandığını fark etmiş olmam birazcık suçlu hissetmeme sebep olmuştu.

Üstünü açtıktan sonra daha şefkatli bir şekilde onu uyandırmaya çalıştım. "Jongin?"

Biraz uğraştan sonra sonunda yavaşça gözlerini aralamıştı.

"Hastaneye gidelim."

Kalkar kalkmaz böyle çıkışmış olmamla doğal olarak bir anlığına afallamıştı,kaşlarını çattı. "Neden?Bu arada çok cimrisin,evini hiç ısıtmıyorsun."

"Ev soğuk değil,senin ateşin var?"

Yerinde doğrulup saati kontrol ettikten sonra bir çocuk gibi masum masum etrafına bakındı. "İyileşirim sorun yok."

"Daha hızlı iyileşmen için gidelim diyorum zaten."

"Gerek yok."

Hiç aldırış etmeden yataktan kalktığında bugün tekrardan inatlaşacağımızı anladım.

Üstümü değiştirdikten sonra mutfağa yiyecek bir şeyler hazırlamak için gittiğimde onun da arkamda durup beni izlediğini fark etmiştim.Dönüp tek kaşımı kaldırıp baktığımda küçük bir tebessüm etti. "Yardım edeyim mi?"

"Pişen pankekleri kontrol edebilirsin."

Sorunsuz bir şekilde masayı hazırladığımızda ilk kez kavga etmeden bir iş başardığımıza sevinmiştim.

Masaya oturduğumuzdan beri ateşini kontrol etmeden duramıyordum.Tekrardan kontrol etmek için elimi uzattığında başını geri çektikten sonra derin bir iç çekti.

"Jennie iyiyim ben."

Nedenini bilmediğim bir şekilde çok mutsuz hissediyordum kendimi.Onun hastalanmasının bütün işlerimden daha önemli bir yer edinmiş olmasına inanamıyordum,hayatımda fazlasıyla önemli bir yer edinmişti.

Tek istediğim onu ona karşı gelebilecek en ufak bir kötülükten bile korumaktı.

Ağzına kocaman bir çileği attıktan sonra konuşmaya çalıştı. "Baekhyun Hyung ve Sehun ile Leo hakkında konuşmaya gideceğiz,konuyu öğrenmiş olursun."

"Dinlenmen gerekiyor,her türlü öğrenirim ben."

"Jennie kendimi iyi hissediyorum annem gibi davranma."

Derin bir nefes verip başımı iki yana salladım. "Çok yoruyorsun beni."

"Üstelik akşama konser var." Kahvesinden bir yudum alıp devam etti. "İyi olmam lazım."

"O zaman konsere kadar dinl—"

"Hayır."

Tek sorun şuydu ki çok ama çok inatçıydı...kendim de inatçı birisi olduğum için karşılıklı inatlaşmalarımız asla bitmiyordu.

Kahvaltıdan sonra dinlenmesi için her ne kadar ısrar etmiş olsam da sözümü dinlememişti.

Baekhyun ve Sehun ile konuşmak için belirlediğimiz kafeye gittiğimizde Sehun'u bir masada tek başına otururken bulmuştuk.

Yanına ilerleyip masaya yerleştiğimizde Sehun bizi hiç umursamayıp başını telefondan kaldırmamıştı bile.

Jongin kaşlarını çattı ve elini Sehun'un önünde salladı. "Biz geldik."

Sehun telefonunu bırakıp kenara koyunca her zamanki bakışlarıyla bir bana bir de Jongin'e baktı.

"Baekhyun nerede Sehun?"

"Gelemeyeceğini söyleyip konuşma görevini bana verdi."

"İşte şimdi bittik."

Biz Sehun'un konuşmaya başlamasını beklerken o bizimle asla ilgilenmedi.Bir süre sonra önüne çeşit çeşit tatlılar ve kahve gelmişti.

Biz Jongin ile bakışıp ne yaptığını anlamaya çalışırken o hiçbir şey söylemeden gayet rahat bir şekilde hepsinden teker teker yemeye başladı.

Ona bakışlarımızı fark ettiğinde duraksadı ve kaşlarını çatıp sorgularca bakmaya başladı. "Ne?"

"Şu an seni yollayıp Baekhyun Hyung'u almak için her şeyi yapabilirim."

"Ben de seni yollamak istiyorum karşılığında bir şey almasam da olur."

"Sen öyle dedin ya hemen gidiyorum bak."

İkisi çocukça bir kavgaya başladığında bıkkınlıkla nefesimi verip elimi alnıma yasladım. "Kesin şunu."

"Jongin seni çok fena döverim."

Kaşlarımı çatıp bu sefer ben sesimi yükseltmeye başladım. "Zaten hasta,ne istiyorsun ondan?"

"Susmasını."

"Sehun şu meseleyi düzgünce konuşabilir miyiz artık?"

Sehun tam karşı çıkacağı sırada Jongin sesi çok fazla çıkmasa da kendini zorlayarak araya girdi. "Jane ve Leo ortaklarmış eskiden."

Şaşkınlıktan ağzımın açık kaldığını fark ettiğimde hemen kapayıp karşılık verdim. "Ciddi misin?"

"Evet,resmen bizimle uğraşmak için ortak olmuşlar."

"İnanamıyorum."

Sehun büyük bir iştahla tatlısını yerken araya girdi. "Jane Leo'ya aşık olmuş ama sonrasında Leo'nun sana takıntılı olmasını hazmedememiş ve tekrardan unuttuğu Jongin'e aşıkmış gibi davranmaya başlamış— neyse kısa kesiyorum anlaşamamaya başlayınca Jane bu işten ayrılmak istemiş ama Leo izin vermemiş.Son zamanlarda Jane inatla olaydan çekilmeye çalışıyormuş ve sonrasında başına da bu gelmiş."

"Jane şu anda Leo ile iletişimini kesmeye çalışıyor,öyle mi?"

"Evet öyle.Leo'nun tehlikeli olduğunu söylüyoruz çünkü daha önce yaptığı ve üstü kapatılan birçok şey var."

Derince içimi çekip başımı iki yana salladım. "Sırf sözde itibarı yüksek birisi olduğu için suçları örtülüyor..."

Jongin hafif kısılmış sesiyle mırıldandı. "Birleştiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok."

"Hyung doğru söylüyor.Bu arada Jennie—"

Sehun pis pis sırıtmaya başladığında Jongin kaşlarını çattı ve Sehun'a öyle bir vurdu ki çıkan ses yankılandı.

Sehun söylenerek omzunu ovuştururken Jongin geri yerine oturup hiçbir şey olmamış gibi bana döndü. "Akşamki konsere sen de gelmek ister misin?Çok fazla kaygılı olduğum bir dönemdeyim gelirsen desteğini hissederim ve güzel olur."

"Gelirim tabii." Hâlâ söylenen Sehun'a baktım ve sonra geri Jongin'e dönüp kıkırdamaya başladım. "Uğruna çocuğu dövdüğün şey bu muydu?"

"Hak ettiğinde dövüyorum,o da dövüyor."

"Gerçekten tuhafsınız..."

Sehun yiyeceklerini sonunda bitirdiğinde kalkıp etrafın sakin olmasından yararlanarak dolaşmaya başladık.Daha doğrusu yediklerini yakmak için Sehun'dan çıkan bir fikirdi bu.Üstelik biz hiçbir şey sipariş etmemiş olsak da bütün yediklerini bize ödetmişti.

"Birazdan provaya gitmemiz gerekecek Sehun,biliyorsun değil mi?

"Aynen."

"Provaya sizinle gelemeyeceğim çünkü hazır değilim."

Önümde yan yana yürüyen Sehun ve Jongin duraksayıp aynı anda bana dönüp tuhaf bir şey demişim gibi bakmaya başladılar.

"Kız arkadaşın hazır değilken bile Channel mi giyiniyor Kai?"

Kaşlarımı çatıp kazağıma baktım. "Sadece çantam,kazağım ve pantolonum Channel?Ha bir de ceketim."

İkisi de hâlâ tuhaf bir şey görmüş gibi bakmayı sürdürürken derince içimi çektim. "Çocuklar gerçekten hazır değilim,üstelik Kuma'yı oyun parkına bıraktıktan sonra Kai'yi yürüyüşe çıkarmam gerek."

"Kai'yi neden yürüyüşe çıkarıyorsun ki köpek falan mı bu?"

"Evet."

Sehun bir anlık duraksadıktan sonra kahkaha atmaya başladı. "Evet öyle ama senin de kabul etmeni beklemiyordum."

Jongin göz devirdikten sonra "Gerçekten de öyle,aptal." diye tısladı.

"Kendin de mi kabul ediyorsun?"

"Sehun,köpeğimin adı Kai."

"Bir insan neden sevgilisini köpeği olarak ilan eder ki?"

Bıkkınlıkla gözlerimi kapadım ve daha sert bir tonda cevap verdim. "Sehun iki tane köpeğim var birisinin adı Kuma diğerinin adı da Kai,bildiğimiz köpek,havlıyor yani."

"Kuma da kim ya,bu da havlı—"

Jongin kısık sesine rağmen bağırdığında Sehun bir çocuk gibi arkama saklanmıştı. "Ben değil,kızın köpeğinin adı Kai bunda anlamayacak ne var?!"

"Tamam kavgaya başlamayın yine."

Sehun'u arkada bırakıp Jongin'in yanına geçtim ve ilerlemeye başladım.

"Neden herkes bana kötü davranıyor?" Sehun'a hiç aldırış etmeden ellerimi ısıtmak için ceketimin cebine sokup Jongin'e döndüm. "Bu arada senin Leo ile bir meselen vardı ya,hâlâ anlatmadın?"

Jongin'in yürüyüş temposu biraz düştü ve düşünceli bir şekilde bana baktı. "Anlatmasam?"

"Leo ile eskiden dostlarmış."

Kaşlarımı çattım ve yerimde durup bir Sehun'a bir de Jongin'e baktım.

"Jennie o öyle değil— Anlatmasam?"

İçime doluşan öfke dalgalarını bastırmak için yumruklarımı sıkarken dişlerimi sıkarak konuştum.

"Demek eski dostundu ve anlatacağım anlatacağım diyip son anda anlatmak istemiyorsun...beni sinir etmek için mi geldin dünyaya?"

"Jennie o öyle değil."

"Gayet de dostlarmış sonra Jongin buna ihanet—"

"Sehun!"

Jongin'in azarlar gibi Sehun'a bağırmasından sonra ben de Jongin'e bağırmaya başladım. "Ne bağırıyorsun ya?O söylemese mesele hakkında hiçbir şey öğrenemeyeceğim!Son anda hiçbir şey olmamış gibi kapatıyorsun konuyu,hem de Leo gibi bir konuyu.Sana olan tüm güvenim boşaymış!"

Mahcup bir şekilde yüzüme bakarken bana doğru bir adım atıp elini bana doğru uzatmasıyla büyük bir hızla geri çekildim. "Uzak dur benden!"

"Jennie yapma lütfen üzülüyorum."

"Leo hakkında çok şey bilip benden sakladığında ben üzülmüyor muyum?"

"Hazır hissetmiyorum."

"Ne yaptın sanki ya adam mı öldürdün,söylemesi bu kadar zor olan şey ne?!"

Hâlâ masum masum bakıp saçlarını kaşırken mırıldandı. "Kızmasan?"

"Kızmasan mı?" Küçük bir kahkaha attım. "Kızmasan...bu kadar kolay ya ben nasıl akıl edemedim?Jongin sana şu anda çok sinir oluyorum ve görmek istemiyorum seni."

Bir adım daha geri attım ve ilk kez ona bağırdıktan sonra üzülmüş gibi görünen Jongin'e son bir bakış attım. "Bana gerçekten güvenseydin gözün kapalı anlatırdın her şeyi."

"Sana gerçekten güveniyorum ama anlatamayacağım."

"Daha fazla duymak istemiyorum gerçekten."

Arkamı dönüp tüm hızımla oradan uzaklaştıktan sonra Jongin ilginç bir şekilde ne aramıştı ne de mesaj atmıştı.

Konsere diğer üyeler için gitmek istiyordum ama bu onu onun için geldiğimi düşünebileceği için bir yandan da istemiyordum.

Akşam kafamı dağıtmak için Lisa'yı yemek yemeye çıkarmıştım.O karşımda büyük bir iştahla kocaman hamburgeri ısırmaya çalışırken ben çatalımla oynayarak yiyormuş görünümü vermeye çalışıyordum.

"Sen neden gitmedin konsere?"

"Sehun sevgilim değil ki,ilk başlardan şımartamam?"

Mantıklı açıklamasıyla gülümseyip başımı salladıktan sonra içeceğimden bir yudum aldım.

Jongin'e çok sert davranıp davranmadığım hakkında kendi kendimi yiyip bitiriyordum.Yaptığına kesinlikle çok sinirliydim ama direkt sert bir şekilde karşı çıkmış olmaktan pişmandım.Ona son baktığımda ise gerçekten üzülmüş gibi görünüyordu,kalbini kırmış olma düşüncesi beni bitiriyordu.

Üstelik konsere gitmemiş olmaktan da bir yandan pişmandım.Sonuçta hastalanmıştı ve ona elimden geldiği kadar göz kulak olmaya çalışıyordum.

"Düşünceli görünüyorsun."

"Değilim." Gülümseyip moralimin bozuk olmadığını düşündürmek için neşeliymiş gibi görünmeye çalıştım.

"Jongin'in seni çağıracağını düşünmüştüm."

"Çağırdı zaten."

Açıklamamak için ağzıma patates doluşturmuş olsam da o art arda sorularını yöneltmekten vazgeçmedi.

"Çağırdı mı?O zaman neden gitmedin?Kavga mı ettiniz?Yoksa başkasını mı götürdü?Hem yemeğini neden hiç yemedin?"

Patatesleri sonunda yutabildiğimde geçiştirmek için kaçamak bir cevap verdim. "Canım istemedi."

"Yalan söylüyorsun."

"Söylemiyorum."

"Söylüyorsun."

"Söyle—"

Telefonumun çalması bu saçma kavgayı sonlandırmıştı.Arayan Junmyeon'du,konser saatinde beni neden arıyor olabilirdi ki?

"Selam?"

"Jennie neredesin?"

Kaşlarımı çattım ve bir anlığına duraksadım. "Lisa ile bir kafede oturuyorum,noldu?"

"Gelme ihtimalin var mı?Çok acil."

"Kötü bir şey mi oldu?"

"Sanırım Jongin'i hastaneye yatıracağız,gelmen gerekiyor."

Bir anlık aşırı tepkimle ayağı fırladım ve "Hastaneye mi?" diye ciyakladım.Ani kalkışım yüzünden Lisa'nın kolası üstüne dökülmüştü.

Bu sefer Lisa da ciyaklayarak ayağa kalktı. "Yavaş ya yavaş!Hem ne hastanesi?"

"Çok fazla ateşi var ve bilinci gidip geliyor.Ara sıra gözlerini açıp bizimle konuşuyor sonra tekrar gidiyor.Az önce Jennie en önde bizi izliyordu dedi,en önden izliyor olman düşüncesi tuhaf geldi ama yine de burada olabileceğini düşündük."

"Yok değilim ama hemen geliyorum." Ceketimi,çantamı,bir de Lisa'yı alıp hesabı ödedikten sonra büyük bir hızla kafeden çıktım.

"Nolmuş?"

"Soru soracak zaman değil."

Bir taksi durdurup trafiğin yoğun olmamasından yararlanarak olabildiğince hızlı bir şekilde konser alanına gitmiştik.Labirent gibi olan arka kapılardan geçtikten sonra ise yanlarına varabilmeyi başarmıştık.

Jongin pek de büyük olmayan bir koltukta kıvrılmış baygın bir şekilde yatıyordu.Yüzü hiç olmadığı kadar solgun görünüyordu,elleri kendini ısıtma içgüdüsüyle kollarının üzerindeydi.

Ona bağırdığım için hissettiğim suçluluk hissini şu anda zirvede yaşıyordum.

Diğer üyeler etrafında pervane olup onunla ilgilense de sanırım o hâlâ baygındı.

Tedirgin bir şekilde yanına ilerleyip diz çöktüm.Ellerimi ellerinin üzerine koyduğumda ellerinin buz gibi olduğunu fark ettim,o belki hissetmese de ellerini ellerimin arasına alıp kendimce ısıtmaya çalıştım.

"Nini?"

Bir elimi saçlarına geçirip gezdirirken titrek bir sesle tekrar ettim. "Nini?Aç gözlerini Nini."

"Jennie çok yanaşma istersen sen de hastalanma."

Uyarılara aldırış etmeden kollarımı ona sıkı sıkı sarılıp sarılmaya başladım.

"Uyan artık Nini."

Jongin bir süre sonra yaşam belirtisi verdiğinde azıcık da olsa içim rahatlamıştı.Hâlâ bilinci tam olarak açık olmasa da uykusunda anlamayacağım bir şekilde sayıklıyordu.

Junmyeon odaya geldiğinde etrafımızdaki üyeleri kenara çektikten sonra başımda durup bir elini omzuma koydu. "Güzelim şimdi arabayı hazırlattım hastaneye götüreceğiz,sakın korkma."

Chanyeol'un kalkmam için uzattığı elini tutup kalktıktan sonra umutsuzca Junmyeon'a baktım. "Ben de gelsem?"

"Jen boşuna yorulma.Jisoo Unnien gelecek şimdi,hep birlikte yurda gidin siz.Ben seni sürekli bilgilendireceğim merak etme,korkulacak bir şey yok.Jongin'in bünyesi zayıf olduğu için sık hastalanıyor,bugünkünde de konser sırasında ateşi fazla fırlamış olmalı,üstüne de kendini yormaya devam ettiği için böyle olmuştur."

"Yurtta bekleyemem ben,lütfen geleyim,nolur."

"Jen-"

"Hastaneye gelmeme izin vermezseniz yurda da gitmem beklerim dışarıda."

İnatçılığım sayesinde Junmyeon'u ikna etmeyi başarabilmiştim.Hastanede Jongin'i yatırıp ilgilenildikten sonra durumunun iyi olduğunu ve korkulacak bir şey olmadığını söylemişlerdi.Fakat bunlar bile rahatlamam için yeterli değildi.

Kendimi hiç olmadığı kadar suçlu hissediyordum.

Minseok ile hastane koridorunda bitik bir hâlde beklerken etrafta dolanmayı bırakıp bana döndü ve sessizliği bozdu. "Bilinci kapalıyken bile ismini söyleyip durdu."

Bir anlığına duraksadıktan sonra her ne kadar gülümseyecek duruma olmasam da yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim. "Sadece ismimi mi söyledi?"

"Yani gerisini anlamadık.Onunla bu konuyu özel olarak hiç konuşmadım ama gözlemlerime göre onun için fazlasıyla özelsin."

"Öyle miyim?"

Şaşkınlığımı gizlemeye çalışmak oldukça zordu.En büyükleri ve sanırım en olgunları olan  Minseok'dan bunları duymak bir anlığına tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu,çok tuhaf hissediyordum.

Küçük sessizliğimizi yanıma koşturarak gelen Lisa bozdu. "Jennie Unnie!"

"Noldu?"

Tökezleyip düşecek gibi olduktan sonra önümdeki sandalyeye soluk soluğa attı kendini. "Söylemenin sırası mı bilmiyorum ama-"

"Lisa söylesene noldu?Alıştım artık çekinme söylerken."

"Unnie sen gittiğimiz davette telefonunu düşürmüştün sanırım..."

Elimi yanağıma koyup kısa bir süre düşündükten sonra onayladım. "Evet de sen nereden biliyorsun?"

"Unnie birisi telefonunu almış ve yazışmalarını yayıyor,ortalık sallanıyor şu anda."

TEKRARDAN SELAMM

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ GÖRÜŞLERİNİZİ VE TEORİLERİNİZİ BEKLİYORUM :3

BU ARADA MEDYAYA KAYDETTİĞİM BAZI JENKAI EDİTLERİNİ KOYUYORUM BELKİ HOŞUNUZA GİDİYORDUR.İKİ BÖLÜMDÜR ÇOK ŞİRİN EDİTLER KOYUYORUM BÖLÜMÜN GİDİŞATINA GÖRE AMA İLERİDE KOYACAĞIM BAZILARI VAR Kİİİİ...İZLERKEN NEFES ALAMAMIŞTIM FDKLJGNFDLKGDGN

KENDİNİZE DİKKAT EDİN ÖPTÜMM <3

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 354 10
Mark Lee her an ölüm korkusunu hissetmekten, artık ölümü beklemekten bıkmıştı. mark lee fanfiction [completed] angst au¡ • book cover by @_moonnlight...
390K 35.9K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
89.2K 6.5K 24
"Sana bir soru sorabilir miyim?" "Evet, tabii." "Sen benim babamsın, değil mi?" "Evet, öyleyim." "Peki, benim annem nerede?" Commuovere (İtalyanca); ...
11.7K 1K 21
'beni bu şehirden nefret ettirdin...' - ●tamamlandı● - ---- başlangıç: 23.02.2022 bitiş: 15.08.2023 #1 eremika •28.06.22 •03.07.22 •24.01.23 •10.03.2...